'Sonsuz Nöbetçi'yi arkadaşları anlattı: Parti’nin vicdanı ve neşesiydi

Aydınlıkçı Özay Gökçe, büyük insanlığın sade eriydi... Anadolu insanının hoşluğu, onun da yaşam felsefesiydi. Disiplini, korkusuzca görev alıp yapmayı, sağlam durmayı, Parti önderliğine yürekten bağlı olmayı bize miras bıraktı.

Aydınlıkçı Özay Gökçe’yi arkadaşları anlatmaya devam ediyor. Arkadaşlarına göre o bir "Kartallı Kâzım!" Çocuk ruhlu fedai... İşte o anlamlı duygular:

PARTİ'NİN VİCDANI

Adnan Akfırat (Vatan Partisi Çin Temsilcisi): Vatan Partisi'nin "Kartallı Kâzım"larından koca Özay… Büyük insanlığın sade bir eriydi. Ve bundan büyük mutluluk duyuyordu. Nazım Hikmet'in Kuvayı Milliye destanında anlattığı "Kartallı Kâzım"ın bugüne taşınmış örneğiydi. Vatan Partisi'ndeki Kartallı Kazımların en seçkinlerindendi. O nedenle cüssesine bakmadan o "koca Özay"dı. Bize bıraktığı meziyetlerinden biri de Parti'nin vicdanı olmaktı. Parti'nin herhangi bir biriminde, onun yetki alanında olup olmasına bakmaksızın bir haksızlık görürse, "bana ne" diye düşünmez, düzeltilmesi için mücadele etmekten, risk almaktan çekinmezdi.

Özay'dan örnek alınacak bir haslet de derin çocuk sevgisidir. Partililerimizin çocuklarının hepsinin sevgilisiydi. Çocuklar isteyince akan sular durur, Özay mutlaka bir çare bulurdu. O kadar yoğun işinin arasında çocuklara verdiği sözü kesinlikle unutmaz, bir sonraki buluşmada mutlaka yerine getirirdi. Çocuklarını Özay'a emanet eden aileler olarak ona derin minnet duyarız. Ne mutlu bize ki, çocuklarımız arkadaşlığı, halden anlamayı, gönüldeşliği en etkin ustasından öğrenme şansına sahip oldular.

Ne mutlu bizlere ki Özay ile birlikte mücadelelere girdik, sarsılmaz iradesine, çatlarcasına güldürme becerisine, içten dinleme yeteneğine, derin vicdan tartısına tanık olduk. Özay gitti bir yanımız eksik kaldı. Ama azmimiz bilendi. Özay'ın özlemini duyduğu dünyaya kavuşmak için daha çok çalışacağız.

'BİN YIL DAHA YAN YANA OLACAĞIZ'

Tunca Arslan (Kaynak Yayınları Genel Yayın Yönetmeni): Özay Gökçe’yle ilk kez ne zaman tanıştığımızı hatırlamıyorum ama ilk karşılaşmamda onu çok eskiden beri tanıyormuş gibi hissettiğimi biliyorum. Özay, insanda “bin yıldır tanışıyoruz” duygusu uyandıran bir kişiliğe sahipti. Bu özelliği aynı zamanda “bin yıl daha yan yana olacağız” sıcaklığı da taşırdı. Aydınlıkçı üslubun en güzel yansımalarından birisi olan “Bizim arkadaş” kavramının içini hiçbir boşluk bırakmadan tam olarak dolduran, gözlerinin içi hep gülen, en ufak bir abartıya kaçmadan söyleyecek olursam herhangi bir şeyden ve kimseden şikâyet ettiği duyulmayan, esprili ve çelik gibi iradeye sahip bir Aydınlıkçı arkadaştı. Üstlendiği zorlu görev ve sorumlulukları yıllarca hem bir karınca çalışkanlığıyla hem de ağustosböceği gibi diğerkâm bir fedai ruhuyla yerine getirdi. Özay’ı asık suratlıyken, oflayıp puflarken gören olmamıştır sanırım.

Kaybından kısa süre önceki telefon konuşmamızda “Yeneceğim bu hastalığı” demişti ama Özay’ı çok erken, çok vakitsiz kaybettik. Onu şimdiden çok özlüyoruz. Güzeller güzeli kızı Defne’yi ve yılmadan, sallanmadan, dimdik ayakta durarak nöbet tutmayı miras bıraktı bize.

ONDAN BİZE KALAN...

Daşar Karadağ (Görev Vakfı yöneticisi): Özay Gökçe inanmış bir dava adamıydı. Uzun yıllar bıkmadan, usanmadan, sabırla, disiplinli yaşamı süresince Partimizin, Genel Başkanının korunmasında görev aldı. Koruma kurallarının ihlal edilmesine karşı hep ilkeli bir tutum alınması için hassas davranışın öncülüğünü yaptı. Ölümle burun buruna bir iş yaptığını bile bile hiçbir şekilde yılgınlık, pişmanlık alameti gösterdiğine hiç kimse rastlamadı. Genel Başkan Doğu Perinçek ile beraberliğinden çok şeyler öğrendi. Gördüğü hataları, eksiklikleri de belirtmekte özen gösterdi.

Sade yaşam kuralına sıkı sıkıya bağlıydı. Partinin ihtiyaçlarına öncelik verenlerin başında geliyordu. Ailenin değeri onun için vazgeçilmezdi.

Anadolu insanının hoşluğu, şakacı tavrı onun da yaşam felsefesiydi.

Bugün Özay Gökçe’den bize ne kaldı? Genç kuşaklara ne bıraktı sorusunun cevabı; Davaya bağlılık, disiplinli olmak, korkusuzca görev yapmak, en ağır görevleri uzun yıllar yerine getirmek, sağlam karakterli olmak, Partiye, önderliğine yürekten bağlı olmak…

Bilimsel sosyalizmin savunulmasının yılmaz bekçiliği kılavuzluğunda mücadele etmek, vatanına, milletine bağlı, proleter devrimci sade bir yaşamın örneği.

Bunlar Özay Gökçe’nin bize bıraktığı değerlerdir.

GÜZEL İNSANLAR KERVANI

Ercan Dolapçı (Aydınlık yazarı): Özay Ağabey’i hep güleç yüzle, yaptığı muzipliklerle hatırlayacağım. Sade, alçakgönüllü, yaşamını partisine adamış insandı. Çok erken kaybettik. Onunla daha güzel günler görecektik. Güzel insanlar kervanına bir isim daha eklendi. Partimizin başı sağ olsun.

'HEP OLACAK SANDIM'

Nilüfer İncekara (Eski Ulusal Kanal çalışanı): Tatil yapmaz, gecesi gündüzü her şeyi, yoldaşı, yürüdüğü yollar, yıllar, onsuz geçmeyen anlara tanık olmak zor. O hep vardı, hep olacak sandım… Camiamız, ailemiz, ağabeyimiz, canımız gitmiş… Çok üzgünüm ailesine sabırlar dilerim. Başımız sağ olsun.

'HUZUR İÇİNDE UYU'

Songül Çelik (Partili arkadaşı): Yol parası yüzünden en çok kavga ettiğim insanlardan biriydi. Özay Ağabey, ‘Sen de, ben de sıkı pazarlıkçıyız’ derdi. Bir hafta önce başlardı aramaya, ‘yol ücreti hazır mı’ diye. Her seferinde benim dediğim olunca, Hayri Çaktı’ya, ‘Bu kızı para işlerinden alın. Çok cimri bu’ diye şikâyet ederdi... Huzur içinde uyusun. Sevdiğim, saygı duyduğum ender insanlardan biriydi.

Sonraki Haber