'Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir'

Nautical Geo araştırma gemisini önce Yunanistan Türkiye'nin kıta sahanlığına gönderdi, kovuldu. Dün de Rumlar aynı gemiyle bir kez daha deniz alanlarımızı ihlal etmeye çalıştı. Şimdilerde o gemi, kaçışa başlamış görünüyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 3 Ekim-15 Ekim tarihleri arasında İtalya'dan kiraladıkları Nautical Geo araştırma gemisinin Kıbrıs'ın güneyinde araştırmalar yapacağını duyurdu. Rumların duyurduğu deniz sahasının Türkiye'nin kıta sahanlığı içerisinde olması ve KKTC'nin ada üzerindeki eşit haklarının hiçe sayılması, Ankara'yı harekete geçirdi. Türk Dışişleri'nden yapılan açıklamada,

Yunanistan’ın son dönemde kıta sahanlığımızı ihlal girişimlerine ilaveten, GKRY de Malta bayraklı, İtalyan sahipli bir gemiyle 3 Ekim tarihinden itibaren KKTC’nin haklarını ve ülkemizin kıta sahanlığını ihlal edecek şekilde bir araştırma yapacağını duyurmuştur. GKRY, kasım ayında da Ada'nın güneyinde yeni bir sondaja başlayacağını duyurmaktadır. Tüm bu tek yanlı eylemler, Doğu Akdeniz’de gerginliği artıracak, barış ve istikrarı tehdit edecektir.” denildi.

Yunanistan ve GKRY'nin bu tek yanlı eylemlerine karşı sahada ve masada gerekli adımların atıldığı, bu eylemlere alet olunmaması gerektiğinin üçüncü ülkelerin de dikkatine getirildiği vurgulanan açıklamada, “Ülkemiz, Doğu Akdeniz'de hem kendi hem de KKTC'nin haklarını kararlılıkla korumaya devam edecektir.” ifadesi kullanıldı.

Ankara'nın bu açıklamasının ardından dün Nautical Geo gemisinin geri döndüğü görüldü. Nautical Geo'nun sahada Türk Donanması tarafından bir uyarı ile karşılaşıp karşılaşmadığı henüz açıklanmadı. Fakat geminin dönüşü ile birlikte Yunanistan Dışişleri Bakanı Nicos Dendias, sosyal medya hesabından “Türk eylemleri kesinlikle kabul edilemez. Uluslararası hukukun her kavramını ve en basit mantığı ihlal ediyorlar.” diye yazdı.

YUNANİSTAN DA DENEMİŞTİ

Aynı gemiyi geçen ay da Yunanistan kiralamış ve East Med projesinin sözde güzergahı üzerinde araştırmalar yapacağını duyurmuştu. Yunanistan gemiyi Türkiye'nin Libya Anlaşması ile belirlediği deniz yetki alanları içine göndermeye çalışmış, fakat TCG Oruçreis fırkateyni müdahale ederek gemiyi Münhasır Ekonomik Bölgemizden uzaklaştırmıştı.

Bunun ardından ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt'tan East Med projesiyle ilgili dikkat çeken bir açıklama gelmişti. Pyatt açıklamasında, “Bu boru hattının inşası siyasi veya diplomatik bir sorun değil. Tamamen ekonomik sorunlar var. Piyasalar şimdilik şunun sinyalini veriyor: Bu hattın inşası olası değil. ABD, piyasalar neyi destekliyorsa onu destekleyecektir.” ifadelerini kullanmıştı.

ABD'li büyükelçinin bu açıklamaları, Yunan basınında şu sözlerle manşetlere taşınmıştı: “Doğu Akdeniz boru hattına Amerikan tokatı: Büyükelçi Pyatt, Yunanistan'ın stratejik hedefi olan projeyi gömdü.”

SAİPEM 12000'İ HATIRLASINLAR

Rumların Nautical Geo gemisini göndereceği saha içinde sözde 5 ve 6 No'u parseller yer alıyor. Bu iki sözde parsel, Türkiye'nin kıta sahanlığı içinde kalıyor. Daha önce de İtalyan Saipem 12000 gemisi, sözde 3. parsele sondaj için gönderilmiş, fakat Türk Donanması tarafından kovulmuştu. Gündelik maliyeti 600 bin dolar olan sondaj platformu Saipem 12000, iki hafta Greko Burnu'nda bekledikten sonra zararının 9 milyon doları aşması üzerine Fas açıklarındaki başka bir göreve dönmek zorunda kalmıştı. Türkiye, son 20 yılda 20'ye yakın benzer girişimin Türk Donanması tarafından engellendiğini açıklamıştı.

Diğer yandan Rumlar, kasım ayında da sözde 10. parselde sondaj faaliyetine başlayacaklarını açıkladı. 2019’da ExxonMobil/Qatar Petroleum ortaklığında Blok 10’da bir araştırma kuyusu açılmış ve tahmini 5-8 trilyon ayak-küp (tcf) miktarında doğal gazı olan Glafkos sahası keşfedilmişti. Türkiye ise Glafkos sahasının aslında Mısır'ın deniz yetki alanları içinde kaldığı konusunda Kahire'yi uyarmıştı.

Rumlar 2003'te Mısır ile imzaladıkları Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasında haklarından çok daha fazlasını almış, dönemin GKRY Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Nicos A. Rolandis, sınır olarak ortay hattın belirlenmesinin çok önemli ve kendileri için çok büyük bir başarı olduğunu belirterek, bu anlaşma ile sahip olduklarının dört katı fazlası bir alanda egemenlik hakkı kazandıklarını söylemişti.

Glafkos'un bulunmasıyla birlikte Rumların Mısır'ın geleceğinden 100 milyar dolarlık bir kaynağı çaldığı tahmin ediliyor.

'TÜRKİYE MAVİ VATAN'LA SÜPER GÜÇ OLACAKTIR'

Yunan basını, Türk Donanması'nın Mavi Vatan'daki faaliyetleri için önemli bir de analiz yayınladı. Pentapostagma gazetesinde yer alan haberde, “Türkiye Mavi Vatan projesini gerçekleştirirse, tam bir süper güç konumuna gelecektir!” denildi. Rum basını da anlaştıkları enerji devlerinin sondaj faaliyetinden vazgeçmelerinin şu anlamlara geleceğini yazdı:

a) Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütün enerji programı Türk meydan okumaları şartına bağlı olacak,

b) Kıbrıs Cumhuriyeti yalnız enerji konularında değil, bütün konularda egemenlik haklarını kullanmakta aciz kalacak,

c) Enerji programı kesin şekilde buzdolabına girecek ve bundan sonra, enerji programını Kıbrıs sorununa ve kendi çıkarlarına bağlayacak olan Türk hükümetine bağlı olacak,

d) Bölge yabancı şirketler ve müttefikler açısından güvenilmez hale gelecek, bunun da birçok olumsuz etkisi olacak.

Sonraki Haber