Suriye'de 'yeni yaklaşım' belgesi

Ürdün tarafından hazırlanan ‘gizli bir belgede’, Şam ile ilişkilerde son 10 yıldan ve ‘rejim değişikliği’ politikasından tamamen farklı yeni bir yaklaşım önerisinde bulunuldu. Belgede, Rusya'nın Suriye'deki ‘meşru çıkarları’ tanınırken, ‘yabancı güçlerin çekilmesi’ için atılması önerilen adımlar yer

Ürdün'de Suriye'deki krize yepyeni bir bakış getiren özel belge hazırlandı. Belge hakkında bilgi sahibi olan Batılı bir üst düzey yetkili, belgenin geçen günlerde aralarında Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın da bulunduğu Arap liderler arasında tartışıldığını söyledi. Yetkili ayrıca temmuz ayında ABD Başkanı Joe Biden, ağustos ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ağustos sonunda Bağdat Zirvesi toplantısında bu belgenin ele alındığını belirtti. Yetkili, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, son dönemde atılan normalleşme adımlarının ‘bu yeni yaklaşıma uygun olduğunu veya onun ruhundan ilham aldığını’ ifade etti.

Ürdün’ün son hamlelerinin belgedeki fikirlere dayandığına dikkat çeken yetkili, Amman’ın, Arap doğalgaz boru hattını Suriye, Mısır ve Ürdün üzerinden Lübnan'a uzatmak için Washington'un desteğini aldığını söyledi. Yetkili, hattın Suriye Hükümeti'ne uygulanan ‘Sezar Yasası’ yaptırımlarından muaf olacağını ve Dünya Bankası’nın Suriye'nin güneyindeki hattın onarımı için mali destek sağlayacağına dair yazılı garanti vermeyi taahhüt ettiğini kaydetti. Öte yandan Rusya da Dera'daki sivillerin Ürdün'e göçünü önleme sözü verdi. Bununla eş zamanlı olarak Amman ile Şam arasındaki sınırın açılması için üst düzey askeri ve bürokratik ziyaretler yapıldı.

Habere göre Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun oturum aralarında da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile temaslar arttı. New York'ta muhalif ‘Suriye Müzakere Komitesi’ delegasyonunun toplantılarının yapılmaması karşılığında, Mısırlı mevkidaşları Samih Şukri, Ürdünlü Eymen es-Safadi ve Tunuslu Osman el-Cerandi ile yapılan görüşmeler de buna dahildi.

Fakat Suriye'nin 2012 yılı sonunda üyeliği dondurulan Arap Birliği'ne geri dönmesi konusunda henüz Arap mutabakatı sağlanmış değil.

ÇOKLU BAŞARISIZLIK

Batılı yetkiliye göre ‘belge’, Suriye krizi konusunda son 10 yıldaki yaklaşımın 'insani durum, jeopolitik ve terörle ilgili tüm yönleriyle her açıdan başarısızlıkla sonuçlandığı' değerlendirmesinden yola çıkılarak hazırlandı.

Şu an Suriye'de 13 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumda. Ayrıca Suriyelilerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve 2.5 milyon çocuk okula gitmiyor. IŞİD'e gelince, 2019 yılının Mart ayında hezimete uğrayan örgüt, şimdilerde Badiye ve Ürdün sınırında yeniden canlanıyor.

YENİ BİR YAKLAŞIM

Habere göre belge, Birleşmiş Milletler'in 2254 Sayılı Kararı uyarınca Suriye ve çevresindeki insani krizi ve güvenlik yansımalarını ele alarak ve terörle mücadeleye odaklanarak, yeni ve etkili bir yaklaşım öneriyor. Batılı yetkili ise bu yaklaşımın temel amacının, Suriye mültecilerin geri dönüşüne ve ülkenin imarına olumlu yansıyacak teşvikler karşılığında ‘rejimin davranışını aşamalı olarak değiştirmek’ olduğunu söylüyor. Ayrıca yetkili, “Siyasi bir çözüme doğru ilerleme ve 2254 sayılı BM kararını uygulama noktasında Rusya'nın desteğini almak çok önemli” değerlendirmesinde bulunuyor.

