Talat Paşa Komitesi ‘soykırım’ yalanını bitirdi
2000’lerin başında Batı emperyalizmi Türkiye’ye soykırım suçlamasıyla savaş açtı. ABD başta olmak üzere Avrupa’daki birçok ülke parlamentolarında sözde Ermeni Soykırımını tanıyan tasarılar kabul etti.
Hükümetin “tarihçilere bırakalım” dediği dönemde Türkiye’nin öncü birikimi Talat Paşa Komitesi’ni kurarak soykırım yalanı ile mücadeleyi başlattı. 10 yıllık mücadelenin ardından AİHM’de büyük zafer elde edildi. AİHM’in bağlayıcı kararı nedeniyle artık Batı parlamentoları sözde soykırım tasarısına imza atamıyor. Yalanla mücadelenin merkezi olan Talat Paşa Komitesi’nin Genel Sekreteri 10 yıl boyunca neler yapıldığını ve hangi başarılara imza atıldığını Aydınlık Avrupa için kaleme aldı.
FERİT İLSEVER / VATAN PARTİSİ MKK ÜYESİ, ESKİ TALAT PAŞA KOMİTESİ GENEL SEKRETERİ
Talat Paşa Komitesi; “Ermeni Soykırımı” yalanlarına ve Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı bir “soykırım suçu” olarak göstermeye çalışan emperyalist ülkelere karşı, milli devletimizi savunmak, milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek amacıyla, Türkiye’nin vatansever aydınlarınca kurulan bir mücadele örgütüdür.
Emperyalist Batı yüz elli yıldır bazı Ermeni ve Kürt gruplarını kullanarak Türkiye’yi bölmeye çalışıyor. Bunun bir aracı da 1915’te kışkırttığı bazı Ermeni çetelerinin bastırılmasını “soykırım” olarak suçlamasıdır. Avrupa Parlamentosu, 18 Nisan 1987’de Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını bildiren bir karar aldı. Aynı Parlamento, benzer kararları 15 Kasım 2000 ve 28 Şubat 2002’de iki kez daha aldı.
Bunun üzerine “soykırım” yalanı, parlamentolara taşındı. 2002’den sonra AK Parti’nin iktidar olmasıyla, “soykırım” yalanlarına karşı, “tarihçilere bırakalım” gibi tavırlarla yalan merkezlerinin cüreti arttırıldı. Nitekim 2 Mayıs 2005 tarihinde İsviçre’de bir panelde yaptığı konuşmada, “Ermeni Soykırımı diye bir olay gerçekleşmemiştir” dediği için, Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında soruşturma açıldı.
ABD’NİN ATATÜRK’Ü VE İSTİKLAL SAVAŞI’MIZI HEDEF ALAN KARARI
29 Haziran 2005’te ise, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde aşağıdaki
karar alındı: “Kongre 1915-1923 Ermeni soykırımını anmakta ve Türkiye Cumhuriyeti’ni, öncül devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun işlediği Ermeni Soykırımı suçunu tanımaya, Ermenistan Cumhuriyeti ve Ermeni halkı ile yakınlaşma içine girmeye zorlamaktadır.”
Suçlamanın konu olduğu tarih aralığı Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalist devletlere karşı bağımsızlık savaşı verdiği dönemdir. Böylece, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları “soykırımcı” ilan edilmektedir. Hedeflerinin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu açıkça ilan ettiler.
Ankara’da Türkiye’yi savunma iradesi yoktu. “Soykırım” yalanına yol veren Tayyip Erdoğan’lar, Tarih Kurumu Başkanı’nı savunmadı, yalnız bıraktı. Soykırım yalancıları meydanı boş bulmuş, Türkiye savunmasız kalmıştı.
İş başa düşmüştü. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, 7 Mayıs 2005’te İsviçre’ye gitti. Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın merdivenlerine çıkarak, “Ermeni soykırımı iddiası tarihsel bir yalandır, uluslararası bir yalandır, emperyalist bir yalandır” açıklamasını yaptı.
LOZAN 2005 EYLEMİ
Emperyalistlerin “soykırım” yalanına sarılmaları ve İsviçre’nin hukuk tanımazlığı vatansever aydınlarımızı harekete geçirdi. İşçi Partisi (şimdiki Vatan Partisi) Ulusal Strateji Merkezi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Ulusal Kanal, Lozan Antlaşması’nın 82. yıl dönümünde, İsviçre’nin Lozan kentinde Ermeni Soykırımı yalanına karşı miting ve yürüyüş yapma kararı aldı. Lozan 2005 eylemi 22 Temmuz 2005 günü başta KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, 250 yurtseverin katılımıyla Zürich’te basın toplantısıyla başladı. Eyleminin birinci toplantısı ise, 23 Temmuz 2005 günü Winterthur kentinde yapıldı. Konuşmalardan sonra Doğu Perinçek İsviçre polisi tarafından gözaltına alındı ve Winterthur Savcılığı’nda sorgulandı.
