İzmir Limanı’nda TCG Anadolu şenliği

En büyük savaş gemimiz TCG Anadolu, İzmir'e demir attı. Önce basın mensuplarını ağırladı, sonra halkı. TCG Anadolu'ya büyük ilgi gösteren vatandaşlar, uzun kuyruklar oluşturdu. Yeni Altay tankımızdan hacıyatmaz ZAHA'lara kadar birçok savunma aracımız da gemide görülebiliyor.

TCG Anadolu, İzmir'den Sydney'e veya Tokyo’ya kadar yakıt almadan gidebiliyor. Mihmandarımız Hareket Subayı Yüzbaşı, “Dizel yakıt kullanmıyor, daha çok elektrikli bir gemi olarak düşünün.” dedi.

Gururumuz TCG Anadolu, dün İzmir Limanı'na yanaştı. Saat 12.00’de halkın ziyaretine açılan çok maksatlı amfibi çıkarma gemimiz, önce basın mensuplarını ağırladı.

Dev cüsseli bu gemiyi, uçuş pistinde kucakladığı ilk insansız hava aracımız Kızılelma’sı, TB3’ü, taarruz ve genel maksat helikopterleri ile, alt güvertede Yeni Altay ve 90 tank taşıma kapasiteli hangarıyla, Kirpi’nin kardeşi Vuran'ı, karada yürüyen-denizde yüzen Zaha’sı, 4 gemi kapasiteli havuzu, 1200 personeli ve daha pek çok özelliği ile göğsümüz kabara kabara günlerdir okumuştuk, sözde biliyorduk! Heyhat! Gözle görmek bambaşka duygular yaşattı bize. Türk milletinin gücü, ilelebet payidar kalacağı, bin kez daha denize, rüzgara, İzmir Limanı'na yazıldı. Tam bağımsızlık andlarımız, ete kemiğe büründü, hepsi birer zafer türküsü oldu.

Düşman işgalini def etmiş, tam yüzyıldır bağımsız yaşamanın tadına varmış İzmirimiz, yeni yüzyılda da güvende olduğunu dosta düşmana ilan etti. Kem gözler, haset hesaplar, dün Alsancak Limanı'nda bir kez daha tuzla buz oldu. Dün İzmir Limanı'nda şenlik vardı.

DENİZDEKİ TANKLAR ZIRHLILAR

Ziyaretimiz ilk kattan başladı. Ancak daha önce Yeni Altay Tankımızı gördük, gemiye bindi! Şimdilik 2 adet üretilmiş, devamı gelecek ve TSK envanterine gireceği günü bekliyor. Ancak yapımında emeği geçenler, “Gemiye bindi, artık sahada.” diyor.

Heyecan dorukta. TCG Anadolu’yla göz göze gelmek bile başlı başına bir heyecan. Heybetli ama bir o kadar da mütevazi. Bana dokunmayın, Mavi Vatan’a dokunmayın, benden size zarar gelmez. Ama aklınızdan geçerse dokunmak, o zaman siz düşünün, der gibi. Mihmandar subayımız, ilk girişte ana tanıtımı yapıyor. 232 metre boyunda, 33 metre eninde, 11 katlı. Daha bir dizi teknik özellik, günlerdir okuyor görüyoruz. Ama içeri ilk adımı atmak bambaşka. Hangarla başlıyoruz gezimize. Hangar kapasitesi 90 tank alabilecek genişlikteymiş, ama tankın boyuna posuna da bağlı tabi bu sayı. Bilgilendirmeyi bir astsubay yapıyor. Ev sahibi askerler, temkinli. Bedava bilgiler, rakamlar paylaşmaktan kaçınıyorlar. Kesin 90 sayısı kesin değil, başka etkenlere bağlı.

Hangardaki tanklarımız, zırhlı araçlarımız birbirinden güçlü görünüyor gözümüze. Mihmandar subaylarımız anlattıkça, hakkındaki bilgi notlarını okudukça coşuyoruz. Hangarın ucunda havuz var! Tam 4 gemi kapasiteli. Birini örnek olarak koymuşlar, gerektiğinde 4’e kadar çıkacak. 2,8 metre yüksekliğe kadar su dolacak ve 4 gemi taşınabilecek. Yani uçak gemisi diyoruz, ama bir yandan da gemi gemimiz!

