Sosyalist yazar Michael Robert 'Verimlilik Krizi'ni yazdı: Üretimdeki düşüş salgında hızlandı

Kapitalistler, hisse ve tahvil alıp satmaktan elde edilen kazançların, bir şeyler yapmak veya hizmet sunmak için teknoloji yatırımından daha iyi getiri sağlayacağı beklentisiyle 'hayali sermaye' üzerinde spekülasyona geçti.

Üretken yatırımda kârlılık düştükçe, finansal varlıklara yatırım giderek daha çekici hale geldi ve bu nedenle yeni çalışmanın yatırımda 'tahsis edici verimlilik'te düşüş oldu. Bu, Kovid çöküşü sırasında hızlandı.

İş gücü verimliliği artışında üç temel faktör etkilidir: İstihdam edilmiş toplam iş gücü, makine ve teknolojiye yapılan yatırım miktarı ve iş gücünün kalite ve yenilikçilik becerisinin X faktörü. Ana akım büyüme muhasebesi, yatırım yapılan sermaye ve istihdam edilen emekten sonra verimlilik artışına "hesaplanmayan" katkı olarak ölçülen bu son faktöre toplam faktör üretkenliği (TFP) adını verir. Bu son faktör küresel düşüşte.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde uzun vadeli faktör verimliliği artışı

Emek verimliliğindeki bu yavaşlamaya tekabül eden, son 50 yılda, yani 1970'lerden başlayarak, gelişmiş ekonomilerde sabit kıymet yatırımının GSYİH'a olan küresel düşüşüdür.

Sabit kıymet yatırımı, gelişmiş pazarlar

GSYİH’YA YATIRIMI ÇİN'DEN BAŞKA YAPAN YOK

GSYİH’ya yatırım yapma 2007’den beri Çin hariç bütün büyük ekonomilerde reddedilmiştir. 1980’de gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomilerde (Çin hariç) GSYİH’ya yatırım oranı %25 civarındadır. Şimdi oran ortalamaları %22 civarında, %10'dan fazla bir düşüş yaşanmıştır. Bu oran 2008 Krizinde zamanında gelişmiş ekonomilerde %20’nin altına düşmüştür.

GSYİH'ya yatırım (%) 1980-2018

Verimlilikteki ve yatırımdaki yavaşlama 1970’de başladı ve bu bir tesadüf değil. Küresel ölçekte verimlilik artışının yavaşlaması açıkça üretken değer yaratan varlıklara daha fazla yatırımın dünyevi yavaşlaması ile bağlantılıdır. Bunu gösteren yeni bir kanıt da var. Kapsamlı bir çalışmada(1), dört ana akım ekonomist verimlilik artışındaki düşüşün nedensel bileşenlerini ayrıştırdı.

ABD için, 1970'lerden bu yana ortalama yıllık üretkenlik artışında %1.6 puanlık toplam yavaşlamanın, 70 baz puan veya yaklaşık %45'inin, ya tekrar eden krizler ya da yapısal faktörler nedeniyle yavaşlayan yatırımdan kaynaklandığını bulmuşlardır. Bir başka 20 baz puanlık ya da %13 puanlık düşüşün nedeni ise yanlış ölçüm (Bu ise verimlilik artışında düşüş olmadığı savına dair son argümandır(2)). Diğer bir %17'lik ise, sabit varlıklarda bir artış göstermeyen "maddi olmayan varlıkların" ("şerefiye" yatırımı) yükselmesinden kaynaklanmaktadır (bu, "şerefiye" gibi "maddi olmayan varlıkların" gerçekten değer yaratıp yaratmadığı sorusunu akla getirmektedir(3)). Yaklaşık %9'u, 2000'li yılların başından beri küresel ticaret büyümesindeki düşüşten kaynaklanmaktadır ve son olarak %25'e yakını, kapitalistlerin mülkiyet ve finans gibi üretken olmayan sektörlere yaptığı yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Dört ekonomist vardıkları sonuçları şöyle özetliyor: “5 gelişmiş ekonomi için 2005 sonrası dönemi önceki on yılla karşılaştırarak, 0.8 ila 1.8 puanlık bir yavaşlamayı açıklamaya çalışıyoruz. Bunun çoğunu, yavaşlamanın en büyük sektörel payının imalat muhasebesiyle birlikte, TFV'nin daha düşük katkıları ve sermaye derinleşmesine bağlı olduğunu görüyoruz.”

