The Economist Almanya'yı Atlantik'te tutmaya çalışıyor

The Economist dergisinde yayınlanan makalede, Almanya yeniden 'Avrupa’nın hasta adamı' olarak nitelendirildi

LONDRA merkezli The Economist dergisi, Almanya’nın yeniden Avrupa’nın hasta adamı olmaya doğru gittiğini vurguladı. Dergi, Almanya’nın eski politikalara dönmemesini, cesur olmasını ve yeni önlemlere sarılarak Çin’in büyümesine ve rekabetçiliğine karşı mücadele etmesini talep etti. Yayımlanan makalede, The Economist dergisinin bundan 25 yıl önce de Almanya’yı Avrupa’nın hasta adamı olarak tanımladığı hatırlatıldı. Bugünkü durumun 1999’dan farklı olduğu yine de katı reformlara ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. 2000’lerin ilk yıllarında başlatılan bir dizi reformla Almanya’nın altın çağını yaşama başladığı ve gıpta edilen bir ihracat merkezine dönüştüğü belirtilen makalede Almanya için bugün işlerin tam tersine döndüğü kaydedildi: “Almanya zenginleşirken dünya dönmeye devam etti. Bugün Almanya bir kez daha geriye düşmeye başladı. Avrupa’nın en büyük ekonomisi dün üretim lideriyken bugün hantallaştı.”

Makalede, Almanya’nın bugün geriye düşmesinin sebeplerine değinildi: “Problem sadece bugünde değil. Almanya, IMF’ye göre önümüzdeki beş sene boyunca ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve İspanya’dan daha yavaş büyüyecek. Almanya'nın eski endüstrilerdeki performansı, yeni endüstrilere yatırım eksikliğinin üzerini yıllarca örttü.” Almanya’daki sıkı maliye politikalarının yatırımların düşük kalmasına yol açtığı vurgulandı: “Rehavet ve maliye politikasında ihtiyatlı olma takıntısı kamu yatırımlarının çok düşük kalmasına yol açtı. Almanya’nın bilgi teknolojilerine yaptığı yatırımın gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYİH) oranı, ABD ve Fransa’nın yarısından az.”

ALMANYA ÇİN’E KARŞI GÜÇ KAYBEDİYOR

Makalede ayrıca Almanya’nın Batı ülkeleri içinde Çin’in en büyük ticaret ortağı olduğunu ve geçen yıl ticaret hacimlerinin 314 milyar dolara ulaştığını belirten makalede işlerinden bir kez kar güdüsüyle başladığı ama bugün çok daha karmaşık bir yere geldiği vurgulandı. Alman otomotiv sektörünün Çin pazarında, Çinli üreticilere karşı kaybettiğinin altı çizildi. Avrupa’nın tedarik zincirini garanti altına almak adına Çin’den kopma politikası izlediği hatırlatıldı.

Bu kopuşun Alman firmalarını tehdit ettiği ve Alman sanayisini teşvik etmek için devlet sübvansiyonlarına ihtiyaç duyulacağı ifade edildi. Almanya’daki mevcut koalisyon hükümetinin yapısını ve gelecekte kurulacak olası hükümet değerlendiren makalede, geleneksel ekonomi politikalarına geri dönülebileceği belirtildi. “Statükoya yönelik meydan okumaların hücumunu bastıramayacağı” belirtilen The Economist makalesinde, AB’ye Çin’e karşı daha fazla önlem alarak Batı’nın süregelen egemenliğini koruma çağrısı yapıldı.

NİTELİKLİ İŞÇİ BULUNAMIYOR

Almanya’da nitelikli iş gücü sayısının oldukça düşük olduğuna ve yeni yeteneklerin geliştirilmesi için gerekli hükümet harcamalarının yapılmadığına dikkat çekildi. Alman hükümetinden sanayiyi, altyapıyı ve beşeri sermayeyi geliştirmek adına hükümet harcamalarının artırılması ve denk bütçe politikasından vazgeçmesi talep edildi. Makalede, “Almanya ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü karşılamada da, artan şekilde, zorluk yaşıyor. Daha şimdiden, işverenlerin beşte ikisi vasıflı işçi bulmakta zorlandıklarını söylüyor” bilgilerine yer verildi.

ALMANYA NÜKLEERİ TERK EDEREK HATA YAPTI

Avrupa’nın içine girdiği enerji krizinin ve enerji dönüşümü politikalarının doğurduğu zorluklara dikkat çekilerek Almanya’nın nükleer enerjiyi terk etmeye başlayarak kendi kalesine gol attığı belirtilen makalede şu görüşler aktartıldı: “Diğer zorluk enerji dönüşümünde yaşanıyor. Almanya sanayisi, Avrupa’nın en büyük ikinci ekonomisinin iki katı kadar enerji tüketiyor ve tüketicileri, Fransa ve İtalya’dan çok daha fazla karbon aya izine sahip. Ucuz Rus gazı artık bir seçenek değil ve ülke, kendi kalesine gol atarak, nükleer enerjiden de yüz çevirdi.”

THE ECONOMİST ALMANYA’YI ATLANTİK’TE TUTMAYA ÇALIŞIYOR

Makalede öne çıkan vurgular arasında mevcut koalisyon hükümetinin The Economist’in önerdiği kararları radikal şekilde uygulama niteliğinin olmadığı vardı.

Buna ek olarak Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD) gelecek yıl bazı bölgelerde seçimleri kazanma ihtimalinin yüksek olduğu ifade edildi ve gelecek yılki hükümet koşullarında Almanya’nın riski azaltma ve yeşil dönüşüm politikalarından vazgeçme ihtimali olduğu üzerinde duruldu. Makalede özetle, Almanya’nın ekonomisini düzeltirken Çin ile ticari ilişkilerini azaltması ve Rus enerjisine olan bağımlılığını bitirmek için gerekli “sürdürülebilir” dönüşümleri yapması istendi. Bu iki amacın sağlanmasının yanında, Almanya’nın ihtiyaç duyduğu vasıflı iş gücünü yetiştirebilmesi için devlet harcamalarının artırılması ve denk bütçede ısrarcı olunmaması, “cesur olunması” talep edildi. The Economist, ABD’nin hegemonyasının gelişmekte olan ülkeler tarafından kırılması sürecini ifade eden “statükoya yönelik meydan okumaların” bastırılması için Almanya’dan yukarıda bahsedilen taleplerde bulundu.

Sonraki Haber