‘Bilinçli kadın için sezaryen seçenek değil’

Son günlerde tartışılan sezaryen ve normal doğumu bu hafta sayfamıza taşımak, bir uzmanla konuyu enine boyuna değerlendirmek istedik. Ebelik alanında oldukça deneyimi olan, üniversitelerde kürsü kuruculuğu yapmış, önemli görevlerde bulunmuş olan Doç. Dr. Nazan Karahan sorularımızı yanıtladı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ebelik Bölüm Başkanı, Ebeler Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Nazan Karahan, anne adaylarının, normal doğumun faydaları konusunda yeterince bilgilendirildiği sezaryen doğumu bir doğum şekli seçeneği olarak görmekten vazgeçeceğine inandığını söyledi.

Karahan şöyle konuştu:

“Ayrıca doğum sürecinin kendi akışı içinde ilerleyebilmesi için anne adayının güvende hissetmeye, saygıya, mahremiyetinin korunmasına, hareket özgürlüğüne, sürekli fiziksel ve duygusal desteğe yani kısaca olumlu ve güvenli bir doğum ortamına ihtiyacı vardır.”

Sezaryen ile doğumun anne ve bebek üzerinde yarattığı olumsuz etkileri anlatan Karahan, bazı durumlarda ise sezaryenin gerekli olduğunu unutmamak gerektiğini vurguladı. Normal doğum yapmayı ‘başarı’ya odaklamanın, tıbbi gerekçelerle sezaryen gereken kadınların başarısız ve suçlu hissetmesine, anne ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine yol açabileceği uyarısında bulundu. Sözü kendisine bırakıyoruz:

Nazan Karahan

ANNE EĞİTİMLE DOĞUMA HAZIRLANMALI

- Son yıllarda sezaryenle doğum yapmak sanki moda oldu. Karşılaştırma yaparsak normal doğum çok mu zor, sezaryenin anne sağlığına etkileri nedir?

-Ne yazık ki, ülkemiz sezaryen doğum konusunda dünyada ilk sıralarda yer alıyor ve her 2 kadından biri sezaryen ameliyatı oluyor. Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen oranın çok üzerindedir.

Kadınların sezaryen doğuma yönelmesinin altında pek çok neden var. Ancak ben annelerin normal doğumun faydaları konusunda yeterince bilgilendirildiği ve doğuma eğitim alarak bilinçli bir şekilde hazırlandığı takdirde, sezaryen doğumu bir doğum şekli seçeneği olarak görmekten vazgeçeceğine inanıyorum.

Çeşitli bilimsel çalışmalar sezaryen ile doğan bebeklerde astım, solunum sistemi enfeksiyonları ve alerjik hastalıkların daha fazla görüldüğünü, emzirme sorunları yaşandığını ve anne- bebek etkileşiminin bozulduğunu göstermektedir.

Gebelik ve doğum bir hastalık değil, bedenin doğal, normal ve sağlıklı bir işlevidir ve herhangi bir tıbbi zorunluluk olmadığı sürece sezaryen doğuma ihtiyaç yoktur. Eğer anne travmatik bir doğum deneyimi yaşamamışsa, doğum doğal düzeninde, nitelikli bir ebenin desteğiyle gerçekleşmişse normal doğumun pek çok faydası var.

Doğum, normal koşullar altında kendiliğinden başlar ve ilerler. Bu yönüyle her doğum süreci farklıdır, anne ve bebeği arasındaki çok özel bir ilişkiyi yansıtır. Aynı annenin doğumları bile birbirinden farklıdır. Çünkü doğum anne için çok özel bir deneyim olmanın yanı sıra, aslında bebeğin dünyaya geliş hikayesidir.

BAĞLANMAYI KOLAYLAŞTIRIR

- Normal doğumun anne ve bebek sağlığına etkileri nasıldır?

-Doğumda salgılanan hormonlar anne ve bebeğin birbirine bağlanmasını kolaylaştırır, anne sütünün meme ucuna inmesini ve emzirmenin daha hızlı ve etkin gerçekleşmesini olumlu etkiler. Doğum kanalından geçiş, bebekte daha sağlıklı bir bağırsak florası oluşmasına katkı sağlar ve bu durum bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir.

