Simav’dan Diyarbakır’a anaların direnç köprüsü

Nöbet çadırında umudu filizlenen anneler, birer birer terörün pençesinden kurtulup gelen evlatlarına kavuşuyor. Simav’dan Diyarbakır’a evladı için gelen Hatice Ana ‘7 değil 70 yıl da geçse, bu can bu bedenden çıkana kadar ben onun yolunu gözleyeceğim.

Ölümü de dirimi de bu çadıra koydum’ diyor. Kütahya Simav, Bursa ve Sultangazi'den evlât nöbetine katılan anneler ile söyleştik.

Diyarbakır Anneleri, 2022 yılını evlat nöbetinde karşıladı. Günden güne büyüyüp kaleye dönüşen nöbet çadırında, üç yılbaşı geçirdiler. 856 gündür, gücü Diyarbekir surlarını aşan annelerin direnişi, emperyalist destekli teröre en etkili yanıtı verdi. Adeta terörist toplama merkezi gibi çalışan HDP binalarına kilit vurdurdu. Oğullar, kızlar bir bir ailelerine kavuştu. Onlar, en son evlat dönünceye ve HDP kapatılıncaya kadar, anaca çığlıklarını dalga dalga büyütmekte kararlı.

Kütahya Simav, Bursa ve Sultangazi'den evlât nöbetine katılan anneler ile söyleştik.

Hatice Levent

PKK İLE SİLAHSIZ SAVAŞIYORUZ

Hatice Levent, kızı Fadime'yi ata yurdu Kütahya Simav'ın Yemişli Köyü'nden dualarla uğurladı. "Varsın uzak olsun, yeter ki okusun, bizim gibi irezillik çekmesin. Eli ekmek dutsun diye..." Çocuklarının babasını bir kazada kaybettikten sonra, köyünde tarımla hayvancılıkla kıt kanaat geçindi Hatice Anne. Üç çocuğunu yumurta ve süt satarak okuttu. En küçükleri Fadime, Bitlis Eren Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde 2. yılını doldurmadan okuldaki PKK'lı sözde arkadaşları tarafından kandırılarak dağa götürüldü. "Okutacağım diye yola çıktım, kızımı terörün inine aşırdılar. Bizim gibi mağdur aileleri seçtiler" diye anlatıyor. Nöbet çadırları kurulunca umudu filizlenmiş. Hele bir de oğullar, kızlar terörün pençesinden kurtulup anaların yanına koştukça, ocaklar şenlendikçe, anaların gücüne daha fazla inanmış. "Hep analar yanığız burada. Bu çadırlar kurulalı beri evlat yolu bekleriz." diyor. Kızı için nöbette olduğunu öğrenen terör örgütü, Fadime'nin ölüm haberini bile yayınlamış. "Unutayım diye yaptılar biliyorum."diyor. "7 değil 70 yıl da geçse, bu can bu bedenden çıkana kadar ben onun yolunu gözleyeceğim. Ölümü de dirimi de bu çadıra koydum."diye ekliyor.

Türkan Mutlu

KAÇIRILAN GENÇLER 1,5 AY BOYUNCA HDP'NİN ELİNDE

"Biz anneler PKK ile silahsız savaşıyoruz. Korkmuyoruz." Bursa'da yaşayan Türkan Mutlu söze böyle başlıyor. 8 yıl önce PKK tarafından dağa kaçırılan kızı Ceylan'ın yolunu gözlüyor. Her kıpırtı, her sezgi ve her haberle, sınırlar arasında uzun yolculuklara çıkıp kızı Ceylan'ın izini sürmüş. "Ceylan bana önce Kur'an-ı Kerim'i hatim ettirdi, sonra Balıkesir'de Sosyoloji bölümünü kazandı. Okuluna yerleşeceği gün ortadan kayboldu. Okuyup çalışıp, fakir çocukları okutmak istediğini söylerdi hep. Ölümü beklerdim, terör örgütüne gitmesini beklemezdim."diyor. "Beni küçük yaşta evlendirdiler, benim gibi olmasın diye çok çabaladım, böyle olacağı aklıma gelmedi." Kandil'e götürülmeden önce Ceylan'ın 1.5 ay HDP'liler tarafından Diyarbakır'da tutulduğunu öğrenmiş. "Ondan sonra sürekli yerinin değiştirmişler kızımın. Biz 'evlat, evlat' diye gezdikçe HDP’liler bizi, 'PKK sizin için savaşıyor' diye azarlardı. HDP Gençlik Kolları düpedüz PKK'dır" diye anlatıyor.

