Sustainability Talks İstanbul, 25 Kasım'da hibrit olarak gerçekleştirilecek
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu ile Orbit Consulting stratejik ortaklığında ve Kipaş Mensucat ana sponsorluğunda organize edilen Sustainability Talks İstanbul, 25 Kasım'da Zorlu PSM'de hibrit olarak düzenlenecek.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) açıklamasına göre, Sustainability Talks İstanbul Konferansı'nda; dijitalleşme, biyoteknoloji, yenilenebilir enerji, geri dönüştürme teknolojileri ve hammadde alanındaki inovasyonlarını iş modellerine entegre ederek sorumlu üretim yapan global tekstil endüstrisi aktörleri deneyimlerini paylaşacak. Ücretsiz olarak Zorlu PSM'de izlenebilecek olan konferans çevrim içi olarak da takip edilebilecek.
Döngüsellik, sürdürülebilir hammaddeler ve yenilebilir enerji ile birlikte moda ve tekstilde daha sürdürülebilir bir dünyanın tartışılacağı Sustainability Talks'ta öne çıkan konuşmacılar arasında; Kingpins Show Kurucusu Andrew Olah, Textile Exchange'den Liesl Truscott, Ikea'dan Calvin Woolley, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Ece Börü ve İpeker Yönetim Kurulu Üyesi İhsan İpeker yer alıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye'yi sürdürülebilirlik alanında marka ülke haline getirmeyi hedeflediklerini belirterek, "TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı çerçevesinde ve Birliklerimiz koordinasyonunda belirlediğimiz sektörel hedeflere, inşallah hep birlikte ulaşacağız. Tekstil sektörümüz, Avrupa Birliği müktesebatı ile uyumu en hızlı şekilde yakalayan, sürekli gelişen ve beslendiği alt sektörleri de güçlendiren, rekabet gücümüzün yüksek olduğu bir sektördür. Tekstil ihracatçılarımız, ulusal ve uluslararası standartlara uygun, sertifikalı, lisanslı üretim yapmakta, küresel tedarikçilerine güvenilir ve çevre dostu ürünler sunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Öncü olmanın, bir alanda ilk olmanın her zaman daha zor olduğunu aktaran Gülle, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tekstil ve hammaddeleri sektörümüz, büyük bir vizyonla, sürdürülebilirlik eylem planımız çerçevesinde aksiyon alan ilk sektörümüz oldu. Çalışmalarımızın sonucunda, tasarıma, yeşil büyümeye, yeşil geleceğe odaklanmış bir Türkiye olarak, dünyayı tüketmeden, dünya için üreten bir ülke olarak, hem sürdürülebilir kalkınma modeliyle ihracatla yükselecek; hem de çevreye değer veren herkesin bir numaralı tercihi haline geleceğiz. Yeşil Mutabakat'ı, üretimde ve ihracatta bir kriz olarak değil, fırsat olarak görmemiz gerekiyor. AB Yeşil Mutabakatı'na hazırlıklı olmamız gerçeği çok açık. Önümüzdeki yıllarda, Yeşil Mutabakat'a uyum, özellikle Avrupa Birliği ülkelerine ihracat gerçekleştiren firmalarımızın, rekabet gücünü artıracak başlıca etmen olacak."
"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KONUSU BİR TERCİH DEĞİL"
İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz de Türk tekstil sektörü için sürdürülebilirlik konusunun bir risk değil fırsat olduğunu belirterek, "Bu yıl 2'ncisi düzenlenen Sustainability Talks, Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu olarak temmuz ayında açıkladığımız eylem planı kapsamında; sektörde farkındalığı artırıp bilgi paylaşımını sağlamaya yönelik ilk ve en kapsamlı faaliyet olarak ön plana çıkıyor." ifadelerini kullandı.
TİM'in öncülüğünde gerçekleştirdikleri "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı" ile sektörde kalıcı bir dönüşüm sağlayarak küresel ihracattaki pazar payını daha da artırmayı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı normlarına üst düzey uyumu hedeflediklerini aktaran Öksüz, şunları kaydetti:
"Tekstil sektörü olarak sürdürülebilirlik konusunu bir tercih değil, zorunluluk ve sorumluluk olarak görüyoruz. Sustainability Talks Istanbul ile beraber; Türk tekstil sektörünün sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışmaları ve yaratacağı farkındalık; sürdürülebilirlik çalışmalarının tabana yayılması noktasında kritik bir öneme sahip. Ayrıca ihracattan, istihdama, üretimden yatırıma her alanda örnek ve öncü olan tekstil sektörümüz; sürdürülebilirlik çalışmaları ile de birçok sektörümüzün öncüsü olacak."
"EN BÜYÜK ENERJİMİZİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIMLARINA HARCAMALIYIZ"
Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı ve İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe ise bu süreçte en olmazsa olmaz yatırım kararının sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomiye yapılacak yatırımlar olacağını belirtti.
