Sihirli pabuçlar
Günnur Bayburt, Sihirli Pabuçlar Bale Okulu’nun kurucusu ve öğretmeni. Okul, bu yıl 44. sanat yılını kutladı. Baleyle uğraşmanın zorluklara göğüs germeye alışmayı ve özgüven kazanmayı sağladığını belirten Bayburt, 'Atatürk’ün izinde sanatçılar yetiştirmeye her zaman devam edeceğiz.' dedi
Bakırköy’deki Sihirli Pabuçlar Bale Okulu’nun yılsonu gösterisi, 26 Haziran günü sanatseverlerle buluştu. Gösteri sonrasında yapılan ödül töreninde öğrencilerden Su Uca ile Tuana Dinçel’e “Yılın Balerini” ödülleri verildi. Öğrencilere ödüllerini vermek için sahneye davet edilen Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, sanatın ve sanatçının önemine dikkat çeken duygu dolu bir konuşma yaptı.
1978 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak İstanbul Merter'de açılan Sihirli Pabuçlar Bale Okulu, 1985 yılından sonra Bakırköy'de faaliyetine devam etti. Açıldığı günden bu yana, profesyonel bale sanatçıları yetiştirmek amaçlı çalışan kurum, Türk sanat camiasına birçok sanatçı kazandırdı.
Sihirli Pabuçlar Bale Okulu’nun kurucusu ve öğretmeni bale sanatçısı Günnur Bayburt ile düzenledikleri gösteriyi ve bale sanatının gençlere kattıklarını konuştuk. Bayburt şunları söyledi:
“44. sanat yılımızı kutladık. Her sene öğrenciler arasından, onlara bir teşvik olması amacıyla en iyi çalışan, en disiplinli öğrenciyi ‘yılın balerini’ olarak seçiyoruz. İki yıl pandemi arasından sonra tek kişi yerine iki kişiye ödül verdik. Ödülü vermesi için ben tabi ki Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek’i davet ettim. O da çok güzel bir konuşma yaptı.
‘HEP DAHA İYİYİ HEDEFLİYORUZ’
“Diploma törenimiz de vardı. Mezun olan öğrencilere diplomaları verildi. Seyircilerin daima söylediği gibi, hatta bunu konuşmasında genel başkanımız da ifade etti, her yıl bir öncekinden daha iyiydi. Bunu 44 yıldır işitiyoruz biz. Bu tabi ki bizde çok büyük bir memnuniyet yaratıyor. Ama aynı zamanda insanda stres de yaratıyor. Çünkü ‘daha iyi ne yapabiliriz’i düşünüyoruz hep. ‘Önceki çok güzeldi, onun üzerine daha iyi bir şeyleri nasıl yapacağız?’ tabi bu insanda büyük bir korku ve stres yaratabiliyor ama şu ana kadar hep ‘daha iyiydi’ denmesini duymamız bizim için gerçekten bütün yorgunluğumuzu unutturan bir kelime oldu. Emeği geçen herkese ben de çok teşekkür ediyorum buradan.
“Salonumuz da çok kalabalıktı, tıklım tıklım doluydu. Seyirci de çok coşkuluydu. Böyle bir gösteriyle karşılaştıklarına inanamadıklarını söylüyorlar, zaten telefonlarımız da susmuyor. Çok güzel geriye dönüşler var.
