Soylu'dan Kılıçdaroğlu'na 'siyasi cinayet' yanıtı: FETÖ taktiğidir

İçişleri Bakanı Soylu, CHP liderinin 'Siyasi cinayetler kaygım var.' sözleri üzerine yaptığı açıklamada, 'MİT'e sorduk, 'Yok' dediler, bu FETÖ taktiğidir.' diye konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Siyasi cinayetler kaygım var" şeklindeki konuşması ve bu konuda benzer başka açıklamaların da yapılması üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Başsavcılık, "siyasi cinayetler işlenebileceği yönünde duyumlar alındığına" dair açıklamaların basına yansıması üzerine “varsa suç ve delillerin tespiti” için inceleme ve araştırma yapılmasına karar verdi. Basın Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülecek soruşturma için bir başsavcı vekilinin görevlendirildiği öğrenildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Türk istihbarat teşkilatlarında 'siyasi cinayetler' konusunda bir bilgi olmadığını belirterek “Peki siz bu bilgiyi nereden aldınız?” sorusunu yöneltti.

'BİZDEN DEĞİLSE BİLGİYİ NEREDEN ALDINIZ?'

Trafik Birim Amirleri Toplantısında konuşan Soylu, özetle şunları söyledi: “Topluma böyle bir şey söylüyorsanız bunun kendine ait bir karşılığı olmalı. Nereden öğrenebilirsiniz siyasi cinayetler veya seri cinayetlerin istihbarat ya da duyumunu? Ya Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı veya Jandarma istihbarat ya da MİT'ten gelebilir. Ben İçişleri Bakanıyım. Sordum. Bu uzak durabileceğimiz bir mesele değil. Arkadaşlar böyle bir siyasi cinayet istihbaratı var mı? Yok. MİT'e soralım, soruldu. Böyle bir bilgi yok.

“Peki siz bu bilgiyi nereden aldınız? Bunun bizim dışımızda iki kaynağı olabilir. Birincisi yabancı servislerdir. Yabancı servislerin kucağına oturmuşsanız sizi oynatırlar. Veya terör örgütleri hükümet yöneticilerini sürekli hedef alırlar. Derler ki biz hükümet yöneticilerine şunu yapacağız, bunu yapacağız. Ya da sizin terör örgütleriyle bir ilintiniz, bağınız var veya yabancı servislerle bağınız var. Veya ara sıra görüştüğünüz büyükelçiler kafanızı karıştırıyor. Veya, bunu milletimize söylüyorum, bu FETÖ taktiğidir. Onlarla çok kol kola girerseniz, onların hamiliğini kabul ederseniz geleceğiniz durum da budur.”

‘BU TAVIR BİR GÜVENLİK SORUNUDUR’

“Milleti endişeye sevk etmek konusunda eğer art niyetli davranışınız varsa, bu ayıptır. 2020'de piyasaya sürülen bu kafa karıştırıcı, bence sorumsuz bu anlayışın 2016 versiyonu olduğunu da hatırlatmak isterim. 16 Mart 2016'da ana muhalefet partisi genel başkanı bu ifadeyi orada da kullanmış. 2016'da Mart’tan sonra ne oldu? 15 Temmuz.

“FETÖ'nün zihninizi ifal ettiği oyunlardan kurtulun. Bu ülke size ana muhalefet partisi genel başkanlığı, muhalefet partisi genel başkanlığı gibi sorumluluklar vermiş. Bunları kirletmeyin.

“Bu insanlara acıyorum. Aynı işler kısa bir süre önce 'ben dinleniyorum' sözleriyle merkez bulmuştu. Beni, devleti töhmet altında bırakıyorsun. Lafı sadece ortaya bırakıp, akılları bulandırmaya çalışan bir anlayışı temsil ediyorsun. 21. Yüzyıl siyaseti de anlayışı da bu olmamalı. Bu FETÖ taktiklerinden vazgeçmek ve ‘Hayır bizde herhangi bir belge yok şunun bunun sözlerini aktardım’ demekle milleti endişeye sevk etmek, bu son derece yanlış bir davranıştır. Siyasetçiye bu tavır yakışmaz. Bu tavır Türkiye'nin istikrarına yönelik bir güvenlik sorunudur.”

