Siyasetçilerden Zühtü Arslan'ın 'İş yükü' açıklamasına tepki: Anayasa Mahkemesi PKK'ya geçit vermemeli

PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi kapatma davasında iş yükünü bahane ederek ağır davranan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’a tepki büyüyor Siyasetçiler, Zühtü Arslan'ın istifasını isterken, kapatma davasının Türkiye için en öncelikli konulardan bir tanesi olduğunu vurguladılar

PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi kapatma davasında kurumun iş yükünü bahane ederek ağır davranma eğilimi gösteren Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın istifası için başlayan kampanyaya destek büyüdü.

AYM Başkanı Zühtü Arslan, yüksek mahkemenin “iş yükünü” gerekçe göstererek PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin kapatma davasının uzayacağı sinyallerini verdi. Bu açıklamaya toplumun her kesiminden tepki geldi. Arslan’ın istifası istendi.

Ak Partili, MHP'li milletvekilleri Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın tavrını eleştirdi, HDP'nin terörle desteğine dikkat çekti. Eski Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu, Arslan'ın “bahaneler” sunduğunu kaydetti, istifaya çağırdı. Bağımsız Milletvekili İsmail Ok, HDP’nin milli güvenlik sorunu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özcan Yeniçeri de Arslan'ın “Gerekli tavırları göze alamayacaksa görevinden çekilmesi gerektiğini” söyledi.

'ŞAİBELİ KARARLAR VEREBİLİYOR'

İyi Parti’den HDP yakınlaşması nedeniyle istifa ederek Ak Parti’ye katılan Manisa Milletvekili Tamer Akkal, Anayasa Mahkemesi Başkanının sahada Mehmetçiğin kararlı mücadelesiyle ezilen PKK’nın siyasi uzantısına geçit vermemesi gerektiğini vurguladı. Akkal, HDP’yi siyasi parti olarak görmediklerini belirterek şöyle konuştu:

“Terör örgütünün direktiflerini yerine getiriyor. Bunlarda siyasi erkin önemi yok. Terör örgütünün talimatlarını yapıyorlar. Kapatılması Türkiye'ye özel değil. İtalya’da Yunanistan’da da Avrupa’nın geliştiği ülkelerde bu tip uygulamalar oluyor. Anayasa Mahkemesinin sadece bu konuyla ilgili değil genel olarak hükümetin genel tavrına karşı muhalif duruşu var. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın bu tarz açıklamalarını doğru değil. Siyasi makamlar değil. Adaletin tecelli etmesi gereken makamlar. Anayasa Mahkemesi maalesef yine böyle şaibeli kararlar verebiliyor.”

'DAVANIN SAVSAKLANMASI TERÖRE FAYDA SAĞLAR'

MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, Arslan'ın “iş yükü” ifadelerine tepki gösterdi. Bülbül, Anayasa Mahkemesinin önündeki en önemli işin HDP'nin kapatma davası olduğunu belirterek şöyle sürdürdü: “Terörle irtibatlı hiçbir faaliyet siyasi dünyada olamaz. Bu noktada hukuki olarak bütün değerlendirmeler yapılmalı. Acilen karar verilmeli. HDP kapatılmalı. İşin savsaması, teröre terör destekçilerine destekten başka fayda sağlamaz. Hukukun normal mecra içinde akışını bekleyeceğiz. Ama bu 'iş yükü' ifadeleri bugün olan şeyler değil. HDP'nin kapatılması bekletilecek bir mesele değil. Her gün hukuk düzenimiz zehirleniyor.”

'BAHANELERLE GÖREVİNİ AKSATAMAZ'

Eski Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu, Zühtü Arslan’ın istifasını istedi, “Hiçbir mazeret devletin adli menfaatlerinin önüne geçemez yani iş yükü gibi bahanelerle görev aksattırılamaz. Anayasa Mahkemesi Başkanı anayasa haklarını, görevlerini yerine getirmek mecburiyetindedir” dedi.

'KİME HİZMET EDİYOR?'

İyi Parti’den HDP yakınlaşması ve Sorosçu isimlerin göreve getirilmesi nedeniyle istifa eden Bağımsız Milletvekili İsmail Ok ise HDP’nin milli güvenlik sorunu olduğunu belirtti: “Ben HDP'yi milli güvenlik sorunu olarak görüyorum. Kendileri zaten inkar etmiyor. PKK’nın arka bahçesi. Sırtımızı PKK'ya dayadık diyenler de onlar. Buna rağmen bu davanın sürüncemede bırakılması Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da bu konudaki bu tutumu bağımsız, milli bir devlette yaşanacak durum değil. Anayasa Mahkemesi Başkanı kime hizmet ediyor? Bunun sorgulanması lazım.”

