Taşı kırıp gübre yapmazsak ocakta aşımız pişmez!

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri’ni ziyaret etti.

Söz konusu ziyarette geniş bir basın grubu ile birlikte biz de İMİB'in davetlisi olarak yer aldık. Esasen Eti Bakır Mazıdağı tesislerini daha evvel üç kez ziyaret ettim. Fakat her gidişimde tesisin bir aşama daha geliştiğini gördüm. Gerçekten devlet aklıyla yapılmış bir proje. Bedeli de öyle 300-500 değil tam 1.2 milyar dolar. Tesiste Eti Bakır'ın diğer maden tesislerinden çıkan ürünler alınıp ayrıştırılıp çeşitli ürünler elde ediliyor. Oldukça karmaşık bir tesis. Benim diyen endüstri mühendisinin bile sistemi anlamasının zaman alacağı belirtiliyor. Diğer yandan kobalt ve gübre gibi ülkemizin dışa net bağımlı olduğu ürünlerin bu tesiste üretliyor olması da cari denge açısından kritik bir yatırıma imza atıldığının göstergesi. Bu tesisteki gübre üretimine ayrıca dikkat çeken İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya ise madencilik olmadan endüstriyel tarımın da yapılamayacağına dikkat çekti.

BUNUN GİBİ EN AZ YEDİ TESİS LAZIM

Kobalttan gübreye kadar birçok ürünün üretimini gerçekleştiren tesisin Türkiye ve dünya için çok iyi bir örnek olduğunu ifade eden TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetinkaya, “Fosfatlı gübre üretimi ile maden ve tarım arasındaki ayrılmaz ilişkiyi net bir şekilde ortaya koyan tesis, teknolojide yoğun olarak kullanılan kobalt üretimini de gerçekleştiriyor. Ancak, böyle bir tesis dahi bizi gübre ithalatından kurtaramıyor. Bir tarım ülkesi olan Türkiye, gübre ihtiyacını ithalatla karşılıyor. İşte, bu yüzden modern yaşamın her alandaki tedarikçisi olan madenciler olarak bizler, tarımı da tarımsal üretimi de sahipleniyoruz.” diye konuştu.

Çetinkaya, bu tesis gibi en az 6-7 tesisin daha ülke için gerekli olduğunu ifade etti. Tesis; yılda 350 milyon dolarlık gübre ve 270 milyon dolarlık metal ithalatının önüne geçiyor.

TAMAMEN YERLİ HAM MADDE İLE

Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri Genel Müdürü Emre Kayışoğlu da ziyaretimiz sırasında şu bilgileri paylaştı:,

“Kastamonu Küre'de çıkarılan cevherin bakır konsantresi ayrıldıktan sonra kalan pirit konsantresini Mardin'deki tesisimize getiriyoruz. Burada ayrı bir üretim sürecine tabi tuttuğumuz pirit konsantresini kobalt, demir konsantresi, sülfürik asit gibi yan ürünlere dönüştürüyoruz. Sülfürik asit, fosfat madeniyle birlikte gübre üretiminde kullanılırken, kobaltı da geri kazanıp dünyaya satıyoruz. Böylece, tarım için en önemli girdilerden biri olan gübre üretimini Türkiye’de, tamamen yerli ham maddeyle gerçekleştiriyoruz. Yıllık 500 bin tonluk gübre üretim kapasitemiz bulunuyor. DAP ve fosfatlı kompoze (NPK) gübrelerimizi Türk çiftçisinin hizmetine sunuyoruz. Tesisimiz şu anda Türkiye’nin tek entegre gübre fabrikası konumunda. Dışarıdan doğal gaz haricinde hiçbir şey almıyoruz. Kendi ham maddelerimizle çalışıyoruz. Türkiye yılda 6 milyon tonluk gübreye ihtiyaç duyuyor. Biz de tesis olarak bu ihtiyacın yaklaşık yüzde 10’luk kısmını karşılıyoruz.”

Ziyaretimizde bizlere KROMDER Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, İMİB Yönetim Kurulu Üyesi Derviş Han Elmacı, Cengiz Holding Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Erdoğan ve 5N1PR İletişim Danışmanlığı ekibi de eşlik etti.

Sonraki Haber