Sinan Ateş davasında dördüncü gün: Yargılama sürüyor

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın dördüncü gününde yargılamalar devam ediyor. Davadan anlık gelişmeler haberimizde.

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın dördüncü celsesi başladı.

TAHLİYE TALEPLERİ KARARA BAĞLANACAK

Mahkeme başkanı, duruşmanın tamamlandığını ifade ettiği sırada, müşteki taraflarından kendisine yönelik "söylemde bulunulduğunu" bildirdi. CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bu kişinin kendisi olduğunu belirtmesi üzerine başkan, Tanal'ın salondan çıkartılmasını istedi. Görevlilerin salondan çıkartmaya çalıştığı Tanal, "Siz yargılamayı kapattıktan sonra tekrar açamazsınız. 'Çık dışarı' deme, efendi ol." karşılığını verdi. Mahkeme başkanı ise "Burada herkes kanun önünde eşit. Dışarıdaki sıfatlarını, dışarıda bırakacak." dedi. Mahkeme heyeti, duruşma salonunda ses ve görüntü kaydı yaptığı belirlenen kişiler ile müştekilere yönelik "kafa salladığı" tespit edilen sanık Doğukan Çep hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşmaya, yarın devam edilecek.

MÜDAFİLERİN SORULARI BAŞLADI

İfadesi sonrasında sanıklar ve avukatları, müştekilere soru sorma talebinde bulundu. Müşteki avukatı ise bu talebin reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, Selman Bozkurt'un olayın aynı zamanda görgü tanığı olması nedeniyle sanıklar ve müdafilerinin sadece Bozkurt'a soru sormalarına izin verilmesine karar verdi.

Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun'un, "Eray Özyağcı bel altı mı bel üstü mü Ateş açtı?" sorusuna Bozkurt, "Olay çok hızlı gerçekleşti. Hedef gözettiğini düşünmüyorum. Peş peşe ateş açtı. Neresinden yara aldığını görmedim" cevabını verdi. Mermi markalarına dair soru üzerine Bozkurt, "Silah abimin şahsi silahı. Bunu bilmem mümkün değil" dedi. "Olaydan hemen sonra Ahmet Keçik’e, 'Silahlar ofise götür' talimatını verdiniz mi?" sorusu üzerine Bozkurt, "Hayır ben öyle bir talimat vermedim" şeklinde konuştu. Sanık avukatların, "Sinan Ateş'e isabet eden atış sizin tarafınızdan yapılmış olabilir mi?" sorusuna karşılık Bozkurt, "Böyle bir şey mümkün değil" şeklinde konuştu.

SELMAN BOZKURT OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI

Olay anında Sinan Ateş'in yanında bulunan Selman Bozkurt ise şunları söyledi:

"Sinan Ateş öz halamın oğlu aynı zamanda bacanağımdır. 30 Aralık sabahı kendisine ait araçla ikamet adresinden kendisini aldım. Daha sonra Çukurambar'daki ofise gittik. Daha sonra Ahmet Keçik ofise geldi. Ardından abim odasından çıkıp 'namaza gidelim' dedi. Aynı zamanda 'sosyal medyada sürekli hakaretler yapılıyor, bunlar bana saldırabilirler uyanık olun' diye telkinde bulundu. Ofisten çıkıp camiye gittik. Namazdan önce 'şu silahı al beni rahatsız ediyor' dedi bende silahı aldım. Namazdan sonra camiden çıkıp yürümeye başladık. Arabaların arasından şahıs çömelir vaziyette çıkıp art arda ateş açtı. Daha sonra da namluyu bana çevirip ateş açtı. Bu sırada sürekli ateş halinde şahıs. Vurulunca abimin verdiği silah aklıma geldi. Zar zor silahı kurup havaya bir iki el ateş açtım. Olayın şokundaydım. Bir sürü insan etrafımıza geldi, abimi ayrı beni ayrı ambulansla götürdüler. Olayın önü ve sonu budur. Şahıs en az 10 kez ateş etmiştir."

DEVLET BAHÇELİ OĞLUMUN KATİLİNİ BULMALI

Duruşmanın sabahki bölümünde fenalaşan Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, öğleden sonraki bölümde ifadelerine devam etti. Ateş şöyle konuştu:

"Devlet Bahçeli oğlumun katilini bulmalı. Bana neden oğlumu öldürdüklerini açıklayacaklar. Oğlum kaç sefer çelik yelekle geldi bilemezsiniz. Benim 38 yaşındaki gelinim neden çelik yelekle geziyor? Kısasa kısas istiyorum, kanıma kan istiyorum ben. Söyleyeceklerim bu kadar."

