'Soykırım yapmadık vatan savunduk': 'Lozan'ın sloganı mücadeleye dayanak oldu

Talat Paşa Komitesi'nin soykırım yalanına karşı Avrupa'da verdiği mücadele, Türkiye'nin önünü açtı. Bugün Türkiye AİHM zaferinde elde edilen sonuca dayanarak yalanlara karşı çıkıyor, '1915 olaylarında vatanı savunduk' diyor.

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in önderliğindeki Talat Paşa Komitesi'nin 2005, 2007'lerde soykırım yalanına karşı mücadelesindeki çerçeve bugün tüm resmi söylemlere hâkim oldu. 1915 olaylarında 'soykırım yaptınız' diyenlere “Vatanı savunduk” yanıtı veriliyor.

Talat Paşa Komitesi; “Ermeni Soykırımı” yalanlarına ve Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı bir “soykırım suçu” olarak göstermeye çalışan emperyalist ülkelere karşı, milli devletimizi savunmak, milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek için Türkiye’nin vatansever aydınlarınca kuruldu. Avrupa Parlamentosu, 2000 ve 2002 Türkleri soykırım yapmakla suçlayan kararlar aldı. Bunun üzerine “soykırım” yalanı, parlamentolara taşındı. 29 Haziran 2005’te, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi de benzer bir karar aldı.

LOZAN, BERLİN, PARİS'TE MÜCADELE

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 7 Mayıs 2005’te İsviçre’ye gitti. Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerine çıkarak, “Ermeni soykırımı iddiası tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” açıklamasını yaptı. İşçi Partisi (şimdiki Vatan Partisi) Ulusal Strateji Merkezi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Ulusal Kanal, Lozan Antlaşması’nın 82. yıldönümünde, İsviçre’nin Lozan kentinde Ermeni soykırımı yalanına karşı miting ve yürüyüş yapma kararı aldı. Lozan 2005 Eylemi 22 Temmuz 2005 günü başta KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, 250 yurtseverin katılımıyla Zürih’te basın toplantısıyla başladı. Komite 18 Ocak 2006’da İstanbul Pera Palas’ta Rauf Denktaş başkanlığında yoğun katılımla, tarihi bir toplantı yaptı. Talat Paşa Komitesi 18-19 Mart 2006 tarihlerinde Berlin’deydi. 13-14-15 Nisan 2007'de de Paris’te bir dizi eylem kararı aldı. Mücadele AİHM'de zaferle taçlandı.

ERDOĞAN: İSYANA VE KATLİAMLARA KARŞILIK

Geçmişte 'ortak acı' vurguları yapılan açıklamaların bugün değişmesi dikkat çekiyor. Önceki gün kabine toplantısının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, emperyalizme karşı vatan savunması vurgusu yaptı. “24 Nisan'da ne olmuştur?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aslında 24 Nisan'da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 tarihi sadece Osmanlı devletinin savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten Taşnak, Hınçak ve Ramgavar gibi örgütleri kapatıp 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Daha ortada ne Sevk ve İskan Kanunu ne de bunun uygulaması olmadığı için yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu dünyadaki genel uygulamaya paralel şekilde bu tarihi kendi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de gerçekte bu tarihte ne olduğunu bilmemize rağmen Ermeni toplumunun tercihine saygı duyarak kendilerine bir süredir acılarını paylaşan mesaj gönderiyoruz. Osmanlı devletinin 24 Nisan'da yaptığı bu tutuklamaların ardından 27 Mayıs'ta Sevk ve İskan Kanunu çıkartılmış, 1 Haziran'da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen bir isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir. Genel seferberlik sebebiyle eli silah tutan erkeklerin hemen tamamı cephede olduğu için geride sadece savunmasız kadınlar, çocuklar, yaşlılar kalmıştır. Ermeni çeteleri Türk ordusuyla veya şehirlerini koruyan silahlı Türk milisleriyle çatışmamış, sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir.”

