Tarımda planlama dönemine geçiş

Lisanslı depoların dolu olduğu bilgisini veren Bakan Kirişçi, planlama vurgusu yaptı.

Sera üretim alanlarını artıracaklarını ifade eden Kirişçi, küçük aile işletmeciliğini teşvik edeceklerini, desteklemelerde sadeleştirme yapacaklarını ve stratejik ürünler için 'fark ödemesi' kavramını gündeme getireceklerini belirtti.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Rusya ve Ukrayna'nın tarım alanında dünyada önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Kirişci, "Tahıl koridoru krizinin çözülmesiyle en az belki Türkiye ama bu ülkeden ithalat yapan, ihtiyaçlarını bu ülkelerden karşılayan, tedarik eden ülkeler için çok büyük rahatlama oldu. Bu, şu anda ürün fiyatlarına da yansıdı. 440-450 dolarlara gelen buğday fiyatlarında bugün artık 350-355 doları konuşur hale geldik. Bu kriz, gıdayla ilgili yaşanabilecek olası daha büyük krizin önüne geçmiş oldu." diye konuştu.

Kirişci, dörtlü zirvenin sonrasında oluşturulan merkez ile merkezin denetimindeki, gözetimindeki ilk geminin Lübnan'a gitmek üzere Türkiye'den ayrıldığını belirterek, "Temennimiz geri kalan ürünlerin de kazasız belasız bu koridoru kullanarak, Ukrayna sınırları dışına, Karadeniz'e ve oradan da hedef ülkelere ulaşmasıdır." ifadelerini kullandı.

‘DEPOLARIMIZ DOLU’

Lisanslı depo kapasitesine ilişkin bilgi veren Kirişci, şunları kaydetti: "Bugün yaklaşık 8-8,5 milyon tonluk kapasitemiz var. Lisanslı depolarımız şu anda yüzde 100'lük doluluk noktasına erişti. Buğday ve arpanın bir kısmı TMO'nun kendi alım merkezlerinde, bir kısmı da lisanslı depolarda vatandaşın teslim ettiği ürünleri alarak depolanıyor."

"Yasama faaliyetlerinin başlamasıyla birlikte dünya genelinde ilgi çekebilecek sözleşmeli üretim modelini de gündeme getireceğiz. Sözleşmeli üretim, bize pek çok avantaj sağlıyor. Üretici ve tüccar bir araya geliyor ve bir sözleşme yapılıyor. Üretimi planlama adına çok önemli. Üreticinin ne ekeceğini bize haber vereceği bir sistem kuracağız. Bize haber vermezse çeşitli yaptırımlar olacak."

‘PLANLAMA YAPACAĞIZ’

Kirişci, tarım arazileri ve üreticiye yönelik bir aplikasyon yapacaklarını dile getirerek, "Bir uygulamayla tarlaya ne ekileceğine biz karar vereceğiz ve üreticiyi yönlendireceğiz. Üretici kiralayacaksa da satın alacaksa da oradaki üretim kabiliyetinin ne olduğunu bilerek yapacak. Bunu aynı zamanda sözleşmeli tarımda da kullanacağız." ifadelerini kullandı.

Kirişci, göreve gelmesinden birkaç gün sonra ayçiçeği yağı krizinin yaşandığını hatırlatarak, “Türkiye olarak ayçiçeğinde kendine yeterliliğimiz yüzde 63, yüzde 37'sini ithal ediyoruz." dedi.

Tarım Bakanı, tarımsal planlamanın stratejik ürünlere göre yapıldığını vurgulayarak şunları kaydetti: "Stratejik ürünlerle stratejik olmayan ürünleri birbirinden ayırt etmeliyiz. Bu, 'muz, domates, salatalık yetiştirilmesin' demek değil. Bunlardan hangileri bizim için vazgeçilmez denildiğinde un bizim için ilk akla gelendir, hakeza yağdır. Şeker, az tüketilir, çok tüketilir ama bunlar bitkisel üretim tarafında olmazsa olmazlarımız. Hayvansal üretim tarafında da et, süt, yumurta diyoruz. Bizim mutlaka stratejik ürünlere ilgi göstermemiz gerek. Un, yağ, şeker gibi stratejik ürünlerle ilgili güzel bir planlama yapacağız. İhtiyacımız olan ürünlerde kendi kendimize yeterliliğimizi sürdüreceğiz."

