Türk devriminin kahramanı: Talat Paşa

İttihat Terakki düşmanlığının kaynakları iyi saptanmalıdır. Düşmanlığın kaynağı İngiliz destekli Hürriyet ve İtilafçılar, Abdülhamit yandaşları ve Hürriyet düşmanlarıdır. Bizler biliyoruz ki, Mustafa Kemal’e düşmanlık edemeyenler ya İsmet İnönü’ye veya İttihat Terakki’ye düşmanlık etmektedirler

Talat Paşa, İngiliz hükûmetinin karşısında Millî Mücadele ve tam bağımsızlık ilkesinden taviz vermemiştir.

Aydınlık Gazetesi’nde Fevziye Özberk ile Seyyit Nezir arasındaki tartışmayı zevkle ve heyecanla takip ediyoruz. Özberk’in Talat Paşa kitabını da zevkle okumuştuk. Tarih alanında araştırma yapmamış bir arkadaşımız Seyyit Nezir’i okusa İttihatçılar için gayet tabiî “Vatan hainleri” diyebilir. Fakat biz bu noktada Sayın Nezir ile ayrışıyoruz.

CEVAPLAR

Nezir, “Cumhuriyet’in Tura Yüzü başlıklı” 5 Mayıs 2022 tarihli yazısında(1) “Mustafa Kemal, Paşa’nın önderi mi?” bölümünde Talat Paşa’nın Mustafa Kemal’i etkisiz kılmak ve Anadolu’ya gelmek niyetinde olduğunu anlatıyor. Yazıyı detaylıca okuduk ama Talat Paşa’nın kendi ifadesini bulamadık. Bu itham daha sonra Mustafa Kemal tarafından görevden alınacak, Millî Mücadele ruhunu anlayamamış Bekir Sami ve kim olduğu belli olmayan “İttihatçılar” arasında geçen bir sohbete dayandırılıyor. Halbuki Talat Paşa, bu liderlik meselesinde çok açık konuşuyor.

“Siyasi hayatımız artık sona ermiştir, milletin kini ve gazabı üzerimizdedir. Bugün yapmamız gereken iş senlik-benlik kaygılarını bir tarafa bırakıp köşeye çekilmekten ibarettir. Biz milleti kurtaramaya çalıştık, dolayısıyla vicdanımıza karşı mahkûm değiliz fakat talih bize yâr olmadı. Dolayısıyla artık vazifemizi başkalarına devretmemiz lazımdır.”(2)

“Talih bize yâr olmadı” sözü Talat Paşa’nın ruh halini de yansıtmaktadır. Bayrak Adam’ın burada sona erdiğini söylediği siyasi hayat, gayet tabiî aktif politikadır. Yoksa ölene kadar Mustafa Kemal’le mektuplaşması, ondan görev istermişçesine kullandığı cümleler her daim hazır olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı Talat Paşa, Kafkaslarda harekete geçmek üzere olan Enver Paşa’ya 26 Haziran 1920’de şöyle yazıyor:

“Senin öyle serseri serseri dolaşmaklığından bir faideli netice çıkacağını ve hatta Kafkasya’ya gitmeye muvaffak olsan dahi yine bir faide temin edilemeyeceğini sanıyorum. İşine ve mülahazatına karışacak halim yok istediğin gibi hareket edebilirsin, yalnız ben kendi mülahazatım olarak Almanya’ya gelmeni ve burada vaziyeti takip edip atiyi görerek hareket etmenizi muvafık buluyorum.”(3)

Görüldüğü üzere meseleyi üçüncü şahıslardan değil birinci şahıslardan okuduğumuzda Talat Paşa’nın liderlik konusundan bir sorunu olmadığı ve hareket tarzını da çok açıkça ifade ettiğini görüyoruz.

Bir diğer mesele Talat Paşa’nın İngilizlerle görüşmeler yaparak sözüm ona Mustafa Kemal’in kuyusunu kazdığıdır. Yazının “Emperyalizm ve Yurtsever Giyotin” başlıklı bölümünde Seyyit Nezir, Londra Konferansı arefesinde Talat Paşa ile Aubrey arasındaki sohbeti değerlendirmiş ve Talat Paşa’yı teslimiyetçi yapmıştır. Aubrey daha sonra o görüşmeler hakkında “Teslimiyetçiliğe en yakın kişi Bekir Sami’dir” diyecektir. Talat Paşa yurtdışında barış için görüşmeler yaptığını ise zaten Mustafa Kemal’e bildirmektedir. Mustafa Kemal ise “Avrupa’daki mesainiz memnuniyet vericidir. Aynı tarzda mesai sarfına devam, daha faydalı neticeler verecektir.”(4) diye karşılık vermiştir. Aynı mektupta uzun uzun mücadelenin metotları anlatılır. Mustafa Kemal’in kullandığı dil adeta bir komutanın arkadaşına işin tüm detayları hakkında verdiği rapor gibidir. Bundan sonraki tüm görüşmelerin Mustafa Kemal’in izni ve bilgisine tabiî olmasını ister ve anlaşılır. Ortada bir kuyu kazma ve arkadan iş çevirme yoktur. Londra Konferansı'ndaki teslimiyetçi tavır Bekir Sami’nin tavrıdır. Talat Paşa’nın şehadetinden çok kısa bir zaman önce 1921 Şubat’ının son haftasında yapılan görüşme İngiliz yetkililer tarafından “düşmanla görüşmek” olarak algılanıyor. Talat Paşa’nın bu görüşmeden on beş gün sonra şehit edilmesi düşündürücüdür. Çünkü Talat Paşa İngiliz hükûmetinin karşısında Millî Mücadele ve tam bağımsızlık ilkesinden taviz vermemiştir. Mücadeleye olan inancını hiç kaybetmemiştir. Bu görüşmenin şehit edilmesinin bir sebebi olması mümkündür. Seyyit Nezir Bey, Talat Paşa’dan işbirlikçi çıkaramaz. Talat Paşa emperyalizme karşı savaşın şehit bir önderidir.

