Süleyman Soylu Muş'ta anneleri ziyaret etti

İçişleri Bakanı Soylu 'Esnaftan haraç alıyorlardı. 9-10 yaşındaki çocukları annelerin kucağından alıp dağa götürüyorlardı' diyerek bu kış operasyonların süreceğine işaret etti: Ben de dahil bütün arkadaşlarımızla beraber 5 metre kar da olsa bunları inlerinde bulup ülkeyi bu beladan kurtaracağız

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tokat'ta partisinin Danışma Kurulu Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Soylu Bakan Soylu, nerede durduklarını ve neyin mücadelesini verdiklerini bildiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Hafta sonları Hakkari'de, Tunceli'de, sınırda karakollarda 3 bin metre rakımda nöbet tutan evlatlarımızla buluşuyoruz. Vatandaşın arasında geziyoruz. Kimse bize vatandaşın arasında gezdiğimizde parmak sallayıp, 'Burası şudur, burası budur, burası Kürdistan'dır' demedi, diyemedi. Kimse bize Meclis kürsüsünden fatura kesip, 'O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz, diyetini ödeyin' demedi, diyemedi.

TEZKERE İÇİN KİMSEDEN İCAZET ALMADIK

“Çünkü bizim sahibimiz millettir. İşte onun için sınır ötesi operasyon tezkeresine oy verirken kimseden icazet almadık. Kimse bize ne yapacağımızı söyleyemedi. CHP gibi elimize, ayağımıza kimse pranga vurmadı. Kemal Kılıçdaroğlu bunun izahını yapmak zorundadır. Türk askerinin ayağına neden pranga vurmak istedin? Neden bizim evlatlarımızı sınır ötesinden geri çevirmek istedin? Ne zaman kürsüye çıksan, 'Ben Kuvayı Milliyeciyim' diyorsun. Madem Kuvayı Milliyeciydin, neden Misakı Milli'den, bize emanet edilen sınırlardan kaçtın? Bu tezkere Türkiye için bir dönüşümün, bir miladın tembihatıdır.”

Birilerinin talimatıyla büyükelçilerin kendilerine bildiri verdirdiğini anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'KİM GİTME DİYORSA HAİN ORADADIR'

“Birileri birtakım oyunların ve tezgahların içerisinde bulunuyor. Öteki taraftan da dönüp, 'Siz artık sınırlarınızın dışına çıkmayacaksınız, eğer çıkarsanız hainsiniz' diyor. Bize sınırlarımızın dışına kim çıkma diyorsa, kim Suriye'den, Afrin'den, bir tarafta Cerablus'a, Azez'e, Resulayn'a kadar, Tel Abyad'a, Münbiç'e, Kobani'ye kadar, Türkiye'ye oradan saldırılara zemin atmak istiyorsa hain biz değiliz, hain onlardır. Birilerin talimatıyla bizim ülkemizin huzurunu bozmak, birliğimiz ve beraberliğimizi ortadan kaldırmak istiyorsa bilesiniz ki Türkiye'ye büyük bir tuzak hazırlıyorlar. Bu millet bunun hesabını soracaktır. Afrin'den füzeleri yollasınlar. PYD, Amerika'nın desteğiyle Afrin'den Cerablus'a, Azez'e kadar koridor kursunlar, Türkiye'yi tehdit etsinler. Kemal Kılıçdaroğlu, bu Cumhuriyeti de bu özgürlüğü de bağımsızlığı da şanla şerefle, kanla kazandık. Senin gibi kasetle kazanmadık. Bize neyin hesabını soracaksınız? Biz neyin hainiyiz. Bu ülkede terörü bitirdiğimiz için mi hainiz? Ayasofya'dan Allah'ın ezanı okundu diye mi hainiz? Bu ülkenin şehirlerine girilemiyordu, utanmaz, Sivas'tan öteye geçemiyordun. Şimdi Türkiye'nin her yerinde siyaset yapma hakkı elde ettin.”

"Biz Suriye'ye bakmayacağız, Libya ile niye ilgileneceğiz, Afrika'ya gitmeyeceğiz, etrafımızdaki coğrafyayla hiçbir ilişki, hiçbir ilinti kurmayacağız. Azerbaycan'la görüşmeyeceğiz. Sınırımızdan çıkmayalım da Münbiç, Telafer, Afrin terör yuvası mı olsun?" diyen Soylu, şöyle devam etti: “Bize Misakı Milli hatıramız olan yerler, içeride bitirdiğimiz PKK'ya can suyu mu olsun? İdlib'de katliamlar yaşansın, biz sırtımızı mı dönelim? Afganistan'la ilgilenmeyelim mi? Milyonlarca göçmen kapımıza yığılsın ve biz çaresiz mi bakalım? Bir santim buraya kıyısı olmayan batılı ülkeler Akdeniz'de doğal gaz, petrol ararken, Libya'da oyun üstüne oyun kurarken biz kenardan mı izleyelim?

Bakan Soylu, 2023 seçimlerine çok önemli bir döneme doğru gidildiğine işaret ederek, şöyle sürdürdü: “2023 seçimi sadece Türkiye'nin kendi seçimi olmayacak. İlk önce FETÖ denilen hain tuzağı kurdular. Maşalarıyla beraber beceremediler, şimdi direkt devreye kendileri girdiler, Türkiye'yi etrafındaki coğrafyadaki o kaos cenderesine sokabilmek için.”

