Soçi’deki irade Batı’da telaş yarattı
Erdoğan ve Putin’in Soçi buluşmasında ortaya koyduğu işbirliği kararlılığı, Batı’daki endişeyi derinleştirdi. Atlantik medyasının ağır topları, Türkiye’ye karşı ‘yaptırım sopasını’ piyasaya sürdü. Ancak Türk iş insanlarını caydırmayı hedefleyen bu tehditlerin altı dolu değil...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de yaptığı toplantı Batı merkezlerinde panik havası yarattı. İki lider, Tahran’da yapılan Astana Zirvesi sonrasında 17 gün içerisinde ikinci kez görüştü. Özellikle Rus doğalgazının rubleyle alınması ve milli paralarla ticaret üzerine anlaşılması büyük ses getirdi.
Atlantik medyasının önde gelen yayınları, Erdoğan-Putin zirvesini “baş edilmesi gereken bir tehdit” olarak sütunlarına taşıdı. Batı’da Türk-Rus yakınlaşmasına dair endişelerin arttığı kaydedilirken Rusya’daki fırsatları değerlendirmeye yönelen Türk iş insanlarını caydırmak üzere “ikincil yaptırımlar sopasını” öne çıkaran demeç ve yorumlara yer verildi.
Ancak bu makalelerin içinde Batı’daki çatlağa işaret eden cümleler, bu tehditlerin “Soçi telaşıyla” gündeme getirildiğini ve Türkiye’ye yaptırımın ABD’nin yansıtmaya çalıştığı kadar kolay olmadığını da ortaya koyuyor.
‘BANKALAR VE ŞİRKETLER TÜRKİYE’DEN ÇEKİLEBİLİR’
Financial Times gazetesi Soçi buluşmasını, “Türkiye’nin Rusya’yla bağlarını derinleştirmesi üzerine Batı başkentlerinde telaş (alarm) yükseliyor” başlığıyla haberleştirdi. Gazeteye konuşan altı Batılı yetkilinin Erdoğan-Putin görüşmesinde alınan kararlarla ilgili kaygılarına yer verilen makalenin ilk cümlesinde “yetkililerin, Ankara Moskova’nın yaptırımlardan kaçınmasına yardım etmesi halinde misilleme uyarısı yaptığı” vurgusu öne çıkarıldı.
Bu “uyarıyla” ilgili kıdemli bir Batılı yetkilinin “Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma günü açıkladığı taahhütlerini yerine getirirse Batı ülkeleri şirketlerini ve bankalarını Türkiye’den çekilmeye çağırabilir.” dediği aktarıldı. Bu demeç, “NATO üyesi ülkeye son derece sıra dışı bir tehdit” olarak nitelendirilirken “yabancı firmalar bu çağrıya uyarsa ülkenin 800 milyar dolarlık ekonomisine ciddi zarar vereceği” görüşüne yer verildi.
UYGULANAMAZ BİR TEHDİT
Ancak muhtemelen ABD’li bir yetkili tarafından dile getirilen bu iddia, gazeteye demeç veren diğer Batılı yöneticiler tarafından reddetti. Söz konusu yetkililerin “yaptırımı, pratik ve yasal açıdan nasıl uygulanacağı veya iyi bir fikir olup olmadığı konusunda” sorguladığı aktarıldı. Türkiye’nin uzun süredir Batı finansal sistemiyle bütünleşmiş olduğu ve büyük Batılı şirketler için çok karlı bir iş sahası olmayı sürdürdüğünün altı çizildi.
Bir Avrupalı yetkili, “Bu tür olumsuz eylemlere muhtemelen güçlü bir şekilde karşı koymamızı sağlayacak oldukça önemli ekonomik çıkarlarımız var.” ifadelerini kullandı. Eğer Türkiye Rusya’yla çok yakınlaşırsa bu kadar büyük çaplı olmasa bile olumsuz hamlelerin ihtimal dışı olmadığı kaydedildi. AB blok halinde yaptırım uygulamasa dahi üye ülkelerin, “ticaret finansmanına kısıtlamalar getirmek ya da büyük finans şirketlerine Türk firmalara fonları düşürme çağrısı yapmak” gibi bireysel birtakım tedbirler alabileceği ifade edildi.
DOLARIN DEVRE DIŞI KALMASI HEDEFTE
Makalede Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın Türkiye ve Rusya’nın doğalgaz ticaretini rubleyle yapma hususunda anlaştığı açıklaması alıntılandı. Novak’ın bankalar arası bağların ve anlaşmaların geliştirilmesi için de görüşmelerin sürdüğü vurgusuna yer verildi.
