Soros LGBT ile ülkelere nasıl müdahale ediyor?

LGBT derneklerinin George Soros tarafından fonlandığı ve ülkelerin iç işlerine müdahale için kullanıldığı sürekli gündeme gelen bir sav. Peki bu savın gerçekliği ne?

Esasen bu soru ve konu çok uzun, çok boyutu olan bir konu. Bunun en önemli sebebi Soros’un fonladığı dernekleri kolayca diğerlerinden ayırmanın zorluğu. Derneklerin birbiri ile olan iç içe yapısı ve Soros’tan da fon alan fon havuzları ile derneklerin bağlarının dolaylı olması, fonun kaynağının direkt takibini zorlaştırıyor. Başka bir değiş ile; Soros’un liberal ajandaya desteği hem söylemleri hem icraatları ile bir gerçek olsa da ve LGBT derneklerinin politize olmuş yapısı ortada olsa da bu bağlantıları net şekilde ortaya koymak ancak ve ancak meseleyi her yönü ile ele aldığımızda mümkün.

Daha önceki yazılarımda akademilerde yayılan ve cinsel suçları güzelleyen içeriklere değinmiş, ardından Netflix örneği ile film/dizi sektörünün bu liberal propagandaya katkısını, hatta suç teşkil eden içeriklerini ortaya koymuştum. Bir önceki yazımda ise liberal medyanın bu suçları ve propagandayı nasıl kararttığını, bu suçları ve propagandayı deşifre edenlere karşı nasıl bir karalama ve sansür politikası yürüttüğünü yazmıştım. Bu yazımda da meselenin yine bir yönünü işleyeceğim ve tablonun netleşmesine biraz daha katkı sağlamış olacağım.

DEUTSCHE WELLE'NİN BAHSETMEDİKLERİ

Bu sefer Mayıs 2018’de Deutsche Welle’de çıkan bir habere gideceğiz. Haberin başlığı “Gürcü Gençlerden Danslı Protesto.”(1) Kısaca özetleyeyim. Haber “Gürcü gençler, daha liberal bir ülke için tekno müzik eşliğinde dans ederek seslerini duyurmaya çalışıyor.” cümlesi ile başlıyor. Önce Gürcistan’la ilgili kısa bir tanıtım yapıyor. Tanıtımda “Gürcülerin 80'i kendini ‘koyu dindar’ olarak tanımlıyor. 2013 yılında, papazların başını çektiği öfkeli bir grup, LGBT yürüyüşüne katılan eşcinsellere saldırmıştı. Geçen hafta aşırı sağcıların düzenlediği bir başka yürüyüş sırasında ise Hitler selamı verilmişti.” Bu karalayıcı tablonun ardından haberin konusu olan gençlere geliniyor. “Bunların karşısında ise çoğu yüksek tahsilli gençlerden oluşan yüzde 20'lik bir grup yer alıyor. Ağırlıklı olarak liberal görüşte olan bu muhalifler, genelde çeşitli kulüplerde örgütleniyor.” Haberin geri kalanında bu kulüplerden biri olan “Mtkvarze Club”ın temsilcilerinin görüşlerini aktarıyor. Bu temsilciler korkunun dansla yenilmesi gerektiğini aktarıyor...

Şimdi gelelim haberde Deutsche Welle’nin bahsetmediği kısımlara. Öncelikle gazete haberde sadece “kulüp” diye anarak sanki öğrenci dernekleri izlenimi verdiği yerler gece kulüpleri. Haberde temsilcilerinin açıklamalarına yer verilen Mtkvarze Club de Tiflis’te bulunan meşhur bir gece kulübü. Buradan zaten bu kişilerin tekno müzik eşliğinde dans etmesinin çok da “garip bir protesto biçimi” olmadığı anlaşılıyor... Ancak bununla bitmiyor.
Haberin yapıldığı tarihten bir kaç gün önce Gürcü polisi Tiflis’te bulunan gece kulüplerine geniş çaplı bir operasyon gerçekleştirmişti. Ülkenin en meşhur gece kulüplerinden Bassiani’nin sahiplerinin de arasında olduğu 60’dan fazla kişi tutuklanmıştı. Operasyonun sebebi ise bu kulüplerin uyuşturucu satış üssüne dönüşmüş olmasıydı. Bu baskınların ardından haberde “çoğu yüksek tahsilli” ibaresi ile övülen gençler gece klübü baskınlarını protesto etmek için gösteri düzenlediler.(2) O gösterilerde de tıpkı haberde olduğu gibi tekno müzik çaldılar.