ABD için sonuçların özeti

1970'LERDEN BERİ YATIRIMLAR DÜŞTÜ

Bir başka deyişle, eğer biz “maddi olmayan varlıkları”, yanlış ölçümleri ve verimsiz yatırımları çıkarırsak, daha düşük üretkenlik artışının nedeni, üretken varlıklarda daha düşük yatırım artışıdır. Makale aynı zamanda tam tersine bilimsel araştırmada ve gelişimde herhangi bir azaltma olmadığını da belirtiyor. Sadece yeni teknik avantajlar kapitalistler tarafından yatırıma uygulanmıyor. Şimdi belki yapay zekâ ve robotların yükselişi büyük ekonomilere Kovid-19 salgını sonrasında verimliliğin hızla artmasına sebep olabilir. Ama buna güvenilemez. 1980'lerin büyük üretkenlik teorisyeni Robert Solow, bunu ünlü bir espride "Bilgisayar çağını verimlilik istatistikleri dışında her yerde görebilirsin." demişti (Solow 1987).

Eğer yatırım verimlilik artışında kilit bir rol oynuyorsa burada bir diğer soru ortaya çıkıyor: Neden 1970’lerden beri yatırımlar düşmeye başladı? Bu gerçekten “etkili bir talep eksikliğinden mi yoksa ana akımın iddia ettiği gibi üretkenlik getiren teknolojilerin yoksunluğundan mı kaynaklanıyor? Daha çok Marksist bakış açısıyla bir açıklama getirilebilir(4). 1960'lardan bu yana büyük ekonomilerdeki işletmeler sermayenin kârlılığında dünyevi bir düşüş yaşadılar ve bu nedenle emeğin yerini alacak yeni teknoloji yığınlarına yatırım yapmayı giderek daha kârsız buluyorlar. Ve ABD'de emeğin üretkenliğindeki ve sermayenin karlılığındaki değişiklikleri karşılaştırdığınızda, yakın bir ilişki bulursunuz.

Emeğin verimliliği ve sabit varlıkların kâr oranları 1955-2019

Ayrıca 1968'den 2014'e kadar ABD'de yatırım ve emek verimliliğindeki değişiklikler arasında 0.74'lük pozitif bir korelasyon buldum (Genişletilmiş Penn Dünya Tablolarına göre(5))Kâr oranındaki değişiklikler ile yatırım arasındaki bağlantı da 0,47'de güçlü bir şekilde pozitifken, kârlılık ve emek verimliliğindeki değişiklikler arasındaki bağlantı 0,67'de daha da yüksektir.

Yeni ana akım çalışmanın da vardığı gibi, üretken iş gücü yapılan yatırımda düşüşe yol açan bir başka kilit faktör daha var: Kapitalistlerin, hisse ve tahvil alıp satmaktan elde edilen kazançların, bir şeyler yapmak veya hizmet sunmak için teknoloji yatırımından daha iyi getiri sağlayacağı beklentisiyle "hayali sermaye" üzerinde spekülasyona geçişi. Üretken yatırımda kârlılık düştükçe, finansal varlıklara yatırım giderek daha çekici hale geldi ve bu nedenle yeni çalışmanın yatırımda “tahsis edici verimlilik” dediği şeyde bir düşüş oldu. Bu, Kovid çöküşü sırasında hızlandı.

Kapitalist üretimde temel bir çelişki vardır. Üretim, toplumsal ihtiyaç için değil, kâr içindir. Ve değer yaratan emeğin yerini alan teknolojiye yapılan artan yatırım, karlılığın düşme eğilimine yol açar. Ve sermaye birikiminin düşen karlılığı, sonunda üretici güçlerin gelişmesiyle çatışır. Küresel olarak sermayenin karlılığındaki uzun vadeli düşüş, üretken yatırımdaki büyümeyi ve dolayısıyla emek üretkenliği artışını azalttı. Kapitalizm, "üretici güçleri" genişletmeyi her zamankinden daha zor buluyor. Keynes'in 90 yıl önce bu kadar emin olduğu 'tarihi misyonunda' başarısız oluyor.

DİPNOTLAR:

(1)https://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/publications/why-is-productivity-slowing-down/ (Son Erişim Tarihi: 24.06.2021)

(2) https://thenextrecession.wordpress.com/2019/01/08/assa-2019-part-2-the-radical-profitability-growth-and-crises/ (Son Erişim Tarihi: 24.06.2021)

(3) https://thenextrecession.wordpress.com/2017/12/10/capitalism-without-capital-or-capital-without-capitalism/ (Son Erişim Tarihi: 24.06.2021)

(4) https://thenextrecession.wordpress.com/2019/05/11/productivity-investment-and-profitability/ (Son Erişim Tarihi: 24.06.2021)

(5) https://sites.google.com/a/newschool.edu/duncan-foley-homepage/home/EPWT

NOT: Bu yazı Gözdenur Mercan tarafından Aydınlık için çevirilmiştir. Arabaşlıklar tarafımızdan konulmuştur.

Sonraki Haber