ÖĞRENCİLERİN HAYATININ HER ALANINA YANSIYOR
“Balenin çocukların ve gençlerin hayatına kattığı o kadar çok şey var ki… Bale eğitimi çok disiplin isteyen bir sanat dalı ve çok uzun sürüyor. En az on yıl sürüyor. Hatta mezun olana kadar on üç – on dört yılı buluyor. Tabi bu dönemde çocukların aldığı eğitim ve disiplin, normal hayatlarına ve okul hayatlarına da yansıyor. Öğrencilerimizin hepsi okul hayatlarında çok başarılılar. İki meslek sahibi oluyorlar. Hem bale diploması alarak bale eğitmeni olabiliyorlar, aynı zamanda diş hekimi de oluyorlar, mühendis de oluyorlar. Yani üniversitenin herhangi bir dalından da mezun oluyorlar ama mezun olduktan sonra da sevdikleri işi yapıyorlar. Benim çoğu öğrencim de bale öğretmenliğini tercih etti. Sanat ruhun gıdasıdır biliyorsunuz. Sanatla uğraşmak insanı yeniliyor, gençleştiriyor. O yüzden de çoğu sanatı seçiyor ve o yolda ilerliyor.
“Bunların yanında bale eğitimi çocuklara kendine güven duygusu aşılıyor. Bir balerinin acı eşiği çok yüksek oluyor. Acıya dayanıklı oluyorlar. Çünkü biliyorsunuz parmak ucunda dans edilen çok zor bir sanat dalı. Çalışmalar sırasında ayakları kanayabiliyor, tırnakları düşebiliyor. Ama buna dayandıkları için, hayatları boyunca da birçok farklı şeye dayanabilen, kuvvetli bireyler oluyorlar. Bence herkesin biraz bu eğitimleri alması gerekiyor. Zerafet katıyor, yürüyüşleri değişiyor. Tabi ki sanatla uğraşmak onların ruhlarını güzelleştiriyor. Birlik beraberlik içinde çok güzel bir arkadaş çevresi ediniyorlar. Mezun olan öğrencilerim hala bana yazarlar, ‘biz en güzel zamanlarımızı balede geçirdik’ diye…
‘SANATSIZ KALMAYALIM’
“Özellikle öğretmenlerini rol model olarak seçiyorlar. Tabi ki bizler de davranışlarımıza, giyinişimize kadar her şeyimize çok dikkat ediyoruz onlara iyi bir rol model olabilmek için. Gepsine de geri kalan hayatlarında başarılar diliyorum…
“Sanatsız kalmayalım diyorum. Gösterimize Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in gelmesi, bizi çok büyük onurlandırdı. Bütün partiler için önemli. Demek ki sanata kıymet veren Doğu Perinçek, gerçekten çok değerli bir insan. Hiçbir zaman bizim temsillerimizi kaçırmıyor zaten. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Sanata değer verdiği için, Atatürk’ün yolunda devam ettiği için. Biz de sanatçılar olarak Atatürk’ün izinde sanatçılar yetiştirmeye her zaman devam edeceğiz.”
‘HEPİMİZİN PABUCU DAMA ATILIR, GÜNNUR BAYBURT’UN ASLA’
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, ödül töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Dünyada yedi iklimde insanlar pabuçlarını hep ayaklarında taşıyorlar, hepimiz ayağımızda taşıyoruz. Ama yürekte taşınan pabuçlar vardır. Başta taşınan sihirli pabuçlar vardır. Bugün bize gösteri sunan arkadaşlarımız, o yürekte taşınan pabuçlarla, baş tacı olan sihirli pabuçlarla tanıştırdılar, buluşturdular. Özlemlerimizi tekrar ayağa kaldırdılar. Türkiye’miz için, insanlık için, dünya için büyük özlemlerimizi tekrar ateşlediler. Onlara yürekten borçluyuz. Sihirli Pabuçlar onlar hakikaten. Sihirli Pabuçlar bazen bir bakarsınız çizme olur, Atatürk’ün çizmesi olur. Atatürk’ün çizmesi geliyor göreceksiniz. Sihirli Pabuçlar, Atatürk’ün çizmesi olarak gelecektir. Hepimizin pabucu dama atılır ama Günnur Bayburt’un pabucu, sonsuza kadar dama atılmayacaktır.”
Perinçek ikinci ödülü takdim ettikten sonra, “Bir daha hayata gelirsem ben de Günnur Bayburt’un öğrencisi olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.