UYGULAMA HARİTASI

Bu yaklaşımın önündeki engeller arasında Suriye Hükümeti ile diyalog konusunda yaşanan ayrılıklar, Şam'ın Arap Birliği'ne dönüşü konusunda mutabakatın olmaması ve 2254 Sayılı Karar uyarınca siyasi bir çözümde ilerleme kaydedilememesi yer alıyor. Bunun yanı sıra ABD ve Avrupa ülkelerinin baskı araçları olan yaptırımlar ve izolasyon konusunda ısrarlı davranması da bulunuyor. Kongre tarafından Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin onayını alan ‘Sezar Yasası’ da önemli bir engel teşkil ediyor.

Bu ‘belgeden’ sorumlu uzmanlar ve üst düzey yetkililer, yol haritası konusunda da bazı dosyalar hazırladılar. Bu dosyalar arasında 2254 Sayılı Karar, Anayasa Komitesi, İran'ın rolü, mültecilerin dönüşü, normalleşme, siyasi ve diplomatik katılım, yaptırımlardan muafiyet, altyapı finansmanı ve terörizme karşı ortak iş birliği gibi 'teklifler' yer alıyor.

Bu teklifler arasındaki ilk talep ise ‘Suriyeli olmayan tüm unsurların temas hatlarından çekilmesi’. Ardından, 2011 yılından sonra ülkeye giren tüm yabancı güçlerin geri çekilmesi karşılığında, ABD güçlerinin geri çekilmesi, Suriye-Ürdün-Irak sınırındaki Tanaf üssünün dağıtılması, Suriye ile komşu ülkelerin sınır güvenliğinin sağlanması için koordinasyon kanalları açılması bulunuyor.

Bu yol haritası, uygulama için net bir takvim içermediği gibi, Suriye Hükümeti'nin daveti ile ülkede bulunan Rusya ve İran'ın varlığına ilişkin de bir yargı içermiyor

'AMERİKAN VARLIĞI EN BÜYÜK ENGEL'

Suriye ve Rusya koordinasyon merkezleri, Suriyelilerin geri dönüşü için uygun koşulların yaratılması çabalarının önündeki en büyük engelin, ülkedeki yasadışı ABD varlığı olduğunu açıkladı.

İki merkez yayınladıkları ortak açıklamada, ülke dışındaki Suriye vatandaşlarının güvenli ve gönüllü şekilde anavatanlarına dönmeleri için çalıştıklarını bildirdi. İki merkez, bugüne kadarki çabalar sayesinde, 2 milyon 306 bin 584 Suriyelinin ikamet yerlerine döndüğünü kaydetti.

Suriye Hükümeti'nin sağlık, eğitim, altyapı ve insani sorunların çözülmesi konusunda yoğun çaba sarfettiğinin altı çizilen açıklamada, bu çalışmaların Batılı propaganda mekanziması tarafından kötülendiği belirtildi.

Bu bağlamda, ülkenin yeniden imarını ve pandemiyle mücadelede gereken tıbbi ekipman ve ilaçların ülkeye gelmesini engelleyen, ekonomik yaptırımlarla ülkeyi adet dünyadan tecrit eden ABD'nin ikiyüzlülük yaptığı vurgulandı.

İki merkez, uluslararası toplumu sorumluluklarını üstlenmeye ve 2585 Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı’nın uygulanmasında gerekli desteği sağlamaya çağırdı.

Açıklamada, Suriye’de yasadışı varlık gösteren Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin, ülkenin doğal kaynaklarını çalarak ve gerilim hatlarını tetikleyerek ülkenin normalleşmesini dinamitleyen en büyük engeller olduğu vurgulandı.

Son olarak, “Amerikan tarafının işgal ettiği topraklarda güvenliği sağlayamaması, bu toprakların bir an önce Suriye Devleti'ne iade edilmesi gerektiğini göstermektedir.” denilen açıklamada, “ABD ve müttefiklerini yıkıcı çalışmalarını durdurmaya ve ülkenin yeniden inşasını engelleyen yaptırımları kaldırmaya çağırıyoruz” denildi.

Sonraki Haber