Batı, Çin ziyaretini böyle yorumladı: Scholz çizgi dışına çıktı

Bir G7 ülkesi liderinin üç yıl sonra Pekin’e gitmesi dünya gündeminde tartışılmaya devam ediliyor. Batı basınında çıkan analizlerde Almanya Başbakanı Scholz’un Atlantik cephesiyle olan ilişkileri sorgulandı. Yazılarda ‘Almanya konumunu net belirlemeli’ yorumları yapıldı.

Almaya Şansölyesi Olaf Scholz’un cuma günü Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Başbakan Li Keqiangla görüşmesi basında tepkiyle karşılandı. Eleştiri yağmuruna tutulan Scholz’un sınırları aştığı belirtildi.

SCHOLZ’UN DEĞİŞEN EĞİLİMİ

İktidara gelmeden önce Çin’e karşı daha sert tutum alma sözü veren Scholz Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları ile yüzleşince Çin’e karşı politikasını değiştirme eğilimine girdi.

Almanya’da çift haneli enflasyonun olması, doğal gaz krizi, Scholz’un Çin ile daha iyi ilişki kurmasının zorunluluğunu ortaya çıkarttı. Bu yüzden Scholz, özellikle ekonomik kaygılar üzerinden yaptığı bu ziyaret sonrasında Almanya’yı muhtaç gösterdiği için eleştirildi.

‘ALMANYA ÇİN’DEN VAZGEÇEBİLİR’

Amerikan Foreign Policy dergisinde “Almanya Çin’den Vazgeçebilir” başlığı ile yayınlanan bir analizde Almanya’nın Batı’nın Çin ile stratejik rekabetinde güvenilir bir ortak olup olmadığı tartışmaya açıldı. Almanya’nın Çin ile ticari ve ekonomik ilişkilerinin hala vazgeçilemeyecek ölçüde olmadığı vurgulanırken, Çin yerine Hindistan, Amerika ve Avrupa’ya yönelmenin tercih edilebileceği kaydedildi.

Analizde, “Son yıllarda Çin, Almanya’nın en büyük ticaret ortağı haline gelmesine rağmen Almanya, Çin’e bağımlı değil. Çin’e yüzde 20 ile yüzde 30 arasında ticaret bağımlılığı olan Güney Kore, Japonya ve Avustralya’nın aksine Almanya’nın jeopolitik manevra için çok daha fazla alanı var. Almanya'nın bağlı olduğu tek bir pazar varsa bu, Avrupa Birliği ortak pazarıdır. Avrupa, Almanya'nın otomotiv ve makine endüstrilerinin derinden entegre olduğu yerdir.” ifadelerine yer verildi.

‘ÇİN’E KARŞI OLASI ABD YAPTIRIMLARINA ALMANYA KATILAMAZ’

Analizin devamında Atlantik’in iki tarafından (Avrupa ve Amerika) da pek çok uzman, ihracata dayalı ekonomisi yüzünden Almanya’nın yaptırımlara uyamayacağını belirtti. Almanya’nın Pekin’le güçlü bir şekilde yüzleşemeyecek kadar Çin’e bağımlı olduğu ve bu bağımlılığın olası bir “Tayvan işgaline” karşı ABD ve müttefikleri tarafından uygulanacak yaptırımlara katılmada Berlin’in “çaresiz” kıldığı belirtildi.

ALMANYA’NIN ÇİN İLE YATIRIM İLİŞKİSİ REKOR SEVİYEDE

On yıldır kademeli olarak düşüş gösteren Çin’deki Alman dış yatırımı 2022’nin ilk yarısında rekor seviyeye yükseldi. Ayrıca Almanya’daki Çin yatırımları da artış eğiliminde. En son Hamburg’da bir limana Çin firması Cosco’nun ortak olma girişimleri ve bir mikroçip şirketinin Çinlilere devredilmesi hazırlıkları da Alman kamuoyunda tartışmalara sebep oldu.