BAKANLIK'TAN HUKUK HATIRLATMASI

Adalet Bakanlığı da 1915 olaylarına ilişkin iddialara hukuki değerlendirmeler içeren "Hukuksal Açıdan Soykırım Yalanlar-Gerçekler" paylaşımıyla yanıt verdi. Paylaşımda 'yetkili mahkeme' vurgusu yapıldı. “1915 olaylarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılayabilir mi?” sorusuna şu yanıt verildi: “AİHM, Perinçek/İsviçre ile Mercan ve diğerleri/İsviçre kararlarında; 1915'te Osmanlı Devleti zamanında Ermenilerin yaşadığı olaylar ve tehcirin uluslararası hukuk anlamında 'soykırım' olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği konusunda Soykırım Sözleşmesi bağlamında Uluslararası Ceza Mahkemesi ya da Uluslararası Adalet Divanının aksine bağlayıcı karar alma yetkisinin bulunmadığını ifade etmiştir.”

TBMM'DE ORTAK BİLDİRİ

Önceki gün TBMM'de ABD Başkanı Joe Biden'in açıklamalarına karşı ortak bildiri kabul edildi. Bildiride AİHM'nin Perinçek-İsviçre davasında verdiği karar hatırlatıldı. Bildirinin kabul edilmesinin ardından Genel Kurul'da, grup başkanvekilleri söz aldı.

KAÇAZNUNİ'NİN RAPORU

Ak Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Ermenistan’ın ilk başbakanı Kaçaznuni’nin raporuna atıfta bulundu. Ermenistan'ın ilk başbakanı Hovhannes Kaçaznuni'nin 1923 tarihli raporunda "Batılı devletlerin Hınçak ve Taşnak örgütlerini nasıl kandırıp kullandıklarını; Osmanlı'nın Ermeniler'e asla soykırımda bulunmadığını" beyan ettiğini anlatan Akbaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem dışarıda hem içeride ecdadımızın, aziz milletimizin ve devletimizin, nenelerimizin ve dedelerimizin soykırım suçuyla ve iftirayla, bir husumetle yaftalayanlar, asla ve kata tarihe hesap veremeyeceklerdir.”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Bu, Türkiye'nin tapusu Lozan'ı yok sayıp Sevr Anlaşması hayalini tekrar canlandırma çabasıdır. Buna asla izin vermeyeceğiz. Sana Bülent Ecevit'in geçmişten gelen sesiyle TBMM'den cevap veriyorum, ABD gölge etme, başka ihsan istemez” dedi.

İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da “Gerçekler ortada ve arşivler açıkken mevsimsel siyasi sancılarla yapılan bu siyasi açıklamayı şiddetle kınıyor ve asla kabul etmiyoruz” diye konuştu.

EMPERYALİSTLERİN PİYONLARI

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Sevr ve Mondros'la Türkiye'yi işgal hevesleri kursaklarında kalan emperyalist ülkelerin, Ermeni meselesini ve komitacılık yapan bazı Ermenileri piyon olarak kullandıklarını anlattı. 1915 yılı olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tarihi, hukuki ve akli bakımdan gerçek dışı olduğunu vurgulayan Akçay, “Ortak acılar demek, olmayan bir suçu üstlenmek, mazlum ile zalimi bir tutmak, mazlumun masumiyetine zalimi de ortak etmek demektir. Bu ifadeyi de doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

CHP grubu adına söz alan milletvekili Bülent Tezcan da “Ermeni soykırımı iddiası emperyalist bir yalan ve plandır. Mahkeme kararı olmadan soykırım olmaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Perinçek-İsviçre davasında çok net bir karar vermiştir ve bu kararda demiştir ki: 'Soykırım meselesinde Türkiye'de Ermeni soykırımı iddialarının arkasında hukuki bir temel yoktur.' Bu çerçevede ne Biden'in iddiası ne Biden'in yandaşlarının iddiası ne Biden'in yalakalarının iddiası ne de dünyanın herhangi bir yerinde filanca Parlamentonun kararı, bu iftiranın arkasının tarihsel olarak da hukuksal olarak da boş olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.”

Sonraki Haber