Sözleşmeli istihdam türü kaldırılsın

Memur-Sen 'Kadın Kamu Görevlilerinin Sorunları Araştırması' sonuçlarına göre, karar mekanizma-larında kadın oranlarının artırılması için politikalar benimsenmeli, aile bütünlüğünü tehdit eden sözleşmeli istihdam modeli kaldırılmalı

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, Türkiye'de kadın kamu görevlilerinin yaşadıkları sorunlar ve beklentilerine ilişkin "Kadın Kamu Görevlilerinin Sorunları" raporu hazırladı. Rapor, Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, kadınların istihdamdaki sayısı artarken yaşadıkları sorunlar ve bunların çözümü için gereken düzenlemelere duyulan ihtiyacın da arttığını ifade etti. “Kadın Emeğinin Sürdürülebilirliği” temasıyla hazırlanan araştırmada, 4 bin 529 kadın kamu görevlisinin yüzde 82’si çalışma hayatında çeşitli sorunlar yaşadığını belirtti. Öne çıkan ilk beş sorun yüzde 58,1 ile gelir düzeyinin yaptığı işe uygun olmaması, yüzde 46,8 ile iş yükü ve personel sayısı arasında dengesizlik, yüzde 37,8 ile mobbinge (bezdiri) maruz kalmak, yüzde 34 ile mesai saatleri dışında işle ilgili işlerle ilgilenmek ve yüzde 20,8 ile mesai saatlerinin uzaması oldu.

'ASLİ İSTİHDAM TÜRÜ KADROLU OLMALI'

Sözleşmeli personel istihdamının aile kurumunu örseleyen, iş-aile hayatı uyumunu bozan, çalışma huzurunu tehdit eden bir sorun olduğu değerlendirilen raporda bu modelin kaldırılması önerildi.

Başkan Sıdıka Aydın "Aile bütünlüğünü tehdit eden sözleşmeli istihdam modeli kaldırılmalıdır. Sözleşmeli istihdam türünde aile bütünlüğünün en önemli unsuru olan eşlerin birlikteliği sağlanamamakta, hem toplum hem de aile yapısı temelden sarsılmaktadır." ifadelerini kullandı.

Konuya ilişkin araştırmada şu değerlendirme yer aldı:

"Kamuda sözleşmeli personel istihdamı, sözleşmeli personelin ayrımcılığa maruz kalmasına neden olmakta; iş ve sosyal hayatına zarar vermekte, bununla birlikte aile bütünlüğünü de tehdit etmektedir. Sözleşmeli personelin eşi ve işi arasında sürekli tercihte bulunmak zorunda bırakılması, bireysel mutsuzluğunun katlanarak toplumsal huzursuzluğa dönüşmesine neden olmaktadır. Yer değişikliği hakkı zor koşullara bağlanmış olduğundan; sözleşmeli personel, çalışma ve aile hayatı konusunda geleceğe yönelik planlama yapamamaktadır. Sözleşmeli personel özlük haklarını kullanmak için bir umut kadroya alınmayı beklememeli, kamuda asli istihdam türü kadrolu olmalı, başta kadın kamu görevlileri olmak üzere aile birliği süreli, süresiz, idari hizmet ve benzeri nitelikteki sözleşmelerle sarsılmamalıdır."

'SÜT İZNİ 12 AY OLARAK UYGULANMALI'

Süt izni ve benzeri izinlerin kullanımında, çalışanın talebinin esas alınması, mevzuat hükümlerinin eksiksiz uygulanması gerektiğini ifade eden Aydın, şöyle konuştu:

"Mevcutta uygulanan süt iznine ilişkin birinci 6 ay ve ikinci 6 ay arasında farklı hüküm, süre ve izinler olmamalı, süt izninin süresi 12 ay olarak uygulanmalıdır. Halihazırda 16 hafta olan doğum izni, en az 24 hafta olmalı, babalık izni gibi haklarda da iyileştirme yapılmalıdır. Kreş hizmeti sunumunda, toplu sözleşme kazanımı öncelenmeli, hizmetin sağlanamadığı durumlarda kamu görevlilerine kreş yardımı verilmelidir."

TAM SOSYAL GÜVENLİK ESASIYLA ESNEK ÇALIŞMA

Aydın, kamuda esnek çalışmanın, tam ücret ve tam sosyal güvenlik hakkı esas alınarak düzenlenmesi gerektiğini, çocuğunun bakımı için yarım zamanlı veya esnek çalışmayı tercih edecek kadın kamu görevlilerine yönelik tam istihdama bağlı sosyal, mali ve özlük hakkı içeren modellerin hayata geçirilmesini önerdi. Aydın, "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ek 43. maddesinde yer alan ve hala düzenlemesi yapılmamış olan 'Doğum Sonrası Yarım Zamanlı Çalışma'ya ilişkin yönetmelik, tam mali, sosyal ve özlük haklar sağlanarak çıkarılmalıdır." dedi. Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, iş yerinde mobbinge karşı da farkındalık eğitimlerinin verilmesi gerektiğini dile getirdi. "Mobbing birimleri" kurulmasını önerdi.

CAM TAVANLAR KIRILMALI

Ayrıca, kadın kamu görevlilerinin sayısı artsa da bu artışın, karar mekanizmalarındaki kadın yönetici sayısına yansımadığı bildirildi. Bu bağlamda "Yönetici sınıfında görevlendirme kişinin kariyer-liyakat ilkeleriyle doğru orantılı olmalı, cinsiyet ayrımına tabi görüş ve ayrıcalıklar ortadan kaldırılmalı, kadınların yönetim alanında yükselmesinin önündeki engelleri içeren cam tavanlar kırılmalı, kamu yönetimi içerisinde kadın-erkek ayrımına gitmeden ortaklaşa bakış açısıyla işletilmesine özen gösterilmeli ve önem verilmelidir." denildi.

AİLE DOSTU VERGİLENDİRME POLİTİKASI

Kadın kamu görevlilerinin başlıca sorununun gelir düzeyi olduğunu dile getiren Aydın, vergi matrahları ve yükü azaltılacak şekilde aile dostu vergi politikalarının hayata geçirilmesini istedi. Türkiye'nin çocuklu aileleri en çok vergilendiren ülkeler sıralamasında ikinci sırada yer aldığının altı çizilen araştırmada,  "Kadın kamu görevlilerinin başlıca sorununun gelir düzeyleri olduğu ve aile yükümlülükleri, evlilik durumu ve çocuk sayısına bağlı vergi matrahları ve vergi yükü göz önüne alındığında aile birliğine gelir desteği sağlanması için ilave teşvik, muafiyet ve kamu otoritelerince aile dostu vergi politikaları hayata geçirilmelidir." denildi.

Sonraki Haber