TBB başkan adayı Yavuzcan Aydınlık’a konuştu: Değişim mevcut durumu iyileştirmenin anahtarı

Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) 38. Olağan Genel Kurulu, 7-8 Aralık’ta, toplantı çoğunluğu sağlanamadığı taktirde de 14-15 Aralık 2024 tarihinde Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezinde yapılacak.

Genel kurulun ilk gününde başkanlık divanı seçilecek, 2022-2024 yılları çalışma raporu, bilanço, gelir-giderleri ile denetleme kurulu raporu okunup görüşülecek. İkinci gün ise başkanlık ve yönetim, disiplin ve denetleme kurulu seçimleri yapılacak. Genel kurulda mevcut başkan Erinç Sağkan’ın yeniden başkan adayı olması bekleniyor.

TBB başkanlığı için adaylığını açıklayan bir diğer isim ise Avukat Emrah Yavuzcan oldu. Yavuzcan Aydınlık’a yaptığı açıklamada projelerini, mevcut TBB yönetimine eleştirilerini şöyle anlattı:

‘MESLEKİ KODLARIMIZ VAR’

“Avukatın işi sorgulamaktır. ‘Evet efendim, baş üstüne efendim’ diyen birisi değilim. Bizim işimiz eleştirmektir. Bizim doğamız muhaliftir. Avukat, örgütü olan barolarda olmak, onlara sahip çıkmak, eksiklikler varsa muhalefet de yapmak zorundadır. Avukat olarak, mesleki kodlarımız vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bağımsızlığına, bütünlüğüne, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğine sahip çıkmak halihazırda tüm avukatlarımızın içerisinde zaten yüklüdür. Eğer geleceğin değişmesini istiyorsak, teamülleri değiştirmek zorundayız. Değişim, mevcut durumu iyileştirmenin anahtarıdır.”

‘AVUKATLIK MESLEĞİNDE DE SORUNLAR VAR’

“Her meslekte olduğu gibi, avukatlık mesleğinde de sorunlar var. 190 binden fazla avukatın gözü kulağı TBB genel kurulunda ‘acaba mesleğe fayda sağlayacak kişiler seçilecek mi?’ noktasında toplanıyor. Tekrarlara değil, yeniliğe ihtiyacımız var. Bilim, teknoloji ve profesyonel uygulamaları kullanarak mesleğin gelişimine ihtiyaç var. Avukatlık mesleği için çok değerli projeleri, yeni fikirleri olan meslektaşların, bir grup veya blok içerisinde yer almadan da dinlenebilmelerinin önünü açmak için, kendilerini cesaretlendirebilmek için aday oldum. TBB’nin avukatlara yönelik her türlü eğitimi tamamen ücretsiz hale getirmesi için, TBB’nin başkanının kim olduğunun önemsiz olduğunu, esas meselenin TBB’nin avukata nasıl destek olabileceğini göstermek için aday oldum.”

‘KOLAYCILIĞI SEÇTİLER’

“TBB yönetiminin en büyük sorunu, Avukatlık Kanununun kendilerine yüklediği asli vazife olan avukatlık mesleğinin gelişimi ve avukatların haklarına dönük olan çalışmalarda eksik ve yetersiz kalması. Mevcut yönetim vizyoner tavrı koyamadığı için avukatları ve kamuoyunu teskin etmek adına ülke gündeminde yaşanan gelişmelerle daha fazla ilgilenmeyi tercih etti. Hukuk mücadelesi vermek, siyasi mücadele vermekten çok daha zordur. Hukuken söz söyleyip kazanım elde etmek, siyaseten konuşmaktan ve siyasete dair söz söylemekten zordur. TBB yönetimi bu zorluğu göğüsleyip bu yönde bir çalışma tarzı benimsemek yerine kolaycılığı seçmiş, bunu yaparken de Avukatlık Kanunu’nu kendisine kalkan yapmıştır.”

‘PERDELEME SAVUNMASI’

“Bizim meslek yasamız, TBB’yi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla da görevli kılıyor. Ancak TBB yönetiminin bu görevi dışında -kanundan yola çıkarak söylersek- 16 ayrı görevi daha bulunmaktadır ki, bu görevlerin hemen tamamı avukatların hak ve menfaatleri için çalışmaya dönüktür. 17 farklı görevi olan bir meslek örgütü, 16 asli vazifesini bir kenara bırakarak, siyaseten söz söyleme kolaycılığına yaslanıyor ve bunu da ‘Kanun bana insan haklarını koruma görevi veriyor’ gerekçesine dayanıyorsa, burada ciddi bir sorun var demektir. Zira bu esasen bir perdeleme savunmasıdır.”

‘AVUKATLAR FAKİRLEŞTİ’

“Bu dönemde avukat intiharları arttı. Avukatların ödedikleri KDV oranları yüzde 18’den yüzde 20’ye çıktı. Avukatlar giderek fakirleşti. Avukatlara dönük şiddet eylemleri arttı. Mahkemelerde, savcılıkta, kollukta avukatlar güvencesiz kaldı. Avukatların arkasında güçlü meslek birlikleri olmadığı müddetçe, savunmaya dönük saldırılar daha da artacak, avukatların kazanımları daha da azalacaktır. TBB bütün bu hususlarda bildiri yazma kolaycılığından öte bir kazanım elde edememiştir.”

‘BLOK LİSTE İLE SEÇİM DEMOKRATİK DEĞİL’

“Esasen eleştirdiğimiz ilk nokta TBB seçimlerinin yapısı. Baro seçimleri ile birlik seçimleri arasındaki süre 2 ay bile değil. Mevcuttakiler haricinde başka bir adayın TBB imkanları olmadan şehir şehir gezip tüm delegelerle iletişime geçebilmesi dahi oldukça zor. Bu şartlarda, siyasi partilere yapılan eleştirilerden öte bir durum olmadığı, eşit ve demokratik bir seçim ortamı oluşturulmadığı görülüyor. Blok liste ile seçime girilmesinin demokratik olmadığı, katılımcılığı sağlamadığı düşüncesindeyim. 350 kişinin olduğu bir ortamda artık çarşaf listeye geçilmesi gerektiğini savunuyorum.”