Bebek anne karnında amniyos sıvısı adını verdiğimiz bir sıvı içindedir. Normal doğum sırasında bebeğin amniyon sıvısı ile dolu akciğerleri daha kolay temizlenir. Bebeğin doğum kanalından çıktığında aldığı ilk nefesle akciğerler havayla dolar ve sıvı dışarı atılır.

Daha önce söylediğim gibi eğer travmatik bir doğum deneyimi yaşanmamışsa anne, normal doğumdan sonra fiziksel ve ruhsal olarak çok daha hızlı toparlanır. Bu, doğum sonu dönemin getirdiği yeni rollere ve bebek bakımına hızlı bir şekilde uyum sağlamasın kolaylaştırır.

KADININ KENDİ ANNELİĞİNE DOĞMASI

- Gebelik ve doğumun kadın yaşamındaki yeri nedir?

-Gebelik ve doğum, kadın yaşamında gelişimsel bir kriz olarak tanımlanabilir. Gelişimsel krizler, aslında bir yeniden yapılanma ve güçlenme sürecidir. Ben her doğumla birlikte kadının da kendi anneliğine doğduğuna ve güçlendiğine inanıyorum.

Ancak normal doğumun kadınlar için bir başarı hikayesine dönüştürülmesini asla doğru bulmuyorum.

ANNEYE SUÇLULUK YÜKLENMEMELİ

- Sezaryen doğumun zorunlu olduğu durumları da?

-Normal doğum yapmayı başarıya odaklamak, tıbbi gerekçelerle sezaryen gereken kadınların başarısız ve suçlu hissetmesine, zaten duygusal olarak hassas olunan bir dönemde anne ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine, özgüven ve öz yeterliğinin zedelenmesine neden olabilir, bu durum anne, bebek ve tüm aile üyelerinin sağlığını etkileyecektir.

BAZI DURUMLARDA SAĞLIKLI OLAN

Eğer anne ve karnındaki bebeği için risk oluşturabilecek bir durum söz konusu ise sezaryen doğum bir zorunluluktur. Bu riskler bazen gebelik döneminde belirlenir, bazen de doğum sırasında gelişebilir. Böyle bir durumda sağlıklı ve uygun olan, doğumun sezaryen ile sonuçlanmasıdır.

ÇÖZÜM OLUMLU VE GÜVENLİ BİR DOĞUM ORTAMI

Ayrıca doğum sürecinin kendi akışı içinde ilerleyebilmesi için anne adayının güvende hissetmeye, saygıya, mahremiyetinin korunmasına, hareket özgürlüğüne, sürekli fiziksel ve duygusal desteğe yani kısaca olumlu ve güvenli bir doğum ortamına ihtiyacı vardır. Bunu sağlayabilen gelişmiş ülkelerde, sağlık sisteminin iyi yapılandırılmış, nitelikli ebelik hizmetlerinin olduğunu ve sezaryen doğum oranlarının kabul edilebilir düzeyde olduğunu görüyoruz.

TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDİYOR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ebelik Bölüm Başkanı, Ebeler Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Nazan Karahan, köylerde ve hastanelerde üç yıl, Zeynep Kamil Doğum Hastanesi yenidoğan yoğun bakımda beş yıl ebe olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında Marmara Üniversitesi Ebelik Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademiye başlamış.

2010 yılında ebelik bölümünü kurmak üzere, Doktor Öğretim üyesi olarak Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'ne geçmiş ve Ebelik Bölüm Başkanlığını yürütmüş, Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nün kurulma sürecinde görev alarak Müdürlük yapmış. Aynı üniversitede Kadın Araştırma-Uygulama Merkez Müdürlüğü görevini yerine getirmiş.

2016-2018 yılları arasında ‘Bilimsel Araştırmalar Etik Kurul’ üyesi. 2018 yılında, ebelik bölümünü kurmak üzere Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Sağlık Bilimleri Fakültesi'ne geçiş yapıyor. 2019 yılında Doçent unvanını almış.

Türkiye’de birkaç kurumda üye ve yöneticilik görevlerini sürdüren Karahan, Dünya ve Avrupa Ebelik Konsey toplantılarında Türkiye delegesi olarak da görev yapıyor.

Sonraki Haber