Talat Paşa Komitesi soykırım yalanını bitirdi

Başarıdan sonra Türkiye’nin çeşitli ülkelere talepleri üç noktada özetlenebilir: Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri cezalandıran yasalar kaldırılmalıdır. Sözde soykırımı tanıyan parlamento kararları kaldırılmalıdır. Yalanlar okul kitaplarından ve eğitim kurumlarının derslerinden temizlenmelidir

Talat Paşa Komitesi; “Ermeni Soykırımı” yalanlarına karşı, milli devletimizi savunmak, milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek amacıyla, Türkiye’nin vatansever aydınlarınca kurulan bir mücadele örgütüdür.

Emperyalist Batı yüz elli yıldır Türkiye’yi bölmeye çalışıyor. Bunun bir aracı da 1915’te kışkırttığı bazı Ermeni çetelerinin bastırılmasını “soykırım” olarak suçlamasıdır. Avrupa Parlamentosu (AP), 18 Nisan 1987’de Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını bildiren bir karar aldı. Aynı Parlamento, benzer kararları 2000 ve 2002’de de aldı.

ABD İSTİKLAL SAVAŞI’MIZI HEDEF ALIYOR

29 Haziran 2005’te ise, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde aşağıdaki karar alındı: “Kongre 1915-1923 Ermeni soykırımını anmakta ve Türkiye Cumhuriyeti’ni, öncül devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun işlediği Ermeni Soykırımı suçunu tanımaya zorlamaktadır.”

Suçlamanın konu olduğu tarih aralığı Türk milletinin Atatürk önderliğinde karşı bağımsızlık savaşı verdiği dönemdir. Böylece, başta Atatürk olmak üzere, Cumhuriyet’in kurucuları “soykırımcı” ilan edilmektedir.

Ankara’da Türkiye’yi savunma iradesi yoktu. Dönemin Ak Parti’si “Soykırım” yalanlarına yol vermişti. Türkiye savunmasız kalmıştı. İş başa düştü. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, 7 Mayıs 2005’te İsviçre’ye gitti. Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerine çıkarak, “Ermeni soykırımı iddiası tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” açıklamasını yaptı Emperyalistlerin “soykırım” yalanına sarılmaları ve İsviçre’nin hukuk tanımazlığı vatansever aydınlarımızı harekete geçirdi. İşçi Partisi (şimdiki Vatan Partisi) Ulusal Strateji Merkezi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Ulusal Kanal, Lozan Antlaşması’nın 82. Yıldönümünde, İsviçre’nin Lozan kentinde Ermeni soykırımı yalanına karşı miting ve yürüyüş yapma kararı aldı. Lozan 2005 Eylemi 22 Temmuz 2005 günü başta KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, 250 yurtseverin katılımıyla Zürich’te basın toplantısıyla başladı.

Eyleminin birinci toplantısı ise, 23 Temmuz 2005 günü yapıldı. Konuşmalardan sonra Doğu Perinçek İsviçre polisi tarafından gözaltına alındı ve Winterthur Savcılığında sorgulandı.

24 Temmuz 2005 günü Lozan’da beş binin üzerinde katılımla yürüyüş ve miting gerçekleştiridi.

Mitingten sonra Lozan Antlaşması’nın imzalandığı tarihi sarayda Lozan 2005’in ikinci toplantısı gerçekleştirildi.

Lozan 2005 eyleminden sonra, “Ermeni Soykırımını Tanıma” karar tasarısı, İsviçre Senatosu gündeminden çıkartıldı.

İsviçre’nin en büyük partisi SVP Genel Başkanı Ueli Maurer, 1 Ağustos 2005 günü, Doğu Perinçek’in suçlanmasına temel olan “Irkçılığa Karşı Ceza” diye anılan kanun maddesinin kaldırılması gerektiğini açıkladı. Adalet Bakanlığı da bu ceza maddesinin kaldırılması için komisyon kurdu. 18-20 Eylül’de Sayın Perinçek Bern ve Zürich kentlerine giderek konferansa katıldı. Soykırım yalanlarını yüzlerine vurduğu için hakkında dört ayrı soruşturma açıldı. Ancak mücadele sonuç verdi. Lozan Sorgu Yargıcı Jacques Antenen, Perinçek hakkında takipsizlik kararı verildiğini açıkladı. İsviçre devlet televizyonu, “Perinçek İsviçre Devleti’ni dize getirdi” başlığını kullandı.

Komite 18 Ocak 2006’da İstanbul Pera Palas’ta Sayın Rauf Denktaş başkanlığında yoğun katılımla, tarihi bir toplantı yaptı. Toplantıda Alman Meclisi’nin 16 Haziran 2005 tarihinde aldığı “Ermeni katliamını tanıma kararı”nın kaldırılması için yapılması gerekenler görüşüldü. Eylem kararı alındı. Talat Paşa Komitesi 18-19 Mart 2006 tarihlerinde Berlin’deydi. Talat Paşa’nın katledildiği yerde gerçekleştirilen eylem, Federal Alman Meclisi’nce kabul edilen “Ermeni Soykırımı” kararını hedef alıyordu. Yürüyüş ve miting, Alman ve Türk Hükümetlerinin bütün engelleme çabalarına rağmen on bin yurttaşımızın katılımıyla ve başarıyla gerçekleştirildi. Talat Paşa Komitesi Batı kamuoyunda etkisini arttırıyordu. Yanıt gecikmedi. 27 Eylül 2006’da AP Dış İlişkiler Komisyonu Talat Paşa Komitesi’nin Türk Hükümeti tarafından “ortadan kaldırılması” çağrısı yaptı. “Dağıtın” kararıyla birlikte Batı’nın yalan merkezleri de faaliyetlerini hızlandırdı. İsviçre Doğu Perinçek’in yargılanmasına karar verdi. 13 Ocak 2007’de Talat Paşa Komitesi Rauf Denktaş başkanlığında Yıldız Teknik Üniversitesi Senato Salonu'nda toplandı ve “Doğu Perinçek’in Lozan’daki mahkemesine kitlesel katılma ve dayanışma” kararı aldı. 4 Mart 2007’de Doğu Perinçek Ermeni ve Rus arşivlerinden oluşan 90 kilo belgeyle Lozan’a hareket etti. Ayrıca 164 vatansever aydın Perinçek’e destek amacıyla İsviçre’ye gitti.

