Suriye Ordusu HTŞ’yi vuruyor

Suriye Arap Ordusu, İdlib ve Halep kırsalına yığınak yapmaya başlayan terör örgütü Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ)’ı vurmaya başladı. PKK’nın yayın organı Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi de Rusya’nın, Tel Rıfat’ın PKK/PYD’den temizlenmesine yeşil ışık yaktığını yazdı

Suriye güçleri, pazar günü İdlib ve Halep kırsalına askeri yığınak yapmaya başlayan terör örgütü HTŞ’yi vurdu. İdlib'in güney kırsalındaki El Bara köyü yakınlarına ağır topçu bombardımanı düzenleyen Suriye Ordusu, benzer şekilde Halep'in batı kırsalındaki Kafr Taal köyündeki terör mevzilerini de hedef aldı.

Terör örgütü HTŞ’nin ise İdlib üzerinde uçaksavar füzesi kullanarak büyük bir Rus Ilyushin uçağını vurmaya çalıştığı, ancak başarısız olduğu öğrenildi. Dün ise Halep ve çevresindeki bölgelerde sabah saatlerinden itibaren savaş uçakları ile insansız hava aracı faaliyetlerinin arttığı bildirildi.

Bölgede askeri tırmanış yükselirken, terör örgütü HTŞ'nin İdlib, Hama ve Lazkiye kırsalında faaliyette olduğu, Halep'te ise hükûmet kontrolündeki bölgelere yönelik geniş çaplı bir saldırı hazırlığında bulunduğu iddia ediliyor.

‘İRAN DESTEKLİ GÜÇLER GÜNEYE İNİYOR’

HTŞ’nin bölgedeki askeri hareketliliğinin temel nedeninin, İsrail’in Lübnan ve Suriye’de artan saldırıları olduğu değerlendiriliyor. İsrail Ordusu, Golan Tepeleri’ne yönelik saldırılarıyla birlikte ülkeye çeşitli sızma harekâtları düzenlerken, Suriye’de bulunan İran ve Hizbullah güçlerinin de kuzeydeki bazı mevzileri boşaltarak güneye indiği bildiriliyor. Boşalan yerlere ise Suriye güçleri yerleşirken, HTŞ’nin bu bölgeleri ele geçirmeye çalıştığı kaydediliyor.

Independet Arabia da önceki gün sahadaki gelişmelere ilişkin hazırladığı geniş analizinde, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir savaş başlamasının yüksek ihtimal olduğunu kaydetti. Yeni bir ‘Halep Savaşı’nın konuşulmaya başlandığı belirtilen haberde, “Halep’in ve Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerin Suriyeli muhalif gruplar tarafından geri alınabileceğine işaret ediliyor. Suriye hükümet çevreleri de İdlib şehrini kontrol eden muhaliflerin bulunduğu cephelere askeri takviyeyi teşvik ediyor.” denildi.

Analizde şu bilgilere yer verildi:

“Başta İdlib ve Hama kırsalları olmak üzere Suriye'nin kuzeyinin büyük bölümündeki temas hatları, bir süredir taraflar arasında topçular, füzeler ve insansız hava araçları (İHA) ile düzenlenen saldırıların eşlik ettiği çatışmalara sahne oluyor. Bu durum, temas hatlarını olası bir savaşın kızışacağı sahalar haline getiriyor.

“İdlib’den siyasi analist Abdulkerim el-Ömer, Suriye'deki askeri hareketliliğin tüm bölgedeki gerilimin bir parçası olduğunu düşünüyor. Ömer’e göre Suriye'nin kuzeybatısında askeri bir çatışmanın patlak vermesi ihtimali çok yüksek. “Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından bölgede sükûnet ve ateşkes için yapılan çağrılara rağmen, İran'ın bölgedeki varlığının sona erdirilmesine yönelik ‘yukarılardan’ bir karar olduğunu söyleyen Ömer, bunun gerçekleşebileceğini ve mevcut siyasi gerçeklik ve sahadaki durum çerçevesinde Suriye rejimi ve muhalefeti arasında bir çatışmanın patlak verebileceğini düşünüyor.”

