Siyasi kriz büyüyor, yeni hükümetin geleceği yok

Ekonomik bir çöküşü yaşayan Fransa bugün bir de siyasi krizlerle sarsılmakta.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Meclis’i feshederek ülkeyi erken seçime götürmesinden ve genel seçimlerde üçe bölünmüş bir Meclis tablosuyla başlayan hükümet krizi devam ediyor. İki turlu çoğunluk sistemine dayalı sistem tamamen çökmüş görünüyor. Bugüne kadar küçük partilerin Meclis’e girmesini önleyen, muhafazakâr liberal ve sosyal demokratlardan oluşan ikili blok çökünce sistem tıkandı. Bunun en önemli nedeni de Fransa’da yükselen milliyetçilik ve Marine Le Pen’in Ulusal Birlik partisinin bugün Meclis’in birinci partisi durumuna gelmesi.

İkili blokun çökmesinin nedeni Sarkozy ile başlayan, Hollande ile devam eden ve son olarak 7 yıldır iktidarda olan Macron’un uyguladıkları neoliberal sistemin çökmesi, bu Atlantikçi liderlerin halktan kopması, halkın yoksullaşması ve isyanı artık gelip bir yere dayanmıştır. Zaten ekonomik bir çöküşü yaşayan Fransa bugün bir de siyasi krizlerle sarsılmakta.

Macron artık Fransa’da istenmeyen adam durumundadır. 7 yılık iktidarı boyunca dünyada şaşkınlık yaratan çıkışları, çelişkili politikaları hem içeride hem de dışarıda hesapsız kitapsız yaptıkları ve iki yüzlü politikaları halkın nefretini kazanmıştır. İstifa etmesi ve azledilmesi gündeme getirilmektedir. Ama onun umurunda değil; koltuğuna yapışmış “istifa etmem” diyor. 3 ay önce atadığı Barnier hükümeti gensoru ile düşürüldü. Geçen hafta yeni bir başbakan daha atadı.

BİR YILDA DÖRDÜNCÜ HÜKÜMET

Macron’un atadığı yeni başbakan da kendi kampından biri. Son 12 ayda atadığı dördüncü başbakan. Her mevsime bir başbakan; kış aylarında Elisabeth Borne, ilkbahar-yaz aylarında Gabriel Attal ve gensoru ile düşürülen sonbahar başbakanı Michel Barnier. Şimdi de kış ayları için çiçeği burnunda François Bayrou.

François Bayrou 34 milletvekiliyle partisi Demokrat Hareket (MoDem) Macron’un cephesinde ve cumhurbaşkanlığı çoğunluğunun bir parçası. Macron’un bir proje olarak iktidara getirildiği 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onunla işbirliği yapmıştı. Dış politikada özellikle de Ukrayna konusunda hep birlikte hareket etmiştir. Fransa'nın Kiev'e tedarik ettiği silahların Rusya Federasyonu topraklarını vurulmasını onaylamış ve Macron'un Batı'nın Ukrayna'ya desteği konusunda “kırmızı çizgiler çizmeye gerek olmadığı” yönündeki görüşünü desteklemişti. Ne sağcı ne solcu olduğunu söyleyen Bayrou katı bir Avrupa Birliği yanlısı ve Hristiyan değerlere sıkı sıkıya bağlı bir muhafazakar.

İlk başta Macron’un kafasındaki isim Bayrou değildi. Bayrou’nun bastırması ve 34 milletvekiliyle birlikte Cumhurbaşkanlığını terk etme tehdidi Macron’un boyun eğmesine yol açtı. Bu kavga bakanlar kurulunun oluşmasında da devam edecek gibi görünüyor.

BAŞBAKAN SOSYAL DEMOKRATLARIN HÜKÜMETE KATILMASINI İSTİYOR

Bayrou, atandıktan sonra siyasi parti liderleriyle görüşmelerin ardından 19 Aralık Perşembe günü, daha önce Barnier’nin yaptığı gibi Melenchon ve Marine Le Pen’in partileri dışındaki parti ve parlamento gruplarının başkanlarıyla yeniden bir araya geldi. Macron’a karşı kararlı duruşlarıyla bilinen bu iki partiyi davet etmemesine şu kılıfı uydurdu: “Beşinci Cumhuriyet döneminde şu ya da bu zamanda ülke yönetiminde yer almış siyasi partileri ve parlamento gruplarını” davet ettik.

