Sosyal medya gençlerin yaşama zevkini götürüyor

İngiltere’de yapılan ve Nature Communications dergisinde yayımlanan “sosyal medya ve yaşam memnuniyeti ilişkisi” üzerine yapılan araştırma, ergenlik çağındaki çocukların sosyal medyada geçirdiği vakitlerle bağlantılı olarak yaşam memnuniyetlerinin azaldığını ortaya koydu.

72 bin fazla kişiyle 7 yıl boyunca yürütülen çalışma, 10-21 yaş aralığındaki 17 bin 509 kişilik genç gruba odaklandı. Çalışmanın sonuçları, en çok 11-12 yaşındaki kız çocukları, 14-15 yaşındaki erkek çocukları ve 19 yaşındaki kız ve erkek çocukların sosyal medyadan olumsuz etkilendiğini gösterdi.

Araştırmanın sonucu, 12 aylık bir süreçte sosyal medya kullanımını arttıran 11-13 yaşlarındaki kız çocuklarındaki yaşam memnuniyetinin, 1 yıl sonrasına göre daha az olduğunu gösterdi. Bilim insanları, ergenlik sürecindeki bireylerin, özellikle belirli yaşlarda sosyal medyanın etkilerine karşı hassas olabileceğini belirtti. Uzmanlar, sosyal medyanın Kovid-19 salgınında gençlerin sosyal teması sürdürmelerine yardımcı olmak gibi olumlu etkileri de olabileceğini ve belirleyici olanın, sosyal medya içeriklerinin ve çevrimiçi ortamda kurulan ilişkilerin niteliği olduğuna dikkat çekti.

Diğer taraftan, Ergenlik sürecinde beynin, hormonal ve sosyal değişiklikler yaşadığını belirten uzmanlar, sosyal medyanın bu değişim sürecine olumsuz etki edebileceğine işaret etti. Oxford Üniversitesi, Cambridge Üniversitesi ve Donders Beyin ve Bilişsel Davranış Enstitüsü araştırmacıları, daha ileri çalışmalar için sosyal medya şirketlerinin elindeki verileri bilim insanlarıyla geniş ölçekte paylaşması gerektiğini belirtti.

Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Amy Orben, sosyal medya kullanımı ile psikolojik sağlık ilişkisinin son derece karmaşık olduğunu söyledi. Ergenlik döneminde yaşanan biyolojik ve sosyal değişimlerin ileriki yaşantıda beyni savunması bırakabileceğini kaydeden Dr. Orben, en riskli dönem olan ergenliğe odaklanmanın mantıklı olduğunu ifade etti. Manchester Üniversitesi’nde pedagoji uzmanı Prof. Bernadka Dubicka da çalışmanın sonuçlarının ilgi çekici olduğunu ve sosyal medyanın ergen bireyler üzerindeki karmaşık etkilerini yansıtarak toptancı bir yaklaşımdan uzaklaştığını belirtti. Araştırma sonuçlarının 2018’e kadar olan dönemi kapsadığına dikkat çeken Prof. Dubicka, 2018 sonrasında sosyal medyanın gençlerin hayatında her zamankinden daha fazla yer aldığını ve çalışmanın geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Sonraki Haber