24 Temmuz 2005 günü Lozan’da beş binin üzerinde katılımla yürüyüş ve miting yapıldı. Mitingden sonra Lozan Antlaşması’nın imzalandığı tarihi sarayda Lozan 2005’in ikinci toplantısı gerçekleştirildi. Lozan 2005 eyleminden sonra, “Ermeni Soykırımını tanıma” karar tasarısı, İsviçre Senatosu gündeminden çıkartıldı.
İsviçre’nin en büyük partisi SVP Genel Başkanı Ueli Maurer, 1 Ağustos 2005 günü, Doğu Perinçek’in suçlanmasına temel olan “ırkçılığa karşı ceza” diye anılan kanun maddesinin kaldırılması gerektiğini açıkladı. Adalet Bakanlığı da bu ceza maddesinin kaldırılması için komisyon kurdu. Komisyon başkanı maddenin kaldırılacağını açıkladı.
18-20 Eylül’de Sayın Perinçek, Bern ve Zürich kentlerine giderek konferansa katıldı. Soykırım yalanlarını yüzlerine vurduğu için hakkında dört ayrı soruşturma açıldı. Ancak mücadele sonuç verdi. Lozan Sorgu Yargıcı Jacques Antenen, İsviçre televizyonlarından Perinçek hakkında takipsizlik kararı verildiğini açıkladı. Haber İsviçre devlet televizyonundan, “Perinçek İsviçre Devleti’ni dize getirdi” başlığıyla duyuruldu.
BERLİN TALAT PAŞA KURULTAYI
Komite, 18 Ocak 2006’da İstanbul Pera Palas’ta Sayın Rauf Denktaş başkanlığında yoğun katılımla, tarihi bir toplantı yaptı. Toplantıda Alman Meclisi’nin 16 Haziran 2005 tarihinde aldığı “Ermeni katliamını tanıma kararı”nın kaldırılması ve “Soykırım iddialarının Alman ders kitaplarından çıkartılması” için yapılması gerekenler görüşüldü. İsviçre’den sonra Almanya’da da eylem yapılması kararlaştırıldı. Yürüyüş ve miting tarihi olarak 18-19 Mart 2006 günleri saptandı.
Talat Paşa Komitesi 18-19 Mart 2006 tarihlerinde Berlin’deydi. Talat Paşa’nın katledildiği yerde gerçekleştirilen eylem, Federal Alman Meclisi’nce kabul edilen “Ermeni Soykırımı” kararını hedef alıyordu. Berlin’de yapılan yürüyüş ve miting, Alman ve Türk Hükümetlerinin bütün engelleme çabalarına rağmen on bin yurttaşımızın katılımıyla ve başarıyla gerçekleştirildi. Akşam Talat Paşa Kurultayı Berlin’in Uraniu Humboldt Salonunda toplandı.
AVRUPA PARLAMENTOSU’NUN “DAĞITIN” KARARI
Talat Paşa Komitesi hızla büyüyor ve Batı kamuoyunda etkisini arttırıyordu. Yanıt gecikmedi. 27 Eylül 2006’da Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Talat Paşa Komitesi’nin “kınanması” ve Türk Hükümeti tarafından “ortadan kaldırılması” çağrısı yaptı.
Avrupa Parlamentosu’nun “dağıtın” kararıyla birlikte Batı’nın yalan merkezleri de faaliyetlerini hızlandırdı. İsviçre Doğu Perinçek’in yargılanmasına karar verdi. Duruşmalar 6 Mart 2007 tarihinde başlayacaktı.
13 Ocak 2007’de Talat Paşa Komitesi Rauf Denktaş başkanlığında Yıldız Teknik Üniversitesi Senato Salonunda toplandı ve “Doğu Perinçek’in Lozan’daki mahkemesine kitlesel katılma ve dayanışma” kararı aldı.
90 KİLO BELGE İLE VATAN SAVUNMASI
4 Mart 2007’de İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Ermeni ve Rus arşivlerinden oluşan 90 kilo belgeyle Lozan’a hareket etti. Ayrıca 164 vatansever aydın Perinçek’e destek amacıyla İsviçre’ye gitti.
Lozan Polis Mahkemesi 9 Mart 2007 günü Doğu Perinçek hakkında 9 bin frank para cezasına, 30 gün süreyle hapis ya da buna karşılık 3000 frank para cezasına ve 1000 frank manevi tazminata karar verdi. Bu karar daha sonra Lozan Kanton Mahkemesi ve Federal Mahkeme tarafından onandı. Doğu Perinçek bunun üzerine İsviçre Devleti aleyhine AİHM’e başvurdu.
