Tahran tarihte ilk kez İsrail’i füzelerle vurdu: İran mazlumların yumruğu oldu

İran İslam Cumhuriyeti, İsrail’in “vurulamaz” algısını yıktı. Yüzlerce kilometre öteden İHA ve balistik füzeler birçok noktayı hedef aldı. Daha önce İran’ı uyaran ABD operasyonlar sonrası hiçbir şey yapamadı. İngiliz uçakları İran İHA’larına müdahale etti.

Aydınlık gazetesine konuşan uzmanlar İran’ın İsrail’in imajını yerle bir ettiğini söyledi. Batı Asya uzmanı İranlı Dr. Hamed Roshan Çeşm tahmin etmesi zor olan birçok katmandan oluşan örneği olmayan bir operasyon yaptığını belirtti. Vatan Partisi MKK üyesi Emekli Kurmay Albay İhsan Sefa ise böyle bir saldırının beklendiğini belirterek, Türkiye’nin Kürecik üssüne el koyarak Orta Doğu’da büyük bir savaşı önleme fırsatının eline geçtiğini söyledi.

‘CAYDIRICILIKTA YENİ BİR SEVİYEYE ULAŞTIK’

Çeşm, Siyonist rejimin saldırganlığına yanıt olarak İran’ın önceki gece yaptığı operasyonun, “düşmanın tehditlerine karşı caydırıcılık gücünün yeni bir seviyeye ulaştığını” gösterdiğini belirtti. Çeşm operasyonu şöyle değerlendirdi:

“Dün geceki operasyona ilişkin araştırma, operasyonel yönleri, diplomasisi, şaşırtma ve psikolojik operasyonları açısından kendi türünde benzersizdi. Öyle ki bu akıllı eylem, düşmanın askeri bünyesine ciddi zararlar vermek, yetenek seviyesini zorlamak ve ona karşı tedbir gücünden mahrum bırakmak amacıyla agresif bir şekilde tasarlanmış, öngörülebilirliği yüksek algoritmalar aracılığıyla yapılmıştır. Bu operasyonun verileri, sürekli ve ayrık aşamaların öngörülebilir eylemleri azalttığını ve İran'ın bölge ülkelerine askeri operasyonlar şeklinde yaptığı uyarılara ve güvenlik mesajlarına rağmen doğru tahmin olasılığının azaldığını açıkça göstermektedir.”

‘DEMİR KUBBE’YE SİBER SALDIRI DÜZENLEDİK’

“İran'ın Hizbullah ve HAMAS güçlerinin sınırlı saldırılarının bir kombinasyonu olan Tanbeh operasyonu başlatılmış ve İsrail'in merkezi güç kaynağı sistemindeki siber saldırı ve karartmayla birlikte, etkili iletişim olasılığı, özellikle elektronik harp sistemlerinin bozulması bilgileri yanıltmıştır.

Öte yandan Lübnan, Gazze, Yemen, Irak ve Suriye'den yapılan büyük hacimli roket ve İHA operasyonları İsrail'in savunma sistemlerinde kafa karışıklığı ve tepkiselliğe neden oldu. Demir Kubbe sisteminin kontrol merkezine yapılan bir başka siber saldırı ve bunun bozulması, saldırının etkisini artırdı. Aynı şekilde ikinci aşamada İsrail'in uzun menzilli savunma sistemlerinin aksamasını gerektirecek şekilde işgal altındaki hedeflere doğru onlarca uzun menzilli seyir füzesi (toplam 38) fırlatıldı. Üçüncü aşamada da önemli bir taarruz aşaması olarak kabul edilen askeri noktaların hedeflenmesi ve son vuruşu için çeşitliliği yüksek balistik füzeler ateşlendi.”

‘EŞ ZAMANLI OPERASYON’

“Bu operasyonel aşamalar sırasında Lübnan'daki Hizbullah, Irak'taki Kataib Hizbullah, Yemen ve HAMAS grupları tarafından İsrail mevzilerine insansız hava araçları ve roketler ateşlendi. Bu hibrit saldırının ana hedefi, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna saldırmak için kullandığı askeri üsleri hedef almaktı. İsrail'in güneyi, Hayfa, Tel Aviv'deki casus üssü, Golan ve Eilat'taki noktalar hedef alındı. Özellikle Yehuda, Şema, İsha, Tanamar, Mitar, Naqib, Abu Kirinat, Arara, El Fora, Amaziah, Shumer, Nabatim, Tel Sheva, Dimona bölgeleri ile F-35 savaş uçaklarının bulunduğu hava üsleri hedef alındı. Bu arada çıkan haberlere göre Ben Gurion Havalimanı ve Pivatim Askeri Havalimanı da ciddi hasar gördü ve hizmet dışı kaldı.”