'GÖZE ALAMIYORSA ÇEKİLSİN'

Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, yargı mensuplarının PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin Türkiye’de faaliyet göstermesine karşı çıkması gerektiğini ifade etti: “Eğer bu konuda gerekli tavırları göze alamayacaklarsa onu alacak olanlar vardır. Dolayısıyla oradaki görevlerinden bu kişilerin çekilmesi gerekir. Türk milletinden Türk tarihinden daha önceki konuları varsa onlar sivil hayata geçerlerse o konularla ilgilenirler. İstikbal, istiklal konusudur.

HDP Kapatılsın Platformu Üyesi ve siyasetçi-akademisyen Özcan Yeniçeri, AYM’nin PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi bir an önce kapatması gerektiğini söyledi: “Yargı, gereğini yapmak ve yerine getirmek zorunda. HDP meselesi Türkiye’nin öncelikli bir meselesidir. Türk milleti HDP’yi kabul edemiyor. Herkes 'Ya sabır' çekerek sonucun ortaya çıkmasını bekliyor. Böyle bir ortamda kem küm etmenin işi yokuşa sürmenin bir mantığı yoktur. Bir terör örgütünün varlığı hukuk düzeliğinin yokluğu haline gelir.”

CÜBBESİNİ TAŞIYAMIYOR!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın istifası için başlayan kampanyaya Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve HDP Kapatılsın Platformu Başkanı Hasan Korkmazcan ve demokratik kitle örgütlerinden de destek geldi.

Korkmazcan, Arslan'ın HDP’nin kapatılması ile ilgili davanın sürecini “sağlıklı” yürütemeyeceğini belirterek şöyle konuştu: “Arslan, iş yükünü ileri sürerek HDP'nin kapatılması konusundaki davaya bir mazeret uydurmaya girmiştir. Cübbesini taşımayan hâkimler görevini yapmaktan vazgeçerler. Kendi görüşünü açıkça beyan etmiştir. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın özellikle HDP’nin kapatılması ile ilgili davaya bakması sağlıklı yürümeyecektir. İstifa etmelidir.”

TÜRK GENÇLİĞİNDEN TEPKİ

Türk gençliği, bugün AYM’nin önündeki en öncelikli görevin HDP’nin kapatılma davası olduğunu ifade etti. Türk hukukunun, Mehmetçiğe kurşun sıkanların, anaları evlatlarından ayıranların yanında duramayacağının altı çizildi.

Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Dilek Çınar şunları kaydetti: “Anayasa Mahkemesinin HDP’nin kapatılmasından daha önemli işi olamaz. Başkanın açıklaması ne yazık ki Türkiye'nin yanında açıklama değildir. Anayasa Mahkemesi emperyalizm hukukunu işleyemez. Bu ilk ayak sürmesi de değil. HDP kapatma davasında ayak sürüyen, Türk milleti adına karar veremez. Türk mahkemesi Mehmetçiğe kurşun sıkanların yanında olamaz. Anayasa Mahkemesi milletin adına karar veremeyecek durumdadır. Bu yüzden Arslan bu açıklama sonrasında derhal istifa etmelidir.”

'BOP'A GÖRE HAREKET EDİYOR'

“Anayasa Mahkemesi Başkanı, Abdullah Gül'ün kalıntısıdır” diyen Türkiye Liseliler Birliği Genel Başkanı Furkan Kaplan ise şöyle konuştu: “Toplumun her kesiminden Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a istifa çağrısı geldi. Türk gençliği HDP’nin kapatılmasını istiyor. Anayasa Mahkemesi Başkanına sesleniyoruz; Diyarbakır annelerinin iş yükü, hayatları yok mu? Mehmetçiğin polisin iş yükü yok mu? Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın açıklamalarında Türkiye'nin geri dönüşüne hesap var. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP)’a göre hareket etmektedir.”

'KAPATMA DAVASI GECİKTİRİLMEMELİ'

İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu Genel Sekreteri Hakan Çatak da, HDP kapatma davasının başka davaları gerekçe göstererek ileri tarihe ertelenecek bir dava olmadığını belirtti. Aydınlık’a konuşan avukat Hakan Çatak, “Normal şartlar altında HDP kapatma davası çok spesifik bir dava. Başkaca birtakım davaları, bazı devam eden süreçleri mazeret ve gerekçe göstererek sürüncemede kalabilecek ya da ileri tarihlere ertelenebilecek bir dosya değil. Türkiye kamuoyunun gündeminde olan bir dava. Ayrıca üniter yapı açısından olsun başka diğer siyasi gelişmeler açısından olsun çok büyük önem arz eden bir dava. Dolayısıyla diğer devam eden davalar ya da diğer hususlar belirtilerek bu davanın geciktirilmesi bence doğru değildir ve bu durum makul bir yaklaşım olmayacaktır. Önemine binaen en hızlı şekilde karara bağlanması gereken bir dosya sürecidir” ifadelerini kullandı.

