Sulama birlikleri çiftçiyi korumak zorunda

DSİ Genel Müdür Vekili Kaya Yıldız, Aydınlık'ın sorularını yanıtladı, sulama projelerinin hedeflerini anlattı. Yıldız, sulama ücretlerinin sulama birliklerine bağlı olduğunu, birliklerin ise devletten mali kaynak almadığını söyledi.

BAŞLARKEN...

Tarımda doğru tohum ve gübre kullanılsa da verimin düşük kalmasının temel nedeni sulama sorunları. Sulu tarımın istihdama da katkısı büyük...

Hükümet, sulama sorunlarının çözümü için uygulamaya koyduğu “On Birinci Kalkınma Planı” çerçevesinde, 5 yıl içinde 2 milyon hektar alanın sulamaya açılmasını hedefliyor. Büyük törenlerle sulama tesislerinin, barajların temeli atılıyor, açılışları yapılıyor.

Üreticinin derdi ise sulama ücretleri. “Ekilmedik toprak bırakmayın” denilen üretici, sulama borcu nedeniyle zaman zaman icralık, devletle davalık bile oluyor.

Bilim insanları ise tarımda yeterlilik için daha fazla alanın sulamaya açılmasını, sadece sulamayla da sorunların çözülmeyeceğini savunuyor.

Üç bölümlük yazı dizimizin ilk bölümünde hükümetin hedeflerine ve çalışmalarına yer veriyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür Vekili Kaya Yıldız, “Tarımı kalkındırmadan Türkiye’yi kalkındıramayız” dedi. Yıldız, planlanan 25 adet sulama projesinin inşasıyla, 3 milyon 200 bin dekar arazinin sulanacağını söyledi. Projelerle 300 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor. Sulama ücretlerinden şikayet eden çiftçinin sorunlarını sorduğumuzda Kaya, sulama birliklerinin devletten herhangi bir mali kaynak almadan işletildiğini, yapılan tüm masrafların su kullanım hizmet bedeli geliri ile karşılandığını söyledi.

Kaya, sorularımızı yanıtladı:

'MİLLİ SAVUNMA KADAR ÖNEMLİ'

  • Arazilerin sulamaya açılması konusunda nasıl çalışmalar yürütülüyor?

Tarım sektörünün en az milli savunma kadar önemli olduğu gün be gün daha da belirgin hale geldi. 25 adet sulama projesi inşa edeceğiz. Bu kapsamda, 3 milyon 200 bin dekar civarında araziyi sulayacak proje ile çiftçimizin yanında olacağız. Ülke ekonomisine yıllık 2,5 milyar lira katkı hedefleniyor. Bu işin maliyeti 8,5 milyar.

'GÖÇÜ ÖNLÜYOR ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRIYOR'

  • Sulama sorunun çözümü istihdama nasıl katkı sağlıyor?

Sulama, tarımda çarpan etkisi gösteren bir yatırım. Sulu tarıma geçiş, başta tarım sektörüne hizmet sunmakla birlikte diğer sektörlere de itici bir güç oluyor. Alanların sulamaya açılması, kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması gayesine de hizmet ediyor. Yaşam standardını yükselttiği için göçü önlüyor.

Sulanan alandaki bitki desenindeki gelişmeler incelendiğinde en dikkati çekici nokta, sulamadan önce kuru tarım yapılan alanlarda hububat ağırlıklı ekim yapılırken, sulamadan sonra ürün çeşitliliği meydana gelmesi. Bu durum ülke tarımının geleneksel tarımdan, daha etkin ve yoğun teknoloji kullanımını gerektiren modern tarıma geçişi sağlıyor.

'YÜKSEK BASINÇLI ŞEBEKE TERCİH EDİLDİ'

  • Modern sulama tekniklerinin en üst seviyede kullanılması neden gerekli?

Şu an nasıl yöntemler kullanılıyor, yakın gelecek için hedefler neler? 2003 yılından itibaren, klasik sulama sistemleri terk edildi. Yeni sulama projeleri ve yenileme (rehabilitasyon/modernizasyon) projelerinde yüksek basınçlı şebeke sistemi tercih edildi. Bu sistem, minimum arazi kaybı, yüksek iletim randımanı, hacim esasına dayalı sulama suyu ücreti uygulanabilme imkanı, işletmede kolaylık, tesis ömrünün uzamasını sağlıyor. Çiftçilerimizin de bu sulama sisteminin gerektirdiği yağmurlama, damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan yöntemleri kullanması gerekiyor.

'ÇİFTÇİNİN MENFAATİNİ KORUMAK YASAL ZORUNLULUK'

  • Sulama ücretlerinin fazla olduğu, çiftçinin borçlarını ödeyemediği gibi şikayetler var. DSİ'inin bu konuda eylem planı var mıdır? Nasıl politikalar izleniyor?

DSİ tarafından işletmeye açılan tesislerin işletme, bakım ve yönetim sorumluluğu, mülkiyeti DSİ’ye ait olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile taraflar arasında akdedilen “devir sözleşmesi” çerçevesinde sulama birliklerine, belediyelere ve kooperatiflere devredilebiliyor. Sulama birliklerine devletten herhangi bir mali kaynak aktarılmıyor. Bu sebeple, sulama birliği, kaynaktan tarla başına kadar suyun iletilmesi ve dağıtılması için yapılan tüm masrafları su kullanım hizmet bedeli geliri ile karşılar, kâr maksadı güdemez.

Çok az miktardaki bu mahsuplaşmalarla (net tüketim değeri) bile, sulama hizmet kalitesi yükseltilerek tarımsal üretime önemli katkılar sağlanıyor. Desteklemelerden mahsuplaşma yapılamaması halinde, birliklerin birçoğu çiftçiye su iletim ve dağıtım hizmetlerini yeterince yerine getiremeyeceği gibi ayrıca borçlarını ödeyemez ve zor duruma düşer.

Ayrıca birlik yöneticilerinin de bu hususta çiftçilerin menfaatini koruma anlamında yasal sorumlulukları bulunuyor. En önemlisi, 2020 yılında sulama hizmetlerinin aksaması ve enerji giderlerinin karşılanamaması halinde yeterli veya hiç sulama yapılamayacak alanlarda tarımsal üretim kayıplarının meydana gelecek olması.

YARIN: ÜRETİCİNİN TALEPLERİ VE SORUNLARI
Sonraki Haber