Sıra dışı bir meddah hikâyesi: Yumurta-yı Hümayun

Tiyatro sanatçısı Murat Demirbaş’ın sahnelediği ‘Yumurta-yı Hümayun Bir Meddah Hikayesi’, Ankara’da sanatseverlerin beğenisini aldı. Oyun, meddah geleneğini bugünün izleyicisiyle buluşturdu

Kurtuluş Bilgilioğul’un yazdığı, Murat Demirbaş’ın sahneleyip Eylem Yıldırım ile birlikte oynadığı “Yumurta-yı Hümayun Bir Meddah Hikâyesi” Ankara’da izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. 4 Haziran günü Düşkapanı Sahnede izlediğimiz oyun, geleneksel Türk tiyatrosunun “Meddah” geleneğini, tek perdelik sıcacık bir müzikli komedi oyunu ile izleyicinin karşısına çıkardı. Tiyatro severler için sıra dışı bir serüveni nefessiz izleme fırsatı sunan oyun, her iki oyuncunun da mükemmel performansı ile izleyiciyi içine çekiyor.

Türk tiyatrosunun Meddah geleneği, yönetmen Murat Demirbaş ve Eylem Yıldırım’ın sıradışı dokunuşları ile sahneye koydukları bu sevda hikâyesiyle, sürprizlerle dolu bir tiyatro oyunu olarak izleyicinin beğenisini aldı.

NEDİR BU HÜMAYUN?

"Hümayun", Osmanlı Saray tarihinde sıkça karşılaştığımız bir ifade. Örneğin ülke sorunlarını çözmek için kararların alındığı kurum olarak tarihte bir de Divan-ı Hümayun, ya da Saray-ı Hümayun” var. Mutfakta ne işi var bu Hümayun'un sorusunun cevabını da bu oyunda Murat Demirbaş’ın detaylı ve ağızları sulandıran anlatımı ile öğreniyoruz. Oyunda padişahın basit bir atıştırmalık istemesiyle birlikte, yumurtanın soğan ve baharatla harmanlanarak pastırma ile taçlandırılması anlatılıyor. Yani yumurtanın Yumurta-yı Hümayun'a dönüşme serüveni...

BEYZADENİN HİKÂYESİ

Zamanın Adana Valisi, ünlü şairimiz Ziya Paşa’dır. Utangaçlığı üzerinde olan şair ruhlu duygusal bir beyzade, Ziya Paşa’nın huzuruna çıkıp ondan imzalı bir kitap alır. Olay örgüsü, beyzadenin heyecanla eline aldığı kitabı okumak için Adana sokaklarında kendisine uygun bir yer ararken değişik sokak tipleriyle karşılaşması üzerine kurulmuş.

Ondan bundan kaçarak en sonunda ağaçların altında uygun bir yer bulup yüksek sesle şiirleri okumaya başlayacakken beyzadenin karşısına âşık olacağı o kız çıkar. Gelinip görülsün ki kızın kabadayı olan abisi izdivaçlarına zaten razı olmazken beyzadenin babası da engel olmaya çalışır. Kara kara düşünürken imdadına kabadayı abiyle ahbaplık ilişkisi olan hem bohçacı hem falcı olan kadın yetişir. Alacağı bahşiş karşılığı kabadayıyı ikna etme görevini bu bohçacı kadın üstlenecektir.

MEDDAH’LIĞA ÖZGÜN YORUM

Tek kişilik gösteri geleneği olan Meddah'lık işte tam da burada sıradışı bir hal alıyor. Sahne paylaşımında bir kadın oyuncuyu görüyoruz. Bohçacı Falcı Fikriye rolünde Eylem Yıldırım’ı izlerken geleneksel tarzın bir kadın oyuncu ile zirveye çıktığına şahitlik ediyoruz.

Oyundaki bir diğer öne çıkan ilk ise, kanun, darbuka ve tambur ile sahnede yerini alan müzisyenler. Bu sanatçılar da oyunun kimi yerinde rol almaktan çekinmiyor ve seyir bu katılımla daha da leziz bir hal alıyor.

Tarihte yolculuk yaparak güzel vakit geçirmek isteyenler için "Yumurta-yı Hümayun”, Ankara'da Düşkapanı Sanat Merkezi Necdet Ersan Sahnesinde izlenebilir.

Sonraki Haber