Lozan Polis Mahkemesi 9 Mart 2007 günü Doğu Perinçek hakkında 9000 Frank para cezasına, 30 gün süreyle hapis ya da buna karşılık 3000 Frank para cezasına ve 1000 Frank manevi tazminata karar verdi. Perinçek bunun üzerine İsviçre Devleti aleyhine AİHM’ne başvurdu.

Bu arada Türkiye’den giden aydınlarla, yurtdışındaki yurttaşlarımızın katılımıyla, 7 Mart 2007 akşamı Lozan 2007 Kurultayı toplandı. “Ermeni soykırımını inkar edenleri cezalandıran” yasa tasarısı, Fransa Meclisi’nin 12 Ekim 2006 tarihli gündemine alındı. Talat Paşa Komitesi Meclis’ten geçen yasanın Senatodan geçmesini engellemek amacıyla, 13-14-15 Nisan 2007 günleri Paris’te bir dizi eylem kararı aldı. Burada düzenlenen konferansta, “Fransa Dur! Beynini Hapsetme!” diye seslendik.

Yasa 2012 yılında kesinleşti. Ancak Fransa Anayasa Konseyi tarafından “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Talat Paşa Komitesi 1-4 Kasım günleri KKTC’de gerçekleştirdiği kitlesel eylemlerden sonra, Almanya’da yapılacak “Irkçılık Değil Dostluk” etkinliklerine katılma kararı aldı. Bu etkinliklere katılmak üzere Almanya’ya gidecek olan Doğu Perinçek, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Ferit İlsever o gün sabaha karşı "Ergenekon kumpası” çerçevesinde gözaltına alındılar. AP’nin “dağıtın” talimatı bu kez “Ergenekon tertibi”yle uygulanıyordu. 17 Aralık 2013’te AİHM 2. Daire Perinçek-İsviçre Davası’nda Doğu Perinçek lehine karar verdi. İsviçre karara itiraz etti. 15 Ekim 2015 günü ise, AİHM Büyük Daire Doğu Perinçek lehine kesin kararını verdi.

Buna rağmen Alman Parlamentosu “Soykırım” tasarısını gündemine aldı. Bunun üzerine on binlerce Türk, 29 Mayıs 2016’da Alman Meclisi’nin kapısına dayanarak Almanya’yı uyardı. Bütün uyarılara rağmen Alman Meclisi 2 Haziran’da Soykırım Tasarısını kabul etti. Bir süre sonra ise, Eylül 2016 başlarında Almanya Başbakanı Angela Merkel bu tasarının hukuki bir geçerliliğinin olmadığını açıkladı.

AİHM KARARININ KAZANIMLARI

AİHM 2. Dairesi ve AİHM Büyük Dairesi, uluslararası hukuk açısından şu tarihsel saptamaları yapmıştır:

  • “Soykırım suçunun varlığına yetkili mahkeme karar verir.”
  • “Soykırım suçunu, hükümetler veya kurumlar veya milletler, başka deyişle tüzel kişiler ve topluluklar işlemez. Aynı zamanda bu tür kurumlar ‘soykırım yapıldı’ yargısında bulunmaya da yetkili değildir.”
  • “1915 olaylarında soykırım suçu işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı yok.”
  • “1915 olayları Yahudi Soykırımından farklıdır.”
  • “Doğu Perinçek Ermenilere karşı bir aşağılama ve nefret söyleminde bulunmuyor.”
  • “1915 olaylarının tartışılması özgürlüğü güvence altındadır.”

Böylece “Ermeni Soykırımı” yalanı, AİHM kararıyla yerle bir edilmiştir. Madem ki, “Ermeni soykırımı” suçunun işlendiği konusunda yetkili mahkeme kararı yok. Öyleyse “Ermeni soykırımı” yok.

En son İsviçre Federal Mahkemesi, 25 Ağustos 2016 günü, Doğu Perinçek’in AİHM kararlarına dayanarak yaptığı başvuruyu kabul etti ve Lozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği 7 Mart 2007 günlü mahkumiyet kararını, Vaud Kantonu İstinaf Mahkemesi’nin 13 Haziran 2007 günlü onama kararını ve en yüksek temyiz mercii olarak 12 Aralık 2007 tarihinde kendi aldığı onama kararlarını kaldırdı.

Bundan sonra Türkiye’nin çeşitli ülkelere talepleri üç noktada özetlenebilir:

  • Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri cezalandıran yasalar kaldırılmalıdır.
  • Sözde “Ermeni Soykırımı”nı tanıyan parlamento kararları kaldırılmalıdır.
  • “Ermeni soykırımı” yalanları okul kitaplarından ve her düzeydeki eğitim kurumlarının derslerinden temizlenmelidir.
Makale, Perinçek-İsviçre Davası'nın ardından kaleme alınmıştır.
Sonraki Haber