Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı: Ayçiçeği ve üzüm üreticileri çözüm istiyor
Tekirdağ Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, üreticinin ayçiçeğinde hüsrana uğradığını belirtti.
Bu yıl çoğu yerde ayçiçeği ekiminden sonra yağış alamadıklarını ve mevsimin kurak geçtiğini belirten Saygı, “Erken ekim yapılan alanlarda mildiyö (köse) hastalığı görüldü, arkasından bazı bölgelerde çayır tırtılı ayçiçeği tarlalarını istila etti. Bunun karşılığında biçim yapılan bazı alanlarda geçtiğimiz yıllara göre verimler düşük kaldı.” dedi.
‘15 LİRA BEKLİYORDUK’
Bölgede hasadın yüzde 60’nın tamamlandığını fiyatların ise yeni açıklandığını belirten Saygı, “Birlikler tarafından açıklanan fiyatlar, üreticinin beklentisini karşılamadı. Geçen yıldan bu yana yüzde 300 ile yüzde 400 oranında zamlar görmüş olan girdiler ile üretim yapmaya çalışan çiftçilerimiz, ayçiçeğinde umduğunu bulamadı. Maliyeti 11 liraları bulan ayçiçeği fiyatının en az 15 lira olmasını bekliyorduk.” diye konuştu.
Alımda en büyük paya sahip olan Trakya Birlik, önceki günlerde yaptığı açıklamada, yüzde 40 yağlı baz ürün için ton başına 12 bin lira avans ödemesi yapılacağını açıklamıştı.
Devletten buğdayda olduğu gibi ayçiçeği fiyatlarında da güncelleme beklediklerini ifade eden Saygı, şöyle devam etti: “Prim desteği en az 2,50 lira, buğday-ayçiçeği parametresine göre de ayçiçeği fiyatı en az 15 lira olmalıdır. Çiftçimizin beklentisi muhakkak karşılanmalıdır. Aksi bir durum, ekim alanlarında azalmaya sebep olup, ayçiçeği ile birlikte gelecek sezon, ülkemizin bitkisel ham yağ açığını daha da artıracaktır.
Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşında da ayçiçeği yağının ve diğer gıdaların önemini ve teminindeki sıkıntıları hepimiz yaşayarak gördük ve bu gidişle uzun bir süre de artarak görmeye devam edeceğiz. Çiftçiyi üretime küstürmemek gerek. Maliyetini karşılayamadığı ürünü üretmek kim ister? Emeğini saymıyorum bile. Bu yüzden üretimi desteklemeli, çiftçiyi küstürmemeliyiz.”
‘TEKEL ÖZELLEŞTİRİLDİ ÜRETİCİNİN İPİ ÇEKİLDİ’
Tekirdağ ilimiz, ayçiçeği dışında önemli üzüm üretim merkezlerinden de biri. Üzüm üreticisinin de dertli olduğunu söyleyen İmdat Saygı, “Köylünün, çiftçinin sorunları bitmek bilmiyor. Yetiştirdikleri ürünlerin maliyetleri her gün katlanırken satış fiyatları günden güne aşağı düşüyor. TEKEL’in özelleştirilmesiyle birlikte üzüm üreticisinin ipi çekildi. Tabi özelleştirilme olunca ve rakip de olmayınca fabrika ürünü istediği fiyata alıyor. Üretici sattığı ürünün fiyatını bilmemekle beraber alıcı bile bulamıyor. Hatta sumalık olarak alınan üzümün fiyatı 2,25 lira. Bugün en az 250 lira olan işçilik ücretiyle, üzerine üretim maliyetlerini de koyduğumuzda üreticinin bağları sökmekten başka çaresi kalmıyor. Bir de üstüne üzüme destek yok. Bu durumda devlet bize üretin mi demek istiyor üretmeyin mi?”
Üzüm üreten üreticilerin üzümlerini işleyip satabilmesi gerektiğini bunun da yasal düzenlemelerle yapılmasını isteyen Saygı, “Üzüm bağlarında bağ bozumunun yapıldığı bu günlerde gerekli önlemler alınmazsa bağlar bir daha yeşermemek üzere sökülecektir.” dedi.
‘10 YILDA SÜT ÜRETİCİSİ SAYISI YÜZDE 30 AZALDI’
İmdat Saygı, hayvancılıkta yaşanan sorunlara da çözüm istedi. Saygı şöyle konuştu: “Artan maliyetler yüzünden süt üreticilerimizden çoğu, hayvanlarını kesime vermiştir. Bölgemizdeki süt üreticilerinde de son 10 yılda yüzde 30 azalma yaşanmıştır. Bu kötü gidişat, süt ve süt ürünleri üretimi kadar ileride büyükbaş et üretimini de olumsuz etkileyecektir. Hayvancılıkta tehlike sinyalleri çalarken, çiğ süte zam yapılırsa, yeme de zam yapılır mantığıyla hareket etmeye devam edilir ve çiğ süt üreticisi daha fazla baskı altına alınırsa Türkiye’de çok yakın zamanda süt kriziyle karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır.”
KIRKAĞAÇ KAVUNU ASKIYA ÇIKTI
Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde yetiştirilen, tadı, aroması ve raf ömrüyle öne çıkan Kırkağaç kavunu, kış sofraları için özel depolardaki ahşap direklere asılıyor.
Bakırçay Nehri'nin hayat verdiği ovada, bu yıl 7 bin 500 dekar alanda yetiştirilen kavunların olgunlaşmasıyla sabahın erken saatlerinde tarlalarda mesaiye başlayan çiftçiler, kestikleri kavunları, zarar görmemesi için yorganlara sarıp traktörlere yüklüyor. Bir kısmı hemen satışa sunulan kavunların kalanı ise depolara taşınıyor. Burada saplarından keten ipliklerle bağlanıp ahşap sırıklara asılan kavunlar, kış aylarında pazara sunulmak üzere bekletiliyor. Kırkağaçlı kavun üreticileri kendi geliştirdikleri bu saklama metoduyla taze kavunun olmadığı kış mevsiminde tüketiciye kavun sunarak, katma değer de sağlıyor.