Malatya ZMO Başkanı Fevzi Çiçek: Tarımsal sulamaya yatırım lazım

Malatya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Fevzi Çiçek tarımsal atılım için planlı çalışmanın zorunlu olduğunu belirtti. Çiçek üretimin en büyük girdi kaleminin su olduğunu hatırlatarak ‘Tarımsal sulamada altyapı yetersizliği, kaynakların yeterince değerlendirilmemesine neden oluyor.’ dedi

Malatya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Fevzi Çiçek, Malatya’da üretimde yaşanan sorunları ve çözümleri anlattı. Üretimin hala planlanamaması, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve çiftçinin ürününü pazarlama sorunlarını dile getiren Çiçek, tarım alanlarının imara açılmaması ve güçlü kooperatiflerle katma değer sağlayacak tesisler kuralım, çağrısı yaptı.

Malatya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Fevzi Çiçek

- Tarımda şu anda yaşanan en önemli sorunlar neler?

En büyük problem, tarımsal üretim planlamaması. Bu durum gerek bitkisel gerekse de hayvansal üretimde ciddi daralmalara sebep oluyor. Bir başka sorun artan girdi maliyetleri. Maliyetlerin yüksekliği karşısında zamanında ve yeterince destek verilmemesi, üreticinin üretimden çekilmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da gıda ürünlerine ucuz erişilemiyor.

Ülkemizde tarım, küçük aile işletmeleri şeklinde sürdürülmekte. Özellikle kırsalın hızlı bir şeklide boşalması, üretimde bulunan nüfusun her geçen gün yaşlanması, bugün tarımda yaşanan en büyük problem olarak karşımızda durmaktadır. İklim değişikliği ile de karşı karşıyayız. Yağış rejimlerinin tarımsal üretimin aleyhine geliştiği, su kaynaklarının azaldığı, suya erişim maliyetinin artması ve doğal afetler, tarımsal üretimin bir başka sorunu.

BARINMA PROBLEMİ DEVAM EDİYOR

- Malatya’da depremlerden sonra üretimde yaşanan sorunlar giderildi mi?

Kırsal alanda birçok ahır ağıl yıkıma uğradı, çok sayıda hayvan telef oldu. Yaklaşık 1100 büyükbaş, 6400 küçükbaş hayvan telef oldu. Doğanşehir ilçesinde faaliyet gösteren 20’ye yakın alabalık işletmesi büyük hasar gördü.

Hayvancılık sektörüne yem desteği, hayvan barınağı olarak kullanılmak üzere çadır, branda hibesi, telef olan hayvanların yerine canlı hayvan verilmesi gibi desteklemeler yapıldı. Ancak bitkisel üretimin sürdürülmesi konusunda yeterli ve zamanında destekleme yapılmadı maalesef.

Tarım yoğun iş gücü gerektiren ve iklimle birinci derecede ilgili olan süreli bir üretim modelidir. Deprem sonrası üreticilerin birçoğu üretime devam etme adına kendi tarlalarının başına çadırlar kurarak üretimi sürdürmüşlerdir. Özellikle sebze, tütün gibi ürünlerde depolama ve işçilik temininde zorluklar yaşanıyor.
Birçok üreticimiz halen kayısısını kendi imkânları ile evlerinin bir bölümünde ya da adi depolarda muhafaza ediyor. Deprem nedeniyle bu amaçla kullanılan yapılarda göçükler oluşmuş, depolanmış ürünler de enkaz altında kalmış ve büyük kayıplar yaşanmıştır.

TARIM ALANLARI TEHLİKEDE

- Malatya’da kırsala göç yaşandı mı?

Deprem sonrası kent merkezinden kırsal alana küçümsenmeyecek sayıda bir göç yaşandı. Ancak bu göç, tarımsal üretim odaklı olmayıp, barınma ve sosyal yaşam odaklı olması nedeni ile tarımsal üretimi artıcı çok önemli bir rolü yoktur. Bu durum tarım alanlarının üretimden tasfiye dilerek amaç dışı kullanımına neden olmaktadır. Geri dönüşümsüz olarak tahrip edilen bu alanlar gelecekte potansiyel imar alanları olacak, bu ise deprem sonucu yaşanan yıkımların tekrarı anlamına gelecek. Bu konuda yerel yönetimler ve ilgili kurumlar acil önlem alarak tarım alanlarının amaç dışı kullanımının önüne geçmeli. Bu konu keyfiyet bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Tarımı tehdit eden en büyük risklerden birisidir bu.

