‘Son yılların hikayesi’ nereden güç alıyor?

İlk işaretler Türk Ordusu'nun ABD'ye direnmesiyle gelir. Sonra 28 Şubat'ta ABD vatandaşı Çiller tasfiye edilir. Sonrası ABD'nin karşı hamlesi Ergenekon, Silivri direnişimiz, Türk Ordusu'nun özgürleşmesi, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı... En son Akdeniz'deki hamleler...

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın 30 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı “Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır” açıklaması tartışma yarattı. Kalın 9 Ağustos 2020 tarihinde bir televizyon programında görüşlerini ayrıntılandırdı. Kapak dosyalarıyla adından söz ettiren Teori dergisinin WhatsApp tartışma grubunda da önemli görüşler yazıldı. Paylaşıyoruz:

[10/8 13:54] Serhan Bolluk: Değerli arkadaşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin aslında 12 Eylül'ün hemen ertesinde başlayan değişimi bu süreci anlamak bakımından çok önemli. İlk işaret ordunun Necdet Üruğ tarafından kışlaya çekilmesi ve cuntanın 1983'te seçime gitmek zorunda kalmasıdır. Aynı Üruğ, daha sonra ABD'nin Irak, Suriye, İran ve elbette Türkiye'yi bölme planını reddeden adamdır (Bkz. 2000'e Doğru, Pentagon'un Kürt senaryosu kapağı). Ardından Torumtay'ın birinci Körfez saldırısında ABD'ye direnip, kuzeyden Irak'a saldırma hesabını reddetmesi gelir. 60 bin ABD askeri Mersin açıklarında gemilerde kaldı. Sonra Karadayı ve Kıvrıkoğlu gelir. 28 Şubat olur. Batıcı İslam ama daha önemlisi ABD vatandaşı Çiller tasfiye edilir. Sonrası çok daha açık. ABD'nin karşı hamlesi Ergenekon, Silivri direnişimiz, Türk Ordusu'nun özgürleşmesi, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı... En son Akdeniz'deki hamleler... Ve ABD'nin canına okunması. Tabii son altı yıldakiler Tayyip Erdoğan'la oldu. Bütün bu dizgeyi sınıfsal temelli analiz etmeliyiz. "Batıcı İslam" ordunun manifestosunda kullanılan şekliyledir.

Oryantalist ve Avrupamerkezci görüşlerin bizdeki ilk eleştirmenlerinden biri olarak, Mecelle'nin yazarı Cevdet Paşa sayılabilir.

[10/8 14:17] Adnan Akfırat: Doğrusu "Batıcı İrtica."

[10/8 14:21] Serhan Bolluk: Teşekkürler

[10/8 14:22] Cemil Gözel: Serhan abinin Türk burjuvazisinin karakterine dair değerlendirmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yazı kurullarının birinde bu konuyu incelediğimiz bir dosya planı yapmıştık. Öne alabiliriz.

[10/8 14:40] Adnan Akfırat: İbrahim Kalın, 150 yıllık masal derken neyi kastettiğini açıkladı. "Bize dayatılan 150 yıllık modernleşmenin iki ana unsuru vardı: 1) Avrupamerkezcilik, 2) Oryantalizm.... "Milli Mücadele, bu bahsettiğim Avrupamerkezciliğe ve oryantalizme karşı itirazın en somutlaşmış mücadelelerinden birisidir. Modern dönemin en büyük, en güçlü anti emperyalist hareketidir. Türk milleti burada bir büyük destan, bir büyük hikaye yazdı. Ben diyorum ki bizim büyük hikayemizin özünde bu itiraz var, bu direniş var. Bugün bu ruhu Türkiye tekrar kuşanmak zorunda ve ben tekrar kuşandığını düşünüyorum.” Artık bu açıklamaları değerlendirmek gerekir.