‘SERA ALANLARINI ARTIRACAĞIZ’

Tarım ve Orman Bakanı, kış aylarına girerken meyve sebze fiyatlarındaki artışı önlemek adına sera üretim alanlarını artırmak istediklerini de söyledi. "Ekilmeyen alan kalmasın" düsturuyla yola çıktıklarını vurgulayan Kirişci, "Buna ilişkin de mülkiyet hakkıyla kullanım hakkını birbirinden ayıran bir mevzuatı Meclis açıldığında onaya sunacağız. Bakanlık olarak, 1 yıldan fazla bu üretimi yapmayanlara, mağdur olmasınlar diye kira bedeli ödeyerek bu alanların kazanılmasını sağlayacağız. Bu alanların boş kalmasına asla müsaade edemeyiz." dedi.

Bakan Kirişçi, hayvancılıkta yemi, bitkisel üretim için de mazot ve gübreyi nakdi olarak değil ayni olarak vereceklerini ifade ederek, "Örneğin biz üreticiye 'al şu mazotu, gübreyi kullan, üretimine başla' diyeceğiz. Desteklemedeki sadeleştirme ve desteklerin ayni olarak yapılması finansal güçlük çeken üreticimiz için adeta can suyu olacaktır." dedi.

“Kimse bizi kara sınırımızla ve mavi vatanla sınırlayamaz. Türkiye artık bölgesel değil global bir güçtür. Bunu tahıl koridorunda gösterdik. Biz global oyuncu olmadan, know-how'da belirli bir düzeye gelmişken, Venezuela'da özel sektörümüze yaptırıp, oradan elde edilen ürünleri tedarik merkezlerinden kendi ülkemize yönlendirsek bunun kötüsü mü olur?"

‘KIRSALI GELİŞTİRECEĞİZ’

Kırsalın yeniden tahkim edilerek daha da geliştirilmesi gerektiğini belirten Kirişci, “Kırsala dönmek için can atan büyükşehirlerde yaşayan epeyce insanımız var. Biz bundan dolayı küçük aile işletmeciliğini teşvik ediyoruz. Bundan hareketle kırsala dönüşün hızlanacağını düşünüyoruz. Kadınlarımızı kırsalda tutmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle kadının sosyal güvenceye sahip olması adına atılacak adımları tartışıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladıkları protokole de değinen Kirişci, metruk vaziyetteki köy okullarının restore edilmesi ve oraların bir sosyalleşme merkezi haline gelmesi için müşterek çalışma yürüttüklerini anlattı.

Kirişci, Türkiye'de yaklaşık 14-15 milyon hektar mera alanı bulunduğunu ancak buraların arzulanan düzeyde ıslah edilemediğini belirterek, "Özellikle mera alanlarının bulunduğu coğrafyadaki üreticilerimizle meraların ıslah edilmesi konusunda çalışmalar yürüteceğiz.” diye konuştu.

STRATEJİK ÜRÜNLERDE FARK ÖDEMESİ

2023 yılından itibaren tarımsal destekleri sadeleştirme ve stratejik ürünler için 'fark ödemesi' kavramını da gündeme getireceklerini bildiren Kirişci, "Üreticinin ürünlerinin bir maliyeti ve satmak istediği bir fiyat var. O fiyatı üretici pazara sunduğunda bulamazsa ve pazardaki fiyat, beklentisinin altında kalırsa, üreticiyi o yıl desteklemez, aradaki farkı ödemezseniz ertesi yıl üretimden yavaş yavaş çekilir. Tarım Kanunu'nun 19. maddesi gereğince, üreticinin pazarda görmek istediği fiyat ile pazara sunduğundaki gerçek fiyat arasındaki fark ne ise biz bunu ödemeyi taahhüt ediyoruz. Bunun üzerinden stratejik ürünlerle ilgili fark ödemesini gerçekleştireceğiz, 2023'te başlayacak. Henüz belirlemediğimiz bir pilot şehrimizde başlayacak." diye konuştu.

Sonraki Haber