'Şube Müdürlerinin yüzde 60'ı cemaatçiydi'

Trabzon eski İstihbarat Müdürü Faruk Sarı: "Cemaat oluşumu dönemin şube müdürleri arasında yüzde 60 oranındaydı" dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmada davanın sanıklarından, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın yaklaşık üç ay önce FETÖ / PDY üyeliğinden gözaltına alındığı Trabzon'da, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirttiği ortaya çıktı. Sarı ifadesinde, "İstihbarat Dönem Müdürlüğümde yaşadığımız Hrant Dink'in öldürülmesinden sonraki üzerimde oluşan baskı sebebiyle cemaat sohbetlerine devam ettim. O dönem gereği cemaat ile yakın durmam gerekmişti" dedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve Trabzon eski Emniyet Müdürü Reşat Altay katıldı. Aralarında Ogün Samast'ın bulunduğu bazı sanıklar ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Hrant Dink ailesinin avukatları da duruşmada hazır bulundu.

"ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNDEN FAYDALANMAK İSTİYORUM"

Duruşmada, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması devam eden dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve 8 jandarma görevlisiyle ilgili dava ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu belirtilerek birleştirme istendiği ifade edildi.

Daha sonra FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla 20 Aralık 2016'da gözaltına alınan sanıklardan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ve Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesi okundu. Sarı'nın etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirttiği ifadesinde, "FETÖ / PDY üyesi değilim. Ancak örgütün benim ile kurduğu ilişkileri ve örgüt hakkında bildiğim her şeyi anlatacağım. Bu kapsamda etkin pişmanlıktan faydanlanmak istiyorum" dedi. Sarı, "Trabzon'a tayin olduktan sonra benim akademide sıra arkadaşım olan İrfan Akkaya ile arkadaşlığımız 2007 yılında ilerledi. Beni 2007'de evine davet ettikten sonra burada Ömer isimli bir öğretmen ile tanıştım. Ömer isimli şahıs Zaman gazetesinden makale okuyarak bu yapıyı ve yurtdışındaki faaliyetlerini övücü mahiyette konuşmaya başladı. 1-2 saat oturduktan sonra ayrıldık. Sonrasında bu yapıyı araştırmaya başladım. Ve yaptıkları işlerde hükümetin destek verdiğini, kendilerin emniyet içerisinde atamalarda etkin olduklarını duymuştum. Hükümetin destek verdiğini görünce de yapının bana bir sıkıntı oluşturmayacağı kanaatine vardım. 2012 yılından sonra İrfan Akkaya'nın gitmesinden sonra bu yapıyla tüm irtibatımı kestim" diye konuştu.

"ÜZERİMDE OLUŞAN BASKI SEBEBİYLE CEMAAT SOHBETLERİNE DEVAM ETTİM”

Savcılık ifadesinde ise Sarı, "Genel bir değerlendirme yapmam gerekirse cemaat olarak adlandırılan oluşum, dönemin İstihbarat Şube Müdürleri arasında yüzde 60 oranında idi" dedi. Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından İstihbarat Müdürü olması nedeniyle üzerine çok baskı oluştuğunu belirten Sarı, "Bu dönemde konjektür olarak cemaat adlı yapı devletin her kademesinde etkindi. Üzerimdeki baskı nedeniyle cemaate İrfan Akkaya'nın da arkadaşlık bağıyla irtibata geçtim. 2007 yılının ortalarına doğru sohbet adlı buluşmalara katıldım. Akademi döneminde de Trabzon'daki görev süreme kadar Fetullah Gülen yapılanması içerisinde bulunmadım. İstihbarat Dönem Müdürlüğümde yaşadığımız Hrant Dink'in öldürülmesinden sonraki üzerimde oluşan baskı sebebiyle cemaat sohbetlerine devam ettim. O dönem gereği cemaat ile yakın durmam gerekmişti. Şu an onların sohbetlerine katılmam ve yakınlığım sebebiyle pişmanlık içerisindeyim. Bunu da dönemin üzerimde yarattığı psikolojik baskıya ve cemaatin o dönem siyasilerden destek görmesine bağlıyorum" dedi.

YILMAZER'İN ÇAPRAZ SORGUSUNA GEÇİLDİ

Daha sonra savunmasını önceki celselerde tamamlayan sanık Ali Fuat Yılmazer'in çapraz sorgusuna geçildi. Dink ailesi avukatların Hakan Bakırcıoğlu'nun "Yasin Hayal'in Ermenilere kin beslediği ve İstanbul'da eylem yapacağına ilişkin istihbarat raporu dikkatinizi çekti mi" sorusu üzerine Yılmazer, "Ben genel anlamda değerlendirdim bunu. Tehdit potansiyelinin göstergesi bu. Örgütsel ciddiyet anlamında bir şey bulamadık Yasin Hayal ile ilgili" diye cevap verdi. Duruşmaya ara verildi.

Sonraki Haber