Tank Palet işçisi haykırdı: Ordumuzun gözbebeği özelleştirilemez

Türk Harb-İş Sendikasına üye çalışanlar, Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesine karşı bugün meydanlara indi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 'Milli savunmada yerliliği yüzde 100'e çıkarırsak dünyanın en güçlü ülkesi oluruz, Onun yolu da özelleştirmeden vazgeçmektir' dedi.

'Tank Palet Fabrikası' olarak bilinen Arifiye'deki 1'inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü'nün özel şirkete devredilmesine karşı, bugün miting düzenlendi.

Türk-İş'e bağlı Harb-İş Sendikası üyesi fabrika çalışanları ve aileleriyle Kocaeli, Ankara, İzmir, Kayseri ve birçok ilden gelen yaklaşık 15 bin kişi, öğle saatlerinde Adapazarı Bosna Caddesi'nde bir araya geldi.

Mitinge katılanlar, ellerinde Türk bayrakları ve pankartlarla buradan yaklaşık 500 metre uzaklıktaki Gar Meydanı'na yürüdü. 'Tank Palet özelleştirilemez', 'Sakarya uyuma fabrikana sahip çık' yazılı pankartlarla sloganlar atarak meydana giriş yapan gruplar, düdük de çaldı. Meydanda gerçekleştirilen mitinge Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Harb-İş Genel Başkanı Bayram Bozal ile sendika yöneticileri katıldı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile partisinin milletvekilleri, İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile partisinin çeşitli illerinden gelen 20 milletvekili ve Vatan Partisi de işçilere destek verdi. Aydınlık gazetesinin manşetten duyurduğu mitingi sadece Ulusal Kanal'ın canlı yayınlaması dikkat çekti.

Türk-İş Genel Başkanı Atalay mitingde yaptığı konuşmada, "Diyorlar ki 'Bu özelleştirme değil' Bunun adı nedir özelleştirme değilse? Bunu anlayan biri varsa bana anlatsın. Bu olanı anlatsın. Milli Savunma Bakanına durumu üç kez anlattım. Bizden ne istiyorsanız, Türk-İş 1 milyon üyesiyle Harb-İş'in emrinde, parasıyla vücuduyla. Gördüğüm bir tek şey var; Milli Savunma Bakanlığı'nın emrinde, Türkiye Cumhuriyeti emrinde kalsın fabrika. Tek talebimiz o" dedi.

Benzer özelleştirmelerde birçok kamu kurumunda işçilerin ortada kaldığını ifade eden Atalay, şunları kaydetti:

"Bundan 10 yıl önce bir süreç başladı. Telekom'u aldı, her sene parasını aldı, çekti gitti, Telekom ortada kaldı. Milli Savunma Bakanlığı'nın 27 tane fabrikası var, adı üstünde Milli Savunma Bakanlığı. Biz Altay tankının en güzelini bu fabrikada yaparız, özel sektör gelmesi gerekiyor mu? Bize yardım etsin, yabancı sermaye yardım etsin, yetki bizde olsun, patron biz olalım, onlar bizim yanımızda çalışsınlar. Yeni teknolojiye karşı değiliz. Biliyorsunuz Almanlar tankı verdi; paleti vermedi, Amerika uçağı verdi; pervanesini vermedi. Terör örgütlerine bu güçler para, silah, akıl, moral veriyorlar, diyorlar ki 'Gidin şu ülkeyi karıştırın'. 50 yıldır güçleri yetmedi, karıştıramadılar. Milli savunmada yerliliği yüzde 100'e çıkarırsak dünyanın en güçlü ülkesi oluruz. Onun yolu da özelleştirmeden vazgeçmektir. Türkiye söylüyor, bu sese kulak verin, yarın geç olur haberiniz olsun. Uyuyanı uyandırırsınız ama uyuma numarası yapanı uyandıramazsınız. Bu ülkede uyuma numarası yapan siyasetçiler, sendikacılar var, onların kulaklarına zurna çalsanız da uyanmazlar."

Harb-İş Genel Başkanı Bayram Bozal ise mitingdeki konuşmasında "Operasyon bölgelerinde üyelerimizin neler yaptığına bizzat şahit olan bir genel başkanım. İtirazımız, 281 tane Obüs'ü yapıp bu ülkenin ordusuna armağan eden ve ülkesine 1 milyar 630 milyon lira para kazandıran böyle bir iş yerini tartışıyoruz. Obüs'lerin tanesini Güney Kore'de, Almanya'da 10 milyon dolara alırken bugün bu güzide insanlar 4,2 milyon dolara mal etmişlerdir. İşte burada anlaşılıyor ki birilerine burada pasta armağan edilmek isteniyor. O yüzden biz asla bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Konuştuğumuz iş yeri dünyada ilk 5'te tank üzerine entegre tesisi olan tek iş yerlerinden bir tanesidir" dedi.

Harb-İş Sakar Şube Başkanı Yaşar Yavuz ise mitingdeki konuşmasında "Bin 303 tane tank, obüsleri yenileştirme, modernizasyonu yapın dediğinizde biz yapmadık mı? Bize 280 tane Fırtına obüsünü yapın dedizniz de yapmadık mı? 71 tane Poyraz mühimmat aracı yapın dediniz de biz yapmadık mı? Tüm Türkiye'deki paletli araçların tasarım ve imalatını yapın dedniz de biz yapmadık mı? Gece görüş, gündüz görüş ve optik tasarım ve imalatını yapın dediniz de yapmadık mı? Buradan bir daha sesleniyorum, bize Altay tankını yapın dediniz de biz yapamıyoruz mu dedik? Bize operasyon bölgesi olan Hakkari, Silopi, Çıldırova, Şırnak, Afrin, Münbiç'te araçlarımız arızalandı dediniz de biz gitmemezlik mi yaptık? Şimdi burada görevde olan Harb-İş işçisine soruyorum: Kenan Yılmaz nerede biliyor musunuz? Çıldırova'da. Kerim Yalman, Nevzat Yanık, Faruk Karakaya nerede biliyor musunuz? Silopi'de. Bu arada adını sayamadığımız onlarca Harb-İş işçisi oerasyon bölgesinde Mehmetçiğimizi zor durumda bırakmamak için sınırımızda can siperane çalışıyorlar.

Bize her başarının bir ödülü olur dediler, bizim ödülümüz bu mudur? Biz çalışan işçiler, memurlar ve mühendisler olarak ordumuzun emrinde askeri disiplin ve sagınlığını edinmiş olduğumuz bilgi, birikim ve tecribemizi bir taşeron firmayla paylaşmak istemiyoruz. Bu bilgi birikimimizi Milli Savunma Bakanlığımızın emrinde ordumuza ve devletimize hizmet etmek istiyoruz. Ordumuzun bu güzide fabrikasına, bilgi birikimli personeline bu ülkenin çok ihtiyacı var. Ülkemiz, vatanımız, milletimiz için bu fabrikayı çok uluslu şirketlerin eline vermeyin diyoruz. Harb-İş işçisi şunu bilsin ki darağacında olsam bile benim her zaman sözüm şudur: Tank Plaet vatandır, Tank Palet namustur" dedi.

Sonraki Haber