Tarafsızlık Avusturya`da tarih mi olacak?

KADİM ÜLKER / VİYANA

Avusturya Cumhuriyeti'nin ilan edilmesinden ve ülkenin son işgal devletinin de terk etmesinden sonra, parlamentoda tarafsızlık kararı alındı. Parlamentonun bu kararı, 4 Kasım 1955 tarihli Bundesgesetzblatt (Resmi Gazete) tarafından da resmen ilan edildi. Bundesgesetzblatt’da yayımlanan tarafsızlık ilanında; Avusturya, sınırları içinde tarafsızlığını sürekli koruyacağını ve herhangi bir askeri kampa ait olmayacağını ve bir askeri gücün de topraklarına giremeyeceğini garanti ettiğini duyurdu. Bu duyurunun altında zamanının cumhurbaşkanı, başbakanı ve bakanlarının imzaları bulunmaktadır. Avusturya’nın bu tarafsızlık kararı geçtiğimiz günlerde tartışılmaya başlamıştır. Özellikle sağ liberal ve muhafazakar çevrelerden tarafsızlığın gereksizliğine ve tarafsızlığın Avusturya’yı korumadığına dair düşünceler gündeme taşınmaktadır. Bu tartışmalara ve gündemin konuyla işgale edilmesine rağmen Avusturyalının tarafsızlıktan yana olduğu bilinmektedir.

Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında bazı genç politikacılar ülkenin güvenliğinin tartışılır hale geldiğini ifade etmektedirler. Avusturya’nın en eski gazetelerinden olan Wiener Zeitung’un Die Republik, das Verwaltungsmagazin (Cumhuriyet İdari Dergi) ekinde tarafsızlık ile ilgili bir makale dikkat çekti. Makalede 2. Dünya Savaşı’nın bitimi sonrası tarafsızlık kararı alan Finlandiya’nın ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunda bulunduklarının altı çizildikten sonra, “Avusturya’nın tarafsızlığı her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.” denildi.

Ukrayna ve Rusya savaşı sonrasında ülkede genel durumun değiştiği belirtilen makalede, ülkenin güvenliği ve tarafsızlık gibi konularda çeşitli oranlar verildi. “Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde Avusturyalı kendini ne kadar güvenli hissetmektedir” sorusuna yüzde 55, “güvende” biçiminde cevap vermektedir. Yüzde 28 güvensiz derken, yüzde 18 ise nispeten güvende demektedir. Avusturyalı “Avrupa ne kadar güvendedir” sorusuna ise yüzde 20 güvendedir derken, yüzde 31 nispeten güvendedir cevabını vermiş, yüzde 47 ise güvende değil diye cevap vermiş. Avusturya tarafsızlığını sürdürmeli midir sorusunda ise alınan cevap yüzde 83 evet cevabı verirken, yüzde 10 kararsız kalırken, yüzde 6 ise tarafsız kalmamalı cevabını vermiş.

İKİ FARKLI GÖRÜŞ

Wiener Zeitung’un çıkarmış olduğu ekin piyasada olduğu hafta, haftalık haber dergisi Profil de konuya sayfalarını ayırmış ve bir genç, bir de yaşlı politikacıyı konuşturmuştu. Yaşlı politikacı Avusturya eski Cumhurbaşkanı Heinz Fischer (Fişer), diğeri ise iş ve işçi bulma kurumu olan İş Dünyası Dairesi (Arbeitsmarktservice) başkanı Johannes Kopf’tur. Eski cumhurbaşkanı Heinz Fişer ülkenin tarafsızlığını korumasını savunan bir siyasetçi olarak bilinirken, Johannes Kopf döne dolaşa Avusturya’nın Anayasası ile garanti altına alınmış tarafsızlık ilkesinin tartışmaya açılması ve yeni arayışlar içinde olunması gerektiğini dile getirmektedir. Heinz Fişer, ana muhalefet partisi Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin düşüncesini dile getirirken, Johannes Kopf koalisyon hükümetinin büyük ortağı Avusturya Halk Partisi’nin siyasi tavrını dillendirmektedir. Fişer, tarafsızlığın Avusturya’ya siyasi yarar sağladığını, tartışılabilineceğini, ancak tarafsızlıktan vazgeçilemeyeceğinin altını çizdi. Dergideki tartışmada Fişer, “Avusturya’nın herhangi bir düşmanının bulunmadığını” belirtirken, Kopf ise “Tarafsızlığın Avusturya’yı korumadığını” söyledi. Tarafsızlık konusu tartışılırken NATO ve Putin de konuya dahil edildiler. Kopf, Putin'in 2014 yılında Avusturya ziyaretini eleştirirken, Fişer “Kendilerini çok akıllı sananların, yıllar sonra akıl verme davranışını çok da ciddiye almıyorum.” dedikten sonra, o zamanların siyasi gündemi içinde hem Putin'in ziyaretinin hem de Rusya’dan daha ucuz gaz alımının doğruluğunu dile getirdiği görüldü. Tarafsızlığın alternatifinin NATO olmadığına vrugu yaparken Fişer, kendisiyle tartışan Johannes Kopf’un ne zaman NATO üyeliğine taraftar olacağını merak ettiğini söyledi. Kopf ise NATO üyeliğine taraftar olmadığını, yeni bir alternatif oluşturulması gerektiğini, bunun da Avrupa merkezli olabileceğini söylemesi Profil dergisi tartışmasında dikkat çeken diğer bir nokta oldu.

Hâlâ görevde bulunan ve gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde tekrar aday olacağını açıklayan Avusturya Cumhurbaşkanı Aleksander Van Der Bellen’in de “Tarafsızlık tartışmaya açılması gerektiğini açıkladığını” söyleyen Kopf’a Fişer, hem kendisinin hem de Bellen’in Avusturya’nın tarafsızlığından yana olduklarını ve tarafsızlığın korunması gerektiğinin düşüncesini savunması dikkat çekmekteydi. Bu tür tartışmalar şimdilik toplumu Avusturya’nın NATO’ya üyeliğine hazırlama mıdır, zamanla göreceğiz. Yalnız yine aynı haber dergisinde eski bir büyükelçinin tarafsızlığın Avusturya’yı korumadığını, Avusturya’nın NATO’ya üye olması gerektiğini başka bir makalede yazdığı dikkat çekiciydi. Aynı makalede emekli diplomat, Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç’in üyeliğini bloke ettiğini, Türkiye’nin bu tavrının uzun sürmeyeceğini, Avusturya’nın da onlardan sonra üye olması gerektiğini ifade etti. Umarız Türkiye tavrını değiştirmez, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini veto eder ve emekli büyükelçiyi makalesinde sarf ettiği sözden dolayı utandırır.

Sonraki Haber