‘SİLAHLARIMIZIN GENİŞ YELPAZESİNİ GÖSTERDİK’

“Aynı şekilde İran'ın her yerinden füzeler ve insansız hava araçları ateşlendi, bu da silahların geniş yelpazesini ve aynı zamanda sınırsız atış kabiliyetini gösteriyor. Bu kapsamlı operasyon kendi türünde benzersizdi ve İran İslam Cumhuriyeti'nin dünyadaki caydırıcılık düzeyini önemli ölçüde artırdı. Öyle ki Amerikan, İngiliz ve Fransız ordularının destek ve yardımlarına rağmen bu saldırıyı kontrol altına alamadılar ve buna karşı ciddi bir önlem gösteremediler. Dolayısıyla bölgenin güvenlik düzeni artık yeni bir trende girmiş ve direniş cephesinin benzersiz koordinasyonu Siyonist rejime karşı karanlık bir tablo ortaya çıkarmıştır. Bu askeri operasyonun, Siyonist rejime ve Amerika'ya karşı sürekli bir tehdit şeklinde bölgesel güvenlik prosedürüne yeni zorluklar getireceği açıktır. Son olarak şunu belirtmek gerekir ki, İran İslam Cumhuriyeti'nin bu birleşik ve çok boyutlu eylemi; Çağdaş askeri harekât tarihinde eşi benzeri olmayan psikolojik harekâtlar, aldatma, diplomasi, siber saldırı, elektronik harp, füze harbi, çeşitli kuvvetlerin koordinasyonu, lojistik ve birçok farklı noktadan yapıldı.”

‘İRAN DEDİĞİNİ YAPIYOR’

Sefa, İran’ın söylemlerine de bakılınca böyle bir operasyonun geleceğini tahmin ettiğini söyledi. Kasım Süleymani suikastını hatırlatan Sefa, “Kasım Süleyman'ın olayında da İran bunun karşılığını vereceğini söylemişti ve ABD’nin Irak’taki iki üssünü vurmuştu.” dedi.

Sefa, İran’ın sadece karşılık verdiğini ve daha ileri gitmediğini vurguladı. Batılı devletlerin ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Emekli Kurmay Albay, “1 Nisan'da Şam'da İran Büyükelçiliği'nin İsrail tarafından uluslararası hukuka ve ahlaka aykırı şekilde vurulması sonrası İranlı diplomatlar ve siviller hayatlarını kaybetti. Ve buna Avrupa ses çıkarmadı. Ama bugün Avrupa ne yapıyor? İran'ı kınıyor. Yani Avrupa'nın ikiyüzlülüğünü bir kez daha görmüş olalım.” şeklinde konuştu.

‘İNTİKAMIMIZI ALIRIZ MESAJI VERDİ’

Sefa, İran’ın öncesinde açık şekilde İsrail’e cevap vereceğini ilan etmesinin kendi kamuoyuna “intikamımızı alırız” mesajı olduğunu belirtti.

“İran İsrail’in canını yakmıştır.” diyen Emekli Kurmay Albay, “İsrail’in ‘benim Demir Kubbem’ var propagandasının hikaye olduğu ortaya çıktı. Aynı anda iki yüz İHA arasında füze gönderirsen Demir Kubbe buna bir şey yapamaz. Nitekim görüntülerde de net bir şekilde izledik. İHA’ların bir kısmı önlendi ama önemli kısmı da hedeflerini vurdu.” ifadelerini kullandı.

‘NETANYAHU YENİLGİSİNİ ÖRTMEK İSTİYOR’

Sefa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun zor durumda olduğunu belirtti.

“Netanyahu kuyruğunu dikmeye ve yaralarını gizlemeye çalışıyor.” diyen Sefa, “Bu işin tabi askeri yönü ama esasında Netanyahu yenildiğini, örtbas etmek için savaşı Orta Doğu'ya yaymak istiyor. Ama ABD’nin de şu anda Orta Doğu'da büyük bir çatışmaya, katılmaya niyeti yok. Çünkü Amerika'nın bir taraftan Ukrayna'da Rusya'yla bir mücadelesi var. Diğer taraftan Çin'i sıkıştırmaya çalışıyor, Çin Denizi’nde Japonya'yla tatbikatlar yapıyor. Böyle bir ortamda Orta Doğu'yla elini zayıflatmak istemez. İsrail de şu şekilde tembihliyor: ‘Ben senin topraklarını korurum. Ama büyük çatışmaya da girmem.’ Bu yüzden İsrail’in büyük bir cevap vereceğini düşünmüyorum çünkü ABD’den beklediği desteği göremedi.” değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜRKİYE’NİN ELİNDE CİDDİ BİR KOZ VAR’

Emekli Kurmay Albay Sefa Türkiye’nin bölgede güçlü bir ülke olduğunu fakat bu gücü kullanmadığını söyledi. Türkiye’nin eline bir fırsat geçtiğini belirten Sefa, “Türkiye gücünü göstermek için şunu diyecek:

‘Ben Orta Doğu’da büyük bir çatışmaya müsaade etmiyorum. Bunun için de öncelikle Kürecik Üssü’nde el koyuyorum.’ Kürecik’i kapatmak demek İsrail’in gözünü kör etmek demektir. İsrail kör olursa İran füzelerine karşı açıkta kalır. Zaten Kürecik Üssü’nün esas kurulma sebebi İsrail’i korumaktır. Kürecik radarı olmasaydı bu önlemelerin çoğunu yapamazlardı.” şeklinde konuştu. Sefa, ikinci bir nokta olarak Türkiye’nin Adana’da bulunun İncirlik Üssü’nden kalkışlara izin vermemesi gerektiğini belirtti. Bunun da derhal yapılması gerektiğini vurgulayan Sefa, “Türkiye bir karar verse birçok şeyi önleyecek güce sahip. Ama yönetenler bunun farkında değil.” değerlendirmesinde bulundu.