Foreign Policy analizine göre Almanya’yı Çin ile işbirliğine yönelten etmen ulusal ekonomik çıkarlar değil. Berlin'in stratejik yönelimlerini belirleyen ana etmen, seçkin Alman çokuluslu şirketlerinin ve endüstrilerinin özel çıkarları. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Çin ziyaretinde 12 endüstri ve bankacılık devinin yöneticilerinin de yer alması bunun önemli bir göstergesi.

‘BERLİN MÜTTEFİKLERİNİ ÜZÜYOR’

Almanya’nın dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi olarak Çin’e karşı çaresiz olmadığı vurgulanan analizde “Aksine Almanya derin bir strateji uygulayıp Japonya, Avustralya ve ABD’ye öncülük ederek Avrupa’da sağlam bir tedarik zinciri oluşturabilir. Ancak Berlin, bunu yapmak yerine müttefiklerini üzmeyi tercih etti. Scholz, Pekin ile iletişim hatlarını açık tutmakta haklı fakat Almanya Batı bloğundan geniş çaplı bir ayrışma stratejisi izlemesine gerek yok.” ifadelerine yer verildi.

BATILI UZMANLAR SCHOLZ’DAN ‘ENDİŞELİ’

Washington Post’ta (WP) yayımlanan bir analize göre ise Scholz’un Çin politikası, Putin’e karşı daha önce yapılan hataların yansıması. Washington Post’a konuşan Avrupa ve ABD’li uzmanlar, Almanya Şansölyesinin ülkesinin nerede durduğuna dair net ve tutarlı bir mesaj verme yeteneği konusunda endişeli olduklarını dile getirdi. Analizde Avrupa’nın genelinde Çin ile ilişkilerin yeniden düşünülmesi gerektiğine dair geniş bir fikir birliği olduğuna işaret edilirken, Scholz’un “çizgiyi aştığı” vurgulandı.

Görüşlerine yer verilen ABD Alman Marshall Fonu Asya Direktörü Boniie Glaser, “(Çin ziyareti ile ilgili) kıtada biraz şok hakim. Bu adım Çin’in Avrupa’yı bölme amacına hizmet ediyor.” yorumunu yaptı.

‘ZİYARET ÖNCESİNDE ÇİN’E VERİLEN HEDİYE’

Washington Post’a göre Almanya’da, Scholz’un Çin ile ilişkilerde yeni adımlar atmasına dair güçlü bir muhalefet söz konusu. Çinli nakliye devi Cosco’nun Hamburg’da bir liman terminali satın almasına Dışişleri ve Ekonomi Bakanlıkları dahil altı bakanlık itiraz etti. Liman anlaşması ile ilgili konuşan Alman Parlementosu Dışişleri Komisyonu Üyesi Roderich Kiesewetter, “Liman anlaşması görüşmesinin öncesinde iyi bir atmosfer yakalamak için Çin’e verilen bir hediye.” yorumunu yaptı.

LİMAN ANLAŞMASINA ABD MÜDAHALESİ

Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan ismi açıklanmayan üst düzey bir yetkili Washington Post’a verdiği demeçte ABD’li yetkililerin Berlin’de ilerleyen liman anlaşmasını yakından takip ettiğini ve ABD’nin Berlin Büyükelçiliği’ndeki yetkililerin Çin’in Avrupa’da elini güçlendirecek bu hamleye şiddetle karşı çıktıklarını belirtti. Liman anlaşmasına ABD’nin müdahil olmasına dair Çin tarafından açıklama gelmişti. Çin hükümet sözcüsü Zhao Lijian Pekin’de gazetecilere verdiği demeçte, “Çin ile Almanya arasındaki pragmatik işbirliği iki egemen ülke için bir meseledir; ABD buna sebepsiz yere saldırmamalı ve karışma ve müdahale etme hakkına sahip olmamalı.” dedi.

Sonraki Haber