'ÜLKEYİ BU BELADAN KURTARACAĞIZ'

Terörle mücadelenin kazanımlarına değinen Soylu “Doğu ve Güneydoğu'da akşamın saat 4'ünden sonra kimse sokağa çıkamıyordu. Esnaftan haraç alıyorlardı. 9-10 yaşındaki çocukları annelerin kucağından alıp dağa götürüyorlardı. Tam tersi şimdi. Bu yeni Türkiye. Şimdi ben de dahil olmak üzere bütün arkadaşlarımızla beraber 5 metre kar da olsa bütün kış boyunca bunları inlerinde bulup bu ülkeyi bu beladan kurtaracağız.” dedi.

'İLK ABD TEBRİK EDER'

Bakan Soylu, milli meselelerde herkesin aynı safta olmasını, terörle mücadelede aynı dili konuşabilmesini, büyükelçiler açıklama yaptığında, 'Sen kim oluyorsun da bu ülkenin içişlerine karışıyorsun' diyebilmesini istediklerini dile getirdi.

Türkiye'nin her an başkalarının emrine verebileceklere bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Soylu, "Bırakın onların bunu düşünmelerine, bunu hayal etmelerine bile fırsat vermeyelim. Çünkü Türkiye'nin yapacak çok işi var. Çünkü Cumhur İttifakı'nın yapacak çok işi var. 2023’te o akşam çok merak ediyorum, Kılıçdaroğlu'nun yine o çaresiz halini, o her zamanki mağlubiyetten sonraki yüz halini çok merak ediyorum. Bir de 2023'te Amerika ile Avrupa'yı merak ediyorum. O akşam ilk tebriği onlar yaparlar. Her zaman öyle yaptılar çünkü bu milletin bileğini hiçbir zaman bükemediler, yine bükemeyecekler." diye konuştu.

MUŞLU ANNELERLE BULUŞTU: SAYGIYLA EĞİLİYORUZ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muş'ta dağa kaçırılan çocukları için her hafta HDP İl Başkanlığı önünde eylem yapan ailelerle bir araya geldi. Ailelerle konuşan Soylu, “Burada attığınız adımlar, yaptığınız direnç ve ortaya koyduğunuz irade, önünde saygıyla eğilecek bir iradedir.” dedi.

Ziyaretlerde bulunmak üzere Muş'a gelen Soylu, kentteki bir otelde kanaat önderleriyle buluştu, ardından esnafı ziyaret etti.

Bir iş yerinin açılışını gerçekleştiren Soylu, daha sonra terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen çocukları için her çarşamba HDP önünde eylem yapan ailelerle Porsor Ana Kadın Kültür Merkezi'nde buluştu.

Soylu, ailelerin yaptıkları işin, attıkları adımların ve sahip çıktıkları meselenin bir memleket ve millet meselesi olduğunu vurguladı. Ortaya koydukları iradeden dolayı ailelere minnettar olduklarını belirten Soylu, şunları kaydetti:

“Hem kendi hem de başkalarının çocuklarına sahip çıkıyorsunuz. Burada attığınız adımlar, yaptığınız direnç ve ortaya koyduğunuz irade, önünde saygıyla eğilecek bir iradedir. Bunu ancak ana yüreği yapar. Evlatlarınıza sahip çıkıyorsunuz. Sağ olun, var olun. Sonuna kadar sizinleyiz. Bunun için büyük bir gayret ortaya koyuyoruz. Sizi mutlu bir buluşmayla bir araya getirebilmek için tüm arkadaşlarımızla çok çalışıyoruz. Valimize, belediye başkanımıza ve tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Sizlerle beraberler.”

Ailelerle sürekli yapmak istedikleri görüşmenin bugüne nasip olduğunu aktaran Soylu, “Muş'ta yaktığınız meşale ve ateş, inanın ülkenin geleceği ve huzuru içindir. Çocuklarımızın geleceği ve kaybettiklerimizi kazanmak içindir. Allah bize, sizlere bunu nasip eder. Bir taraftan kazanmaya çalışacağız. Bu konuda devletin bütün gücünü ortaya koyacağız. Siz de gayret göstereceksiniz, bu irade ve direnişi ortaya koyacaksınız. Allah da mükafatını verir. İnancımız odur. Allah sizlerden razı olsun.” ifadesini kullandı.

'EVLADIMIZI KAYBETTİĞİMİZ YERDE ARIYORUZ'

Dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır anneleri, evlatlarına güvenlik güçlerine teslim olmaları çağrısında bulundu.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı evlat nöbeti 790'ıncı gününde sürüyor.

Ellerinde çocuklarının fotoğrafı ile bekleyişini sürdüren annelerden Ayten Elhaman, oğlu Bayram'dan 4 yıldır haber alamadığını söyledi. Evlatlarının ellerinden alındığını ifade eden Elhaman, "Doğru yoldayız. Evladımızı kaybettiğimiz yerde arıyoruz. Oğlum Bayram gel, burada güçlü devletimiz var. Kaçıp, gelin." dedi.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden Diyarbakır'a gelerek, 6 yıl önce 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Roşhat için eylem yapan Necibe Çiftçi de çocuğuna kavuşmak istediğini belirtti. Çiftçi, "İçimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor. Duygularımız çocuklarımızla beraber. Çocuklarımız rüyalarımıza giriyor." diye konuştu. Oğluna seslenen Çiftçi, "Oğlum Roşhat ya öleceksin ya da döneceksin, yeter artık dön." ifadesini kullandı.

Sonraki Haber