‘İSRAİL VE HTŞ DOĞRUDAN TEMASTA’

Önceki gün Aydınlık’a konuşan Suriye Ulusal Uzlaşı Komitesi Resmi Sözcüsü Ömer Rahmon ise HTŞ’nin hareketliliğinin sadece “fırsat” ile açıklanamayacağı görüşünde. İsrail ile HTŞ’nin doğrudan temas halinde olduğunu bildiren Rahmon, şu değerlendirmede bulunuyor:

“İsrail ile Heyet-i Tahrir Şam arasında doğrudan bir güvenlik teması var; hem de yalnızca bugün değil, çok önceden beri var. Çünkü proje aynı, hedef aynı. Halep ve İdlib cepheleri, güney cephesiyle yakından bağlantılıdır ve güney cephesinde yapılacak herhangi bir harekât, kuzey cephesinde sonuçlar doğuracaktır.”

İDLİB HAREKÂTINA DEVAM MI?

Diğer yandan Suriye Ordusu’nun da bölgedeki önlemlerini artırdığı görülüyor. 25. Tümeni’ni bölgeye kaydıran Suriye Arap Ordusu, ayrıca tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve ağır makineli silahlarla donatılmış çok sayıda pikap sevk etti.

Uzmanlar, bu sürecin “dimyata pirince giden HTŞ’nin evdeki bulgurdan olmasıyla” sonuçlanabileceğini de belirtiyor. Çünkü Suriye Ordusu, M4'ün açılmasıyla birlikte bu yolun güneyinde kalan ve Cebel Zaviye ya da Gab Düzlükleri denilen bölgenin terörden arındırılmasını istiyor.

Nitekim Suriye Ordusu'nun Cebel Zaviye'ye yönelik operasyonları Mayıs 2019'da başlamıştı. Prof. Dr. Serhat Erkmen’in derlediği rakamlara göre, bu tarihte teröristler İdlib ve çevresindeki 6 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol ediyordu.

Suriye Ordusu'nun ilk operasyonlarıyla birlikte 2019'da 1200 kilometrelik alan temizlendi. 2020'deki ikinci aşamada buna 1700 kilometrekarelik alan daha eklendi. Üstelik bu bölgeler İdlib’in dağı taşı değil, Halep’in batısındaki büyük yerleşimler, İdlib-Halep arasındaki tarım bölgeleri, Serakib ve Maarat El Numan gibi stratejik ilçelerdi.

Ayrıca M5 yolunun tamamı da Suriye Ordusu'nun kontrolüne girdi. Fakat Moskova Mutabakatı'yla birlikte bu operasyonlar durduruldu. Bu süreçte ise M4’ün güneyinde kalan yaklaşık 300 kilometrekarelik Gab Düzlüklerinde teröristler yeniden toparlandı.

Ancak son gerilimle birlikte Suriye Ordusu’nun bölgeye yönelik yeni bir süpürme harekâtı başlatabileceği değerlendiriliyor. Nitekim Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre de, Suriye Ordusu’nda daha önce dağıtılan bazı Özel Kuvvet birimleri yeniden kurulmaya başladı. Bu güçlerin bölgede sızma harekatları yapması planlanıyor.

SAHADAN 4 YILDIZLI MESAJ

Diğer yandan Independent Arabia, geçen hafta Afrin’e giden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu'nun ziyaretinin, özel bir anlam taşıdığını değerlendiriyor. Orgeneral Bayraktaroğlu'nun ziyaretinin, bazı Suriyeli muhalif grupların da içinde bulunduğu Heyet-i Tahrir Şam liderliğindeki Feth’ul Mubin Operasyon Odası’nın askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleştiği belirtilen haberde, şu ifadeler yer alıyor:

“Bu mesaj, özellikle Suriyeli muhalif grupların kontrol ettikleri bölgelere bitişik alanlarda, İran ve Hizbullah'ın nüfuzunun azalması olasılığıyla birlikte, koşulların herhangi bir yönde değişmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahada hazır olduğunun işareti olarak görülebilir. Öte yandan Suriye Ordusu, temas hatlarının bulunduğu Hama, İdlib ve Halep kırsalına takviye birlikler gönderdi. Yerel gözlemcilere göre Suriye Ordusu bu adımı, Hizbullah savaşçılarının bazı noktalardan çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurmak için attı.”

‘RUSYA TEL RIFAT’A YEŞİL IŞIK YAKTI’

PKK’nın yayın organı Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin dikkat çeken bir analiz yayınladı. Rusya’nın Tel Rıfat’ın PKK/PYD’den temizlenmesine yeşil ışık yaktığı belirtilen analizde, karşılığında Türkiye’nin de Halep harekâtını önlemesinin beklendiği iddia edildi.
Lekolin.org’da yayınlanan analize göre, 3 Ekim’de Türk yetkililer El Hamam Sınır Kapısı’nda Suriyeli muhalif liderleri topladı.