Mustafa Kemal, Talat Paşa'ya “Avrupa’daki mesainiz memnuniyet vericidir. Aynı tarzda mesai sarfına devam, daha faydalı neticeler verecektir.” der.

LLYOD GEORGE'A MEKTUBU

Seyyit Nezir Bey’in bilimsellik adına Talat Paşa’nın Lloyd George’a mektubundan da bahsetmesini beklerdik. Biz bahsedelim. Berlin’e geldiği ilk günlerde Talat Paşa, Lloyd George’a bir mektup yazmıştır. (5) Mektupta şu ifadeler geçer:

“Eğer suçlu arıyorsanız ben buradayım ve istediğiniz beynelmilel mahkemeye çıkmaya da hazırım. Siz İngiltere Devletinin en salahiyetli kişisi olarak müstakil bir Türkiye’nin mevcudiyetine mani olmaya çalıştıkça bizzat kendi vatanınıza büyük fenalık yaptığınızın farkında mısınız? Anadolu’da istiklal ve haysiyetinin mücadelesini veren Türk vatanperverlerine saldırmayınız. Çünkü onlar size rağmen de muvaffak olacaklardır. Bunu böyle biliniz Mr. Lloyd George”

Talat Paşa yurtiçinde olduğunda da yurtdışında olduğunda da aynı programa sadakatle bağlı kalmıştır. İttihat Terakki vatanın bütünlüğü, kurtarılması ve ileriye götürülmesi amacına hareket eden bir siyasî teşkilattı. Son ana kadar tam bağımsızlık mücadelesinin öncüsü, neferi olmuştur.

Seyyit Nezir daha sonra Fevziye Özberk’in cevap yazısına karşılık yazdığı 12 Mayıs tarihli “Bilinç Bozunumuyla Umulan Ne” başlıklı yazısında(6), Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam” eserinden alıntı yaparak 27 Aralık–23 Nisan arası Atatürk’ün geçirdiği en mihnetli dönemin sorumlusu olarak da İttihatçıları görmektedir. Peki soralım:

Anzavur Belasını İttihatçılar mı çıkartmıştır?

Mustafa Kemal’e idam kararını İttihatçılar mı çıkartmıştır?

Mustafa Kemal’e destek vermekte imtina eden komutanlar İttihat Terakki’yi mi temsil etmektedir?

Seyyit Nezir tarihsel meseleleri yanlış değerlendirmektedir. Doğrudur, Mustafa Kemal’in en zor dönemlerinin başında Meclis'imizin açılış süreci gelmektedir. Fakat Seyyit Nezir, Mustafa Kemal’e “dinsiz” diyerek hilafet ordularını üstüne sürenleri alkışlayan İstanbul basınının, Talat Paşa’ya “Palikarya uşağı” diyerek hakaret ettiğini bilmiyor mu? Gene Seyyit Nezir Bey’e soralım: Yüz ellilikler listesine girip memleketten sürülen Refik Halit Karay’ın “Topunuza Hoşamedi” yazısında “Sivas Kuzuları, Ankara keçileri, sizde, evveldekiler gibi memleketi, milli misak diyerek felakete mi sürükleyeceksiniz” dediğini ve “Efendiler Nereye” yazısında yurtdışına çıkan Talat Paşalar için “Hesabı ödemeden nereye” diyerek saldırdığını ve tüm yazılarında Mustafa Kemallerin, İttihatçılar gibi vatanperver olduklarını ve öldürülmeleri gerektiğini anlattığını hiç mi görmemiştir?

“İttihatçılar İstanbul’da Caydılar” başlığı altında Felah-ı Vatan grubunu komple İttihatçıların temsilcisi gibi görerek Rauf Orbayların düştükleri bir hatanın sorumluluğunu, Kazım Karabekirlerin, Talat Paşaların emeklerini görmezden gelip komple İttihatçılara yüklemek doğru mudur?