Meclis ve Senato başkanlarının da katıldığı bu toplantı da fiyasko ile sonuçlandı. Toplantıda François Bayrou parti liderlerine hükümete katılmalarını önerdi. Aslında bu öneri Sosyalistlere, Komünistlere ve Yeşillere’ydi. Ve bu bloku ikna etmek için de “emekli reformunu yeniden tartışalım” dedi. Bayrou, 2023 yılında kabul edilen tartışmalı emeklilik reformunu “askıya almadan devam ettirelim” ama 8 ay boyunca sendikaları da dahil ederek tartışalım” dedi. Fakat Başbakanın bu öneri ve çıkışları toplantıya katılan “sol blok” (Böyle de deniyor) bir karşılık bulmadı. “Sağ bir hükümette yer almayacaklarını” ilan ettiler. Bayrou’nun bütçeyi hiç gündeme getirmediğini, bir önceki Barnier hükümetinin 2025 bütçesine gensoru vererek düşürdüklerini dolayası ile (net olmamakla birlikte) gensorunun masada olduğunu ifade ettiler.

Toplantıya davet edilmeyen, edilse de gitmeyeceklerini ilan eden Melenchon’un partisi, hükümetin kurulması ve Meclis’te programını açıklamalısıyla birlikte gensoru vereceklerini bugünden ilan ettiler. Bayrou yeni hükümetin Noel’den önce açıklanacağını söyledi.

HEDEF SOSYAL DEMOKRATLARI BÖLMEK

Macron’u kurtaracak ve uzun ömürlü bir hükümet kurmasını sağlayacak tek parti Sosyal Demokrat Sosyalist Parti ve yanında bocalayan Yeşiller hatta Komünistler. Macron da buna oynuyor. Sosyalistler, Komünistler, Yeşiller ve Boyun Eğmeyen Fransa’dan oluşan “Yeni Halk Cephesi”ni bölmek. En azından gensoru vermemeleri için bir formül bulmak ve Melenchon ile aralarını açmak. Sosyal Demokrat Blok, Başbakan Bayrou ve yeni kurulacak hükümet konusunda şimdiden birbirine girmiş durumda. Sosyalist Parti Genel Başkanı Olivier Faure, bütçe dahil hiçbir kanun tasarısının Anayasanın 49.3 maddesini kullanarak Parlamentoya sunmadan geçirilmesene karşı çıkıyor ve bu konuda garanti verilirse gensoruya katılmayacaklarını ifade ediyor. Faur “hükümete katılmayacağını” açıkladı ama yeni hükümete gensoru verme konusunda parti içinde kavga var. Kendi cephesinden Bayrou hükümetine gensoru vereceklerini açıklayan Melenchon’u “maceracılıkla” suçluyor. Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Grup Başkanı Mathilde Panot, Yeni Halk Cephesi'nin dört bileşeninin (Sosyalistler, Komünistler, Ekolojistler ve LFI), François Bayrou'nun genel politika açıklamasının ardından 14 Ocak'ta grubunun sunacağı gensoru önergesi lehinde oy kullanacağına “inandığını ” söyledi. “Bu an (...) hükümete kimin muhalefet edeceğini ve kimin destekleyeceğini belirleyecek olan andır” dedi.

Sosyal Demokrat Faur’un partisinden Bakan yapmak için bakalım kaç milletvekili koparacaklar? Bunun için uğraşıyorlar. Veya hükümete gensoru vermeyip hükümet cephesinde yer alabilecek kaç milletvekilini ikna edebilecekler? Bu didişme Yeni Halk Cephesi’nin dağılmasına yol açabilir. Bu da Sosyal Demokrat Cepheyi önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zor durumda bırakabilir.