SİNAN ATEŞ'İN ABLASI SELMA ATEŞ KONUŞTU

Sinan Ateş’in ablası Selma (Ateş) Kazanç ise şöyle konuştu:

"Sinan kenar bir mahallede büyüdü. Biz kardeşimizi okutmak için kendi hayatımızdan vazgeçtik. Kenar bir mahallede Doç. Dr. Sinan Ateş çıktı. Benim babam, annem, dedem ülkücü. Biz mecburen ülkücü olarak doğduk. Bu camiaya lafım yok. Ülkü Ocaklarının birçok kurumunda görev aldık bundan da gurur duyuyorum. Ama içine sızmış insanların asla bizim olduğumuz dönemdekilerle ilgisi yok. Ben MHP'ye, Ülkü Ocaklarına iftira atmam. Sinan Ateş, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığına apar topar getirildi. Devlet bey aradı bir gün. 'Oğlum seninle konuşmam gerekiyor' dedi. Sinan’a söylediği bir şey var bunu da kendisi söylesin. Sinan görevden istifa etti. Daha sonra Ateş’e itibar suikastleri başladı."

AYŞE ATEŞ SÖZ ALDI

Ayşe Ateş de duruşmada müşteki sıfatıyla konuştu. Ateş şu ifadeleri kullandı:

"Sinan’ın katline dahlim bulunan hiçbir suçlunun baş sağlığını kabul etmiyorum. Bugüne kadarki yalanları sabırla dinledik şimdi de mahkeme heyeti gerçekleri dinlesin. Bakalım tertemiz bir vatan evladı nasıl katledildi onu dinleyin. 3 gündür hadsizce savunmalar yaptılar. O kadar ileri gittiler ki Sinan’ı Selman vurdu dediler. Sinan’ı kimin vurduğu, kimin vurdurduğunu herkes biliyor. Kamera kaydını tekrar anlatmak istiyorum. Burada Eray Özyağci gelip Sinan’a Ateş ediyor. Sinan da bilinci kapalı şekilde yere düşüyor. Siz ne anlatıyorsunuz? Yeter. 3 gündür burada tiyatro oynuyorsunuz, devletin namusuna leke sürüyorsunuz. Siz kimsiniz?"

"Ben FETÖ'cü isem Sinan FETÖ'cü ise gidip suç duyurusunda bulunun" diyen Ateş şöyle devam etti:

"Sinan’a Ülkü Ocakları mensuplarınca, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatıyla bu tehditler devam etti. Sinan görevdeyken evet birilerini dövdürdü. 'Sinan sen bir akademisyensin, bu işler sana yakışmıyor, niye yapıyorsun, bu işleri yapacaksan bırak' dedim. Sinan, 'Ayşe ben MHP Genel Merkezinden gelen talimatları yapıyorum yapmazsam bana da ceza keserler' dedi. Bir süre sonra eşim Devlet Bahçeli tarafından bir anda görevden alındı.

Bildiklerim benimle birlikte mezara gitmesin herkes bilsin. Sinan bu tehditler başladığında bana 'İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın öldürülmem için Ahmet Yiğit Yıldırım'a ve Olcay Kılavuz'a talimat vermişler' dedi. En sonunda masum bir akademisyeni öldürtüyorlar. Ben size bu dünyayı dar etmek için mücadele edeceğim. Kocamın katilini nerede arayacağım? CHP'liler mi saldırdı. DEVA Partililer mi? Devletin namuslu savcılarına dil uzatıyorlar. Yarın sizin için de aynısını yapacaklar. Suça dahli olanlar hiçbir şekilde beraat ettirilmemeli. Sadece ayakçılar burada oturmuş azmettirenler, asıl failler dışarıda. Bu devletin bana bir borcu var. Bu devlet kimsenin babasının malı değil.

Taleplerim, söylediğim ekstra bilgilerin dosyaya eklenmesini, ayrılan 17 şüphelinin olduğu dosyanın bu dosyaya eklenmesini istiyorum. İfadesi eksik olanların ivedilikle ifadesinin alınmasını istiyorum. Bu iki dosya birleştikten sonra iddianamenin yeniden hazırlanmasını istiyorum. Bu ülkede şerefiyle yaşayan insanlar için adalet istiyorum."

SANİYE ATEŞ FENALAŞTI

Beyanları sırasında Saniye Ateş fenalaştı. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de,
"Bu kadın burada ölürse bunun hesabını hepinizden sorarım" dedi.

