‘Sümela’daki ayin dini değil siyasi’

Ne Bizans ne de Komninos döneminde Sümela Manastırı'nda büyük 15 Ağustos ayinleri düzenlenmediğini belirten Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, 'Bu dini değil siyasi nitelikli bir olaydır. Rumlar Pontus emellerine uygun olarak bölgede bir simge yaratmaya çalışıyorlar.' uyarısında bulundu

Hristiyan aleminde her yıl 15 Ağustos'ta düzenlenen “Meryem Ana'nın Göğe Yükseliş Günü” ayinleri bu sene de devam edecek. Ancak ayinin tartışmalı noktalarındn biri Sümela Manastırı olacak. İlk defa 15 Ağustos 2010'da dini etkinliğin yapıldığı Sümela'da, bu yılki ayin için bir dizi düzenleme yapıldı. Ayin nedeniyle 15 Ağustos günü saat 08.00’den sonra Maçka’dan manastır yoluna araç geçişlerine izin verilmeyecek. Ayine geleceklerin dışında saat 13.00’e kadar da ziyaretçi kabul edilmeyecek. Patrik Bartholomeos’un liderlik edeceği ayine Yunanistan, Rusya ve Gürcistan’dan gelecek 100’ün üzerinde Ortodoks din adamı ve mensubunun katılması bekleniyor.

Sümela Manastırı'nda düzenlenecek ayin bir süredir kamuoyunda tartışılıyor. Uzmanlar, Sümela Manastırı'nın Ortodoks alemi için dini bir “merkez” olmadığını, ayin için buranın seçilmesinin siyasi olduğunu vurguluyor. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Ortodoksların bölge ile ilgilenmediği, ancak Rumların “Pontus” emelleri nedeniyle bu bölgeyi tercih ettiği belirtiliyor.

Söz konusu tartışmanın arka planını On Dokuz Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu'na sorduk. “Sümela'da hayali bir ayin çıkardılar.” diyen Prof. Dr. Tellioğlu, “Burada ne Bizans ne de Komninos döneminde böyle bir ayin düzenlenmemiş. Şu an yapılan dini değil siyasidir.” ifadelerini kullandı. İşte Tellioğlu'nun kritik uyarıları...

NEDEN SADECE RUMLAR AYİN YAPMAK İSTİYOR?

“15 Ağustos, Hristiyanlar açısından önemli bir gün. Hazreti Meryem'in ölümü nedeniyle ayinler düzenleniyor. Ancak bu ayinler tarihte hiç Sümela Manastırı'nda düzenlenmemiştir. Ne Bizans ne Komninos döneminde... Hayali bir ayin çıkardılar. Mesela Trabzon'da Ayasofya Kilisesi vardır. Şimdi camiye çevrildi. Tarihte burada büyük 15 Ağustos ayinleri yapıldığı biliniyor. Ancak Sümela'da böyle bir şey yok. Burası bir dini merkez değil. Dolayısıyla bu işin arkasında siyasi bir maksat aramak lazım.

Buraya Amerikan, İngiliz, Alman, Fransız, Bulgar, Gürcü ve diğer birçok ülkeden turistler geliyor. Onlar için Sümela’da ayin yapmanın bir anlamı yok. Onlar için Sümela, Efes gibi bir yer değil. Buraya gelen İsveçli bir turist kafilesi Trabzon’u geziyor dolaşıyor. Bunların içinde Sümela da var. Hiç başlarında bir din adamı var mı? Ancak Rum asıllılar, bu ayin üzerinden bölgede bir simge oluşturmaya çalışıyorlar. Bu dini nitelikli bir olaydan çok, siyasi nitelikli bir olaydır.

