Suriye'de barış için Türk-Rus ortaklığı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'le yaptığı görüşme öncesi, 'Suriye ile ilişkili birlikte attığımız adımlar büyük önem arz ediyor. Oranın barışı Türkiye-Rusya ilişkilerine bağlı.' dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi'de Devlet Başkanlığı Resmi Konutu'nda bir araya geldi.
ÖNCELİK PKK VARLIĞI
Aydınlık'ın ziyaret öncesi üst düzey Türk yetkiliden edindiği bilgilere göre öncelikli gündem maddesi Suriye oldu. Yetkili Erdoğan'ın ilk olarak Tel Rıfat ve Münbiç’teki PKK varlığına Astana anlaşmalarına uygun şekilde son verilmesine dikkat çekeceğini söyledi. Anlaşma YPG’nin Fırat’ın 30 kilometre güneyine çekilmesini öngörüyor. Yetkili Erdoğan'ın, Rusya’nın kontrol ettiği bölgelerden gelen saldırılardan rahatsızlığını ileteceğini de ifade etti. Yetkili, DEAŞ’la mücadele, Suriyeli mülteciler gibi konuların masada olacağını anlattı. İkili görüşme öncesi kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce planladıkları yüz yüze görüşmeyi gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Türkiye'de yaşanan yangınlarla mücadelede verdiği destekten dolayı Putin'e teşekkürlerini ileten Erdoğan, yangın söndürme çalışmaları sırasında hayatını kaybeden Rus pilotlar için başsağlığı diledi. Erdoğan, "Gerçekten dostlar bu tür zor günlerde belli oluyor." dedi.
Siyasi, askeri, ekonomik ve ticari alanlarda Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok farklı şekilde kendini gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan, "Ticaret hacminde kısmi bazı iniş çıkışlar olsa da şu an gayet iyi bir durumda. Ben daha da iyi bir konuma geleceğine inanıyorum." diye konuştu. Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşaatının sürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Önümüzdeki yıl öyle zannediyorum ki birinci ünitenin açılışını yapabileceğiz.” bilgisini paylaştı.
MALUM ZEVAT
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir diğer konu da tabii özellikle bizim savunma sanayinde beraber attığımız adımlar. Bunu da ayrıca zaten konuşmamızda fayda var. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da malum zevat hep bize bazı konuları özellikle sordular. Biz de onlara zaten gereken cevabı verdik. Çünkü attığımız adımlardan geri dönmemiz mümkün değil. Özellikle şuna inanıyorum yani bizim Türkiye-Rusya ilişkilerinde her geçen gün çok daha güçlenerek devam etmemizde çok büyük faydalar var. Suriye ile ilişkili birlikte attığımız adımlar da büyük önem arz ediyor. Oranın da barışı yine Türkiye-Rusya ilişkilerine bağlı."
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 1.5 yıldır yüz yüze görüşemeseler da Erdoğan’la sürekli temas halinde olduklarını hatırlattı. Putin, “İkili ilişkilerimizin yoğun ve olumlu şekilde gelişmesinden gayet memnunum. Bütün istikametlerde ilgili kurum ve kuruluşlarımız sürekli temas halindeler.” ifadelerini kullandı.
Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacminde geçen yıl yüzde 20 gibi önemli düşüş kaydedildiğini ifade eden Putin, bu senenin ilk 8 ayında ikili ticaret hacminin yüzde 55 arttığını dile getirdi. Putin, “İkili ticaret hacmimiz bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık yüzde 50 arttı. Pandemi döneminde kaybettiklerimizi telafi etmekle kalmadık, yüzde 30'dan fazla bir önemli bir artış da sağladık.” dedi.
UZLAŞI BULUNABİLİYOR
Erdoğan ile görüşmelerine ilişkin Putin, “Görüşmelerimiz her zaman sorunsuz geçmiyor ancak ilgili kurum ve kuruluşlarımız uzlaşı bulabiliyor.” diye konuştu.
Türkiye ile Rusya arasındaki karşılıklı yatırımların artarak devam ettiğine dikkat çeken Putin, “İkili ticaret hacmimiz bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık yüzde 50 arttı. Karşılıklı yatırımlar da artmaya devam ediyor. Türkiye’nin Rusya yatırımları toplam 1.5 milyar, Rusya’nın Türkiye yatırımları 6.5 milyar dolara ulaştı. Büyük projelerin hepsi planlı şekilde devam etmektedir.” dedi.
Türkiye'ye, oradan da güney Avrupa ülkelerine yönelik TürkAkım doğal gaz boru hattının sorunsuz çalıştığını anlatan Putin, bu büyük ve önemli projeye, hem Türk halkı hem de Rusya'nın çıkarlarına uygun şekilde verdiği katkılardan dolayı Erdoğan'a teşekkür etti.
Son günlerde Avrupa doğal gaz piyasasında istikrarsızlıklar yaşanmakta iken Türkiye'nin kendini güvende hissettiğini söyleyen Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin inşaatının programa uygun şekilde devam ettiğini dile getirdi.
