TGB’den kışkırtmalara karşı çağrı:Türk bayrağı altında yürüyelim
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması üzerine başlayan eylemlere ilişkin İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi Tarihi Kapı önünde basın açıklaması yaptı. Gençler, eylemlerin kışkırtmalara açık hale gelmesine karşı mücadelede doğru çizgiyi açıkladı.
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atamasıyla başlayan eylemlerde yapılan provokasyon ve terör eylemlerine karşı İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi Tarihi Kapı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Boğaziçi Üniversitesi’yle ilgili yapmış olduğu açıklamaya da tepki gösterildi.
Vezneciler metro durağından Beyazıt Meydanı'na yürüyen gençler “Üniversitede PKK İstemiyoruz” ve “Arkadaş Üniversiteni Alçaklara Uğratma” sloganları attı. TGB Genel Başkanı Yıldırım Gençer, konuşmasına, üniversitelerin haklı taleplerini perde yaparak Amerikan planlarından medet umanlara gereken cevabı vermenin zorunlu olduğunu ifade ederek başladı.
‘PKK VE HDP İLE DEMOKRASİ OLMAZ’
Yalnızca Boğaziçi değil bütün Türkiye’de rektörlerin seçimle belirlenmesi gerektiğinin köklü ve gerçek çözüm olacağını belirten Gençer, “'Katil polis' sloganı atanların, Kabe’yi yere serenlerin, 'kayyum rektör' sloganlarının, polis arabası tekmeleyenlerin, LGBT bayrağı sallayanların, terör örgütüyle irtibatlı olanların meselesi rektörlerin seçilmesi değildir. Onların sokak çağrıları ve bütün yaptıkları PKK’yı ve FETÖ’yü kurtarmak içindir” dedi.
‘ÜNİVERSİTEDE PKK İSTEMİYORUZ’
Türkiye’nin hiçbir sorununun PKK ve HDP cephesi ile çözülemeyeceğini ve Boğaziçi’nin HDP’ye siper olamayacağını vurgulayan Gençer şunları söyledi:
“CHP, PKK ve HDP ile birlikte Demokratik Üniversite cephesi kurmaya kalkıyor. Onların kuracağı tek cephe Biden cephesidir. PKK ve HDP ile birlikte demokrasi ve özgürlük mücadelesi verilmez. HDP’nin kendisi demokrasi ve özgürlük mücadelesinin karşısındaki sorundur. Vatan bölücüleri ve ABD piyonu teröristlerle üniversite mücadelesi vermeye kalkanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindedir. Sokakta PKK istemiyoruz. Mecliste PKK istemiyoruz. Dağda, ovada, bayırda ve üniversitede PKK istemiyoruz.”
‘HDP’YE YARDIM ELİ’
‘Kayyum rektör’ ve ‘bütün kayyumlara karşıyız’ sloganlarının HDP’nin sloganı olduğunu belirten Gençer bu sloganların HDP’nin çaresizliğine yardım eli olduğunu, eylemlerin zeminini kaydırdığını ifade etti. Gençer, “Bu slogan altında hiçbir haklı talep savunulamaz, hiçbir başarı elde edilemez, Türk gençliği ve Türk Milletin bu slogan altında birleşmez” dedi.
‘TÜRK GENÇLİĞİ TÜRK BAYRAĞIYLA YÜRÜR’
Gençer eylemlerde LGBT bayraklarının kullanılmasını da şöyle eleştirdi: “Kıblesi ABD olanın, kabesi olmaz. Milleti olmaz, vatanı olmaz, üniversitesi de olmaz. Türk gençliği ABD’nin milyonlarca dolarla beslediği LGBT bayrağı altında birleşmez. LGBT bayrağı, küresel sermayenin bayrağıdır. Çürümenin sembolüdür. Türk gençliği Türk bayrağı altında yürür, Türk gençliği Türk bayrağı altında birleşir, Türk gençliği Türk bayrağını göklere kaldırır. Türk bayrağı altında kimse Kabe’yi yere seremez, kimse provokasyon yapamaz, hiçbir bölücü o bayrağın altında barınamaz. Emperyalizmin milletleri kimliklere bölmek için ürettiği paçavraları sallayanlar ne Türk gençliğini ne de Türk Milletini temsil edebilir”.
‘ÖĞRENCİ VE POLİSİ KARŞI KARŞIYA GETİRİYORLAR’
Gençer, eylemlerde gözaltına alınan 101 kişinin 79’unun DHKP-C ve TKP-ML gibi terör örgütleriyle iltisaklı olmasının, büyük çoğunluğunun Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmamasının provokasyonun boyutlarını ortaya koyduğunu söyledi. Gençer, HDP ve PKK’nın öğrenci ile polisi karşı karşıya getirmeye zorladığını söyledi:
“'Aşağı bak' manipülasyonunun da çıkarıldığı bu eylem, valiliğin yasağına karşı, öğrenciye polisle karşı karşıya getirmek için, HDP-PKK tarafından zorlanmıştır. Eylemin başından sonuna kadar HDP milletvekilleri oradadır, provokasyon planını adım adım sergilemektedir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin haklı ve demokratik zeminde ortaya çıkan rektörün seçimle belirlenmesi talebi amacından saptırılmış ve Amerika’nın turuncu devrim senaryolarına alet edilmiştir. Eylemin temelinin haklı olması yetmez, eylemin biçimi de haklı olmalıdır. Eylemin zemini sistemli bir şekilde kaydırılmıştır. Boğaziçi Üniversitesi üzerinden Türkiye’yi karıştırmak isteyenlere meydan okuyoruz!
“Boyunları ABD karşısında eğik olanların kurgu sloganlarla, söylenmemiş sözlerle Türk Milletini aldatmaya çalışmaları boşunadır.
“Demokratik üniversitenin birinci koşulu terörün temizlenmesidir. Terörün olduğu yerde bilim, eğitim ve üretim olmaz. Terörün olduğu yerde yıkım ve provokasyon olur.”
‘REKTÖRLER SEÇİMLE BELİRLENMELİ’
Gençer, sorunun çözülmesi için önerilerini de şu sözlerle ifade etti: “Köklü çözüm bellidir; Hükümet yanlışında ısrar etmemeli ve kimseye fırsat verilmemelidir. Her türlü provokasyon kolayca önlenir. Mecliste bir kanun değişikliğiyle üniversitelere kendi rektörünü seçme yetkisi verilmelidir. Üniversiteler kendi rektörünü kendi seçmelidir. Provokasyonlara, kışkırtmalara, teröre zemin yaratılmamalıdır.”
BOĞAZİÇİ ADK: ÜNİVERSİTEMİZE BURNUNUZU SOKMAYIN
Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı Gökalp Erbaş da kulüp olarak yayınladıkları dört maddelik bildiriyi okudu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nı kınayan Erbaş, ABD’nin açıklamasının, Türkiye’nin iç meselelerine karışma anlamına geldiğini ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ortaya koyduğu meşru mücadeleyi manipüle etmeye yönelik küstahça bir girişim olarak gördüklerini ifade etti. Erbaş, şöyle konuştu:
“ABD bu gibi açıklamalarla, Türk gençliğinde kendisine yönelik bir sempati yaratamaz ve emperyalist müdahaleciliğini hiçbir şekilde meşrulaştıramaz. Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü olarak ABD emperyalistlerine sesleniyoruz: Üniversitemize burnunuzu sokmayın.”