2023-2024 KAYISI ÜRETİMİ

- Kayısı üretimi ne durumda, bu sene ne kadar üretim bekliyoruz?

Dünya kuru kayısı piyasasında büyük paya sahip olan, ürettiği kuru kayısının yüzde 90’lık kısmını ihraç eden bir il durumundayız. 2023 yılı içinde birçok bölgede zirai don, dolu yağışı, aşırı yağışa bağlı meyve tutumunda düşüklük gibi birçok sorun yaşandı. Buna bağlı olarak da beklenen verim alınamadı. 2023 yılı ilimiz kayısı rekoltesi yaş olarak tahmini 390 bin ton olarak belirlendi. Taze, sofralık olarak tüketilmek üzere ihracat ve iç piyasada tüketime ayrılan miktar yaklaşık 75 bin ton. 315 bin ton da kurutmalık olarak değerlendirilerek yaklaşık 77 bin 170 ton kuru kayısı elde edileceği tahmin ediliyor. Henüz 2024 yılı hasat dönemi başlamadı. Bu güne kadar yaklaşık 73 bin ton kuru kayısı ihracatı yapıldı. 2024 yılında genel verimi etkileyecek düzeyde zirai don yaşanmadı. Somut bir veri bulunmamakla beraber geçen yıla göre bir miktar fazla kayısı olacağı kanaatindeyim.

YEM BİTKİSİ ALANLARI GENİŞİLETİLMELİ

- Hayvancılıkta durum nedir?

Bitkisel üretimdeki işletme örneği hayvansal üretimde de mevcut. Yani hayvansal üretimde de küçük aile işletmeleri ağırlıkta. Hayvancılıkta en büyük girdi kalemi yem giderleridir. Ürün planlaması ile yem bitkisi ekim alanlarının, desteklemeler ile artırılması kaçınılmazdır. Aksi halde her yıl ithal odaklı politikalar ile sektörün sürdürülmesi mümkün değil. TÜİK rakamlarından da anlaşılacağı üzere geçen yıla göre gerek büyükbaş gerekse de küçükbaş hayvan varlığımızda gerileme görülmektedir.

- Verilen desteklemeler yeterli değil mi?

Son yıllarda yapılan destekleme politikaları büyük işletmelere yönelik. Sektörde geçmiş olmayan, daha önce tarım sektöründe bulunmayan sermaye sahipleri yararlanıyor. Destelemelerden yararlanan birçok sermaye sahibi yeni işletmeciler ise bir süre sonra sektörden çekilmekte ve üretimde açıklar oluşmasına sebep oluyor.

YAPISAL ÇÖZÜMLER

- Üreticinin üretimi sürdürebilmesi için neler yapılmalıdır?

İlimizde tarımsal üretimin en büyük girdi kalemi olan su. Tarımsal sulamada altyapı yetersizliği, mevcut kaynakların yeterince değerlendirilmemesine neden oluyor. Ayrıca çiftçi örgütsüzlüğü, yüksek maliyetlerle üretilen ürünlerin, değerinde satılamamasına neden oluyor.

Öncelikle tarımsal desteleme modelleri her bölge ve havza için yeniden belirlenerek üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak düzeyde olmalıdır. İşletmelerin küçük aile işletmeleri şeklinde olması, üretim maliyetini artırmakta ve girdi temininde zorluluklar yaşanmasına neden olmakta. Bu nedenle üretici birliklerinin ve kooperatifleşmenin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Düşük faizli ve kolay ulaşılabilir işletme kredisi yolu açılmalı, havza bazında ürün değerlendirme tesisleri, devlet ya da yerel yönetimler eliyle kurularak üreticinin ürününü yerinde değerlendirmesi, üretilen ürüne yerinde katma değer sağlayacak tesislerin yaygınlaştırılması gibi yapısal çözümler üretilmesi gerekmektedir.

Sonraki Haber