3 saatlik bir toplantı yapıldığı kaydedilen haberde, şu kararların alındığı iddia edildi:

“Tartışılan konuların başında Rusya’nın yeşil ışık yaktığı Tel Rıfat’a yönelik işgal planının olduğu öğrenildi. Toplantıda MİT yetkilileri, Müşterek Güç’te yer alan çete gruplarına (Hamza Tugayı ve Süleyman Şah) ve Sultan Murat çete grubuna Tel Rıfat’a yönelik 3 koldan saldırı yapmaları için hazır olmaları talimatını verdi.

"Toplantıda çete gruplarına işgal operasyonundan bir gün önce haber verileceği ve operasyon tamamlandıktan sonra bölgenin Ceyş el-Vatani (Milli Ordu) grubunun denetimine gireceği söylendi. Son zamanlarda KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat ile birlikte birçok basın-yayın organı da Tel Rıfat’a yönelik işgal operasyonunu dillendirirken, bu operasyona kesinlik kazandıran durum ise Rusya’nın işgalci TC’ye operasyon için yeşil ışık yakmış olmasıdır.”

‘İDLİB’E KARŞILIK TEL RIFAT’

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye, Rusya, İran ve Suriye’nin birlikte hareket ettiği belirtilen analiz, şöyle devam etti:

“Tel Rıfat bölgesine yönelik işgal operasyonuna karşılık Türkiye’nin İran’ı memnun etmek için İdlib’in Keferiya, Fewia ve Kefer Noran bölgelerini İran’a bağlı milis güçlerine teslim edeceği öğrenildi. Mevcut durumda Türkiye ve Rusya’nın ortak planı bu şekildedir. Fakat HTŞ ve Cebhe eş-Şamiye çete gruplarının bu duruma karşı çıkması ve Halep bölgesine saldırı hazırlıkları yapması, bu işgal planını sekteye uğratmaktadır.

"Mevcut durumda Tel Rıfat işgaline karşılık Keferiya, Fewia ve Kefer Noran’ın verilmesi zor görünüyor. Fakat Türkiye’nin HTŞ ve Cebhe eş-Şamiye çetelerinin Halep’e saldırmasına izin vermemesi karşılığında Rusya, İran ve Suriye rejiminin Tel Rıfat bölgesini Türkiye’ye hediye etme ihtimali de söz konusudur. Ki bu minvalde sahada harekete geçen Türk Devleti, olası bir HTŞ operasyonunu engellemek için son iki hafta içinde İdlib ve Halep kırsalına 190’dan fazla askeri araç ve çok sayıda çete gönderdi.”

EL BAB’DA TÜRK-RUS ORTAK NOKTASI

“Edindiğimiz bilgilere göre 4 Ekim 2024 tarihinde Kilis’te görevli TSK komutanları, Sultan Murat çetebaşları ve El Bab Meclis Başkanı ile de bir toplantı yaptı. Toplantıda 28 Eylül tarihinde kurulan Türk-Rus ortak noktasına dair tartışmalar yapıldı. El Bab’da kurulan ortak noktanın Rusya ve MİT tarafından denetlendiği bilgisine ulaşıldı.

"Yapılan toplantının hemen akabinde, kontrol noktasında çalışma ve denetim odalarının belirlenmesi kararı alınırken, geçişlerin kontrol altına alınması talimatı verildi. Kurulan nokta Ebu Zeydin Sınır Kapısı’nın açılmasıyla birlikte Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ekonomisine darbe vurmayı amaçlanıyor.

"Türkiye ve Şam Hükûmeti’nin ortak planı, Özerk Yönetim ile işgal altındaki bölgeler arasındaki tüm kapıları kapatarak Özerk Yönetimi, Şam Hükûmeti üzerinden ticaret yapmaya ve Türkiye’den gelenleri de Şam Hükûmeti üzerinden bölgeye girmeye zorlamak. Münbiç hattında olan On El Dadat Kapısı’nın kapatılması da bu kirli plan çerçevesindedir. Böylece Rusya, Şam Hükûmeti ve işgalci Türkiye’nin ortak anlaşmaları ekseninde On El Dadat Kapısı’nın yerine Şam ve Türkiye arasındaki Ebu Zeydin Kapısı aktifleşmiş olacak.”

Sonraki Haber