'Sonuç alıcı denetim mekanizması sağlanmalı'

Maden Mühendisleri Odası (MMO) 2. Başkanı Veyis Sır, "Teftişlerdeki yaptırımların idari para cezalarından öteye gidemediği görülüyor. 'Sonuç alıcı denetim mekanizması sağlanmalı'" dedi.

TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSBG) Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı yetkililerinin sunumunu değerlendiren Maden Mühendisleri Odası (MMO) 2. Başkanı Veyis Sır, "Teftişlerdeki yaptırımların idari para cezalarından öteye gidemediği görülüyor. 'Sonuç alıcı denetim mekanizması sağlanmalı'" dedi.

Bakanlık raporu da madende havalandırmaya ilişkin bir sorun olduğuna işaret ederken, İş Başmüfettişi Alpaslan Kılıçarslan, müessesede 2015 yılında oksijen ve hidrojen sülfür sensörünün bulunmaması ile metan değerlerinin merkezi gaz izleme sistemi tarafından kayıt altına alınmaması nedeniyle üretimi durdurma kararı verdiklerini, işverenin itirazı üzerine mahkemenin kararı kaldırdığını; 2018 yılında benzer eksikliklerden dolayı verilen durdurma cezasına yönelik itirazın bu kez mahkemece reddedildiği bilgisini paylaşmıştı.

Veyis Sır

'ORTAK BİR MERKEZ OLUŞTURULMALI'

MMO 2. Başkanı Sır, eksikler tespit edilse de yaptırımların idari para cezasından öteye geçemediğinin altını çizerek şunları söyledi:

"Daha etkili ve eksikliklerin giderilmesi açısından sonuç alıcı bir denetim mekanizması kurulmalı. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ile ÇSGB madenlerin denetimi için ortak bir  merkez oluşturmalılar. Bu merkezde arşivler oluşturulmalı ve buradan tüm süreçler yönetilmelidir.

“Mevcut sahadaki havalandırma sisteminin yapısal olarak hatalı olduğu görülüyor. Temiz hava yaklaşık 4-4,5 km’lik bir mesafeden üretim ve hazırlık panolarına ulaştırılmaktadır. Bu çok uzun bir mesafe. -250 metre kotundan sonra kuyu sona eriyor ve galeriler sürülerek -300-350 kotunda çalışmalar sürdürülüyor. Daha derin kotlarda sağlıklı bir üretim ve havalandırma sistemi için kuyunun  derinleştirilmesinin  hayati önem arz ettiği açıkça ortada.

'FACİANIN TEMELİ KÖŞEYE SIKIŞAN TTK'

"Bu sahada TTK'nın işletebileceği yaklaşık 3-3,5 milyon ton bir rezerv kalmıştır. Çünkü rödövans sözleşmesi ve 7164 sayılı kanun gerekçe gösterilerek yapılan ruhsatın bölünerek rödövansçıya devredilmesi sonucunda -400 kotunun altındaki rezervin önemli bir kısmı rödövansçıya veriliyor. Bu dolaylı özelleştirme yönteminin  TTK'nın sahada uzun vadeli planlama yapmasını engelleyen önemli bir husus olduğu açıktır. TTK'nın özelleştirmeler sonucunda havzada köşeye sıkıştırılması, facianın en temel nedeni olarak ön plana çıkmaktadır."

İTİRAF GİBİ YANIT

Sunumun ardından komisyon üyeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ve beraberindekilere sorular yöneltti. Bakan Yardımcısı Ertem buradaki konuşmasında, denetimlerin ardından yeterli sonuçları alamadıklarını söyledi. Ertem "Mevzuatımızın yeterli olduğu, denetimlerin yapılması noktasında hassasiyet gösterildiği ancak denetimlerin ardından yeterli sonuçları alamadığımız gibi bir durum var. Acaba burada caydırıcılıkla ilgili bir problem mi var? Caydırıcı olma noktasında ya para cezalarını daha fazla yapacağız ya da üretimi durdurmaya ilişkin tedbirlere başka eksiklikleri de alacağız. İlgili bakanlıklarla bunu istişare ederek nasıl bir çözüm getirilebilir, ne yapılabilir, onları yapacağız. Amasra kazasından sonra böyle bir çalışmamız olacak." diye konuştu.

İş Başmüfettişi Alpaslan Kılıçarslan da madenlerde kaza sayılarının çok fazla olduğunu ve yeraltı kömür madenlerinde her 4 çalışandan birinin her yıl kaza geçirdiğine dikkat çekmişti.

Kılıçarslan, madenlerde görevli iş güvenliği uzmanlarının yüzde 70’inin maden mühendisi olduğunu ancak bu sayının yeterli olmadığını düşündüklerini söyledi. Kılıçarslan "Tamamının maden mühendisi olması gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

Sonraki Haber