MARİNE LE PEN GENSORU SİLAHINI BIRAKMIYOR

Ulusal Birlik Grup Başkanı Marine Le Pen yeni başbakana en azından Meclis’in feshedilip yeni seçimlerin yapılma olasılığının olduğu Temmuz 2025’e kadar 6 ay şans vermek istiyor. Diğer taraftan Marine Le Pen’in Bayrou’ya bir vefa borcu var: cumhurbaşkanı adayı olmak için adayın 500 seçilmiş şahsiyettin imzasını alması gerekiyor. 2012 seçimlerinde Bayrou 500 imzayı bulmakta zorlanan Le Pen’e imza için çağırıda bulunmuş hatta kendisi de imza vermişti. Medya bunu hatırlatıyor ama milliyetçi lider politikasını temsil ettiği seçmenlere göre belirliyor. Önce “bütçenin nasıl oluşturulduğunu görmeyi” beklediğini söylüyor. Le Pen, “Ben son derece ihtiyatlı davranırım… Sabah, öğle ve akşam gensoru tehdidini savurmuyorum, sadece bu araçtan vazgeçmeyeceğimi söylüyorum” diyor. Ama “İlkelerimiz açık: “Ölene kadar vergilendirilmek istemeyen 11 milyon seçmenini temsil ediyoruz. Enerji fiyatlarının arttığını görmek istemiyoruz, geri ödemesi kaldırılmak istenen ilaçların listesini uzatmalarını istemiyoruz” diyor. Bunun için gensoru sopası ellerinde olacak.

HÜKÜMETİN ÖMRÜ UZUN OLMAYACAK

Peki hükümet krizi bitti mi? Hayır! Bayrou’nun oluşturmaya başladığı hükümetin ömrü de uzun olmayacak. Barnier hükümeti 3 ay sürdü, Bayrou hükümeti de haydi 6 sürsün. 6 ay sonra ne var? Macron’un yeniden Meclis’i feshetme ve genel seçimlere gitme olanağı var. Yeni hükümetin oluşumunda Cumhurbaşkanlığı çoğunluğunu oluşturan partiler arasında ayrılıklar var. Bayrou yeni hükümetin üçte birinin kendi partisi Merkez’den, diğer üçte birinin Cumhurbaşkanı çoğunluğu ve Cumhuriyetçilerden ve geri kalanın da “sol bloktan” olacağını açıklamıştı. “Sol bloktan” ret cevabı geldi. Cumhuriyetçiler de hükümete girme konusunda henüz karar vermediler.

Yeni Başbakan Bayrou da gensoru ile düşürülen önceki Başbakan Barnier gibi gensoru konusunda Marine Le Pen’e güveniyor. Başbakan toplu görüşmede sosyal demokratları ürkütmemek için Marine Le Pen’i davet etmedi ama başa baş ilk görüşmeyi onunla yaptı. Milliyetçi lider görüşmeden sonra “gensoruyu peşinen dayatmadıklarını ama bütçe ile ilgili kırmızı çizgilerinin devam ettiğini” açıkladı. Marine Le Pen'e göre, “François Bayrou ile Macronizm'in bir uzantısı sadece çıkmaza ve başarısızlığa yol açabilir” açıklamasında bulundu.

BU MECLİS’TE HİÇ BİR HÜKÜMETİN GELECEĞİ YOK

Temmuz 2024 genel seçimleri öyle bir Meclis aritmetiği ortaya çıkardı ki, Macron ağzıyla kuş tutsa uzun ömürlü bir hükümet kurma olanağı yok. Çünkü hiçbir parti ve partiler ittifakı hükümet kurma çoğunluğu elde edemedi. Bu tabloda hükümetin anahtarı Marine Le Pen’in Milliyetçi Partisi Ulusal Birlik’in elinde. Çünkü 124 milletvekiliyle Meclis’in birinci partisi. Marine Le Pen’in “evet” demediği hiçbir hükümetin yaşama şansı yok. Bir de Melenchon’un Boyun eğmeyen Fransa Partisi var; Macron’a karşı en radikal tutumu alıyorlar. Le Pen ile birlikte Barnier hükümetini düşürdüler.

Diyelim bu hükümet de düşürüldü ve Macron hükümeti kurma görevini Yeni Halk Cephesi’nden birine verdi (düşük bir ihtimal olsa da). 193 milletvekiliyle onlar da bir azınlık hükümeti kuracaklar. 3 günde onları da düşürürler.

FRANSIZLAR BAYROU’NUN BAŞARILI OLACAĞINA İNANMIYOR

Elabe anket kuruluşu, Bayrou’nun atanmasından hemen sonra yaptığı ankette “Fransızların %73'ü François Bayrou hükümetinin Emmanuel Macron'un önceki hükümetlerine kıyasla üslup ya da yöntemde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğine inanıyor”. Anket kuruluşunun sonuçları “Français Bayrou'nun önümüzdeki haftalarda başta bütçe olmak üzere kararlar almak ve yasalar çıkarmak için insanları bir araya getirebilecek ve çeşitli siyasi gruplarla uzlaşma sağlayabilecek bir hükümet kurmayı başaramayacağı” yönünde.