HACI YATMAZ ZAHA

Diğer tarafta zırhlı araçlar ve ünlü Zaha’mız var. Hem karada hem denizde ilerleyebiliyor! Nasıl?? Başındaki askerlerimiz gururla nöbetteler, bilgi veriyorlar. Denize ineceği zaman su jetleri devreye giriyor, itki gücüyle paletler yer değiştirip yüzen araca dönüşüyormuş! Nasıl batmaz? Koca zırhlı araç? Batarmış, ama çıkarmış da. Hacı yatmaz gibi, diyor askerimiz. Su alırmış ama dakikada 1500 litre su atarak canını kurtarırmış. Batmaz, diyor güvenle... Eşi benzeri var mı? Yok diyor biri. Asker, devreye giriyor: ABD’de var, ama çok eski. Ta 80’lerde yapmışlar. Bizimkinin ayarında değil! Hemen ekliyor, yerli üretim. Gölbaşı’nda FNSS firması üretiyormuş. Zaha çok çarpıcı ama zırhlı araçlarımızı unutmayalım. Kirpi’yi biliyoruz, Amerikan silahlarıyla donatılmış PKK/YPG’nin canını okuyan Kirpi. Askere soruyoruz, “Kirpi’nin alt modeli mi?” Yok, kapasitesi daha düşük ama aynı işi yapıyor. Kirpi’nin kardeşi diyebiliriz diye yanıtlıyor gülerek...

KUŞ GİBİ İNİP KALKACAK

Önce asansör, 11 katı bir dakika bile sürmeyen hızla çıkıyoruz. Uçuş güvertesindeyiz. Helikopterler bizi karşılıyor. Sağda genel amaçlı seahawk’lar, solda taarruz helikopterleri. Mihmandarımız övünçle “Aynı anda 6 helikopter iniş-kalkış yapabiliyor. Alttaki hangar kapasitesiyle beraber 20 helikopter alabilir.” diyor. Marifetleri bu kadar değil elbette. Kapladıkları alana denk gelen asansör tertibatı var, alttaki hangara inebiliyorlar.

Ancak bunlar da ne ki, başka nice hazineler ilerde bizi bekliyor.

İlk insansız savaş uçağımız Kızılelma karşımızda işte. Güvertede gördüğümüz ikinci prototipiymiş. Seneye seri üretimi başlıyormuş. 2025’te ise gemiye iniş kalkış yapabilecek hale gelecekmiş. Düşünün, kuş gibi inecek, kuş gibi kalkacak! Hemen yanında TB3 de güvertede.

Katlanır kanatlı SİHA diyorlar ona. TB2’nin üst modeli. Şimdilik gemiye iniş kalkış yapamıyor ama 2024 yılında, Kızılelma’dan bir yıl önce o da iniş kalkış yapabilecek. Yani TCG Anadolu’ya konabilecek.

Her ikisi de savaş uçağı. Ayrıca keşif uçakları, en önemlisi de it dalaşı yapabiliyorlar! Taşıdıkları bomba miktarı değişiyor. Kızılelma’nın 1,5 ton faydalı yük ağırlığı var. Diğerinin 280 kilogram. Henüz uçuşu gerçekleştirilmedi, gemiyi bekliyorlar. Herhangi bir engelleri yok, inişten sonra uçurulacaklar.

Milli ürünlerin başındaki genç mühendisler, stajyerler de komutanlarla birlikte övünçle eserleri tanıtıyorlar. Komandosu, erbaşı, rütbeli komutanı, mühendisi, miçosuyla yapımcılar, teknisyenler, mühendisler... Herkeste bir heyecan bin heyecan. Hepimiz gururu paylaştık, ne büyük bir millet olduğumuzu bir kez daha iliklerimize kadar hissettik. Kimse sırtımızı yere getiremez, kesin.

İLK GÜNDEN KUYRUKLAR OLUŞTU

TCG Anadolu için ilk günden kuyruklar oluştu. İzmir ve çevre illerden gelen vatandaşlar, saat 12.00’yi bekledi ki, içeri girsin en büyük savaş gemimizi görsün. Bilmiyorlar ki, içerde daha neler var neler. Bir grup Balıkesir’den gelmiş, gece heyecandan uyuyamadık, diyor. Başka biri, bir yandan birazdan gemiye geçeceği için yüzü aydınlık, gülümsüyor, bir yandan da sitem ediyor: “Kılıçdaroğlu gelsin de görsün bakalım maket mi, oyuncak mı!” Onu duyan bir kadın, yanındaki 14-15 yaşındaki oğluyla lafa giriyor: “Nasıl utanmazlar, anlamıyorum. Bu gururu yaşamak varken, çamur atmak da niye!”

Aslında çevredeki insanlarla konuşunca tüm CHP’lilerin TCG Anadolu’ya burun kıvırmadığını da görüyoruz. “Ben CHP’liyim, ama merak ediyorum ve çok heyecanlıyım. Gidip gezeceğim, diyor bir genç. Tek itirazı var: “Seçim dönemine denk getirmeselerdi de yılsonu gelseydi mesela.” Yani memleket gururunu seçim propagandasına alet etmekten pek hoşlanmamış. Kuyrukta bekleyen vatandaşlar arasında da CHP’liler vardı. TCG Anadolu hepimizin, milletin gururu. Kim ne derse desin, havaya karışıyor.

Sonraki Haber