Tagesspıegel: Onlar yardıma koşuyor Avrupa gözlerini kaçırıyor
Çin, Rusya ve Küba gibi ülkelerin, sebep ne olursa olsun korona krizinde Avrupa’ya yardım ettiğini ve hayat kurtardığını vurgulayan Tagesspiegel yazarı, ‘Buna karşılık Avrupa dayanışmasına dair görünürde pek bir şey yok’ ifadelerini kullanıyor
Tüm dünya koronavirüs krizi ile boğuşurken, Avrupa Birliği (AB)’nin kendi üye ülkelerine dahi yardım etmeme konusundaki ısrarı, Avrupa devletlerinde ve halklarında tartışmalar başlattı. Özellikle salgından en çok etkilenen İtalya ve İspanya’dan AB’nin duyarsızlığına karşı sert tepkiler gelirken, bu ülkelerin halkları da sokaklardaki AB bayraklarını indirmeye, hatta kimileri sosyal medyada canlı yayında yakmaya girişti. Buna karşın tüm dünyaya yardıma koşan Çin ve Küba ise özellikle de Batı’da sempati kazandı.
Almanya’nın önemli gazetelerinden Berlin merkezli Tagesspiegel’de 26 Mart tarihinden Malte Lehming imzasıyla bir analiz-haber yayımlandı. Yazının başlığı şöyle: “Avrupa Çin, Rusya ve Küba’ya yardımlarından dolayı minnettar olmalı.”
‘YARDIMLARA BİLE İTİRAZ ETTİLER’
Alman gazetesinin haberinde, Çin, Rusya ve Küba’dan giden yardımlar şöyle sıralanıyor:
Çin’den gelen ilk grup 13 Mart’ta Roma’ya vardı. Gelen grup 31 ton acil ihtiyaç duyulan tıbbi malzeme, koruyucu giysi, yüz maskesi, solunum cihazı getirdi. Kısa bir süre sonra Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve İtalya Başbakanı Giuseppe Conte bir telefon görüşmesi yaptı. Çin’den gelen sıradaki grup 18 Mart’ta direk Milan’a uçtu. Korona krizinde yardım uçuşları İspanya ve Fransa’ya da gidiyor.
Çinlilerden sonra Ruslar geldi. 9 tane Iljuschin nakliye uçağı virologlar, epidemiyologlar ve tıbbi cihazlarla beraber geçen pazar günü İtalya’ya uçtu. İtalyan La Repubblica Gazetesi bu haberi, “Daha önceden hiçbir NATO ülkesine bu kadar çok Rus uçağı gitmemişti” başlığıyla verdi. Diğer gazeteler de başlıklarında James Bond’a gönderme yaptılar, “From Russia with love / Rusya’dan sevgilerle…”
Ruslardan kısa bir süre sonra aynı şekilde pazar günü Küba’dan gelen 37 doktor ve 15 hemşireden oluşan sağlık tugayı, Lombardiya’ya ulaştı. Bundan önce ebola hastalığıyla mücadele etmek için Afrika’da bulunmuşlardı.
Ne zaman böyle haberler duyulsa, “Avrupa'da uyaran parmaklar yükseldiğini” söyleyen yazar, yardımlar karşısında itiraz üstüne itiraz geldiğini belirtiyor. Hatta bazı Avrupalıların yardımlarla ilgili şu iddiasına yer veriyor: “Çinliler, Ruslar ve Kübalılar sadece imajlarını güçlendirmek, Avrupa Birliği ülkelerinin arasında kama sokmak istiyorlar.”
‘SEBEP ÖNEMLİ DEĞİL HAYAT KURTARIYORLAR’
Bu tepkiler karşısında yazar şu soruyu yöneltiyor: “Ülkeler sadece jeopolitik çıkarları mı takip ediyor?”
Bu soruya yanıt arayan yazar, öncelikle yardımlara karşı çıkan Avrupalı ideologların tezlerini sıralıyor:
Çin’in koronavirüsün ilk ortaya çıktığı zaman rejimin verdiği tepkiyi unutturmak istediğini, ayrıca Pekin’in Kuşak-Yol inisiyatifini ilerletmek için etki alanını genişletmeye çalıştığını belirtiyorlar.
Rusya’nın ise İtalya’ya, İspanya’ya ve Fransa’ya yardım ederken, gündeminde bir yandan da Kırım’ın ilhakından dolayı uygulanan yaptırımlardan kurtulmak olduğu söyleniyor. Aynı zamanda Küba’nın da uluslararası dayanışmaya ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Kısacası, onlara göre bu ülkeler kendi menfaatlerini düşündükleri için yardımda bulunuyorlar. Gerçekte ise çok katı bir şekilde jeopolitik çıkarlarını takip ediyorlar.
Yazar, tüm bu iddiaları ise önemsiz sayıyor ve “Sebep her ne olursa olsun, yardım ediyorlar” ifadesini kullanıyor. Bu basit repliğin kuşku duyanların tüm ağırlığını ortadan kaldırdığını belirtiyor. Onların olumlulukları şu yüzden önemsizleştirmeye çalıştıklarını söylüyor: “Çünkü kendi edilgenliklerini hatırlatıyor. Sessiz kalmalarını, gözlerini kaçırmalarını hatırlatıyor. Ama herkes biliyor: Boğulmakta olan bir insanı, biri madalya kazanma amacıyla dahi kurtarıyorsa, sonuçta bir insan hayatını kurtarmış olur. Geçerli olan da budur.”
‘AVRUPA HALKLARI ONLARA MİNNETTAR’
İtalya, Fransa ve İspanya'daki acil ihtiyaç sahiplerinin, kendilerine yardım edenlere sebep sormadıklarını belirten yazar, “Yardım edenlerin hepsine minnettarlar” diyor. O insanların Avrupa'dan gelmesini umdukları yardımların yokluğunu hissettiğini vurgulayan yazar, “Avrupa dayanışması” çağrılarının yapıldığı (Berlin de dahil olmak üzere) düzinelerce fırsatı hatırlıyor. Avrupa Birliği’ne ilişkin ise şu ifadeleri kullanıyor: “Bugün korona krizinde, daha önce neredeyse hiç olmadığı kadar, ‘Avrupa’ ve ‘Birlik’ kelimeleri, ağızda kekremsi bir tat bırakıyor.”
Yazısının sonunu şöyle bitiriyor: “Çin, Rusya ve Küba yardım ediyorlar. Bunu muhtemelen karşılık beklemeden yapmıyorlar. Ama ne olursa olsun, yardım ediyorlar. Bu yeterli.”