Tanık albay anlattı: FETÖ'cüler askeri yargıyı nasıl ele geçirdi?

FETÖ askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin davada tanık Albay Yüzbaşıoğlu, 'Askeri yargı yoluyla TSK dizayn edilince boş kalan karar mercilerine bugün yargılanan darbeciler getirildi' ifadesini kullandı. Tanık albay, eski Adli Müşavir Muharrem Köse'nin FETÖ'deki rolünü de anlattı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin eski Genelkurmay Adli Müşavirleri Muharrem Köse ve Hayrettin Kaldırımcı'nın da aralarında bulunduğu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Hukuk Hizmetleri Başkanı Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu tanık olarak dinlendi.

Maddi gerçeğin ortaya çıkması için bizzat şahit olduğu olaylara ilişkin tanıklık yapacağını belirten Yüzbaşıoğlu, 1986'da askeri lisede öğrenci olduğu dönemde "Fetullahçı yapılanmaya" ilişkin soruşturma yürütüldüğünü ve çok sayıda kişinin okuldan atıldığını söyledi.

Askeri savcı olarak göreve başladığını anlatan Yüzbaşıoğlu, örgüte ait Şifa Hastanesi'nde askerlere sahte rapor verildiği bilgisi üzerine soruşturma başlattığını, bu kapsamda kurumda arama yaptığını kaydetti.

Kayseri'de üç astsubayın kurum bilgisayarlarına veri yüklediklerine dair soruşturma başlatıldığını dile getiren Yüzbaşıoğlu, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilecekleri sırada söz konusu astsubayların Gürcistan üzerinden ABD'ye kaçtıklarını belirtti.

Yüzbaşıoğlu, "Astsubaylar tutuklanmaya sevk edilmişti, biz de bunların bir örgüt eylemi olduğuna karar verip bunlar hakkında örgütlü eyleme yönelik tutuklama kararı verdik. Bunun üzerine bize saldırılar başladı" dedi.

'ADLİ MÜŞAVİR OLACAĞINI SÖYLEDİ'

Yüzbaşıoğlu, beyanlarının bundan sonraki aşamasında sivil mahkemeden önce Genelkurmay Askeri Mahkemesinde görülen İrticayla Mücadele Eylem Planı, Zir Vadisi ve Ahmet Zeki Üçok'un soruşturmasını yürüttüğü üç astsubayın yargılandığı dava süreçlerinde başkanlığını yaptığı mahkemenin üyelerinden sanık Bedrettin Özgür'e ilişkin bilgi vereceğini söyledi.

Askeri mahkeme heyeti olarak ilk baktıkları dosyanın Albay Dursun Çiçek'in sanık olarak yargılandığı, kamuoyunda "Islak imza davası" olarak bilinen dosya olduğunu kaydeden Yüzbaşıoğlu, şöyle devam etti:

"Bedrettin Özgür, bizim heyetin üyesiydi, ben mahkeme başkanıydım. Dursun Çiçek'in tutuklanmaya sevk edildiği zamandı. Jandarmadan bize bilirkişi raporu gelmişti ama bu rapor itibar edilecek düzeyde hazırlanmamıştı, bunu dikkate alarak karar vermek imkansızdı. Bedrettin Özgür, bizim tutuklanmama kararına karşı oy yazmaya başladı. Tutuklanmaya neden olarak gösterdiği gerekçeler somut olmayan şeylerdi. Dikkati çektiği bilirkişi raporu yeterli değildi, zaten bu raporu hazırlayan kişi de MİT tırları davasında tutukludur.

Bununla birlikte Bedrettin Özgür, bir gün bana ve mahkemenin diğer üyesi Ali Rıza Bildik'e Hava Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri olacağını söyledi. Biz de şaşırdık, neden haberimizin olmadığını sorunca, 'Kimseye söylememi istediler.' şeklinde cevap verdi."

Çiçek hakkında tutuklama kararı vermeyince, "anayasal düzeni ihlal" ve "FETÖ üyeliğinden" yargılanan gazeteciler Yener Dönmez ve Nazlı Ilıcak'ın kendisini hedef alan yazılar kaleme aldığına dikkati çeken Yüzbaşıoğlu, haberlerdeki bilgilerin ise aynı iş yerinde görev yapan kişilerce servis edildiğini dile getirdi.

Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı eski korgeneral Metin İyidil'in kendisine, "Sana savcılık, Seyfi Bulduk'a ise hakimlik için muvafakatname vereceğim." dediğini belirten Yüzbaşıoğlu, bu duruma anlam veremediğini, zira görevde 4 yılı dolmadan bu değişikliğin yapılmasının mümkün olamayacağını ifade etti.

'ASKERİ YARGI İLE TSK'YI DİZAYN ETTİLER'

Yüzbaşıoğlu, yasal düzenlemelerle askeri yargının çalışma alanı daraltılmasına rağmen yoğun şekilde askeri savcı ve hakim alımı yapıldığına işaret ederek, bunun TSK'yı dizayn etmek için atılan bir adım olduğunu söyledi.

Özellikle 2010'dan sonra atanan askeri hakim ve savcıların büyük kısmının FETÖ üyeliği nedeniyle görevlerinden ihraç edilip yargılandıklarına dikkati çeken Yüzbaşıoğlu, "Askeri yargı yoluyla TSK dizayn edilince boş kalan karar mercilerine bugün yargılanan darbeciler getirildi. O yüzden askeri yargı bu kadar önemliydi. Bizde (adli müşavirlikte) 60 klasör bilgi ve belge var. Bunlar istenildiği takdirde mahkemeye sunacağız. Askeri Hakimler Kurulu üyesi olarak şunu söylüyorum ki burada gördüğünüz herkesin FETÖ irtibatı nedeniyle meslekten ihraç edilmesi gerektiğini düşündüğüm için buraya geldim." diye konuştu.

Genelkurmay Başkanlığı Savcısı olarak görev yaptığı dönemde tehditler aldığını anlatan Yüzbaşıoğlu, "Bir akşam polis olduğunu söyleyen biri beni aradı. 'İzmir'den arıyorum. Ali Bilkay ve Zafer Kılınç yan odada, yarın sana operasyon yapılacak ya istifa et ya da pasif göreve geç.' dedi. Ertesi gün dönemin İstihbarat Başkanı Yaşar Güler'e olayı anlattım. 'Olur mu öyle şey.' dedi. Beni arayan numarayı MİT'e sordu ve kimsenin adına kayıtlı olmayan patates hat çıktı." ifadelerini kullandı.

'MUHARREM KÖSE DARBEYİ BİLİYORDU'

Darbecilerin sözde atama listesinde "Genelkurmay Adli Müşaviri" olarak yer alan sanık eski albay Muharrem Köse'nin darbe girişiminden haberdar olduğunu düşündüğünü belirten Yüzbaşıoğlu, şöyle devam etti:

"Mesaiye doğru dürüst gelmeyen, takip etmeyen adam Muharrem Köse, o gün mesaiye kalıyor ve akşam saatlerine kadar bekliyor. Halk sokağa çıkmış, şehitler var, etrafta silahlı insanlar görülüyor. Böyle bir ortamda Genelkurmay Başkanlığı karargahına gidiyor ve ne olduğunu sormuyor, bilmiyor. 'Yok, bana daha önce böyle görev verdiler.' falan demesin, aklımızla dalga geçmesin. Muharrem Köse darbeyi biliyor ve kabul ediyor."

'BABASININ FETÖ DOSYASI KAYBOLDU'

Muharrem Köse'nin Yargıtay üyesi olarak atanmasından kısa süre sonra Genelkurmay Başkanlığına şube müdürü olarak geldiğini anlatan Yüzbaşıoğlu, bu atamanın bir örneğinin daha olmadığını söyledi.

Köse'nin çok genç olmasına rağmen müşavir olarak atandığını kaydeden Yüzbaşıoğlu, şu beyanlarda bulundu:

"Askeri yargıda kıdem, rütbe çok önemlidir. Muharrem Köse'nin daha askeri liseye girmeden babasının Merzifon'da cemaatin yurtlarına finansörlük yaptığı bilgisinin askeri liseye geldiğini ama dosyalardan bir el tarafından yok edildiğini tespit ettik. O yüzden Köse'nin Yargıtay'ı bırakmasını kişisel karar olarak görmüyorum. Kozmik oda operasyonu sırasında Yargıtay'da ama ne ilgisi varsa Savcı Mustafa Bilgili'nin odasında görülüyor. Askeri hakimler her yerde komutanları yönlendirir."

Sonraki Haber