‘Sosyal medyada özgürlük için yasal düzenleme şart’

Uzmanlara göre, internet yayınlarını düzenleyen 5651 sayılı kanun artık işlevsel değil ve kişilerin hak ve hürriyetini korumak için yeni bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya platformlarının hukuken sorumlu olması gerektiğine yönelik açıklamaları tartışılmaya devam ediyor. Aydınlık’a konuşan uzmanlar 2007’de yürürlülüğe giren internet suçları yasasının artık yetersiz olduğunu belirterek ulusal güvenlik ve toplum için yeni düzenlemenin yapılması gerektiğini belirttiler.

Sosyal medya gelişen teknolojinin ve popüler kültürün de etkisiyle tahmin edilemeyen boyutlara ulaştı. 83 milyon nüfusa sahip Türkiye’de 54 milyon kişinin sosyal medya hesabı bulunuyor. Bu da inanılmaz boyutlarda veri anlamına geliyor. Devlet denetiminin olmadığı ya da çok kısıtlı kaldığı bu alanda bireysel ve örgütlü suçların önüne geçilemezken toplum ve aile değerleri ayaklar altına alınıyor, yalan haber ve algı operasyonlarıyla toplumsal kışkırtmanın önü açılıyor.

2007'DE YASA ÇIKTI

Türkiye’de internet ortamında işlenen suçlarla ilgili 2007’de çıkartılan 5651 sayılı kanun olduğunu belirten Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık bu yasanın güncellenmesi gerektiğini vurguladı. Terör örgütlerinin yasalardaki açıklardan faydalanarak çalışma yürüttükleri uyarısında bulunan Kırık, temiz sosyal medya için tüm partilerin kanun tasarısına destek vermesini istedi. Avrupa ülkelerinin de sosyal medyaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü aktaran, aynı zamanda adli bilirkişi de olan Kırık şunları söyledi:

'MEVCUT YASA YETERSİZ KALDI'

“Sosyal medyanın bu denli geniş bir nüfusa sahip olması gerek Türkiye’de gerek de dünyada hukuki bir zemin oluşmasını zorunlu kılıyor. Türkiye’de 2007 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkındaki kanun artık günümüz itibarıyla işlev göremez hale gelmiştir. Zira bu kanun sonrasında dünyanın yoğun olarak kullandığı TikTok gibi Twitter, Instagram gibi sosyal paylaşım ağları ortaya çıkmış ve ne yazık ki kanun buradaki suçlarla mücadele edebilme noktasında eksik kalmıştır. Özellikle korona döneminde teklife sunulan torba yasada sosyal medya düzenlenmesine yönelik maddeler çıkarılmış, ancak nisan ayı itibarıyla MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk farklı bir kanun teklifi hazırlayarak TBMM’ye göndermiştir. Bu kanun kapsamında TC vatandaşlarının kimlik numaralarıyla sosyal ağlara erişim sağlamaları, küresel ölçekli sosyal medya platformlarının Türkiye temsilciliği açmaları, mahkeme karlarının ilgili temsilciliklere gönderilerek 16 saat içerisinde uygulamaya geçirilmesi, vatandaşların bireysel başvurularını ise 48 saat içerisinde cevap verilmesi öngörülmektedir. Bunlara uymayan ağlara 200 bin TL’den 2 milyon TL’ye kadar idari para cezası kesilmesi öngörülmektedir.

TÜRKİYE SAHTE HABERDE BİR NUMARA

“2018’de yapılan bir araştırmaya göre Türkiye yüzde 49’luk oranıyla sahte habere maruz kalan ülkeler sıralamasında bir numaradır. Sosyal medyadaki algı operasyonları PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri sahte ve anonim hesapları kullanarak devletin temeline dinamit döşemektedirler.

Bunun sebebi sosyal medyanın kontrolsüz ve denetimsiz bir yapıya sahip olması ve yasal açıklardır. Dolayısıyla bu açıkların ortadan kaldırılması cinsel istismar, siber zorbalık, pedofili vb içeriklerin kontrol edilerek temiz bir sosyal medya kullanılması yapılacak yasal düzenlemeye bağlıdır.