Le Pen’den önemli mesajlar

Ulusal Birlik Partisi Lideri Marine Le Pen “Macron’un sonu geldi, her şey bitti” açıklamasının yankıları sürüyor. Le Pen “Emmanuel Macron'un kırılganlığı ve elinde kalan çok az kurumsal koz göz önüne alındığında, bir önlem olarak erken bir cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlandığını” söyledi. Macron’un durumunun “çok kırılgan" olduğunu söyleyen milliyetçi lider “Sorunlar, başbakanıyla anlaşmazlığa düşebilecek olan kendi merkez bloğundan ya da finans piyasalarından bile kaynaklanabilir. Emmanuel Macron'u görevine son vermeye itebilecek pek çok neden var" dedi.

Marine Le Pen "Emmanuel Macron'un işi neredeyse bitti. Yorumum zalimce değil, bu kurumsal bir gerçeklik" diye ekledi. Le Pen, Le Parisien'e verdiği demeçte, “Macron kendisini atayan başbakanı atama yetkisini bile kaybetti. Elinde fazla bir şey kalmadı” diyerek cumhurbaşkanının “Avrupa Birliği'nde artık hiçbir etkisi kalmadığını, uluslararası alanda her yerde hakimiyetini kaybettiğini, herkese kızgın hale geldiğini" söyledi.

‘PARLAMENTOYU FESHETTİ AMA KAYBETTİ’

Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanan milliyetçi lider, 19 Aralık'ta İspanya'nın El Pais gazetesine önemli açıklamalarda bulundu. “Emmanuel Macron Fransa Cumhurbaşkanı olarak sorunlar yaratmıştır. Eğer bir istikrarsızlık varsa, bu Macron'un suçudur. Yedi yıl içinde birkaç milyar dolar borç yarattı ve ülkedeki durumu karmaşıklaştıran da bu oldu. Ayrıca seçimleri kazanacağını düşünerek parlamentoyu feshetti ama kaybetti.” dedi. Le Pen, “Ülke için artık olumlu bir şey yapmıyorsa, bir noktada görevine devam edip edemeyeceğine karar vermek ona kalmıştır. Eğer bir noktada Fransız Anayasasının kısıtlamalarına takılırsa, kararı verecek olan kendisidir”. ifadelerini kullandı.

‘FRANSA’NIN KONTROLÜ AB’NİN ELİNDE’

Le Pen, El Pais gazetesinde yayınlanan röportajında Avrupa Birliği’ne de değindi: “Avrupa Birliği mevcut haliyle Fransa'nın ulusal çıkarlarına aykırı hareket etmekte ve Avrupa Komisyonu bu konuda büyük bir olumsuz rol oynamaktadır.Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, genel olarak AB'nin ve özel olarak da Fransa'nın çıkarlarına karşı bir politika izlemektedir” dedi. Le Pen ayrıca “Fransa'nın şu anda bir dizi sorunla karşı karşıya olduğunu; kendi ticaret politikasını kontrol edemediğini ve büyük ölçüde, özellikle de ekonomik çıkarların korunması konusunda Avrupa Birliği'ne bağımlı olduğunu” belirtti.

‘RUSYA’NIN AVRUPA'YI FETHETMEK GİBİ EMELLERİ YOK’

Röportajda “Batı'nın Kiev'i çatışmayı sürdürmeye zorladığına inandığını” söyleyen Le Pen, “Biz onu savaşı sürdürmeye zorluyoruz. Ukrayna'nın kazanmasının tek yolu NATO'nun müdahale etmesi olacaktır ve bu da 3. Dünya Savaşı anlamına gelecektir” diye ekledi. Rusya Federasyonu Başkanı'nın “Avrupa'yı fethetmek” gibi “emelleri” olduğuna inanmadığını ifade eden Le Pen “Putin'in Rusya'yı dünya sahnesinde önemli bir role kavuşturmayı başardığını da” sözlerine ekledi.

Fransa’nın Donald Trump'ın ABD'de iktidara gelmesinin sonuçlarından ciddi şekilde etkileneceğini söyleyen Marine Le Pen, “Ülkesinin çıkarlarını korumak için yaptığı bu hareketin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağız. Onu kınayamam ama (Washington'ın çıkarlarının) Fransa'nın çıkarlarına ters düşebileceğini de anlıyorum” dedi.

Sonraki Haber