Zira küresel markaların hedeflerini belirlediğini aktaran Tepe, 5-10 yıl içerisinde sürdürülebilirlik hikayesi olmayan hiçbir tekstil ürününü küresel markaların kabul etmeyeceğini vurguladı
Tepe, şu açıklamalarda bulundu:
"Dolayısıyla en büyük enerjimizi sürdürülebilirlik yatırımlarına harcamalıyız. Bu yatırımlar firmaların alacağı çok büyük yatırım kararları değil; üstelik gerçekleştirdiğiniz yatırımlarla enerji sarfiyatını en aza indiriyor firma verimliliğinizi maksimuma çıkarıyorsunuz. Bu çerçevede Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu olarak başarılı firmalarımızın sürdürülebilirlik çalışmalarını tabana yaymak, bu konuda bir farkındalık oluşturmak ve sektörümüzün kısa ve orta vadeli yol haritasını belirleyerek firmalarımıza rehber olabilmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Sustainabilty Talks İstanbul programı ise eylem planımızın en önemli alt başlığını oluşturuyor. Çok yoğun talep alan programımızın, sektörümüzde büyük bir farkındalık yaratacağını öngörüyoruz."
"İKLİM OLAYLARI, STRATEJİLERİNDE EN ÖNEMLİ UNSURLARINDAN BİRİ"
The Orbit Consulting İcra Kurulu Üyesi Bikem Kanık da "Sürdürülebilir moda bir trend mi yoksa üreticilerin ve tüketicilerin devamlı takip edeceği, talebin artacağı bir konu mu? Bu soru tarafımızdan ya da trend belirleyici markalar tarafından da sorgulanıyor. Şu bir gerçek; iklim olayları ve küresel ısınma şirketleri ülkelerin stratejilerinde en önemli unsurlardan biri oldu." ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilir olmayan, bu sürdürülebilirliği şeffaf ve izlenebilir bir şekilde beyan etmeyen firmaların tedarik zincirinde yer bulamayacağının altını çizen Kanık, şunları kaydetti:
"Burada Avrupa'nın öncü kıta olma ilkesinden hareketle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sonrasında gelen regülasyonları takip edersek aslında bu konuyu cevaplamış olacağız. En çok üstüne konuşulan karbon emisyonları, döngüsellik, enerji verimli prosesler, suyu az kullanan teknolojiler, atık su oluşturmayan, kimyasal atık çıktısı olmayan prosesler olarak karşımıza çıkıyor. Atık olan yerde sürdürülebilirlikten bahsedemeyiz. Bu konudaki en büyük sorumluluk tasarımcılar ve üreticiler üzerinde. Temiz enerji kullanımı, minimum hammadde kullanımı, mümkünse ürünleri doğada çözünebilir biyobozunur dediğimiz doğal materyallerden yapma, ürünün sadece üretim aşamasını değil kullanım sırasında ve atık olacağı zamanı da göz önünde bulundurarak tasarlamak gerekir. Bir tekstil ürününün yaşam döngüsünü tarladan başlayarak üretim, lojistik, mağazada satış, tüketici kullanımı, geri dönüşüm, atık aşamalarında değerlendirip çevresel etkisinin en az olmasını sektör sağlamalıdır."
"SUSTAİNABİLİTY TALKS İSTANBUL BİR BAŞLANGIÇ NOKTASI OLACAK"
Kipaş Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Halit Gümüşer ise şirket olarak tüm üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği hedeflediklerini vurgulayarak, iklim değişikliği, doğal kaynaklar ve insan hakları üzerinde önemli etkisi olan bir endüstrinin parçası olduklarını belirtti.
Dolayısıyla çözümün bir parçası olma fırsatına sahip olduklarını aktaran Gümüşer, şu ifadeleri kullandı:
"Sektör olarak, operasyonlarımızı sürekli optimize ediyor, tüm değer zincirinde yenilikçi çözümler ve işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Gerçek değişim için net ve cesur hedefler koymamız gerektiğine inanıyoruz. Biz Kipaş ailesi olarak, gezegenimize, doğamıza ve içinde yaşayan insanlara saygı duymanın bilinciyle hareket ediyoruz. Amacımız, tüm üretim süreçlerimizin yüzde 100'ünün etik ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmesi. Bu amaç doğrultusunda, sürdürülebilir hammadde üreticilerini desteklerken temel üründe ve tüm bileşenlerinde sürdürülebilir alternatifleri seçiyoruz. Beraberinde yenileyici tarım uygulamalarını destekliyoruz. Her gün kendimize meydan okuyarak yüksek standartlar belirliyoruz. Bu nedenle, etki yaratmanın yeni ve daha iyi yollarını keşfettiğimiz Sustainability Talks Istanbul'un, tekstil sektörünün tüm paydaşlarına bir yol haritası, sürdürülebilirliğe yeni adım atanlara da bir başlangıç noktası olacağını düşünüyoruz."