Erdoğan’ın da Rusların geliştirdiği ödeme sistemi MIR’in Türkiye’de yaygın kullanımı için “çok önemli gelişmeler var” dediği aktarıldı. Batılı yetkililerin bu mekanizmaların Rus yaptırımlarının etrafından dolaşmak (bypass) için kullanılabileceği “korkusuna” yer verildi.
Erdoğan’ın Batı için “giderek daha güvenilmez bir müttefik olduğu” vurgulandı.
İKİNCİL YAPTIRIM SOPASI
Washington Post gazetesinde de “Hem Batı’da hem Ukrayna’da Moskova’nın bankacılık, enerji ve sanayi sektörlerindeki yaptırımların etrafından dolanmak için Erdoğan’ın yardımını beklediği” yönünde kaygıların arttığı yazıldı. İki Moskovalı iş insanının beyanlarına göre Rusya’nın perakende sektörünü Türkiye’nin yardımıyla yeniden inşa ettiği belirtildi. Türkiye’nin şubat ve haziran arasında Rusya’ya ihracatını 400 milyon dolara yükselttiğine dikkat çekildi. Türkiye’nin bu tekliflere olumlu yanıt vermesi ve gerçekten Rus ürünlerinin dış dünyaya açılacağı bir merkez olması durumunda “ikincil yaptırımlara uğrayabileceği” vurgusuyla sopa gösterildi. Makalenin sonunda “Türk yetkililerin önünde bir seçim duruyor. Rusya’yla iş yapmanın ekonomileri ve finans sektörleri üzerine gölge düşüreceğini ve dünyanın geri kalanıyla iş yapmanın zorlaşacağını biliyorlar.” ifadelerine yer verildi.
TÜRKAKIM VURGUSU
New York Times gazetesi iki liderin toplantısını, “Putin ve Erdoğan Soçi buluşmasında işbirliği için daha fazla alan sağladı” başlığıyla gördü. Türkiye’nin “Moskova ve dünyanın geri kalanı arasında ana ticaret köprüsü olduğu bir dönemde ekonomik bağları güçlendirme taahhüdü” verilmesinden duyulan rahatsızlık dile getirildi.
Putin’in Türk Akım boru hattını “hala Avrupa’ya akış sağlayan ana geçiş güzergahı” olarak övdüğüne yer verildi. Türkiye ve Rusya’nın doğal gaz ticaretinde rubleye geçme kararı aldığı belirtildi. Bir kısmı Rusya’nın para birimini hedef alan yaptırımlarının etkisini azaltacağı için Batı ülkelerinin bundan bilinçli olarak kaçındığı vurgulandı.
‘GÜVENİLİR BİR OYUNBOZAN’
Foreign Policy’de yayımlanan bir makalede ise Türkiye ve Rusya’nın iyi bir pratik ilişki sürdürmede kendi açılarından makul gerekçeleri olduğu belirtildi. Putin’in gözünde Erdoğan’ın NATO içinde “güvenilir bir oyunbozan” ve Rus gazı için istekli bir müşteri olduğu söylendi. Erdoğan içinse Putin’in Türkiye’nin “bağımsız dış politikasını” sergilemeye ve Türkiye’de ışıkların açık kalmasına yardımcı olduğu dile getirildi. Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının yüzde 45’ini Rusya’dan aldığı ve toplam enerji tüketiminin yüzde 10’unu karşılayacak nükleer enerji santralini Rusya’yla inşa ettiği vurgulandı.
Soçi Zirvesi’nde gündeme gelen konulardan birinin Tahran’da ele alınan Suriye’ye operasyon olduğu kaydedilen makalede, Türkiye’nin bir “işgale” ve “Kürt milislere yönelik doğrudan saldırıya” hazırlandığı ifade edildi. Türkiye’nin Rusya’nın izinden giderek bu askeri hamleye “özel askeri harekât” dediği vurgulandı.
‘UKRAYNA İSTİHBARATI RUS TEKLİFİNİ SIZDIRDI’ İDDİASI
WashIngton Post, Ukrayna tarafından ele geçirilen Rusların Türkiye’ye sunduğu bir teklifin kendilerine ulaştırıldığını iddia etti. Bu sızdırılan teklifte Rusya’nın Türkiye’deki petrol rafineri, terminalleri ve depolarında hisse almasının önünün açılmasını yer aldığı iddia ediliyor. Buna göre AB’nin koyduğu petrol ambargosu gelecek yıl tamamen yürürlüğe girdiğinde, Rusya’dan çıkan petrolün menşei gizlenecek ve yaptırımların etrafından dolaşılmış olacak. Teklifte yer alan diğer maddelerin, Rusya’nın en büyük bankalarının Türk bankalarında hesap açmasına ve Rus sanayicilerin Türkiye’nin serbest ekonomik bölgelerinde faaliyet yürütmesine imkân tanınması olduğu ileri sürüldü.