Ziraat mühendisleri: Yeni düzenlemeler olumlu
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarımla ilgili önemli bir yasayı kabul etti. ‘Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanun’, sözleşmeli üretim, ormancılık ve ilaç etken maddesi olarak kenevir yetiştiriciliği konusunda önemli düzenlemeler getiriyor.
Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Mehmet Ali Ünal, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşan "Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"yle ilgili değerlendirmede bulundu. Ünal, “Yapılan düzenlemeyle gündeme gelen sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması hem üreticinin hem tüketicinin koruması açısından çok güzel bir uygulamanın başlangıcı.” dedi.
Ünal, kenevir yetiştiriciliği veya işlenmesinin Toprak Mahsulleri Ofisince yapılacak ya da yaptırılacak olması başta olmak üzere bu alandaki düzenlemelerin arz-talep dengesine katkı sağlayacağına işaret ederek, bu bitkide kontrollü üretim gerektiğini söyledi.
SÖZLEŞMELİ ÜRETİM
Tarımsal piyasalarda kırılganlık olduğu için üretim planlamasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
“Sözleşmeli üretim modeli, üretim planlaması için olmazsa olmaz. Türkiye'nin tarımsal potansiyelini ortaya koyması açısından sektörün ihtiyacı olan ürünün çiftçi tarafından bizzat yetiştirilmek suretiyle birincil ve ikincil kullanıcılara açılması son derece önemlidir. Bu şekilde hem üretici hasat sonunda ne kazanacağını bilir hem tüketici ya da sanayici kaliteli ham maddeye kolayca ulaşmış olur. Yapılan düzenlemeyle gündeme gelen sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması hem üreticinin hem tüketicinin koruması açısından çok güzel bir uygulamanın başlangıcı. Bu gelişmeler yıllardır ana haber bültenlerine konu olan depoda şu ürün stoklandı, tarlada şu ürün kaldı haberlerine son verebilecek gelişmelerdir.”
ATIL ARAZİLER KİRALANABİLECEK
Ünal, en kritik konulardan birinin de tarımsal arazi varlığının potansiyelini kinetiğe dönüştürmek olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Tarlaların boş kalması hadisesi yılların kanayan yarası olarak karşımıza çıkmaktaydı. Son düzenlemeyle birlikte mülkiyet hakkı ile kullanım hakkının birbirinden ayrılacağı kesinleşmiştir. Mülkiyet hakkı belirttiğimiz üzere anayasal bir hak ama iki yıl üst üste boş kalan bir tarım alanı varsa Bakanlık bunun kiralanmasını gündeme getirecek. Kira bedelleri ise rayicin altında olamayacak ve en can alıcı noktası ihtilaflı ve bölünemeyen arazilerin üretime kazandırılması mümkün olacak. Varisler de yine kira bedellerini alabilecekler ve maddi hak kayıpları olmayacak. Türkiye'nin bir kısmında büyük bir problem olan bölünemeyen arazilerin tarımsal üretime bir şekilde kazandırılması, ekilmeyen yer kalmayacak olması yönüyle son derece önem teşkil etmektedir."
Atıl arazilerin çiftçiler mağdur edilmeden üretime kazandırılması gerektiğini vurgulayan Ünal, bu sayede arazilerin kayıt altına alınması probleminin de çözülebileceğini sözlerine ekledi.