MÜŞTEKİLERİN BEYANI ALINDI

Sanık avukatlarının savunması sonrasında müştekilerin beyanları alındı. Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, "18 aydır öldüm öldüm dirildim. Şurada 4 gündür 22 kez daha öldüm. Sanki herkes masum. Benim oğlum geldi 'ana bana suikast düzenleyecekler benim kalemimi kırdılar, ipimi çektiler' dedi.

"Bir gün bana geldi sırtında çelik yelekle. Oğlum 12 yıl İsmet Büyükataman'ın danışmanlığını yaptı. Ben ne kadar dayanırım bilmiyorum. Bu kadar mı zalim bu insanlar? Hangi gerekçeyle öldürdüler. Bir gün Mersin'deki Çağrı Ünel olayı sonrası bir telefon geldi. Ölen çocuğun abisi oğlumu tehdit etti. O da dedi ki 'Olcay Kılavuz, Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter, Ahmet Yiğit Yıldırım'a soracaksın' dedi. 'Oğlum git Devlet Bahçeli'ye söyle' dedim. Defalarca ulaşmaya çalıştı ancak ulaşamadılar. Oğlumun katillerini bulsunlar ben de kimseden davacı olmayayım. Bu devletin üstünde başka devlet mi var? İnsan öldürmek bu kadar basit mi? O zaman bende kısasa kısas isterim."

DÖRÜNCÜ CELSE BAŞLADI

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş, Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, kardeşleri ve yakınları katıldı.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Meryem Gül Çiftci Binici de duruşmayı takip ediyor.

Pazartesi günü başlayan duruşmada dün itibarıyla sanık savunmaları tamamlandı, ardından avukatların beyanlarına geçildi. Dünkü celsede 19 sanık avukatının beyanı dinlenirken, bugünkü duruşmada avukat beyanlarının alınmasına devam edilecek. Sonrasında ise müşteki Ayşe Ateş'in dinlenmesi bekleniyor.

DOĞUKAN ÇEP'E UYARI

Duruşmanın başında mahkeme başkanı sanıklardan Doğukan Çep'in 3 Temmuz'da salonda yaptığı bir davranış nedeniyle uyarıldığını tutanağa geçirdi. Tutanakta, "Doğukan Çep'in jandarma refaketinede iki kez dışarı çıkartıldığı sırada müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicilere dönerek tehdit anlamına gelecek şekilde başını salladığı mahkeme üye hakimi tarafından mahkeme başkanına bildirilerek sanık Doğukan Çep uyarıldı" denildi. Bu uyarının ardından sanık avukatlarının savunmasına devam edildi.

Sanıklardan Alper Atay'ın avukatı Engin Çelebi, "Üzücü bir olay. Müşteki tarafı inşallah bir an önce yaralarını sarar. Kötü bir iddianame ile karşı karşıyayız. Buna iyi bir iddianame demek mümkün değil. Birçok sanıkla ilgili fille eylem arasında irtibat kurulamamış bir iddianame var" ifadelerini kullandı.

'HUKUKA AYKIRILIKLARI KAMUOYU BASKISINA BAĞLIYORUM'

Erdem Karadeniz'in avukatı Egehan Poyrazoğlu da, "Aradan geçen 18 ayda yaşanan hukuka aykırılıkları kamuoyu baskısına bağlıyorum. Müvekkilim tek bir somut delil ortaya konulmadan tutukludur ve tek kişilik koğuşta kalmaktadır. FETÖ firarisi Cevheri Güven tarafından ortaya atılan iddialar asılsızdır. Yalnızca FETÖ firarisinin iddialarıyla müvekkilim tutuklanmıştır" şeklinde konuştu.

'CİNAYETİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN MÜCADELE ETTİ'

Eski cinayet büro amiri Mustafa Ensar Aykal'ın avukatı Aziz Bingöl de savunmasında şöyle konuştu:

"Aykal, bir cinayet büro amiriydi. Tutuklandıktan sonra savcılığa verdiğimiz 3 dilekçe dava dosyasında yer almıyor. İpini çekmişler mevzusunu daha önce çok kez gördük. Bunun açıklamasını Aykal yaptı. 'İpi çekildi' diye yazıldığında mesela CHP'den birçok kişi de bu kelimeleri sık sık kullanmıştır. Buradaki herkes için örgüt şeması kurulmaya çalışılmıştır. Müvekkilim cinayetin ortaya çıkması için var gücüyle mücadele etmiştir. Zamanında Ergenekon davası vardı. Bu davada 'Erdoğan'ın ipi çekildi' diye Samanyolu TV başlık atmış. O zamanın Samanyolu TV'si şimdi olmuş T24. O zamanın FETÖ'sü şimdi olmuş Fetövari.
Zekeriya Öz nerede firar. Daha 5 gün önce o davanın hakimlerine ceza verildi. Bu iddianamenin de bu maksatla hazırlandığını düşünüyoruz."