İttihat Terakki 1918’den sonra bir sürü parçaya ayrılmıştır içlerinden büyük hatalar yapanlar, mandacılık derdine düşenler olmuştur. Fakat cemiyetin ekserisi Millî Mücadele taraftarı olup Anadolu’ya silahlar kaçırmış, Müdafa-i Hukuk örgütlerini kurmuştur.(7)

İttihat Terakki devrimci dönemlerin örgütüdür. Öncülerin, fedailerin örgütüdür.

KURTULUŞ SAVAŞI 1914’TE BAŞLAMIŞTIR

Yazı bizce bu tarz tarihsel yanlışlıkları barındırmaktadır. Bu tartışmada Fevziye Özberk’i haklı görmekteyiz. En başta Seyyit Nezir, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nın 1914’te başladığı gerçeğini gözden kaçırmaktadır. Meclisi Mebusan zabıtlarında “İstiklal Harbi” terimi, 1914 sonrası kullanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı, dağılan imparatorluklar döneminde kaçınılmaz ve bizi boğmak isteyen emperyalist kuvvetlerin ürünüydü. İttihatçıların hatası bahsine bakacaksak imparatorluklar çağının kapandığını ve ulus devletler çağının açıldığını görememeleri büyük bir hatadır. Ama ne olursa olsun Türk milletinin verdiği vatan savaşının birinci aşamasına İttihat Terakki önderlik etmiş bu aşamada mağlup olan Türk milleti içinden Mustafa Kemalleri çıkartmış ve savaşı zafere ulaştırmıştır. Mustafa Kemaller, İttihat Terakki’nin içinden çıkmıştır. Çünkü o devirde başka bir vatansever, devrimci kuvvet bulunmamaktadır. Seyyit Nezir, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ne dikkat çekmiş olsa da tarih bize Vatan ve Hürriyet'in meşrutiyet mücadelesinde İttihat ve Terakki'ye katıldığını ve Mustafa Kemal’in de bir İttihatçı olduğunu göstermektedir.

1926 yılında Rahip Frew, İttihat Terakki’nin feci bir idare olduğunu, Umumi Harp’te gördüklerini anlatsa medeniyet aleminin Türkleri mahvedeceğini ve Mustafa Kemal’in İttihat Terakki cinayetlerini tasdik etmesi gerektiği gibi bugün Seyyit Nezir’in sözlerine benzer şeyler söylediğinde Mustafa Kemal ona şunları söylemiştir;

“Ben İttihat ve Terakki temsilcisi değilim. Fakat müsaadenizle şunları söyleyeyim ki, başlangıcından çok zaman sonrasına kadar ben de bu cemiyetin içinde bulundum. Cemiyet hiçbir vakit sizin bu aşağılamalarınıza hak verdirecek bir mahiyet almamıştır. Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanperverliği münakaşalar üstündedir.”(8)

İTTİHATÇILARA DÜŞMANLIK DÜŞMANIN İŞİNE YARAR

İttihat Terakki devrimci dönemlerin örgütüdür. Öncülerin, fedailerin örgütüdür. Türk Devrimi tarihine fedailik kavramını, vatan ve hürriyet kavramlarını belletmiş ve bunun bedelini ödemiştir. Bugün Mustafa Kemal Atatürk adına İttihat Terakki karşıtlığı yapmak Mustafa Kemal karşıtlığı yapmaktır. Çünkü o günde bugün de emperyalizmin saldırılarına direnen kuvvet aynı kuvvettir. Bugün Mustafa Kemal Atatürk demek, Talat Paşa demektir, Enver Paşa demektir ve İttihat Terakki’nin davasını savunmak demektir.

İttihat Terakki düşmanlığının kaynakları iyi saptanmalıdır. Düşmanlığın kaynağı İngiliz destekli Hürriyet ve İtilafçılar, Abdülhamit yandaşları ve Hürriyet düşmanlarıdır. Bizler biliyoruz ki, Mustafa Kemal’e düşmanlık edemeyenler ya İsmet İnönü’ye veya İttihat Terakki’ye düşmanlık etmektedirler.

Yazımıza son verirken başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli mücadeleye gerek fiziki gerek ise fikri anlamda katkı koyan tüm şehitlerimizi ve Vatan ve Hürriyet mücadelesine önderlik eden Talat Paşa’yı, Enver Paşa’yı ve tüm vatansever İttihat Terakki önderlerini saygı ve sevgiyle anıyoruz.

KAYNAKÇA

1) https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/cumhuriyetin-tura-yuzu-314558

2) Murat Bardakçı, İttihatçı’nın Sandığı, İş Bankası Yayınları, 2017

3) Murat Bardakçı, Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi, Everest Yayınları, 2013

4) Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.6, s.411, Kaynak Yayınları, 2001

5) Fevziye Özberk, Talat Paşa, Kırmızı Kedi Yayınları, 2021

6) https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/bilinc-bozunumuyla-umulan-ne-315769

7) Sina Akşin, Jöntürkler ve İttihat ve Terakki, İmge Yayınları, 2014

8) Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.3, s.83, Kaynak Yayınları, 2001

Sonraki Haber