‘Hayat hattı’ için ek düzenleme önerisi

TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonunun taslak raporunda ‘hayat hattı’nın bulunduğu güzergah için mevzuatta ek bir düzenleme yapılması gerektiği önerildi. Raporda, daha önce mühendislerin dikkat çektiği havza madenciliğine ilişkin görüşler de yer aldı

TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu, yer altı maden işletmelerinde, hayat hattına ulaşım ve geçiş yolları ile hayat hattının bulunduğu güzergahta düzgün zemin şartlarını sağlayan, hiçbir engel barındırmayan bir yürüme hattı oluşturulması için mevzuatta ek bir düzenleme yapılması önerisinde bulundu.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesi’nde 14 Ekim’de meydana gelen ve 42 madencinin şehit olduğu patlamanın ardından facianın tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun taslak raporunda, maden kazalarının önlenmesine ve maden sektöründe iş sağlığı ve güvenliği (İSG) ikliminin iyileştirilmesine yönelik öneriler yer aldı.

120 MADDELİK ÖNERİ

Toplam 120 maddelik önerilerin ilk sırasında, iş kazalarında ihmal ve kusuru bulunanlara uygulanan cezai müeyyideler ile iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluk sahibi olanlara uygulanan idari yaptırım caydırıcılığının artırılması gerektiği belirtildi.

Raporda, ruhsatsız işletildiği tespit edilen ve kapatılan madenleri işleten kişilere hapis cezası verilmesi ve bu kişilerin ömür boyu madencilik faaliyetlerinden men edilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılması gerektiği kaydedildi.

ULUSAL MADEN İSG KURUMU ÖNERİSİ

Madencilik mevzuatının gözden geçirilmesi, kömür madenciliğine ilişkin tüm faaliyetler için ayrı bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç olduğu ifade edilen raporda, "Madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için madencilik faaliyetlerinin tek bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak uluslararası standartlarda, bağımsız bir Ulusal Maden İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu kurulmalıdır." denildi.

GAZLI OCAKLARA AYRI HAVALANDIRMA MEVZUATI

Gazlı ocaklar için ayrı bir havalandırma mevzuatı hazırlanması gerektiği belirtilen raporda, havalandırma projelerinin, her ocağın özel şartları dikkate alınarak hazırlanması, ocak faaliyet değişikliklerine bağlı olarak güncellenmesi ve ilgili kurum veya kuruluşlar tarafından onaylanarak uygulamaya geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

OCAK GİRİŞLERİNE KAMERA

Türkiye'de metan içeren linyit/taşkömürü sahaları için metan drenajını da içeren metan yönetim sistematiği geliştirilmesi ve uygulanması gerektiğine yer verilen raporda, metan drenajı ile ilgili mevzuat düzenlemesi yapılması gerektiği dile getirildi.

İlgili mevzuat hükümlerine yer altı kömür işletmelerinde merkezi gaz izleme sensörlerinin lokasyonları ile ilgili belirleyici bir mesafe standardı getirilmesi, ocağa giriş ve çıkış kontrolünün daha etkin sağlanabilmesi için ocak girişlerine kamera sistemleri kurulması gerektiği ifade edilen raporda, ayrıca yer altı madenlerindeki tozla mücadele için ocaktaki bütün çalışma alanlarına taş tozu serpilmesi gerektiğinin altı çizildi.

SÜREÇ

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim Cuma günü saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 10 işçi yaralanmıştı. Bir işçi ise sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de yaşamını yitirmişti.

Haklarında dava açılan, aralarında Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu tutuklu 4 müessese yöneticisinin 42 kez "olası kastla öldürme" ve 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan toplam 1062'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Ayrıca, diğer 4'ü tutuklu 19 şüphelinin ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.

MÜHENDİSLER İŞARET ETMİŞTİ: HAVZA MADENCİLİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Raporda, yer altı maden işletmelerinde, hayat hattına ulaşım ve geçiş yolları ile hayat hattının bulunduğu güzergahta düzgün zemin şartlarını sağlayan, hiçbir engel barındırmayan bir yürüme hattı oluşturulması için mevzuatta ek bir düzenleme yapılması önerisinde bulunuldu.

Maden sahalarının, yapısal jeolojileri dikkate alınarak, faylara ve diğer düzensizliklere göre mümkün olan en büyük ölçekte ruhsatlara ayrılıp rezerv kaybının en aza indirilmesi ve sahaların güvenli projeler ile işletilmesinin sağlanması gerektiği vurgulanan raporda, "Ülkemiz yer altı kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde çıkarılabilmesi için havza madenciliği ön planda tutulmalıdır." ifadesine yer verildi.

‘KAMUCU BAKIŞ AÇISIYLA PLANLANMALI’

Maden mühendisleri de daha önceki değerlendirmelerinde bütüncül bir havza madenciliği uygulamasının önemine dikkat çekmişti. Aydınlık’a konuşan Maden Mühendisleri Odası 2. Başkanı Veyis Sır, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bir bütün olarak havzanın kamucu bir bakış açısıyla planlanması gerekir. Bu sorunları ancak kamunun üretimde aktif rol aldığı bir sistem içinde, sadece kar amacı gütmeden, madencilik bilim ve tekniğinin gereklerini yaparak çözebiliriz. Yoksa bu böyle devam edecektir. Burada yapılması gereken havza madenciliği, havzanın tamamının bir bütün şeklinde planlanması. Havzanın yüzde 90'ından fazlasında özel bir firma tarafından faaliyet yürütülüyor. Aslında kamu kurumu orada köşeye sıkışmış vaziyette ve gerekli yatırımlar da yapılmamış, ihmaller var. Bu, kamu kurumlarının işletmedeki ağırlığının politik olarak da benimsenmediğini gösteriyor. Denetimlerin yetersiz olduğu da görülüyor. Bilirkişi ön raporunda da denetimlerinin etkin olmadığının, gerekli uyarıların yapılmadığının altı çizilmiş zaten.”

Sonraki Haber