AYŞE ATEŞ'TEN DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Ayşe Ateş

Duruşma salonu öncesi gazetecilere açıklama yapan Ayşe Ateş, "Duruşma salonunda yaşanılanları günlerdir sessizce izliyorum. Avukatımız dışarıya atılıyor, izleyenler salondan kovuluyor. Kovuşturmanın genişlememesi için bir irade gösteriliyor. Soru sormamız engelleniyor. Ne sorsak 'Dosyayla ilgisi yok' deniliyor. Nasıl yok, niye yok? İfadem orada. Açın, bakın. İsim isim anlatmışım." diye konuştu.

"Katil beyanlarını kanun kabul edip sosyal medyada ve televizyonlarda aklama mahkemelerinin kurulduğunu" söyleyen Ateş, Sinan Ateş'in nasıl öldürüldüğünün kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü belirtti.

Ateş, şöyle devam etti:

"Kiralık katil, arabanın arkasından çıkıyor, silahını Sinan'ın vücuduna doğrultup ateş ediyor. Sinan ne ayağından vurulan bir insanın refleksini veriyor ne de başka bir hamlede bulunabiliyor. Sadece bilinçsizce yere düşüyor. O düşerken kiralık katil Selman'ı da vuruyor. Selman can havliyle kaçıyor. Kaçarken elinde ne silah var ne de başka bir şey. Kiralık katil devam ediyor. Öne doğru bir adım atıp düşmekte olan Sinan’a tekrar ateş ediyor. İlk ifadelerinde de beyan ettiği gibi Sinan'ı etkisiz hale getirip kaçıyor. Selman geri döndüğünde Sinan'ın cansız bedeniyle karşılaşıp dizlerinin üstüne yıkılıyor.

Bugünkü duruşmada vereceğim ifadede sanıkların yaptığı gibi katillerden karton kahraman çıkarma hikayelerini değil, Sinan hayattayken yaşadıklarımızı, Sinan’ın bana anlattıklarını, canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Hem de hiçbir ismi pas geçmeden, tıpkı ilk gün hastanede savcıya verdiğim ifadede yaptığım gibi... O günden sonra yakın arkadaşlarım bana 'Ayşe, bu isimleri söyleme. Seni de yaşatmazlar. Sen, Sinan'ın sana söylediği alt kademedeki isimleri ver. Diğerlerini devlet ortaya çıkarır.' dediler. Ölmekten, öldürülmekten, çocuklarımı bir de annesiz bırakmaktan korktum."

Kendisinin konuşsa da konuşmasa da öldürüleceğine ikna olduğunu vurgulayan Ateş, bildiği hiçbir şeyin sır kalmasını istemediğini söyledi.

"Müdafilerin duruşmada bu siyasi cinayetin Pensilvanya'da kurgulandığını, senaryosunu da Mustafa Özcan'ın yazdığını, kendisinin de onlara hizmet ettiğini iddia ettiklerini" söyleyen Ateş, şöyle devam etti:

"Bu, MHP ve Ülkü Ocaklarına karşı yapılan bir kumpas girişimiymiş... Böyle arsızlık, böyle kurnazlık tarih boyunca görülmemiştir. Sinan Ateş'e ölmeden önce Ülkü Ocakları ve MHP yöneticileri tarafından sosyal medya üzerinden yöneltilen tehditler, edilen hakaretler, atılan iftiralar orada dururken, arkadaşları aynı odaklar tarafından saldırılara maruz kalmışken, deliller de aynı merkezi işaret ederken kocamın katilini nerede arasaydım?

Sinan'ı CHP'liler mi tehdit etti, arkadaşlarına DEVA Partililer mi saldırdı, dostlarına İYİ Partililer mi elçi gönderdi, ofisinin önüne Zafer Partililer mi bir araba adam yolladı?"

Ateş, kamuoyunun gözlerini bu davadan ayırmamasını istedi.

SANIKLAR HAKKINDA İSTENİLEN CEZA

İddianamede, Eray Özyağci, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Sonraki Haber