‘GENÇ BEYİNLER KÖRELTİLİYOR’

“Küresel ölçekli dijital yayın organları giderek önemini artırmakta ve her geçen gün kullanıcı sayını katlamaktadır. Ancak burada yer alan içeriklerin bazılarının çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimine olumsuz etki ettiği görülmekte, gönderilen subliminal mesajlar aracılığıyla genç beyinler köreltilmektedir. Bu tarz mecralarda kültürel yozlaşma, hat safhaya ulaşmakta aile bağları ve değerler ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla yasada yapılacak düzenleme ve güncellemeyle birlikte burada yer alan pedofili, ve sapkınlık içerikli görüntüler tıpkı RTÜK gibi bir denetim mekanizmasına tabi tutulacak. Böylelikle zararlı içerikler çocukları ve gençleri zehirlemeyecektir.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVMEK İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

“Hakaretvari içeriklerle karşılaşıldığında savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Ancak sosyal paylaşım ağlarının çoğunluğu temcililiği bulunmadığı için Türkiye’yi muhatap almamakta, hakaret içerikli rendice edici içerikleri ve terör örgütlerini övücü türden içerikleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmekte. Dolayısıyla adli makamlarla IP bilgilerini paylaşmamaktadır. Bu durum ilgili sosyal paylaşım ağlarının temsilcilik açmasını zorunlu kılmakta ve suç unsuru taşıyan içerikleri paylaşan kişilerin IP bilgilerini doğrudan adli makamlarla paylaşacak noktaya ulaşmalıdır. İlgili mecraların temsilcilik açacak olması Türkiye’den büyük gelir elde eden bu mecraların vergi ödeme zorunluluğunu da getirecek ve bu durum Türkiye’yi ekonomik açıdan da rahata ulaştıracaktır. Zira reklam gelirlerinin çoğunluğu sosyal medyadan elde edilmektedir.”

AVRUPA DA ADIMLAR ATIYOR

Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Avrupa'nın sosyal medya konusunda harekete geçtiğini ve yasal düzenleme yaptığını belirterek şu örnekleri verdi: “Dünyada Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde bu tip düzenlemeler mevcut. Özellikle Almanya’da da 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren sosyal medya yasası adli ve idari para cezalarını öngörmektedir. Yine suç içeriklerinin 1 saat içerisinde kaldırılması bu kanunda yer almıştır. 50 milyon avroya kadar idari para cezası kesilebilmektedir. İngiltere’deki iletişim yasası da buna benzer bir kapsama sahiptir. Diğer Avrupa ülkeleri ve dünya ülkeleri de bu kapsamda adımlar atmaktadır. Özellikle Meclis'te gündeme gelecek sosyal medya düzenlemesi kanun tasarısı özgürlüklerin elden alınması ya da sansürün ortaya çıkması amacıyla hazırlanmamaktadır. Tam tersi kişilerin düşünce ve ifade özgürlüklerinin korunması hak ihlallerinin önüne geçilmesi amacını taşımaktadır.

‘DAVA AÇACAKSIN, AÇAMIYORSUN'

Bilişim suçlarıyla ilgilenen Avukat Koray Kılıç da özellikle kişileri hedef alan itibar suikastı gibi suçlara vurgu yaptı. Kişilerin haklarında sosyal medyada işlenilen iftira, hakaret gibi suçlar karşısında çaresiz kaldığını, linkleri kaldırtamadığını aktaran Kılıç, birçok kişinin bu nedenle isim ve soyisimlerini değiştirmek zorunda kaldığını da vurguladı. Kılıç şunları söyledi: “Sosyal medyaya bunun yapılmasında geç kalındı. Yasalarda özel hayat kanunlarla korunmuştur. Bazı sosyopatlar çıktı. Fotoğraflarınızı arşivliyorlar. Sizden madden manen beklenti içine giriyor. Eğer o beklentiyi karşılamazsanız fotoğraflarınızı montajlayıp pedofil, sapık vs olarak yayınlıyor. Hemen koşuyorsunuz Sulh Ceza Hakimliğine. Bunları yasakla diyorsunuz. Hakim inceliyor ‘Tamam yasak’ diyor BTK’ya, Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne yolluyor. Https uzantılı olduğu için kapatılamıyor ve sitenin avukatlarına yönlendiriliyor. Hukuk bürolarına mahkeme kararını yolluyorsunuz. ‘Federal yasaları ilgilendiriyor, ABD’de dava açmanız lazım, linki kaldırmıyorum’ diyor. Youtube’da da Twitter’da da böyle. Türkiye’de faaliyet gösteriyorsan yasal sorumluluklarını yerine getirmen lazım. Google’nın Türkiye’de ofisi var, vergisini veriyor. Ama Twitter ve Youtube'un ofisi yok. Vergi de ödemiyorlar. Dava açacaksın açamıyorsun. Bu uygulama sansür değil düzene koymaktır. Bu yasa sosyal medyada insanların kendine, yazdıklarına, paylaştıklarına çeki düzen vermesi yasası. Ben de yasal düzenlemeyi bekliyorum.”