PEKER'DEN 'ÖLÜM LİSTESİ' İDDİASI

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, önceki gün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 'kendisi ve muhalif gazeteciler hakkında bir ölüm listesi olduğunu' iddia etti. Peker, açıklamalarını haber yapan gazetecilerin de kendisinin içinde bulunduğu 'ölüm listesi'ne eklendiğini öne sürdü. Peker “Benim de içine dahil olduğum bir ölüm listesinden bahsediliyor. Bazı muhalif gazetecileri de benim açıklamalarımı haber yaptıkları için bu listeye eklemişler. Eli silah tutan adamlar, kalem tutanları niye öldürmek isterler? Hem açıklamaları yapan benim, gazeteciler değil ki.” ifadelerini kullandı.

'SİYASİ CİNAYETLER' SÖYLEMİ NASIL BAŞLADI?

Önce suç örgütü lideri Sedat Peker'in videolarıyla Türkiye'nin 90'lı yıllardaki mafya-siyaset ilişkileriyle yönetildiği algısı oturtulmaya çalışıldı. Peker videolarının ardından eski MİT'çi Mehmet Eymür de süreci 90'lı yıllara benzeterek “Bu sürecin sonu siyasi cinayetlerdir” dedi. Ardından HDP İzmir İl Başkanlığı'na Kontrgerilla tarzı bir silahlı saldırı düzenlendi ve HDP'li Deniz Poyraz öldürüldü. Saldırının ardından 'muhalefet' cephesinden cinayeti Ak Parti-MHP iktidarının azmettirdiği iddiaları öne sürüldü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iddiaları daha da ileri taşıdı. Cumhuriyet’e konuşan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren kişinin kendisi olduğunu söyleyerek, susturulmak için hapse atılacağını veya öldürüleceğini iddia etti.

Bu süreçte benzer haberler de Almanya'dan geldi. Türkiye'den Almanya'ya kaçanlar, bir infaz listesi olduğu ve kendilerinin bu listede yer aldığı iddialarını gündeme getirdi. Eski HDP Milletvekili Hasip Kaplan, Alman polisinin kendisini arayarak "Suikast listesinde adınız var" uyarısı yaptığını söyledi. Artı Gerçek ve Artı TV Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç da 'can güvenliği' konusunda uyarıldığı savunmuştu: “21 kişilik infaz listesindeki isimleri biliyorduk. Sonra 43 kişilik bir liste daha olduğu konusunda bir bilgi yayılmıştı. Ama bu listede yer alan isimler kimler bilinmiyordu. Evime gelen Alman polisleri bir üçüncü listeden bahsederek, yurt dışında yaşayan Erdoğan karşıtlarından oluşan 55 kişilik bir liste olduğunu ve adımın bu listede yer aldığını söyledi.”

Bir süre sonra Kılıçdaroğlu yeni bir çıkışla iddiaları yeniden gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu, “Çok daha sert bir ortamda siyaset yapmayı nasıl sağlayabiliriz, onun arayışına girecektir ama ben şundan eminim, eğer belli gruplar ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye’de yaşanmaz. Siyasi cinayetler. Böyle kaygılarım var. Erdoğan’ın bizzat kendi ifadeleridir. 'Dur bakalım daha başınıza neler gelecek' dedi. Ülkeyi yöneten ve devletin bütün güçleri elinde olan bir insan bunu söylüyorsa, çok tehlikeli bir cümle. Açıkça tehdit ediyor. Erdoğan iktidardan gitmemek için her yolu deneyecektir.” şeklinde konuştu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kılıçdaroğlu'nun 'siyasi cinayetler' kaygısının haklı bir kaygı olduğunu söylemiş, İyi Partili Koray Aydın da "Siyasi suikastler yapılacağı yönünde bizim de aldığımız duyumlar var" demişti.

Sonraki Haber