Bu arada Türkiye’den giden aydınlarla, yurt dışındaki yurttaşlarımızın katılımıyla, 7 Mart 2007 akşamı Lozan 2007 Kurultayı toplandı.
PARİS 2007 EYLEMİ
“Ermeni Soykırımını inkar edenleri cezalandıran” yasa tasarısı, Fransa Meclisi’nin 12 Ekim 2006 tarihli gündemine alındı. Talat Paşa Komitesi Meclis’ten geçen yasanın senatodan geçmesini engellemek amacıyla, 13-14-15 Nisan 2007 günleri Paris’te bir dizi eylem kararı aldı. Burada düzenlenen konferansta, “Fransa Dur! Beynini Hapsetme!” diye seslendik.
Yasa 2012 yılında kesinleşti. Ancak Fransa Anayasa Konseyi tarafından “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Buna rağmen bir kez daha önerildi. Bu kez de AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davasında Perinçek lehine verdiği karar dolayısıyla uygulanamadı.
TALAT PAŞA KOMİTESİ’NE ERGENEKON KUMPASI
Talat Paşa Komitesi 1-4 Kasım 2008 tarihinde KKTC’de gerçekleştirdiği kitlesel eylemlerden sonra, Almanya’da yapılacak “Irkçılık Değil Dostluk” etkinliklerine katılma kararı aldı. Bu etkinliklere katılmak üzere Almanya’ya gidecek olan Doğu Perinçek, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Ferit İlsever o gün sabaha karşı "Ergenekon kumpası” çerçevesinde gözaltına alındılar. Avrupa Parlamentosu’nun “dağıtın” talimatı bu kez “Ergenekon tertibi”yle uygulanıyordu. Bu davadaki “yargılamanın” önemli bölümünü de “Ermeni Soykırımı” yalanına karşı verdiğimiz mücadele oluşturuyordu.
AİHM’DE KESİN ZAFER
17 Aralık 2013’te AİHM 2. Daire Perinçek-İsviçre Davası’nda Doğu Perinçek lehine karar verdi. İsviçre karara itiraz etti. 15 Ekim 2015 günü ise, AİHM Büyük Daire Doğu Perinçek lehine kesin kararını verdi.
Buna rağmen Alman Parlamentosu “Soykırım” tasarısını gündemine aldı. Bunun üzerine on binlerce Türk, 29 Mayıs 2016’da Alman Meclisi’nin kapısına dayanarak Almanya’yı uyardı. Bütün uyarılara rağmen Alman Meclisi 2 Haziran’da Soykırım Tasarısını kabul etti. Bir süre sonra ise, Eylül 2016 başlarında Almanya Başbakanı Angela Merkel bu tasarının hukuki bir geçerliliğinin olmadığını açıkladı.
AİHM KARARININ KAZANIMLARI
AİHM 2. Dairesi ve AİHM Büyük Dairesi, uluslararası hukuk açısından şu tarihsel saptamaları yapmıştır:
“Soykırım suçunun varlığına yetkili mahkeme karar verir.”
“Soykırım suçunu, hükümetler veya kurumlar veya milletler, başka deyişle tüzel kişiler ve topluluklar işlemez. Aynı zamanda bu tür kurumlar ‘soykırım yapıldı’ yargısında bulunmaya da yetkili değildir”.
“1915 olaylarında soykırım suçu işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı yok.”
“1915 olayları Yahudi Soykırımından farklıdır.”
“Doğu Perinçek Ermenilere karşı bir aşağılama ve nefret söyleminde bulunmuyor.”
“1915 olaylarının tartışılması özgürlüğü güvence altındadır.”
Böylece “Ermeni Soykırımı” yalanı, AİHM kararıyla yerle bir edilmiştir. Madem ki, “Ermeni Soykırımı” suçunun işlendiği konusunda yetkili mahkeme kararı yok. Öyleyse “Ermeni Soykırımı” yok.
En son İsviçre Federal Mahkemesi, 25 Ağustos 2016 günü, Doğu Perinçek’in AİHM kararlarına dayanarak yaptığı başvuruyu kabul etti ve Lozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği 7 Mart 2007 günlü mahkumiyet kararını, Vaud Kantonu İstinaf Mahkemesi’nin 13 Haziran 2007 günlü onama kararını ve en yüksek temyiz mercii olarak 12 Aralık 2007 tarihinde kendi aldığı onama kararlarını kaldırdı.
Bundan sonra Türkiye’nin çeşitli ülkelere talepleri üç noktada özetlenebilir:
1. Ermeni Soykırımını kabul etmeyenleri cezalandıran yasalar kaldırılmalıdır.
2. Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan parlamento kararları kaldırılmalıdır.
3. “Ermeni soykırımı” yalanları okul kitaplarından ve her düzeydeki eğitim kurumlarının derslerinden temizlenmelidir.