UYUŞTURUCUYA ÖZGÜRLÜK İSTİYORLAR

Gece kulüpleri, uyuşturucu satışına aracılık ettikleri suçlamalarını kabul etmeyerek ülkedeki muhafazakarların kendilerini hedef gösterdiğini söyledi.(3) Fakat ortada bu savunma ile çelişen büyük bir durum vardı: Gürcistan’da çok sert olan uyuşturucu yasalarını protesto ederek uyuşturucu kullanımının serbest olması için protesto yapanlar, Deutsche Welle’nin övdüğü gençlerle aynı kişilerdi. Protestolara öncülüğü ise bu gece kulüpleri yapıyordu.(4) 2016 yılında ise aynı kesimin liberal politikacı temsilcileri halkı uyuşturucu yasasına karşı sivil itaatsizliğe davet etmiş ve “Yeni yıla esrar-dikim partisi yaparak girelim” kampanyası yürütmüştü.(5)
Bu gece kulüpleri, düzenledikleri protestolarda akıllarla alay eder gibi “Dans etmek suç değildir.”, “Korkuları müzikle aşacağız.” gibi sloganlar medyaya röportajlar vermekte. Liberal medya ise, Deutsche Welle’nin haberindeki gibi sanki bu kulüplerin karşısında olanların derdi müzikmiş, dansmış gibi sunmakta. Üstüne bir de “dinci” olduklarını, LGBT etkinliğine saldırdıklarını ve Nazi selamı verdiklerini belirterek haberi okuyanların kafasında bir profil yaratıyorlar.

ABD'NİN ENDİŞESİ

Özetle Deutsche Welle Gürcistan hakkında hazırladığı bu içerikte fikrine başvurduğu kişilerin uyuşturucu ticaretine aracılık etmekle suçlanan gece kulübü yöneticileri olduğunu ve protestocu diye sunduklarının ise uyuşturucuyu legalleştirme talebinde olduklarını gizleyerek dünya kamuoyunu Gürcü toplum alehine manipüle ediyor.

Gürcistan toplumu muhafazakar bir toplum. Ülkenin %80’i kiliseye gitmekte. “Aile” kavramı ülkede son derece hassas bir kavram ve LGBT bireylerine toplumsal bir tepki mevcut. Ülkede düzenlenmek istenen son “LGBT Onur Yürüyüşü” etkinliği de bu tepkinin hedefi oldu. Düzenlenen bir televizyon anketinde ülkenin %97’si bu etkinliğe karşı olduğunu belirtti.(6) Yine ülkede aileyi korumaya yönelik dernekler öncülüğünde seksüalize edilmiş toplum projesi olarak bahsettikleri bu tür etkinliklere karşı gösteriler düzenlendi. Gösterilere katılanlar “Eşcinsellik propagandasını durdurun.” Yazılı pankartlar açtı.
Bununla birlikte ülkenin dini liderleri yetkililere bu organizasyona izin verilmemesi çağrısında bulundu. Bu çağrıda dini liderler aynı zamanda halka LGBT topluluklarına karşı her hangi bir şiddet eyleminin kabul edilemez olduğunu duyurdu.(7) Bu konu ülkenin bir iç meselesi olarak görüşülürken 16 Hazıran’da ülkedeki ABD büyük elçiliği LGBT etkinliğine karşı karşı “endişesini” duyurdu.(8) Gürcistan hükümeti toplumsal bir talep olmamasına rağmen ABD elçiliğinin başını çektiği bir baskı ile bu organizasyonu yapmaya zorlandı.
Gürcistan Baş Rahibi Davit Isakadze, ABD elçiliğinden gelen açıklama ardından şunları söyledi:

“Ülkenin ulusal değerleri ile liberal değerler arasındaki çatışmanın bir tarafı sadece yerel LGBT dernekleri değil, aynı zamanda büyük batılı devletler. Gürcistandaki süreci kimin kontrol ettiği çok açık. Biz bağımsız bir ülke olmak istiyoruz, sadece söylemde değil, gerçek anlamıyla. Amerikan makamları, Amerikan elçisinin şahsı vasıtası ile doğrudan iç işlerimize karışıyor. Elçi, buradaki süreci kontrol etmek ve insanları birbirine karşı kışkırtmak istiyor.”(9)
Baş rahibin bu açıklaması yukarıda Deutsche Welle’nin yaptığı manipülatif habercilikle birlikte okumak gerek. Gürcistan toplumu ise her türlü karalamaya rağmen büyük bir direniş sürdürmekte. Liberal küresel çevreler ise Gürcistan toplumunu parçalamak için uyuşturucu ve LGBT propagandasını ülke içinde desteklemekte.

Dipnotlar:

(1) https://www.dw.com/tr/g%C3%BCrc%C3%BC-gen%C3%A7lerden-dansl%C4%B1-protesto/a-43947966
(2) https://www.rferl.org/a/georgian-police-raid-on-clubs-triggers-protests-in-capital/29223031.html
(3) https://www.residentadvisor.net/news/41730
(4) https://dfwatch.net/protest-for-drug-liberalization-leads-to-detentions-in-tbilisi-46879
(5) https://eurasianet.org/georgia-mass-marijuana-planting-party-planned-for-new-years
(6) https://twitter.com/JimJatras/status/1141735781578489859
(7) http://orthochristian.com/121844.html
(8) https://www.georgianjournal.ge/society/35916-us-concerned-about-the-threats-against-the-lgbt-community.html
(9) http://orthochristian.com/121888.html

Sonraki Haber