MİLLİ BİLİŞİM SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİ’

Siber güvenlik uzmanı Burak Bozkurtlar da sosyal medyadaki manipülasyonlar ve içeriklerle ilgili sorunların çözümleri için milli bilişim seferberliği ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. Sosyal medya ağlarını tamamen engelleyebilecek teknik altyapımızın olmadığını iade eden Bozkurtlar şu önerilerde bulundu: “Bence Türkiye’de ofis açmayacaklar. Buradaki sıkıntı da şu: Dijital Dönüşüm Ofisi ve BTK yabancı teknoloji altyapısını kullanıyor. Bilişim diplomasinin ve siber diplomatların ortaya çıkması lazım. İstediğimiz kadar ofis açılsın. Engelleme yapabilecek teknik altyapımız yok. Ofis açsalar bile sizin kanunlarınız geçerli değil, bizim kanunlarımız geçerli diyorlar. İstediğiniz kadar erişim engeli getirin. Ama insanlar yine de girerler. Milli bilişim seferberliğini ilan edip, kendi platformlarımızı geliştirmemiz gerekiyor.”

DİĞER ÜLKELER DE ŞİKAYETÇİ

Facebook ve Twitter gibi platformlar birçok ülke ile de hukuki açıdan problem yaşıyor. Özellikle Twitter, Türkiye’de temsilcilik açmıyor. Birçok ülke ile benzer sıkıntılar yaşayan bu sosyal ağlar aynı zamanda faaliyet gösterdikleri ülkelerde reklam gelirleri kazanmasına karşın herhangi bir vergi ödemiyorlar.

AVUSTRALYA

ABD Başkanlık seçimlerine etki eden Facebook kullanıcı bilgilerini Cambridge Analytica'ya satmıştı. Cambridge Analytica’dan etkilenen 86 milyon profilin, 310 binden fazlasının Avustralyalı Facebook kullanıcısı olduğu tahmin ediliyor. Avustralya, Facebook’tan kaynaklanan bu veri sızıntısı için dava açtı. Eğer dava sonucunda Avustralya haklı görülürse, Facebook 529 milyar dolarlık tazminat ödemek zorunda kalacak. Benzer bir şekilde Facebook, Cambridge Analytica nedeniyle 500 milyar sterlinlik bir ceza ödemek zorunda kalmıştı.

ALMANYA

Facebook’un Almanya birimine, Hamburg’daki ofisinde veri koruma görevlisi çalıştırmadığı gerekçesiyle 55 bin dolar (51 bin avro) ceza kesildi. Alman yetkili, bu küçük cezanın bir “uyarı” olduğunu söyledi.

RUSYA

Rusya, kişisel verilerin korunmasına yönelik mevzuata uymadığı gerekçesiyle sosyal medya siteleri Facebook ve Twitter’a toplam 8 milyon ruble para cezası verdi. Ayrıca, Roskomnadzor, Rus kullanıcıların veri tabanlarının Rusya’daki sunucularda tutulmasına yönelik karara uymadıkları gerekçesiyle geçen ay Facebook ve Twitter aleyhine bu yılın Ocak ayında dava açtı.

Sonraki Haber