TCMB Başkanı Ağbal: Kalıcı fiyat istikrarı en önemli görevimiz
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, kalıcı fiyat istikrarını sağlamanın en önemli ve vazgeçilmez görevleri olduğunu belirterek, "Attığımız ve atacağımız adımlarla bu amaca hizmet edecek para politikası çerçevemizi kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
TCMB'den yapılan açıklamada, Naci Ağbal'ın, bankanın iletişim stratejisinin bir parçası olarak yürütülen yatırımcı toplantıları çerçevesinde bugün ekonomistlerle bir araya geldiği bildirildi. Açıklamada, Ağbal'ın toplantıda yaptığı konuşmada öne çıkan temel mesajlara da yer verildi. Ağbal, Merkez Bankası olarak kalıcı fiyat istikrarını sağlamanın en önemli ve vazgeçilmez görevleri olduğunu belirterek, attıkları ve atacakları adımlarla bu amaca hizmet edecek para politikası çerçevelerini kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini vurguladı. Sıkı para politikası ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın, talep kanalı üzerinden daha ılımlı bir ekonomik aktivite düzeyine yönelim sağlayacağını aktaran Ağbal, şunları kaydetti: "Öngörülebilirlik ve sıkı duruş, enflasyonun düşüş eğilimine girmesine, ülke risk priminin düşmesine, TL tasarrufların özendirilmesine, ters para ikamesinin başlamasına, rezervlerin artış eğilimine ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesine katkı yapacaktır. Tüm kararlar fiyat istikrarı önceliği ile alınacaktır. Fiyat istikrarı, finansal ve makroekonomik istikrarın temelidir. 2023 yılına kadar para politikasını sıkı bir duruşla, başka bir deyişle, güçlü dezenflasyonist etki yapacak derecede bir para politikası seti ile yüzde 5 hedefini elde edene kadar koruyacağız. Sermaye girişlerinin istikrarlı ve güçlü bir hale gelmesi, yurtiçi yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi ile birlikte döviz alım ihaleleri yoluyla rezervlerimizi artıracağız. Şartlar oluştuğunda, buna yönelik planımızı da açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız. Dezenflasyon ve fiyat istikrarı sürecine tüm paydaşların katılımının, eşgüdümün ve bütünsel bir yaklaşımın gerekli olduğunu düşünmekteyiz."