[10/8 14:49] Serhan Bolluk: Buraya yazdıklarımı ilk kez yazmıyorum. Aydınlık'ta yazdım bunları daha uzun olarak. Bu tartışmanın da çok önemli olduğu kanaatindeyim. Partimizdeki neoliberal eğilimlerle mücadelenin parçasıdır. Kendimizi tanımlamak bakımdan önemlidir. Ama daha önemlisi, Dünya'da ve Türkiye'de olup biteni anlamaktır. Yukarıda yazdıklarım samimiydi, CNNTürk'teki Kalın'a şaşırdım derken. Hepimizin ihtiyacı var. Vatan Partisi için de birkaç kelam etmek istiyorum. Şunun bir izahının olması lazım: Biz nasıl bu kadar isabet kaydedebildik, bire bin orantısız güç nasıl kullanabildik ve dünya partileri, ki bir kısmı iktidardır ya da iktidar paylaşmaktadır, içinde birinci sıralara çıkabildik? Bunun yanıtı da üzerinde yaşadığımız topraktır. 13 bin yıla (şimdilik) uzanan bir uygarlığın ve Türk medeniyetinin torunlarıyız. Üstüne de Atatürk Devrimi'nin mirasçılarıyız. Bütün bunlar bizim için olduğu kadar bütün siyasal kuvvetler için de geçerlidir. Türkiye'ye güvenimizin kaynağı budur. Ve elbette kendi siyasal pratiğimizdir. Yapa yapa geldik. Öyle bir partiyiz ki, Türkiye'nin hiçbir sorunu yoktur ki biz müdahale etmiş olmayalım.

Oryantalizm veya Şarkiyatçılık,Yakın Doğu ve Uzak Doğu toplumlarını, kültürlerini, dillerini ve halklarının incelendiği Batı kökenli araştırma alanlarının tümüne verilen isimdir. (Gustav Bauernfeind'ın Şam'da yer alan Ümmayad Camii Ön Avlusu adlı eseri.)

[10/8 15:00] Yücel Kuruçim: Serhan Bolluk'a yürekten katılıyorum. Kalın'ı dün izledikten sonra ben de şaşırdım doğrusu. Ön yargılarımızı bir kenara bırakalım. Söylediklerinin altına imza atılır. Ama niyet sorgulaması yaparsak bu işin içinden çıkamayız ve yanlış olur. Zorunluluklar her zaman olduğu gibi işini gayet güzel yapıyor?

[10/8 15:03] Adnan Akfırat: Genel Başkan'ın şu tesbiti işin esası: "Milli Mücadele pratiği yapanlar, tarihte de Milli Mücadele geleneğine bağlanır. Tanzimatçılığa karşı, Milli Mücadele mevzisindeyiz."

[10/8 16:55] Hüseyin Karanlık: Serhan arkadaşın özetlediği son yılların hikayesi çok önemlidir. Bunu anlayamıyorsak ve düzgün okuyamıyorsak hiçbir şeyi anlayamıyoruz demektir. Her önümüze çıkan yol ayrımında bocalarız. Bunlar basit şeyler değil iyi düşünelim.

[10/8 19:03] Kuntay Gücüm: Dün geceki programla ilgili ben de görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Uzunluğu için özür diliyorum. İbrahım Kalın’ın açıklamalarındaki modernlik eleştirisinin oryantalizm ve Avrupamekezcilik gibi kavramları içerdiğini biliyorduk. Sorumuz şu olmalı: Kalın’a göre Avrupamerkezci ve oryantalist hikayenin bizdeki anlatıcıları kimler? Bizdeki Batılılaşmacılığın uygulayıcıları kimler? Cumhuriyet Devrimi hikayenin neresinde?

YARIN DEVAM EDECEK
‘150 yılı’ somut ortaya koymadı Başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız....
'İbrahim Kalın’ın Eski -Yeni Dünyası' Başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız....
'Birleştiren vurgu: Bağımsızlık!' Başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız...
Sonraki Haber