GELENLER HALKI TAHRİK EDİYOR

“Nedeni belli. Bugün hala Yunanistan Dışişleri Bakanlığının sitesinde 'Büyük Yunanistan' haritaları var. Bu haritalara baktığınızda İzmir, İstanbul ve Doğu Karadeniz bölgesi 'Kaybedilmiş Vatan' olarak gösteriliyor. Bu nedenle buraya gelip geziler, ayinler düzenliyorlar. İşte daha 1997 yılında 'Din, Bilim ve Çevre Sempozyumu' adıyla Venizelos adlı bir gemiyle Trabzon'a gelmeye çalıştılar. Halk müsaade etmedi tabi. Gemi limana bile yanaşamadı. İlk ayini yapacakları zaman, devlet bunlara bir yer gösterdi. Fakat bunlar gösterilen yerin dışına çıkıp Sümela Manastırı'nın içinde büyük bir ayin yapmaya çalıştılar. O zamanki müze müdürü itiraz etti. Ve bizzat Yunanistan'dan gelen siyasetçiler, kadını orada tartakladılar. Bizim müze müdürümüzü tartakladılar. Daha sonra Yunanistan'dan kalabalık bir grup geldi. Bütün Trabzon'da olağanüstü hal ilan edildi. Havalimanından Sümela'ya kadar yollar kesildi. Trafik durduruldu. Özel bir konvoyla götürüldüler oraya. Gelenler üzerlerine Doğu Karadeniz'i Yunanistan'ın bir parçası kabul eden tişörtler giymişler. Ön taraflarında da 'Ben Pontus'um' yazıyor. Açıkça tahrik ediyorlar. Her 15 Ağustos'ta Trabzon tahrike açık bir alan haline geliyor. Orada vatandaşın biri 'Ne oluyor kardeşim, burası Türk yurdu!' dese, 'Hristiyanlara saldırı' diye dünyanın gündemine oturtacaklar. Ne lüzumu var Allah aşkına?

PONTUS HAYALLERİ

“Biliyorsunuz tıpkı sözde Ermeni Soykırımı'nda olduğu gibi bir de sözde Pontus Soykırımı ortaya çıkardılar. 1997'de Yunan Parlamentosunda bunu kabul ettiler. Bartholomeus'un Amerika'ya patrik olarak atadığı adam, orada çok ciddi bir çalışma yürütüyor ve Doğu Karadeniz'de 353 bin Rum'un Türkler tarafından katledildiğini anlatıyor. Şimdi Yunanistan Başbakanı'nı da Sümela'daki ayine davet etmişler. Onu davet eden dernek de bu Pontusçu faaliyetler sırasında ölenlerden birinin adını taşıyor. Her 19 Mayıs'ta Selanik'te, şurada, burada büyük anmalar yapıyorlar. Bu anma toplantılarına meclis başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları katılıyor. Hatta bir belediye başkanı bir ara 'Böyle şey olmamıştır.' dedi, adamı linç etmeye kalktılar. Türkiye düşmanlığı üzerinden bir kimlik oluşturmaya çalışıyorlar.

Şimdi o mantıkla biz de devam edersek, yüzyıllarca kaldığımız Balkanlar'ı istememiz lazım. Ama bugün orada çeşitli devletler var kardeşim. Buralar bizim mi? Yani tarihin sayfalarını belli bir yerde kapatmak lazım. 15 Ağustos 1461'de Trabzon, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. Bunlar hala 'Trabzon 1461'den beri işgal altında' propagandası yapıyorlar. Bu bir hayal.

BARTHOLOMEOS'UN TAHRİKLERİ

“Peki Bartholomeos kim? Fatih Kaymakamlığına bağlı bir papaz. Onu da ekümenik sıfatıyla sunuyorlar. 15 Ağustos'ta Sümela'ya gelecek Rumlar, 'Ekümenik patriğimizin himayesinde ayin yapacağız.' diyorlar. Türkiye bu ekümenik iddialarını kabul edemez.

Bakın Bartholomeos 2018 yılında bir Karadeniz gezisine çıktı. Samsun'un Bafra ilçesine geldi. Bafra, Rum çetecilerin büyük katliamlar yaptığı yerdir. Nebiyan Dağları var orada. Rum çeteciler Türkleri göçe zorlamak için etraftaki köylere saldırıyorlardı. Orada iki köy var mesela. O iki köyde yaşayan 372 kişinin hepsini öldürüyorlar. Erkekler o dönem harpte. Dolayısıyla köyde sadece yaşlılar, kadınlar ve çocuklar var. Bu çok büyük bir infial yaratıyor. Topal Osman Ağa, müfrezesinden bir grubu gönderiyor oraya. Bunlar geliyorlar, bu işi yapanları tespit ediyorlar. O katliamı yapanları Otkaya Mağarası'na götürüp infaz ediyorlar. İşte Bartholomeos o mağarayı ziyaret etti. Yanında bir profesör var. Diyor ki; işte efendim Otkaya Mağarası'nda şehit edilen azizlerimizi anmaya geldik. Atalarımızı anmaya geldik... İzinsiz olarak gidiliyor oraya da. Bartholomeos bu tür tahrikleri sıkça yapıyor.”

Sonraki Haber