HDP'NİN KAPISINA KİLİT VURDUK, SIRA MECLİSTE

"Ceylan yeni kaçırılmıştı. Hastanede bir kadınla tanıştım. Kandile götürecek birileri ile buluşturdu beni. Elimde avucumda ne varsa verdim (bugünün değeriyle 100 bin TL'ye yakın)" Kızını bulmak için Kandil’e kadar gittiğini aktarıyor Türkan Mutlu. Orada bana 'Çok merak edersen HDP İstanbul ilçeden haberlerini alırsın' dediler. Son alarak İMC televizyonunda Kobani'de görüntülerini izledim Ceylan'ın, karların içinde perişandı" diye anlatıyor. 13 yaşında zorla evlendirilen Mutlu, ilk çocuğunu 14 yaşında kucağına almış. "Benim hayatım acı doludur. Okuma yazma öğrenip, bir kitapta tüm yaşadıklarımı yazmak istiyorum, yardımcı olun" diyor. Hele bir de Ceylanlar dönsün! Nasıl direndik, nasıl kazandık, nasıl kavuştuk, terörün ağababası devletlere, silahlı katillere nasıl kafa tuttuk, onu da yazarız' diye kavilleşiyoruz. Heyecandan sesi yükseliyor. Türkan Annenin son sözleri evlatları terör örgütünün ağına düşen ailelere; "Susmayın, korkmayın, yılmayın. Çocuklarımız kaç yaşına gelirse gelsin, oralarda kaç yıl geçirirse geçirsin, onlara sahip çıkmalıyız. Terörün belini kırmalıyız. HDP'nin Diyarbakır kapısına kilidi vurduk. Sıra meclisteki odalarına, sıralarına geldi."

İmihan Nilfırka

‘AMERİKA’NIN MAŞASI DEĞİLİM’

İmihan Nilfırka'nın oğlu Mehmet PKK'nın eline düşeli 7 yıl olmuş. 7 yılda çok kez kaçmaya çalışmış, ancak yakalanıp esir edilmiş. Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümünde okuyan Mehmet, 21 Mart'ta ekmek almaya diye çıkıp ortadan kaybolmuş. "O gün bugündür sesine hasret, yüzüne hasret yaşıyorum. Ailesine öyle düşkün, öyle sevgi dolu bir evlattı ki. Bizsiz nasıl yaşıyor diye düşünür dururum. Sizin gibi gazeteci olacaktı oğlum. Mesleğini dört gözle bekliyordu. Geleceğini elinden aldılar. İmihan Anne, çocuklarını bu tuzaklara çeken HDP'nin hâlâ mecliste olmasına, devletin olanaklarından yararlandırılmasına tepkili. "Ön kapısı meclisin kapısı, arka kapısı Kandil’in kapısı. HDP eli kanlı bir örgüttür. Ocak söndürendir. Bu vicdansızların hâlâ mecliste ne işleri var anlamıyorum. HDP milletvekillerinin kendi çocukları yurt dışında. Fakir çocuklarını topladılar, Amerika'ya, PKK'ya teslim ettiler. Mağaralara gönderdiler. Ben Kürdüm, ama Kürtçü değilim. Amerika'nın maşası değilim, olamam. Bir oyuna çekilmişiz, ama o oyunun sonuna az kaldı. Son nefesime kadar oğlumu istemeye devam edeceğim. Oğlum orada esir. Mehmetler, Şeymalar orada esir. Onları oradan indirmeden bize yılbaşı yok, bayram yok."

‘BİR MEHMET DAHA DOĞURAMAM’

İmihan Anne, başta Öncü Kadın olmak üzere, Vatan Partisi'nin evlat nöbetlerini sahiplendiğini, anneleri yalnız bırakmadığını söylüyor. "Derdimize, çağrımıza, destek değil ortak oldular"diyor. İmihan Nilfırka, söyleşimizin sonunda oğlu Mehmet'e yaptığı uzun ve dokunaklı çağrının bir bölümünü Kürtçeden çeviriyor. Kurban olayım, ben bir Mehmet daha doğuramam. Ciğerim pişti, yüreğim dağlandı. Kapım, kollarım sana açıktır. Kokuna hasretim, gel artık Mehmet'im...

Erdal Şeflek, 8 yaşında kaçırılan ağabeyi Ekrem'i bekliyor.
Sonraki Haber