Tarımda ithalatı yüzde 50 düşürecek gübre üretimi

Tarımsal üretimde Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olan Agrotech, 2024 hedeflerini aktarmak için İstanbul’da basın mensupları ile bir araya geldi.

Tarımı ulusal güvenlik meselesi olarak gördüklerini ve yerli, milli üretime önem verdiklerini dile getiren Agrotech Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Keskin, biri Hollanda biri Manisa merkezli iki şirketle görüştüklerini söyledi. Keskin, şu ifadeleri kullandı:

‘ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ’

“Merkezi Hollanda’da bulunan ve Avrupa'daki zincir marketlere ürün tedarik eden bir şirketle ön görüşmelere başladık. Ayrıca Manisa’da da Türkiye’nin tarım sektöründe önde gelen ve en önemli ihracatçılarından biri olan bir şirketle de görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki aylarda hisse devir işlemlerinin tamamlanmasını hedeflediğimiz yatırımlarımızı, ihracatla büyümeye ve dış ticaret açığımıza pozitif katkı sağlaması nedeniyle oldukça önemsiyoruz. Son dönemde yaşadığımız pandemi ve jeopolitik krizler bize gıdanın ve tarımın ne kadar hayati sektörler olduğunu bir kez daha hatırlattı. Biz de Agrotech olarak tarımı ulusal güvenlik meselesi olarak görüyoruz ve önümüzdeki yıllarda da tarımsal üretimin her aşamasında üreticimize destek olmayı amaçlıyoruz.”

Hedeflerinin gıda arzı güvenliğini artırıp girdi maliyetlerini düşürme olduğunu paylaşan Agrotech Genel Müdürü Hasan Hüseyin Demiröz de şöyle konuştu:

“Tarımda girdi maliyetinin yüzde 58’ini oluşturan gübreyi bu işin merkezine oturtmak istedik. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde bitki besleme, toprak düzenleme ve bitki gelişim düzenleyicisi gibi konularda toprakla ilgili tüm sorunları çözebilecek geniş ürün portföyüne sahip Profert’in yüzde 70 hissesini satın aldık. Firmanın ürünleri Avrupa Birliği tarafından da ruhsatlanmış durumda. Agrotech olarak bu kararı almamızda en önemli etkenlerden biri de şirketin daha az gübreyle daha verimli bir toprak hedefleyen ve toprağı daha az kirleten akıllı gübre üretimini gerçekleştiren ilk yerli firma olması.

‘2,5 MİLYARLIK AÇIK KAPANACAK’

“Girdi maliyetini düşüreceksek girdide bir arz güvenliği sağlamak gerekiyor. Türkiye’deki tarımı organomineral gübreyi döndürürsek ithalatımızın yüzde 50'sini kesmiş oluruz. Bu da 4 milyon ton eder. Yaklaşık olarak 2,5 milyar dolarlık dış ticaret açığının kalkması demek. Organomineral gübre ile kanser olan topraklarımızın tedavi oluyor ve diğer topraklarımız da kanser olmuyor. Üretimde verim ve kalite artışımız oluyor. Sözleşmeli tarım, sürdürülebilir arz güvenliği, dekardaki gelir artışı ve pazardaki gelir artışı. Bunlar hepsi iç içe. Girdi maliyetlerini düşüremezseni rekabet edemezsiniz. Bu sene 500 bin dekar alanda sözleşmeli tarım yapmayı hedefliyoruz. Bunların da maliyetlerini düşürmemiz gerekiyor. Düşen maliyet, çiftçinin memnun olmasını, üretime devam etmesini ve şehirden kırsala geri göç etmesini sağlıyor. Biz sözleşmeli tarım yapalım; çiftçinin girdilerini biz karşılayalım, çiftçi ölçek ekonomisi kaynaklı düşük maliyete kavuşsun, çiftçinin dekar geliri artsın. Modelin birinci ayağı bu. Bunu sağlayabilmek için gübre fabrikası ortaklığı yaptık.”

Sonraki Haber