Liseliler Öğretmenlerine koştu: Şiddet doğuran sisteme karşı öğretmenlerimizin yanındayız

Ankara’da lise öğrencileri, öğretmenlerine yönelik şiddeti protesto etti. Şiddetin ‘müşteri memnuniyeti’ üzerine kurulu eğitim modelinden kaynaklandığına işaret eden liseliler, Türkiye’nin geleceği için öğretmenleriyle el ele olacaklarının mesajını verdi

Türkiye Liseliler Birliği (TLB) üyesi liseliler İstanbul’da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan'ın katledilmesinin ardından cuma günü iş bırakma eylemi yapan öğretmenlerine omuz verdi. Liseliler, öğretmen-öğrenci birliğini bozmak isteyen eğitim sistemine karşı güvenli, huzurlu okul istediklerini dile getirerek Milli Eğitim Bakanlığı önünde buluştu; hep bir ağızdan “öğretmene, öğrenciye şiddete hayır” dedi.
Açıklamada, “Öğretmenlerimizin yanındayız, şirketleşen eğitimin karşısındayız”, “Güvenli, huzurlu okullar istiyoruz”, “Öğretmene, öğrenciye şiddete hayır”, “Eğitimde şiddet yasası ihtiyaçtır” dövizleri taşındı. “TLB burada, öğretmenin yanında” sloganı atıldı.

Arkadaşları adına basın açıklamasını okuyan TLB Ankara İl Başkanı Yaşar Yıldarı, şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle hayatını kaybeden İbrahim Oktugan hocamız için Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum. İbrahim hocamız eğitimde şiddetin ilk örneği değildi ama son örneği olabilir. Bu bakanlık binası içindeki yöneticilerimiz, öğretmenlerin biz öğrenciler için ne anlama geldiğini hatırlarsa tekrardan… İbrahim Hoca son örnek olabilir. Hatırlayalım, öğretmen kimdi öğrenci için?

GÖZYAŞIMIZI SİLEN VATANI ANLATANDIR

“Tüm gün anneden ayrı kalacağımız için ilk okul gününde akıttığımız göz yaşlarını silendir. Bahçede yakar top peşinde koşarken, düştüğümüzde dizimizin yaralarını temizleyendir. İlk kürsü heyecanımızı paylaşan, sahne arkası verdiği suflelerle özgüvenimizi yaratandır. Vatan, bayrak, insan sevgisini bize veren, Atatürk’ü bize öğreten kişidir. Cumhuriyet devrimlerini bize tanıtan kişidir. Öğretmen, anne ve babamızdan sonra bize rehber olmuş, yoldaş olmuş ilk kişidir.

YERİ BAŞIMIZIN ÜSTÜ YÜREĞİMİZİN İÇİ

“Milletimiz için öğretmenin yeri başımızın üstü, biz öğrenciler için yüreğimizin içidir. Bizleri ve velilerimizi müşteri olarak gören bu sistem, öğretmenlerimizin kutsal yerini sarsıyor. Öğretmenin yerini sarsan bu sisteme karşı dün yükselen sesi bugün artırmak için buradayız. ‘Eğitimde Şiddet Yasası’ bir ihtiyaç haline gelmiştir. Öğretmenlerimizin haklı talebi bizlerin de talebidir. Öğretmenlerimizin yanındayız.

EĞİTİM ÖĞRETİM TEHDİT ALTINDA

“Öğretmenlerimizin güvenliği, eğitim öğretimin huzuru tehdit altındadır. Tehdit, eğitimi, müşteri memnuniyetine dönüştüren bu sistemden gelmektedir. Velilerin, şirketleşmiş okullara yüz binlerce lira ödemesi, öğretmenlerimizi, ‘öğrenciyi memnun etmekle görevli çalışan’mış gibi görmesine neden oluyor. Cumhuriyet değerlerimize ve Atatürk’ün bize emanet ettiği ‘kutsal öğretmen’ anlayışına ters bu durum, toplumda da öğretmene karşı bakış açısını değiştiriyor. Devletimizin öğretmenleri koruyamaması bu anlayışı kimi zaman şiddetle sonuçlandırıyor.

BOZUK SİSTEME ‘YETER’ DEDİLER

“Şirketleşen eğitim sisteminin faturası öğretmen-öğrenci ilişkisine kesiliyor. Ülkemizin geleceğini öğretmen-öğrenci beraber inşa ediyoruz. Bu birlikteliğin arasına kar hırslarının girmesine izin veren bu sisteme yeter diyoruz. Öğrenciye, dizilerden, müziklerden ‘toplumun önderleri’ sanatçılardan dayatılan silah, uyuşturucu özentiliğine artık yeter diyoruz. Gençliğimizi bağımlılıklara yedirmeye çalışan, bizleri kültürümüzden kopartan bu sisteme Türkiye Liseliler Birliği olarak savaş açıyoruz.

BİR TUĞLA DA LİSELİLERDEN

“Öğretmenlerimizin taleplerine ortak olduğumuzu ve bizi cephe cepheye getirmeye çalışan bu düzene karşı beraber mücadele edeceğimize söz veriyoruz. Öğretmen-öğrenci birlikteliğine bir tuğla da biz koyuyoruz. Vatanı için kalemiyle savaşan öğretmenlerimizin yanındayız, şirketleşen eğitimin karşısındayız.”

