‘Sıkılaştırma tüketimi değil üretimi soğuttu’
Deri sektöründe 2024’te; ihracat yüzde 17,9 azaldı, kapasite kullanım oranı yüzde 67,3’ten yüzde 62,1’e geriledi. 2021’de 80 bin olan istihdam 62 bine düştü. İDMİB Başkanı Karaca, para ve sıkılaştırma politikalarının reel sektörü etkilediğini ve tüketimi değil üretimi soğuttuğunu kaydetti
Deri ve Deri Mamulleri sektörünün temsilcileri, basın mensuplarıyla bir araya gelerek 2024 yılını değerlendirmelerini ve gelecek dönem beklentilerini paylaştı. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca, sıkılaştırma politikalarının reel sektörü olumsuz yönde etkilediğini tüketimde değil üretimde soğuma yarattığını belirtti.
İHRACAT YÜZDE 17,9 AZALDI
Karaca, sektörün verilerini aktardı. Deri ve deri mamulleri sektörünü, 2024 yılında yüksek enflasyon ile faiz oranlarının tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi ve pazarlardaki daralmasının etkisiyle yüzde 17,9 azalışla 1,52 milyar dolarlık ihracat yaptı.
Karaca, sektörün katma değerli ihracat hedefinden vazgeçmediğini belirterek 2023’te 11,35 dolar olan kilogram başına ihracat birim fiyatının, 2024'te 11,82 dolara yükseldiğinin ve Türkiye’nin en değerli dördüncü sektörü olduklarının bilgisini verdi.
İSTİHDAM 80 BİNDEN 62 BİNE DÜŞTÜ
Güven Karaca, sektörün kapasite kullanımının 2023’e göre yüzde 67,3’ten yüzde 62,1’e; 2022'de 80 bin olan istihdamın da 62 bine gerilediğini ifade etti. Karaca, “2021 yılını 567 milyon dolar dış ticaret fazlası ile kapatan sektörümüz, 2022 yılında 247 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. Ancak, sonraki yıllarda denge negatif yönde değişti. Sektörümüz 2023 yılında 546 milyon dolar dış ticaret açığı verdi. 2024 yıl sonunda ise 1,1 milyar doların üzerinde bir dış ticaret açığı gerçekleşmesi öngörülüyor.” diye konuştu.
2021 yılının toplam ithalatı 1,16 milyar dolar olduğunu anımsatan Karaca, “2024 Ocak-Kasım aylarında yüzde 107 artarak 2,4 milyar dolara çıktı. Bu düzeye gelmesinin sebebinin ucuz kur politikası olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
TÜFE ÜFE MAKASI AÇILDI
Sektörün, 2024 yılında yüksek üretim maliyetleri sebebiyle dış pazarlarda ihracat kaybı yaşadığını, Türkiye’nin gururu olan yerel markaların da ithalatı tercih ettiğini kaydeden Güven Karaca; firmaların rekabetçi olamayacağını fark etmesi ve satış hedeflerini tutturamaması nedeniyle üretim kapasitelerini düşürdüğüne dikkat çekti. Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Para ve sıkılaşma politikaları ile sürdürülen dezenflasyon süreci reel sektörü ve hane halkını derinden etkiledi. Mevcut mücadele, sanayide soğuma oluştururken tüketimde beklenen soğuma görülmedi. Sonucunda da tüketici enflasyonu ile üretici enflasyonu arasındaki makas açıldı. Maalesef bu tüketim talebi sektörümüz özelindeki ürün gruplarında ithalatla karşılandı. 2024 yıl sonu ÜFE 22,52 iken, TÜFE 44,38 olarak gerçekleşti. Bu dönemde dolar, yılbaşından yıl sonuna kadar TL karşısında yüzde 20 değer kazanırken, enflasyon yüzde 44 oldu. Bu da bizim rakibimiz olan Asya ülkelerinden hatta Avrupa ülkelerinden daha pahalı kalmamıza sebep olarak rekabetçiliğimizi düşürdü.”
Küresel markalar Türkiye’ye yöneliyor
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, ayakkabı sektörünün son iki seneyi ciddi anlamda kan kaybederek geçirdiğini aktararak şu ifadeleri kullandı:
“2014’de sektör koruma altına alındı. O dönemde 500 milyon dolara yakın dış ticaret açığı veren sektör, koruma duvarlarının arkasına saklanmadan ihracatını 400-500 milyon dolar düzeyinden 1,3 milyara çıkardı. Bu süreç içerisinde Rusya ile yaşanan uçak krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı, Suudi Arabistan ile aramızda çıkan politik gerilimler gibi en yoğun pazarlarımızdaki sorunlara rağmen ihracatını artırabilmiş bir sektör olduk.”
Ayakkabı sektöründe, 31 Aralık’ta açıklanan yüzde 10’luk ilave gümrük vergisi artışını olumlu bulduklarını dile getiren İçten, “1,5 yıldır üzerinde çalıştığımız küresel markaların Türkiye’de üretilmesi stratejisine olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bazı küresel markalar bu süreçte Türkiye’de üretime başladılar, bazıları mevcut üretimini artırıyor, bazı markalar da kapımızı çalarak Türkiye’de üretime başlamak istediklerini ilettiler.” diye konuştu.
Verimlilik yatırımları için devlet desteği çağrısı
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, verimliliğin artırılması için devlet desteğinin gerekliliğin altını çizdi. Zandar, şunları söyledi:
“2019 yılında sektördeki işletmenin genel giderleri içindeki payında işçilik payı yüzde 40’ı geçmiyordu. Şu anda ise bu pay yüzde 62’lere ulaştı. Bizim genel giderlerimiz ve işçiliğimiz hiç bu noktaya çıkmamıştı. Verimlilik sorunu ve teknolojik eksikliklerimiz var ancak bunlar kazanç ile yapılabilecek yatırımlar. Bizim sektörümüz kârsızlıkla savaşan bir ortamda. Bu durumda yatırım yapmak maalesef zor. Bakanlıklarla verimlilik üzerine ciddi bir çalışma yapmak istiyoruz. Bu işi hala Türkiye’de yapmak istiyorsak, teknoloji konusunda bakanlıklarımıza başvurmak zorundayız. Yoksa önümüzdeki 10 yıl içinde bu sektör Türkiye’den gitmek durumunda kalacak. Ciddi anlamda bir devlet yardımı yapılmazsa ki Çin bunu çok iyi yapıyor, sektörü zorlu bir 5 yıl bekliyor demektir.”
Hayvan ithalatı kaliteyi düşürdü
Türkiye Deri Sanayicileri Derneği (TDSD) Başkanı Burak Uyguner, hayvan ithalatı nedeniyle deri üretimindeki kalite düşüşün sektörü etkilediğini vurguladı. Uyguner, “Bizim ham maddemiz ham deri. Ürünün kalitesi bizim için çok önemli. Geçtiğimiz yıllarda ciddi hayvan ithalatı oldu. Bu bizi çok zorladı. Bizim memleketimizdeki hayvanlar ile Güney Amerika’dan ithal edilen hayvanın cilt kalitesi arasında ciddi fark var.” dedi.