“HDP’nin içinde bulunduğu durum malum. Terör örgütüyle, siyasi bir kimliği olmasına rağmen iç içe geçmiş durumdalar” diyen Çatak, “Anayasa’da açıkça belirtilen maddeler kapsamında faaliyetleri Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı tutum içerisindedir. Dolayısıyla HDP’nin kapatılması için koşullar, şahsi kanaatimce oluşmuş durumdadır. Hukuki kriterler çerçevesinde değerlendirilmesi halinde dava sonucunda HDP’nin kapatılabileceğini öngörüyorum” beyanlarında bulundu.

NE OLMUŞTU?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın geçen haftalarda gazetecilerin HDP kapatma davasının ne zaman sonuçlanacağına ilişkin sorularına verdiği yanıt tartışmalara neden olmuştu. Arslan bu soruya, “Anayasa Mahkemesinin üzerinde tarihinin en yoğun yükü var. 52 bin bireysel başvuru var... 14 Temmuz’da Genel Kurul yapacağız. Sonra 1 Eylül’e kadar tatile gireceğiz… Bir de siyasi parti kapatma davalarının sürecine bakın, oradan ortalama bir şey çıkar. Bu arada ilgili Partinin savunma hazırlığı için de 60 günlük süresi var zaten” yanıtını vermişti.

TARTIŞMA YARATAN KARARLAR

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, bugüne kadar kamuoyunun tepkisini çeken bazı kararlara da imza attı. Bunların arasında akademisyenler, Osman Kavala, Ahmet Altan, Can Dündar kararları dikkat çekti.

ÖCALAN'I ÖVEN KİŞİ İÇİN HAK İHLALİ KARARI

Anayasa Mahkemesi, bir eylem sırasında ‘Devrim Çarkı’ isimli marşı okuyan ve marşı “Önderimiz Başkan Öcalan” diye bitirdiği belirtilen sanığa verilen cezada ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti. Karar oy çokluğuyla alınırken Zühtü Arslan, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği şeklinde oy vermişti. Anayasa Mahkemesinin verdiği bu karar tepki çekmişti.

OSMAN KAVALA BAŞVURUSU

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Osman Kavala’nın Gezi Parkı soruşturmasına ilişkin ‘Tutuklamanın hukuki olmaması’ iddiasıyla yaptığı bireysel başvuruyu oy çokluğuyla reddetmişti. Karara, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ile birlikte toplam 5 üye katılmayarak karşı oy yazmıştı. Zühtü Arslan karşı oy gerekçesinde şu ifadeleri kullandı: “Başvurucu, ilk soruşturmanın üzerinden 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra tutuklanmıştır. Soruşturma belgelerinde gösterilen delillerin kahir ekseriyeti Gezi olayları sırasında başvurucunun bazı şahıslarla yaptığı telefon görüşmelerine dayandırılmıştır. Başka bir ifadeyle başvurucunun tutuklanmasına neden olarak gösterilen temel delillerin neredeyse tamamı zaten ilk soruşturma dosyasında bulunan delillerdir. Soruşturma makamları kayda değer yeni bir delil ortaya koymadan başvurucunun aradan 4 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra tutuklanmasının neden gerekli olduğunu gösterebilmiş değillerdir.”

AHMET ALTAN

Yüksek Mahkeme, Ahmet Altan’ın bireysel başvurusunda da kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edilmediğine karar vermişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ile bazı üyeler karara katılmayarak karşı oy yazmıştı. Arslan karşı oy gerekçesinde, şunları söylemişti: “Bazı üçüncü kişiler arasındaki 'Bylock' yazışmalarında başvurucu hakkında değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir. Bununla birlikte somut olayın koşulları ve başvurucu hakkında kullanılan ifadelerin içeriği dikkate alındığında bunların tek başına suç şüphesini gösterir kuvvetli bir belirti olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Başvurucu esas itibariyle farklı tarihlerde yayınlanan bazı yazılarından ve bir televizyon konuşmasından dolayı tutuklanmıştır. Hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukukilik şartını sağlamadığı tespiti ışığında, tutuklama gibi ağır bir tedbirin ifade ve basın hürriyetleri bakımından demokratik toplumda gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”

CAN DÜNDAR VE AKADEMİSYENLER BAŞVURUSU

Anayasa Mahkemesi, Can Dündar'ın bireysel başvurusunda kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar vermişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, verilen kararda hak ihlali şeklinde görüş bildirmişti. Bir grup akademisyen tarafından yayımlanan bir bildiriye imza veren 9 başvurucunun terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılması nedeniyle yaptıkları bireysel başvuruda da ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verilmişti. Karara 8 üye katılmazken Zühtü Arslan ihlal yönünde oy vermişti. Arslan'ın "ihlal" yönünde oy kullanması nedeniyle "eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağı"na ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verilmişti.

Sonraki Haber