GÖRÜNTÜLERE ULAŞILDI

İstanbul’daki özel lisede yabancı uyruklu 17 yaşındaki öğrenci Y.K'nin, okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a yönelik silahlı saldırısına ilişkin güvenlik kamerası kaydı ortaya çıktı. Kayıtta, müdür odasının önünde belindeki silahı çıkarıp içeri giren şüphelinin 4 saniye kaldığı odadan koşarak uzaklaşması ve yaralanan Oktugan'ın duvar kenarına düşmesi yer alıyor. Kayıtta, bir kadının panik halde yardım etme çabası da görülüyor. 7 Mayıs'ta odasında uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan (74), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş, polis ekiplerince yakalanan saldırgan Y.K ise çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

YASAL GÜVENCE YETMEZ KÜLTÜREL ATILIM GEREK

Önceki gün Türkiye’nin en büyük eylemlerden birine imza atan öğretmenler çelik yelek, kanlı önlük, siyah kokart, tabutlarla 81 ilde adeta eğitimi durdurdu. Her birinin yoğun katılımıyla yapılan iş bırakma eylemiyle okullar boş kaldı; meydanlar doldu. Uzun süredir başta Öğretmenlik Meslek Kanunu, atamalar, yeni müfredat modeliyle kaynayan eğitim camiası mesleklerinin itibarsızlaşmasının ardından katledilen İbrahim öğretmenin ardından bu sefer “can güvenliği” için ayağa kalktı. Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen, Eğitim-Sen ve diğer tüm sendikaların yurt genelinde yaptığı açıklamalarda eleştirilerin odağında eğitim sistemi yer aldı. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin münferit eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir toplumsal sorun hâline geldiği vurgulandı. Meslek örgütleri, yasal güvence taleplerini net bir şekilde ifade ederken eğitimciler, meselenin bir sistem sorunu olduğuna da işaret etti. Çözüm için Cumhuriyetin halkçı kültürüne ait değerlerin önemini vurguladı.

YAŞANANLAR SONUÇ

Eğitim-İş Sendikası İstanbul 3 No’lu Şube Denetleme Kurulu Üyesi Erkan Aksoy, mevcut kanunların bugünün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren neoliberal politikalarla toplumun da değiştirildiğine, insanların Cumhuriyet kültüründen uzaklaştırıldığına işaret eden Aksoy, bugün yaşananların bu sürecin sonucu olduğunu ifade etti. Aksoy, yasal güvence taleplerinin kültürel açıdan toplumcu bir atılımla desteklenerek doğru sonuca ulaşacağını şu ifadelerle dile getirdi:

BİREYCİLİĞE KARŞI SORGULAYAN NESİL YETİŞTİRMELİ

“Eğitimde şiddet yalnızca jandarmayla, polisle ya da Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda düzenlenecek cezai yaptırımlarla çözülebilecek bir şey değil. Düşünün, okulun önüne bir polis koydunuz. 1500 kişilik okullarımız var. Nasıl olacak? Bir kültür yaratmamız lazım. Türkiye’de yaşanan kültürel erozyonda en etkili olan şeylerden biri de televizyonlar. Maalesef silahların havada uçuştuğu mafya-ağa dizileri, çarpık ilişkiler… Ekranlarda siyasetçilerin fikir temelinden uzak, birbirlerine adeta hakarete varan söylem dilleri… Buralardan başlayarak yeniden kültürel açıdan toplumcu bir atılım inşaa edilirse bir çözüm bulunabilir. İnsanların birbirine saygı duyması, bireycilikten uzaklaşması gerekir. Bunlar için hareket etmediğimiz sürece yalnızca yasal düzenlemelerle çözüme ulaşmak mümkün olmayacaktır. Birbirini anlayan, soran sorgulayan, ezbercilikten uzak bir gençlik yetiştirerek çözüm üretebiliriz.”

BİTMESİ İSTENMEYEN BÜYÜK YÜRÜYÜŞ

Öğretmenlerin cuma günü yaptığı iş bırakma eylemine Vatan Partisi de destek verdi. İstanbul İl Başkanlığı yöneticileri ve üyeleri de öğretmenlerin sesine ses katmak için alandaydı. Vatan Partisi İşçi Sendika Bürosu Marmara Bölge Sorumlusu Mevlüt Usta, izlenimlerini Aydınlık’a aktardı:
“Öğretmenlerimizin yurt çapındaki haklı iş bırakma eyleminin, ülke tarihinin en büyük öğretmen eylemlerinden birine dönüştüğünü gördük. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde kimine göre 30 kimine göre 50 bini aşkın öğretmenimiz geldi. ‘Kınama değil yasal düzenleme istiyoruz.’ diyerek birleşen öğretmenlerimizin ‘Mustafa Kemal'in öğretmeniyiz’, ‘Tarikata değil, öğretmene sahip çık’, ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ sloganlarına biz de yürekten katıldık. Birlik talebi çok kuvvetliydi. Bütün sendikaların bu eyleme katılmış olması da bu açıdan da önemliydi.

‘YANLARINDAYIZ’

“Basın açıklamalarının ardından kimi sendika yetkilileri eylemin bittiğini, bu nedenle flama ve sendika bayraklarını toplamaları gerektiğine ilişkin duyurular yaptı. Ancak haklı seslerini duyurmanın coşkusunu yaşayan öğretmenlerimizin bir süre daha ellerinde bayraklar, dövizlerle sloganlar atarak yürüyüşü devam ettirdiğine şahit olduk. Olgun ve kararlı bir kitle vardı. Kamu çalışanlarının verdiği mücadelenin öğretmenlerimiz tarafından ne kadar doğru bir eylem çizgisine oturtulduğuna şahit olduk. Bu tecrübeyle büyük başarılar kazanacaklarına eminiz. Vatan Partisi olarak geleceğimizin mimarı olan öğretmenlerimizin talep ettikleri şiddete karşı yasal güvence ile tüm ekonomik ve demokratik hakları için verdikleri mücadeleyi kucaklıyor, her zaman yanlarında olacağımızı belirtiyoruz.”

Sonraki Haber