SURİYE, LİBYA
Rusya ile Türkiye'nin uluslararası iş birliğinin devam ettiğini aktaran Putin, “İş birliğimiz, uluslararası arenada başarılı bir şekilde sürüyor. Burada hem Suriye hem de Libya ile ilgili tutumlarımızı kastediyorum. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırda Rus-Türk ateşkesi kontrol merkezi aktif bir şekilde çalışıyor. Bu iş birliğimiz hem ateşkesin sağlanmasında hem de ilerideki daha sağlam kalıcı bir barışın sağlanmasına yönelik önemli bir unsurdur.” ifadelerini kullandı.
OLUMLU MESAJLAR
Erdoğan ve Putin açıklamaların ardından baş başa görüşme yaptı. Görüşme üç saat sürdü. Erdoğan, Soçi’den ayrılmasının ardından sosyal medya hesabından “Mevkidaşım Putin ile verimli bir görüşme gerçekleştirerek Soçi’den ayrıldık.” dedi. Putin de görüşme sonrası Erdoğan'a ziyaret için teşekkür ederek, "Görüşme çok yararlı ve kapsayıcı geçti. Temasta olacağız.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE-RUSYA İŞ BİRLİĞİNİN KİLİT ROLÜ
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rus lider Putin arasındaki Soçi Zirvesi'ni değerlendirdi. Perinçek, şunları söyledi:
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNDE STRATEJİK ZORUNLULUK
“Türkiye-Rusya ilişkilerinde ufuksuz ve yüzeysel bakışın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Türkiye Hükümeti, artık Karadeniz ve Akdeniz’den Hürmüz Boğazı’na, dahası Atlas Okyanusu’ndan Pasifik Okyanusu’na uzanan bir stratejiye ve tarihsel ufka sahip olmak zorundadır.
Evet zorundadır diyoruz. Bu zorunluluk, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın bugünkü Atlantik baskısı altındaki tereddütlerinden çok ama çok daha güçlüdür.
AKDENİZ KARADENİZ DOSTLUK VE BARIŞ PLANI BİRİCİK ROTADIR
Türkiye, dört yönden yüz yüze geldiği ABD-İsrail tehditlerine karşı hem güvenliği ve hem de ekonomik gelişmesi için, öncelikle komşuları olan Rusya, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ile her alanda iş birliği yapmak durumundadır. Bu stratejik zorunlulukta Rusya Federasyonu kilit rol oynuyor.
Bu konuda Vatan Partisi olarak ilan ettiğimiz 'Akdeniz-Karadeniz Dostluk ve Barış Planı' biricik rotadır ve uygulanmaktadır.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın da geçenlerde belirttiği gibi, Rusya’nın katkısı olmasaydı Karabağ’ı işgalden kurtarmada zafere ulaşamazdık.
Aynı şekilde KKTC’nin tanınması için de Rusya’nın atacağı adımlar kilidi açacak önemdedir ve bunun için Türkiye olarak Karadeniz’de Türkiye-Rusya dostluğunu güçlendirecek adımları atmak sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
Bugün Kırım’ın Rusya toprağı olduğu gerçeğinin tanınması, hem Türkiye’nin güvenliğini güçlendirir, hem de Kırım Türklerimizin iradelerinin ve çıkarlarının gereğidir. Karadeniz’deki Yunanistan olan Ukrayna’yı ABD denetiminden kurtarmak da ancak bu çizgide hayata geçecektir.
Suriye’nin toprak bütünlüğü de, Türkiye ve Rusya’nın katkısıyla hayata geçirilebilir. Suriye Devleti'nin biricik temsilcisi Beşar Esat yönetimidir. Beşar Esat’a karşı birtakım muhalif görünümlü bölücü örgütleri desteklemenin maliyeti çok ağırdır.
HÜKÜMETİMİZİN TARİHİ SORUMLULUĞU
Tayyip Erdoğan Hükümeti bu siyasetten kesinlikle vazgeçmelidir. Rus uçağını düşürmenin sonuçlarını unutmak vahim gelişmelere neden olur. Türkiye’nin bir kez daha aynı tecrübeleri yaşamasına gerek bulunmuyor. Rusya dostluğunun da katkısıyla Suriye Hükümeti'yle iş birliği yaparak PKK’yı ve diğer terör örgütlerini birkaç ay içinde temizler ve Kandil’e beyaz bayrak çektiririz. Suriyeli göçmenlerin ülkelerine dönmeleri de bu sayede mümkün olacaktır.
Çok açık belirtelim Tayyip Erdoğan Hükümeti, KKTC’nin tanınması ve PKK’nın temizlenmesine yönelik zorunlu görevleri yerine getirmekte tereddüdü sürdürürse, kendi iktidarını sarsmaya devam etmiş olacaktır. Vatan Partisi, KKTC’nin tanınmasını sağlamak ve Suriye ile iş birliği yoluyla PKK’yı bitirmek için uluslararası alandaki çalışmalarını sürdürmektedir ve bu görevleri kesin sonuca ulaştırmak için Türk Milletinden hükümet yetkisi talep etmektedir.
Umuyoruz Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Soçi’de Türkiye düşmanlarını sevindirecek tavırlar almayacak ve Türkiye’nin ekonomide ve güvenlikte ufkunu açacak stratejik iş birliği ve dayanışmaya yönelecektir.